5053873217 [email protected]

BAŞ DÖNMESİ TÜMÖRÜN HABERCİSİ OLABİLİR

Baş dönmesi ve dengesizliğe yol açabilecek pek çok farklı hastalık olabilir. İç kulak hastalıkları, nörolojik hastalıklar ve psikiyatrik rahatsızlıklar en sık karşılaşılan nedenlerdir.

Başı dönen bir hastanın mutlaka doktora başvurması gerektiğini söyleyen Liv HOSPITAL Kulak Burun Boğaz Hastalıkları’ndan Prof. Dr. Sarp Saraç “Bazen tansiyon düşüklüğü baş dönmesin sebebidir ama kimi zaman kafa içindeki bir tümörün de ilk belirtisi olabilir” dedi.

Baş dönmesi depresyon sebebi

Baş dönmesine yol açan pek çok kulak hastalığı olabilir. Bunlardan en sık karşılaştığımız “benign paroksismal pozisyonel vertigo” adı verilen iç kulaktaki denge kristallerinin yarım daire kanalına kaçması nedeniyle olan ve baş hareketleri ile ortaya çıkan kısa süreli baş dönmesidir. Sık nedenlerden bir diğeri ise iç kulak sıvısının artması sonucu ortaya çıkan, ataklar halinde gelen ve saatler boyu süren şiddetli baş dönmesi ile karakterize bir hastalık olan Meniere hastalığıdır.

Baş dönmesine bulantı ve kusma eşlik eder

Baş dönmesi (vertigo) hareket illüzyonudur, yani hasta kendisinin ya da çevrenin hareket ettiği hissine kapılır. Bulantı ve kusma eşlik edebilir. Denge kaybı ise kişinin dengeyi sağlayan 3 sistemden (iç kulak, dokunma ve görme) biri ya da birden fazlasında ya da bu sistemleri koordine eden beyincikle ilgili bir sorun olduğunda ortaya çıkar. Hasta dengesini sağlamakta zorluk çeker, düşmeler olabilir.

Başı dönen hasta hangi hekime başvurmalı?

Baş dönmesinin pek çok nedeni vardır. Bu hastalıklardan bir kısmı ilaç tedavileri ile bir kısmı ise bazı döndürme manevraları ile tedavi edilebilir. Bazen tansiyon düşüklüğü baş dönmesine neden olabilirken diğer yandan baş dönmesi kafa içindeki bir tümörün ilk belirtisi olabilir. Dolayısıyla, baş dönmeli hasta mutlaka hekime başvurmalıdır. Baş dönmesinin en sık nedeni iç kulak hastalıklarıdır. Bu yüzden genellikle baş dönmeli hastaları ilk olarak Kulak-Burun-Boğaz hekimleri görmeli. İç kulakla ilgili bir sorun olmadığında hasta nöroloji veya psikiyatri bölümlerine sevk edilebilir. Bunun yanında eğer hastada baş dönmesi ile birlikte kuvvet kaybı veya his kaybı gibi şikayetler varsa direkt olarak nörolojiye baş vurması uygun olur.

Cerrahi müdahale gerekebilir

Baş dönmesinin pek çok farklı sebebi olduğu için her birinin tedavisi birbirinden farklıdır. En sık neden olan benign paroksismal pozisyonel vertigonun tedavisinde döndürme manevraları kullanılıyor. Meniere Hastalığı’nın tedavisinde ilaçlar ve ilaçların yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahaleler uygulanır. Bunun yanında baş dönmesinin nedeni kafa içindeki tümöral bir oluşum ise cerrahi bir müdahale veya ışın tedavisi gerekebilir. Baş dönmesi ile gelen hastalara öncelikle komple bir kulak burun boğaz muayenesi yapılır. Gerekli durumlarda kulak mikroskop altında değerlendirilir. Pozisyonel baş dönmesinden şüphelenilen vakalarda “Dix-Hallpike” adı verilen bir manevra uygulanır. İşitme testi, başta Meniere Hastalığı olmak üzere iç kulak kaynaklı baş dönmelerinin teşhisinde çok yardımcı bir tetkiktir. Nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketlerinin değerlendirilmesinde ise “Videoelektronistagmografi” adı verilen cihazdan yararlanıyoruz.

Nöroloji, beyin cerrahisi ve psikiyatri birlikte değerlendiriyor

Baş dönmesi insanlarda çok fazla rahatsızlık hissi yaratan bir şikayet. Özellikle şiddetli ve uzun süren baş dönmeleri hastalarda çaresizlik hissi, korku ve depresyon yaratıyor. Bunun yanında hastaların baş dönmesi yüzünden düşüp bir yerlerini yaralama, araba kullanırken gelirse kaza yapma gibi riskleri bulunuyor. Nöroloji, beyin cerrahisi ve psikiyatri bu hastalarımızı birlikte değerlendirdiğimiz ana bilim dallarının başında geliyor.

Stres atakları tetikliyor

Stres direkt olarak baş dönmesine neden olmasa da özellikle Meniere Hastalığı’nda stres, iç kulak sıvısını arttırıp baş dönmesi ataklarını tetikliyor. Meniere Hastalığı’nda aşırı tuz tüketimi de atak riskini arttırıyor. Bunun dışında beslenme bozukluğu kansızlığa yol açmışsa baş dönmesine neden olabilir.

TAVUK TERÖRÜ CİDDİ TEHDİT

Yapılan son araştırma tavuk çiftlikleri ve tavuk eti ile ilgili pek çok çelişkiyi gözler önüne serdi. Yumurtadan çıktıktan sonra kısa sürede kesime hazırlamak için civcivler aşırı yemleniyor, hormon dengesi bozulan tavuklar 17. günde kesiliyor.

Asıl ilginç olan nokta ise aşırı ve kimyasal yemleme ile metabolizması bozulan tavuklar kesilmemesi durumunda 45. günde kendiliğinden ölüyorlar.

Söz konusu durum bütün tavuk çiftlikleri ya da üreticiler için geçerli değil. Ancak belirtilen hile ile üretim yapan işletmeler kansere açık davetiye çıkarıyorlar. Yıllarca sağlıklı besin olarak tercih edilen tavuk etinin ise tüketici tarafından şüphe duyulan besin grubuna dahil olması artık an meselesi.

GÖRÜNMEYEN DİŞ TELLERİ ÖZGÜRLEŞTİRİYOR

Birçok kişi, dişindeki çarpıklık ya da aralık nedeniyle kendini kötü hisseder ve sırf bu yüzden gülümserken dişlerini kapatır. Bu durumdan muzdarip olanlar da diş teli takmak istemediği için bir türlü tedaviye başlamaz. Günümüzde uygulanan alternatif tedavilerle çocukluktan yetişkinliğe her yaştan hastanın tedavi edilebileceğini söyleyen Liv HOSPITAL Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü’nden Dt. Fırat Dağcıoğlu yetişkinlerde uygulanan ‘Invasilign ve Lingual’ tedavi yöntemleriyle diş teli takmadan güzel dişlere sahip olunabileceğini söylüyor.

Yetişkin ortodontik tedavisinin çocuk ortodontik tedavisinden farkı ne?

Erişkin dönemde çene kemiğine iskeletsel yön vermek neredeyse imkânsızdır. Dişlerinin ve destek kemiğin bir kısmını kaybetmiş olabilirler. Ortodontik tedavi daha kapsamlı bir tedavi planının sadece bir parçası olabilir. Aile diş hekimi, ağız cerrahı, ortodontist, periodontist, endodontistin de bulunduğu bir ekip tarafından tedavi kombine bir şekilde yürütülür. Yetişkin tedavisini çocuklarınkinden ayıran başlıca faktör çene gelişiminin tamamlanmış olması. Çene boyutu uyumsuzlukları yetişkinlerde cerrahi müdahalelerle düzeltilebilir. Örneğin alt çenenin çok kısa olduğu bir vakada alt çene üst çeneyi yakalamaya çalışırken çok ciddi kapanış problemleri meydana gelir. Sadece dişleri ortodontik olarak hareket ettirmek bu problemi çözmez. Alt çenenin üst çeneyi yakalaması için boyunun cerrahi olarak uzatılması gerekir.

Çene eklem ve kaslarda ağrı hissedildiğinde ortodontik tedavinin faydası olur mu?
Çene eklemi sorunlarına yol açan etkenlerden en önemlisi diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlığıdır. Genelde gece yapılan bir alışkanlıktır. Dişlerin aşınmasına sebep olur ve çene ekleminde travma etkisi yaratır. Kronik ya da akut ağrılar meydana gelebilir. Bir ortodontist problemin tanısını koyabilir. Daha ileri boyutlardaki rahatsızlıklarda eklem cerrahisi gerekebilir.

Invasilign yöntemi nasıl uygulanıyor?

Diş tellerinden kaynaklı estetik kaygıların yetişkinleri bu tedaviden uzak tuttuğu bilinen bir gerçek. Bu sorunun tel ve braket kullanmadan ‘Invasilign’ yöntemi ile ortadan kaldırılabilmesi mümkün.

Diş hastalıkları tedavisinde uygulanan yeni teknoloji ‘Invasilign’ yöntemi ile tel ve braket kullanılmadan ağızda belirgin olarak gözükmeyen, ergonomik şeffaf plakalar ile düzgün ve sağlıklı diş tedavisi yapılıyor. Genellikle genetik sebeplerden kaynaklanan ve erken yaşlarda düzeltilebilen çarpık dişler, ilerleyen yaşlarda da düzeltilebiliyor, ancak tedavi daha uzun soluklu. Invisalign yöntemi, çapraşık dişleri düzeltme amacı ile dişlere takılan, çıkarılabilir, ağızda belirgin olarak görünmeyen bir seri şeffaf düzeltici plakla, braket ve teller kullanılmadan dişlerin düzeltilebilmesini sağlayan bir sistemdir. Şeffaf düzelticilerin, üç boyutlu özel bilgisayarlı sistemler yardımıyla hastanın diş yapısına birebir uygun olarak modellendiği, her bir düzeltici plağın yaklaşık 2 hafta boyunca kullanılır ve 2 hafta sonra yeni bir düzeltici takılır. Bu yeni düzeltici ile eskisi arasında, dişleri daha düzgün hale getiren küçük farklılıklar bulunur. Bu süreç adım adım ilerler. Belirli aralıklarla tedavi süresi, dişlerdeki çapraşıklık oranına göre 9-15 ay arasında değişiyor. Bu dönemde yaklaşık 18-30 adet şeffaf düzeltici plak kullanılıyor. Tellerle ve braketlerle yapılan klasik ortodontik tedavi ise 18-24 ay devam ediyor.

Lingual yönteminin farkı nedir?

Bir diğer tedavi yöntemi ise görünmeyen diş teli veya gizli diş teli olarak adlandırılan ‘Lingual’ ortodonti tedavisi dişlerdeki, çapraşıklıkları düzeltmek için kullanılan braket ve tellerin dişlerin ön yüzeyleri yerine arka taraflarına uygulandığı ortodontik tedavi çeşididir. Diş hekimliği eğitiminden sonra uzman olan ortodontistler Lingual ortodonti eğitimi için değişik üniversitelerin lingual ortodonti programlarına devam eder ve bu teknikle ilgili yaklaşık 2 yıl süren ek bir eğitim alır. Benzer şekilde Dünya Lingual Ortodonti (WSLO) ve Avrupa Lingual Ortodonti Dernekleri (ESLO) lingual teknik ile ilgili bir klinik yeterlilik sınavı uygulanır. Ancak bu sınavdan başarılı olan ortodontistler bu tedaviyi uygulayabilir. Bu teknik üzerinde uzmanlaşmış yeterli bilgi ve klinik tecrübeye sahip ortodontistler tarafından yapılacak lingual ortodontik tedavi ile labial teknikte (dışarıdan teller) olduğu gibi her çeşit vakayı tedavi etmek mümkündür.

 

DÜŞÜK BURUN UCU ERKEKSİ, KALKIK BURUN DİŞİ GÖSTERİYOR

Kadın ve erkeklerde şekli ve yapısı faklı olan burun, ifadeye sadece karakter değil cinsiyet de katıyor. Esteworld Plastik Cerrahi Hastanesi Uzmanlarından Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Gence, kalkık burnun dişilik göstergesi iken düşük burun ucunun erkeksi bir algı oluşturduğunu söyleyerek, burun estetiğinde bu unsurların göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.

Vücudunuz dişiliğinizi gösterirken burnunuz size erkeksi bir ifade katabilir. Ya da gereğinden fazla kalkık burun, bir erkeğin yüzünde kadınsı bir görüntü oluşturabilir. Zira kalkık burun dişi, düşük burun ucu ise erkeksi gösterir.

Burun estetiğinin kişiye uygun olması gerektiğini söyleyen Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Gence, yüz büyüklüğü ve cinsiyete göre burna şekil verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Op. Dr. Hakan Gence, burun estetiğinin inceliklerini şöyle açıkladı: “Burun estetiğinde standart yapılan küçültme ve kaldırma dönemi sona erdi. Eskiden kim olursa olsun burnunu yaptırmak isteyenlere hep aynı burun yapılırdı. Dışarıdan bakıldığı zaman da o burnun estetik operasyonla yapıldığı anlaşılırdı. Kişinin yüzünün uzunluğu, çenesinin çıkıklığı gibi yüz orantılarına dikkat edilmezdi. Oysa, ideal bir burun, kişinin yüzü ile orantılı ve cinsiyetine uygun olmalı. Cinsiyet çok önemli çünkü, düşük burun ucu kadınlara erkeksi, kalkık burun ucu ise erkeklere kadınsı bir yüz ifadesi verir. Yandan bakıldığı zaman burunla üst dudak arasındaki açı ideal olarak bayanlarda 95 ila 100 derece, erkeklerde ise 90 ila 95 derece arasında olmalıdır.”

BURNUNUZ, YÜZÜNÜZDEKİ ALTIN ORANA UYGUN MU?
Dr. Hakan Gence; “Yüz içerisinde burun, bütünün bir parçasıdır. Kişinin yüz yapısını incelemeden sadece buruna konsantre olursanız hata yaparsınız. İdeal bir burunun, dudakla-alınla yaptığı açılar, yüzün dik ve yatay yüzeylerine göre oranı ile değerlendirilir. Burun, her iki kulağı da içerecek şekilde yüzün 1/5’i genişliğinde olmalıdır. Yani yüzü enine 5 eşit parçaya böler. Burun yüksekliğinin, saçlı deri sınırı ve çenenin en alt ucu arasındaki mesafenin de 1/3 oranında olması gerekir. Yani yüzü dikine 3 eşit parçaya bölmelidir. Yandan bakıldığında üst dudak ideal olarak alt dudağın 2 mm. önündedir. Kadınlarda çene, alt dudak hizasının çok hafif arkasında iken, erkeklerde ise çene daha kuvvetli ve öndedir. Burnun kemik kısmının genişliği, burun deliklerinin olduğu taban kısmının genişliğinin yüzde 80’inden daha fazla olmamalıdır. Burun tabanından aşağıdan bakıldığı zaman eşkenar üçgen şeklinde bir görünüm olmalıdır.” dedi.

Başarılı bir burun estetiği nasıl olmalıdır?

Doğal görünümlü,
Kişinin yüz yapısına ve cinsiyetine uygun,
Burun estetiği yaptırdığınızı sizi tanımayan kişilerin anlayamadığı,
İdeal burun ölçülerine sahip,
Solunum problemi yaratmayan bir sonuç ortaya çıkmalıdır.

BEYAZ EKMEK SOFRALARDAN KALKMALI MI?

Beyaz undan yapılan ekmeğin besleyici değerinin tam tahıllı ekmeklere göre daha az olduğu uzun yıllardan beri bilinen bir gerçek. Tam tahıllı ekmekleri sofraların baş tacı etmenin zamanı geldi de geçiyor. Diyetisyen Gizem Şeber beyaz ekmeği sofradan kaldırmak için temel nedenlerini açıklıyor…

– Tam tahıllı ekmeklerin B vitamini içeriği daha yüksektir. Beyaz ekmeğe göre tiamin, niasin ve folik asit açısından daha zengindir. B grubu vitaminleri, vücudumuzda enerji üretiminde, sinir sisteminin düzgün çalışmasında önemli rolleri olan vitaminlerdir.
– Tam tahıllı ekmeklerin lif içerikleri daha yüksektir. Bu sebeple, başta kabızlık olmak üzere sindirim sistemi ile ilgili bazı sorunların ortaya çıkma riskini azaltır. Barsak sağlığının korunmasında ve uzun dönemde sindirim sistemi kanserlerine yakalanma riskini azaltmada önemlidir.
– Tam tahıllı ekmeklerin lif içeriğinin yüksek olması, aynı zamanda beyaz ekmeğe göre daha uzun süre tok kalmamızı sağlar. Çünkü tam tahıllı ekmekler, beyaz ekmeğe göre kan şekerini daha yavaş yükseltir ve daha yavaş düşürür.
– Tam tahıllı ekmeklerin içerdiği lifler, kan kolesterol seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olur. Uzun dönemde beyaz ekmeğe göre kalp sağlığının korunmasında avantaj sağlar.

BURUN TIKANIKLIĞI NE ZAMAN AMELİYAT GEREKTİRİR?

Yaşam kalitesini etkileyen burun tıkanıklığı bazı durumlarda ameliyat edilmezse ciddi sorunlara yol açabilir.

Burun yüzün ortasında yer alan ve solunum sisteminin ilk başlangıç organıdır. Burnun temel görevleri soluduğumuz havayı nemlendirmek, ısıtmak ve süzmektir. Burun içindeki büyük boşluğu iki eşit parçaya ayıran bir burun orta bölmesi vardır (septum). Bu bölme burun dış kısmına yakın kısımda kıkırdak ve daha içeride de kemikten oluşur. Burun boşluklarının yan duvarında ise burun etleri (konka) vardır. Konkalar burna giren havanın ısıtılması, nemlendirilmesi ve süzülmesine katkıda bulunurlar.

Burun tıkanıklığı ne zaman gelişir?

Burun tıkanıklığı genel olarak,

a) Burun orta bölmesi eğriliği (septum deviasyonu),

b) Burun yan duvar etlerinde büyüme (konka hipertrofisi, konka bulloza, polip)

c) Burun mukozası şişmesi (nezle, rinit, alerjik rinit)

d- Akut ve kronik sinüzitlere bağlı gelişir

Tanı nasıl konur?

Burun tıkanıklığı yapan nedenlerin tespitinde kulak burun boğaz hekimi tarafında yapılan endoskopik muayene çok önemlidir. Hekim gerek görürse ek patolojilerin tespiti için radyolojik inceleme (bilgisayarlı tomografi) yapabilir. Cerrahi girişim ile burun orta bölmesi eğriliği ve burun yan duvar etlerinde büyümelere müdahale edilebilir ve iyileşme sağlanabilir. Ancak mukoza şişmesi ile ilgili sorunlar (nezle, rinit, alerjik rinit) cerrahi ile giderilemez. Burun tıkanıklığı kişi için sorun haline gelmişse, yani kişi günün büyük bir bölümünü burundan değil de ağızdan nefes alarak geçiriyorsa gece horlamaları oluyorsa operasyon yasam kalitesini düzeltmek için düşünülmelidir.

Burun bölmesi eğriliği ameliyatı neden gereklidir?

Burun bölmesinin eğriliği, hem çevresindeki yüz kemiklerinin farklı gelişimlerine bağlı çekilmeler sebebiyle, hem de doğum sırasında ve erken çocukluk döneminde oluşabilen darbeler sonucu oluşur. Eğer eğrilik (septum deviasyonu, aşağıdaki sorunlara neden oluyorsa ameliyatla düzeltilmesi hasta için yararlıdır:

• Burun solunumunun engellenmesi, horultulu solunum,

• Bas/yüz ağrısı,

• Tekrarlayan sinüs iltihapları,

• Gırtlak ve bronş iltihapları,

• Orta kulağı havalandıran östaki borusu nezlesi ve orta kulak iltihaplarına eğilim,

• Burnun arka bölümü veya sinüslerin ameliyatları,

• Belli tip burun kanamaları,

Ameliyat nasıl yapılır?
Ameliyat burun içinden yapılır. Burun bölmesi üzerindeki örtü (mukoza) kesilir ve burun bölmesinin eğri olan kısmının üzerinden ayrılır. Kıkırdak ve kemikteki eğri ve fazla olan kısımlar çıkartılarak veya yeniden şekillendirilerek burun bölmesi düzeltilir. Yani amaç eğri olan burun ortasındaki duvarı düz bir duvar haline getirmektir. Daha sonra ayrılan mukozanın bu duvara yeniden yapışması için dikiş atılır ve gerekirse nasal silikon kalıp yerleştirilir.

Burun yan duvar etlerine müdahale yapılır mı?

Eğer burun içindeki etler de (konkalar) çok büyük ve solunumu zorlaştırıyorsa, aynı zamanda burun etlerine de müdahale edilebilir. Tedavi seçeneklerinde radyofrekans kullanılarak konka küçültme ve endoskopik konka redüksiyonu yöntemleri mevcuttur.

Hangi anestezi yöntemi uygulanır?

Çok özel durumlar dışında tamamen genel anestezi ile bu ameliyatları yapmaktadır. Bunun temel nedeni ise hem hastanın, hem de hekimin ameliyat sırasında daha rahat olması ve daha etkin bir cerrahi işlem yapılabilmesidir

Ameliyat sonrası dönem zor geçer mi ?

Ameliyattan sonra burun içine yerleştirilen silikon kalıp 48 – 72 saat sonra alınır ve hekim tarafında burun içi temizliği yapılır. Burun tıkanıklığı ve buna bağlı yakınmalar ortadan kalkar. Burun iyileşme süreci 1 – 2 hafta daha devam eder .Bu dönemlerde ağrı giderici ilaçlar kullanılmak ile birlikte bir çok hasta ağrıdan çok fazla yakınmaz.

Ameliyat sonrası burunda sekil değişikliği ortaya çıkar mı? Yüzde şişlik ve morluk olur mu ?

Ameliyat sonrası burunda şekil değişikliği oluşmaz. Yüzde şişme ve morluklar oluşmaz . Burun orta bölmesi eğrilikleri düzeltilirken burun estetik cerrahisi de ameliyata eklenerek burun dişi değiştirilebilir. Aynı anda estetik cerrahisi müdahalesi yaptığımız hastalarda şişlik morluk olabilir.

Hangi yaslarda yapılabilir?

Genel olarak yüzdeki kemik ve kıkırdak gelişiminin durduğu 18 yaşından sonra ameliyat yapmak daha uygundur. Buna karşın 50’li ve 60’li yaslardaki hastalarda da yapılabilir.