5053873217 [email protected]

KADIN ÇANTALARINA SOSYOLOG GÖZÜ DEĞDİ

Jean Claude Kaufmann, bu kitapla dünyanın yakından tanıdığı bir sosyolog olmanın yanında çılgın bir yazar olduğunu da ispat ediyor. Bunu kitabın başlangıç cümlesinden itibaren hissediyor ve keyifle diğer sayfalara geçiyorsunuz. Başlangıç cümlesine dönersek, aynen şöyle: “Çantaları konuşturacağım, onları konuşturmanın üstesinden geleceğim!”

Sosyolog yazar Kaufmann, her kadının elinde ya da kolunda kişisel ve gizemli bir nesneye dönüşen çantanın derinliklerine dalmış… Kimi zaman okuduğu bloglardan kimi zamansa kadınlarla yaptığı konuşmalardan yola çıkarak, gizlenen gerçeklerle etrafa verilmek istenen görüntünün kesiştiği bu küçük evrenin resmini çekmeyi denemiş. Başlangıçta bir moda aksesuarı olarak tanımlanan bu nesnenin, neden kadının kimliğini tanımlayan ayrıcalıklı bir alan olduğunu araştırmış.

Çantaların ve içindekilerin insanın hayatı ve kendisi hakkında anlattıklarına kulak vermiş, bunu yaparken de sık sık tanıklıklara başvurmuş. Diplerinde saklanan çakıl taşlarından, bir gözde unutulmuş alışveriş listelerine, bisküvi kırıntılarından aile fotoğraflarına, küçüğünden büyüğüne, en değerlisinden en gülüncüne içerdiği tüm çeşitlilikle apayrı bir evren olan çanta, farklı yüzleriyle analiz edilmiş. Gündelik yaşamın önemsiz bir parçası gibi görünen çantalar, bir sosyolog gözüyle köşe bucak didik didik edilmiş.

İTALYA’NIN ‘ŞAHANE MİSAFİR’İ SEZEN OLDU!

Şarkılarının değdiği her yürekte biz iz bırakan Sezen Aksu İtalyanlar’ı da ezgileri, sesi ve romantik şarkılarıyla feth etti. Aksu, Ferzan Özpetek’in İtalya’da vizyona giren ‘Şahane Misafir’in müzikleriyle İtalyanlar’ı büyüledi.

Ünlü sanatçının film için bestelediği ‘Gitmem Daha’ şarkısı, İtalya’nın Oscar’ı olarak bilinen David di Donatello’ya da aday gösterildi. Ancak İtalyanlar’ın Aksu’ya ilgisinin ‘Şahane Misafir’den çok daha öncesine dayandığı, İtalyan yönetmen Michele Soavi’nin 1994 yapımı zombi filmi ‘Dellamorte Dellamore’nin en önemli sahnelerinden birinde Aksu’nun ‘Hadi Bakalım’ şarkısının melodisini kullandığı ortaya çıktı.

BALKANLAR’DAKİ KEYİF ROTALARI

Kişiye özel tatil danışmanlığı hizmetleri ve Ayhan Sicimoğlu, Burhan Öçal, Serra Yılmaz gibi ünlülerin rehberliğinde gerçekleştirilen “isim – şehir – ülke” tatil turları ile Türkiye turizminde ezber bozan More Travel, Nisan ayında sizi benzersiz bir tatile davet ediyor; “Baştan sona Balkanlar”…

Gece hayatı, Osmanlı’dan kalan tarihi doku, doğal güzellikleri, müslümanların yoğunlukla yaşadığı bölgeler, el değmemiş, büyüleyici koylar, futbol dünyası, vizesiz tatil imkânı gibi birçok özelliği ile 2012’de seyahat trendlerinin favorisi olan Balkanlar, her yaşa ve her tarza hitap eden çeşitliliği ile unutulmaz bir tatil zenginliği vaad ediyor.

Bir diğer adıyla “Rumeli” olarak tanınan Balkanları More Travel’ın deluxe tatil keyfi ile baştan sona keşfedebilir, Osmanlı’nın izlerini görüp, tarihi ve mimari dokusuna tanıklık edebilirsiniz. Türk kültürüne olan benzerlikleri ile ilgi uyandıran ama aynı zamanda birçok dine ve kültüre ev sahipliği yapan Balkanlar, kozmopolit yaşamıyla da turistlerin ilgi odağı.

Kosova’da Priştine, Prizren, Makedonya’da Üsküp, Manastır, Resne, incileri ile ünlü Ohrid, Struga, Arnavutluk’ta Tiran, İşkodra, Karadağ’da sahilleri ile Avrupa ve Rus sosyetesinin son dönem favorisi Budva, Sveti Stefan, Kotor, Hırvatistan’da Dalmaçya sahillerinin gözdesi Dubrovnik, Bosna Hersek’te Poçitel, Mostar, Sırbistan’da Belgrad More Travel’ın Balkanlar’daki keyif rotaları…

YERALTI’NDA AÇAN LALELER!

Zeki Demirkubuz’un Yeraltı filmi İstanbul Film Festivali’nden eli boş dönmedi. Demirkubuz En İyi Yönetmen ödülünü alırken filmin başrol oyuncusu Engin Günaydın’a En İyi Erkek Oyuncu ölünün sahibi oldu.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Akbank sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali’nin ödülleri 14 Nisan Cumartesi gecesi Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki Kapanış Galası ve Ödül Töreni’nde sahiplerini buldu. Sunuculuğunu Memet Ali Alabora’nın üstlendiği 31. İstanbul Film Festivali Kapanış Galası ve Ödül Töreni, CNN TÜRK’ten canlı olarak yayınlandı.

Şakir Eczacıbaşı anısına verilen “Altın Lale Uluslararası Yarışma Ödülü”ne bu yıl, Julia Loktev’in Yalnız Gezegen / The Loneliest Planet adlı filmi layık görüldü. Julia Loktev ödülünü, Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi Başkanı Nuri Bilge Ceylan’ın elinden aldı.

Bu yıl Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi’nin başkanlığını şair-yazar, oyun ve senaryo yazarı Murathan Mungan üstlendi. Jürinin diğer üyeleri ise yönetmen Yüksel Aksu, Selanik Film Festivali temsilcisi Dimitris Kerkinos, oyuncu Nazan Kesal ve yapımcı ve dağıtımcı Alexandre Mallet-Guy. İstanbul Film Festivali’nde bu yıl Altın Lale Ulusal Yarışma’da 3 tanesi Türkiye, 5 tanesi dünya prömiyeri yapan 12 film jüri karşısına çıktı.

YERALTI 4 ÖDÜL ALDI, EN İYİ FİLM ‘TEPENİN ARDI’NA GİTTİ!

“Altın Lale Ulusal Yarışmada En İyi Film” ödülü Emin Alper’in Tepenin Ardı filmine verildi. Yönetmen Emin Alper ve yapımcılar Seyfi Teoman ile Enis Köstepen’e ödülü, Jüri Başkanı Murathan Mungan sundu.

“Altın Lale Yılın En İyi Yönetmeni” ödülü Yeraltı filminin yönetmeni Zeki Demirkubuz’a verildi. Zeki Demirkubuz ödülünü geçen yıl Ulusal Yarışma’da En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Tayfun Pirselimoğlu’nun elinden aldı.

Ulusal Yarışma’da Altın Lale’yi kazanan filme 150.000 TL, En İyi Yönetmene 50.000 TL para ödülü veriliyor.

Bu yıldan itibaren Onat Kutlar anısına verilmeye başlanan “Jüri Özel Ödülü”ne M. Tayfur Aydın’ın İz–Rêç adlı filmi layık görüldü. Filmin yönetmeni M. Tayfur Aydın’a ödülünü Altın Lale Ulusal Yarışma jüri üyesi yönetmen Yüksel Aksu takdim etti. Jüri Özel Ödülü bu yıldan itibaren festivalin “Türkiye Sineması” tema sponsoru Efes tarafından verilen para ödülü ile destekleniyor. Efes Türkiye Pazarlama Direktörü Özlem Çitçi, yönetmene bir sonraki filminde kullanılmak üzere 30.000 USD değerinde para ödülü verdi.

“En İyi Kadın Oyuncu” ödülü Belmin Söylemez’in yönettiği Şimdiki Zaman filmindeki rolü ile Sanem Öge’nin oldu. Oyuncuya ödülünü Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi üyesi oyuncu Alexander Fehling takdim etti.

Bu yıl Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçtiği “En İyi Erkek Oyuncu”, Zeki Demirkubuz’un yönettiği Yeraltı filmindeki rolüyle Engin Günaydın oldu. Engin Günaydın’a ödülünü, Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri Üyesi ve geçen yıl Ulusal Yarışma’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Nazan Kesal takdim etti.

En İyi Erkek ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazananlara 10.000’er TL para ödülü veriliyor.

Ulusal Yarışma’da “En İyi Senaryo Ödülü” Tepenin Ardı filmiyle Emin Alper ile Babamın Sesi filmiyle Orhan Eskiköy arasında paylaştırıldı. Emin Alper ve Orhan Eskiköy’e ödüllerini, Altın Lale Uluslararası Yarışma Jüri üyesi yapım ve dağıtım şirketi Memento’dan Alexandre Mallet-Guy takdim etti.

İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma’daki “En İyi Görüntü Yönetmeni” ödülü Yeraltı filmiyle Türksoy Gölebeyi’ne verildi. Türksoy Gölebeyi, ödülünü görüntü yönetmeni Uğur İçbak’tan aldı.

Altın Lale Ulusal Yarışma’da “En İyi Müzik Ödülü”nü İz–Rêç filmiyle kazanan Mustafa Biber ödülünü festivalde Sensiz Yaşanmaz adlı belgeseli gösterilen ünlü klarnet ustası Barbaros Erköse’nin elinden aldı.

Altın Lale Ulusal Yarışma’da bu yıl ilk defa verilen “En İyi Kurgu Ödülü”nü Yeraltı filmiyle Zeki Demirkubuz kazandı. Zeki Demirkubuz’a ödülünü, Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri üyesi ve Selanik Film Festivali temsilcisi Dimitris Kerkinos takdim etti.

ZİLHA’YA USTASINDAN TAM NOT

48 yıl önce sahnede Zilha karakterini canlandıran Gülriz Sururi, Keşanlı Ali Destanı’nı izledi. Songül Öden’e övgüler yağdırdı.

Yıllar sonra Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından yeniden sahnelenen Keşanlı Ali müzikalini Ataköy Yunus Emre Sahnesi’nde izleyen Gülriz Sururi oyun sonunda sahneye davet edildi… Oyunu çok beğendiğini söyleyen ve tek tek tüm oyuncuları tebrik eden Sururi ile Kerem Alışık aralarında bir kırgınlık olmadığını belirtirken, Kerem Alışık, “Gülriz Hanım başımızın tacı, yılların usta oyuncusu… Ona saygımız ve sevgimiz sonsuzdur. Keşanlı Ali için bir gala yapılmadı. Gala olsaydı baş misafirimiz olarak davet edilirdi mutlaka. Oyunu gelip izlemesi ayrıca bizim için bir onurdur” açıklaması üzerine aralarındaki yanlış anlama da ortadan kalktı. Özellikle 48 yıl önce kendisinin büyük başarıyla sahneye taşıdığı Zilha karakterini şimdilerde tiyatro sahnesinde canlandıran Songül Öden’i çok beğendiğini söyleyen Gülriz Sururi, “Çok eski günlere gittim bu aksam” dedi.

Keşanlı Ali Destanı Müzikali, 28 Nisan Cumartesi Kozzy Alışveriş Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak.

GALİP TEKİN’İN ACAYİP HİKAYESİ HALUK BİLGİNER’LE DEVLEŞTİ

Türkiye’de ilk kez karikatürden beyazcama uyarlanan Galip Tekin’in ‘Acayip Hikayeler’i ilk bölümüyle ekrana geldi.

Planlı olarak ayın 13’ünde ve cuma günü ekrana gelen yapımın ilk konusu ‘öldürmek’ti. Her bölümde farklı oyuncu ve yönetmenlerle hayat bulacak projenin ilk bölümünde Haluk Bilginer ve Şevval Sam kamera önünde, Yusuf Nihat Özcan ise yönetmen koltuğundaydı.

Hayatın ne kadar acımasız olduğunu seyircinin tam da gözüne sokarak anlatan bölümün satır aralarındaki cümlelerde ilginç anekdotlar dikkati çekti. Çok zengin, reklamcı bir adamla intihar eden bir kadının hayatlarının kesişmesini anlatan bir hikayede Haluk Bilginer, öldürme fantezisini gerçekleştirmek için intihar etmek üzere olan bir kadına 2 milyon dolar veriyor. Kadın parayı kabul ediyor, adam içi geçercesine kadını öldürüyor ve olayın sonunda kadının intiharının bir kurmaca olduğu, adamın bir reality show kandırmacasının içinde olduğu sürprizi hikayenin kahramanı ve izleyiciyi şaşırtıyor.

Hikayelerin dördüncü bölümünde Veli Çelik yönetmen koltuğuna oturacak ve Irmak Ünal uzun bir aradan sonra ilk kez kamera karşısında olacak. Hikayede Altan Erkekli’de her zaman canlandırdığı rollerin aksine şiddet uygulayan bir baba olacak. Karabüyü Kadriye adını taşıyacak olan hikayede Kaan Urgancı da izleyenleri şaşırtacak.Türkiye’nin en önemli mizah dergilerinin hepsinde çizerlik yapan Galip Tekin hayata dair sert ve acımasız çizgileriyle tanınıyor. Hikayelerin ekrana taşınması ünlü çizerin takipçileri tarafından ‘çılgınlık’ olarak yorumlansa da ortaya çıkan sonuç hem yapımcıyı hem de Tekin’i mutlu ediyor. Dizide anlatıcı olarak yer alan Hayko Cepkin ilk üç bölümden sonra Acayip Hikayeler’le çalışmayı bıraktı. Yerine kimin geleceği ise netlik kazanmadı.

Yeniden Galip Tekin’e dönecek olursak; Tekin aynı zamanda bir dönem Taksim’in en meşhur mekanı olan Kemancı’nın da ortağı. Çizdiklerini dergilerin yanı sıra Tuhaf Hikayeler adlı iki bölümlük bir kitapla da okuyucusuyla paylaştı. Çizer dünyasının en cesur kalemlerinden biri olarak bilinen Galip Tekin’in en sevilen hikayeleri arasında  Alavarza, Delik, Son Neoplan, Tursuntur bulunuyor.

Nurbanu GÜNEY ELBİR