5053873217 [email protected]

KORSE TAKMAK ZARARLI MI?

Farklı amaçlara uygun korseler mevcuttur.

Bunlar en çok sporcuların kullandıkları korseler,

elbise altlarına kullanılan korseler,

kalçayı toparlayıcı korseler,

beli ince gösterici korseler

doğum sonrası sıkılaştırıcı korseler

Korse takmanın faydaları elbette ki vardır. Mesela bir sporcunun korse takması demek olası sakatlıklardan kendini koruması demektir. Korseler aynı zamanda terletici özelliğe sahip olduğundan zayıflatıcıdır. Hamilelik sonrasında takılan korselere gelince karın bölgesi toparlamalarında hayli etkilidir.

 

Korse giymek zararlı mı?

Korse kullanmanın zararlarına gelince, eğer uzun kullanımlar söz konusu olursa aşırı terlemeden dolayı bölgede mantar oluşumuna sebebiyet verebilir. Eğer vücut yapısına uygun bir korse kullanımı varsa bu vücut yapısını bozabildiğinden zararlıdır. Vücudu hava aldırıcı korse kullanımları çok daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Korse kullanırken fayda yerine zarar görmemek adına korse kullanmaları son yıllarda çokça arttığından korse alınırken dikkat edilmesi gerekenler başında korsenin kumaşı gelir. En önemli durum ise alınan bedendir. Vücut yapısına uygun olmayan bir beden alınmadığı takdirde vücut yapısını bozmaya sebebiyet verilir. Almadan önce göbek üst bölgesi, bel bölgesi ölçüleri dikkatlice alınmalıdır. Beden olarak bedenden 1 beden küçük korse alınması gerekliliği uzmanlarca onaylıdır. Korse Kullanmak Zayıflatır mı? Özellikleri nelerdir? Vücut yapısına uygun bir korse kullanımı zayıflamada etkilidir. Ancak bilinen bir gerçek vardır ki korse yardımcı bir yöntemdir. Korse giymenin zayıflamadaki etkisini arttırabilmek adına bol su tüketilmesi yardımcı olacaktır. Vücut yapısına uygun olmayan korse kullanımı vücudun yapısını bozar. Bel ağrısı ve bel fıtığı kullanımlarında ağrıları azaltıcı özelliği vardır. Vücudun şekilli gözükmesinde etkilidir. Vücudun nefes almasını engellemeyen kumaşlardan yapılan korse seçimleri sağlıklı olandır. Korse seçimi nasıl yapılır? Bilinçli kullanım halinde korse zararlı değil yararlı bir kullanım haline gelir. Bazı durumlarda şıklık adına kullanılan korseler de bilinçli olarak bedenin çok daha altında kullanılan korselerle dolaşım sistemi zora sokulur. Bu sebeple sahip olunan beden ölçüsünün bir alt bedeni korsenin bedeni olmalıdır. Korse cinsi kesinlikle polyester olmamalıdır. Polyester insan vücudu için zararlı bir malzemedir. Zira ısı ve ter dışarı çıkamadığından vücut hava almaz bu da sorun yaratır. Korse takılma şekli göğüs altından itibaren olmalıdır. Kilosundan şikayet eden ya da bölgesel fazlalıklar sebebi ile rahatsızlık duyan birey korse kullanımına bir şekilde başlar. Burada önemli olan etraftan duyulan korselerle olan başlangıçlar değil, bir uzman kontrolünden geçtikten sonra önerilen korseyi kullanmaktır. Zira şıklık güzellik estetiklik uğruna yanlış korse kullanımı sağlık problemleri yaratabilecek düzeydedir. Mesela eğer bacak ve göbek bölgesinden şikayetiniz varsa tayt modelli korseler tercih edebilirsiniz. Ayrıca bel korseleri özellikle bel fıtığı rahatsızlığı çekenlerde yardımcı olmak adına önerilebilir. Ancak kullanımda yanlışlık sebebi ile kimi durumlarda bu durum zarara dönüşür. O zaman sanılır ki bel korseleri zararlıdır. Bel korseleri ikiye ayrılır. Estetik açıdan iyi gösterenler ve sağlık açısından yardımcı olabilenler. Eğer sağlık açısından kullanım söz konusu ise korsenin çok fazla sıkılması demek bağırsak sorununa sebebiyet vermek demektir. Bel korsesi kesinlikle vücutla aynı beden olmalıdır

CORONA VİRUS’DEN KORUNMAK İÇİN NE YAPMALI

Çin kaynaklı corona virüsten sonra son günlerin en çok konuşulan sağlık sorunlarının başında grip geliyor. Mevsim koşulları nedeniyle görülme sıklığının artması, dikkatleri hem gribal enfeksiyonlara hem de gripten koruyacak tedbirlere çeviriyor.

Güçlü bir bağışıklık sistemi, kişinin grip gibi solunum yollarıyla bulaşan hastalıklara yakalanmasını önleyen önemli faktörlerden biri. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlü tutacak tedbirlere odaklanmak önem taşıyor. İşte hem bağışıklık sistemini güçlü tutacak hem de gripten korunmada etkili olacak 10 yöntem:

ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN
Kişisel hijyene dikkat etmek, sık el yıkamak gripten korunmada çok etkili. Çünkü yüzeylere yapışan virüsler ellerle taşınıyor. Özellikle solunum yolu virüsleri temas ve havada asılı kalan damlacıklar aracılığıyla bulaşıyor. Bu nedenle özellikle toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda bulunduktan, tokalaştıktan sonra ve yemeklerden önce ellerin mutlaka sabun ve bol su ile en az 30 saniye ovalayarak yıkanması gerekiyor.

HASTALARLA TEMASI KESİN
Grip geçiren kişilerden uzak durun, onlara temas etmeyin. Grip olan biriyle aranızda en az bir metrelik mesafe olmasına dikkat edin.

KALABALIK ORTAMLARDAN UZAK DURUN
Gripten korunmak için hastalığın yaygın olduğu dönemlerde kalabalık ortamlardan uzak durmaya özen gösterin.

TAZE SEBZE-MEYVE YİYİN, BOL SU İÇİN
Mevsim meyve ve sebzelerini tercih edin. Taze sebze ve meyve tüketin, özellikle C vitamininden zengin olan gıdalarla beslenin. Günde ortalama 2 litre su tüketmeye özen gösterin.

EV YAPIMI TURŞU, SİRKE VE YOĞURT TÜKETİN
Bazı uzmanlar özellikle vücuttaki probiyotikleri artırıcı etki yaparak vücut direncini artırdığı gerekçesiyle, ev yapımı turşu, ev yapımı yoğurt ve sirke ile kelle-paça çorbası gibi besinlerin bu dönemde daha fazla tüketilmesini öneriyor.

KALİTELİ UYKU ÖNEMLİ, EN AZ 7 SAAT UYUYUN
Güçlü bir bağışıklık sistemi için günde 7 saat ve üzerinde uyumak gerekiyor. Yanı sıra uyku kalitesi de önem taşıyor. Bu nedenle alkol, kafein ve geç yemek yeme gibi uyku kalitesini olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınmakta fayda var.

BULUNDUĞUNUZ ORTAMI SAAT BAŞI 10-15 DAKİKA HAVALANDIRIN
Kapalı, kalabalık ve aşırı sıcak ortamlardan mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor. Bulunduğunuz ortamı saat başı 10-15 dakika havalandırın veya açık havaya çıkın.

OFİS MALZEMELERİ GRİP VİRÜSÜNÜ BULAŞTIRABİLİR!
İşyerinde telefon, klavye, kalem gibi ofis malzemelerinin ortak kullanılması grip virüsünün bulaşması acısından risk yaratabilir, bu tür malzemeyi ortak kullanmayın.

HAREKETSİZ KALMAYIN, YÜRÜYÜŞ YAPIN
Hareketsizliğin vücut direncini düşüren etkenlerden biri olduğunu unutmayın ve hava soğuk olsa bile günde en az 30 dakika yürüyüş yapın.

HASTA ÇOCUKLARI OKULA GÖNDERMEYİN
Hasta çocukların ilk birkaç gün okullara gönderilmemesi, diğer çocuklara bulaşı önlemek açısından faydalı olacaktır.

Grip virüsü ile karşılaştıktan sonra 1 ila 4 gün içerisinde hastalık ortaya çıkıyor. Tedavi desteği ile veya tedavisiz yaklaşık 5-7 gün arasında düzelme izlenebiliyor. Doktorun önerdiği ilaçları kullanmak, bol sıvı tüketmek ve istirahat etmek grip tedavisinde etkili oluyor.

ÇOK EŞ KANSERE YOL AÇIYOR MU?

BMJ Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı (BMJ Sexual & Reproductive Health) adlı tıp dergisinde yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, özellikle hayatı boyunca 10’dan fazla cinsel partneri olan kadınların kansere yakalanma oranı, hiç cinsel partneri olmamış ya da sadece bir tane olmuş kadınlarlara göre yüzde 91 daha fazla.

İngiltere, Avusturya, Türkiye, Kanada ve İtalya’dan uzmanların yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre 10’dan fazla cinsel partneri olan erkeklerin, hiç cinsel partneri olmamış ya da sadece bir tane olmuş erkeklere göre kansere yakalanma oranı yüzde 64 daha yüksek.

10’dan fazla cinsel partneri olmuş kadınlarda ayrıca diğer kadınlara göre uzun süren bir hastalığın çıkması olasılığı da daha yüksek.

Araştırmacılar, İngiltere’de 50 yaş üzerindeki insanlardan toplanan bilgilerin derlendiği veri tabanında (English Longitudinal Study of Ageing – ELSA) yer alan bilgileri inceleyerek bu sonuca vardı.

5.722 katılımcının 2012-2013 yılları arasında yapılan ankete kaç cinsel partnerleri olduğu ve sağlık durumlarıyla ilgili verdikleri verilerin değerlendirildiği araştırmaya katılan kişilerin ortalama yaşı 64 ve üçte ikisi evli.

Araştırmacılara göre gençken daha fazla cinsel partneri olanların sigara içme, alkol kullanma ve hareket etme oranı da daha yüksek.

Ankete katılan erkeklerin yüzde 22’si, kadınların ise yüzde 8’i, 10’dan fazla cinsel partneri olduğunu belirtti.

Araştırmanın yazarlarından olan Lee Smith, Reuters’a yaptığı açıklamada, kadınlarda bu riskin daha yüksek olmasının ilginç olduğunu, bunun cinsel yollarla bulaşan hastalıkların kadınlarda kansere yol açma riskinin daha yüksek olmasından kaynaklanabileceğini söyledi.

‘ALKOL VE SİGARADAN OLABİLİR’
Araştırma bu sonuçların nedeni hakkında bir açıklama yapmazken cinsel yollarla bulaşan hastalıklar ve kanser arasındaki ilişkiye dikkat çeken diğer araştırmalara atıfta bulundu.

Aynı zamanda araştırmaya katılanlar arasında görülen kanser oranının düşük olması dolayısıyla araştırmada kanser türlerine göre de bir kırılım yapılamadı.

Konuyla ilgili daha fazla araştırmanın yapılması gerektiği de vurgulandı.

Reuters’a konuşan jinekolojik onkoloji uzmanı Dr. Konstantin Zakashansky, bu bulgulara dikkatle yaklaşılması gerektiğini söylüyor.

Zakashansky, bu araştırmanın sadece bir bağ gösterebileceğini, bir sebep olarak görülemeyeceğini aktardı.

Yine Reuters’a konuşan Pittsburgh Tıp Okulu Üniversitesi’nden Dr. Robert Edwards, araştırma sonuçlarının alkol ve sigara gibi farklı hayat tarzlarıyla ilişkili olabileceğini söyledi.

Edwards, aktif cinsel hayatları olanlara, cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili olarak sağlık uzmanlarıyla iletişimde olmaları tavsiyesini vererek gerekli korunma yöntemleriyle bu riski en aza indirmeleri gerektiğini aktardı.

Makyaj Bazı Nedir?

 

Başarılı ve oldukça kalıcı bir makyaj elde etmek için oldukça önemli olan makyaj bazı cildin daha pürüzsüz görünmesini sağlarken aynı zamanda makyajın kalıcılığını artırmaktadır. Fondötenden önce sürülen, her cilt tipine göre uygun olarak farklı marka ve içeriklerde üretilmektedir.  Akne, sivilce ve leke gibi cilt kusurlarını gizlenmesini sağlayarak fondötenin kalıcılık süresini de uzatmaktadır. Makyaj bazı sadece cilt için değil kullanılmaz, göz ve kirpik için özel olarak hazırlanmış bazlarda mevcuttur. Farklı çeşit ve özelliklerde bulunan bazlar makyajın kalıcılığını arttırırken daha başarılı bir makyaj elde etmenize yardımcı olur.  Clinique geniş ürün kataloğu ile size yardımcı oluyor.

Makyaj Bazı Ne İşe Yarar?

Makyaj bazı gözenekleri küçük gösterir, ciltteki renk farklılıkları ortadan kaldırır, makyajın kalıcılığını arttırır, cildin pürüzsüz ve kadifemsi görünmesini sağlar, cilt kusurlarını kapatır, ciltte parlaklık ve doğallık kazandırır, yaşlanmadan dolayı oluşan izlerin görünümünü azaltır, yüzlerde gençleşme özelliğine sahiptir. Clinique ürünleri ile cildinizde olumlu sonuçlar almak isterseniz orijinal olanları tercih etmeye özen gösterin. Sizler de kendinize en uygun ürünleri almak için https://www.kozmela.com/clinique adresinden hizmet alabilirsiniz. En uygun fiyat kalitesi ile birçok ürünü satın alabilirsiniz.

GÖBEK NASIL ERİTİLİR?

Göbek yağlanması VE en fazla kilolarından kurtulmak için diyet ve egzersiz yapan bazı insanlar ise normal kiloya indikten sonra bile göbek bölgesindeki yağların bir türlü gitmediğinden yakınıyor.

Karın bölgesindeki yağlanmanın birçok sebebi var.  “Genetik, yaşam tarzı, stres, şeker tüketimi, bazı ilaçlar, hormonal değişiklikler, yetersiz protein tüketimi, yanlış diyetler, yetersiz uyumak karında yağlanma yapabilir. Göbek bölgesi yağlanması polikistik over sendromu veya besin alerjisinin belirtisi olabileceği gibi karaciğer yağlanmasına sebebiyet vererek insülin metabolizmasını bozar ve şeker hastalığına da zemin sağlar. Kolesterol, yüksek tansiyon, kalp-damar rahatsızlıkları da göbekte yağlanmanın sonucu olarak başlar. Aynı zamanda fıtık ve inme de yağlanma sonucu olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

ERKEKLERDE 94, KADINLARDA 80 CM ÜZERİ RİSKLİ

Erkeklerde bel çevresinin 94 cm ve üzerinde olması sağlık açısından riskli, 102 cm ve üzeri yüksek riskli, kadınlarda, 80 cm üzeri riskli, 88 cm ve üzeri ise yüksek riskli olarak kabul ediliyor.

Bel çevrenizi mezura yardımı ile ölçebilirsiniz. Ayakta dik bir şekilde durup mezuranın başlangıcını göbek deliğinize sabitleyin. Hafifçe belinize sarın ve nefes verin. Bu esnada mezuranın iki ucunu birleştirin”

En etkili yöntem; öncelikle diyeti düzenlemek ve daha sağlıklı bir beslenme modeline sahip olmaktır. Diyetinizde karın bölgenizdeki yağlanmaya hafifletecek besinlere yer verin. Fiziksel aktivitenizi arttırın ve karın bölgesine yönelik egzersizler yapın. Günde 8 saat uyumaya özen gösterin. En önemlisi stresten uzak durmaya çalışın. Stres, yağ yapımını arttıran kortizol hormonunu uyararak yağ salınımını arttırır.

 

Proteinden zengin ve lif içeriği yüksek besinler tercih edilmeli. Bu şekilde daha tok hissedilir. Alkolden, trans yağlardan uzak durulmalı. Diyette süt ürünleri, yumurta, yağsız et, beyaz et, balık, sebzeler ve meyvelere yer verilmeli. Kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlar tüketilmemeli. Örneğin beyaz pirinç kan şekerini hızlı yükseltirken, siyah pirinç kana daha yavaş karışır. Şekerli gıdalardan uzak durulmalı. Meyve şekerinin früktoz olduğu unutulmamalı ve meyve dozunda tüketilmeli.

Yürüyüş, bisiklet ve diğer kardiyo hareketleri yağ yakımının artmasına yardımcıdır. Bunun yanında karın hareketleri bu bölgedeki kas kitlesinin artmasına katkı sağlar. Mekik, plank, crunch gibi egzersizler kas yapılanmasına yardım eder.

Evde plank yapılabilir. Ayva göbeği dediğimiz görüntünün düzelmesine yardımcı olur. Aynı zamanda güvenli bir harekettir. Bel kaslarına da yardımcı olur. Crunch ve mekik de evde kolay yapılabilecek hareketlerdendir.

Hayır. Fakat başta hormonların verdiği sebepten dolayı kadınların yağ oranları erkeklerden fazla olmaktadır. Bu anlamda diyetlerinde harcamaları gereken kalori miktarı biraz daha fazla olmalıdır.

· Öncelikle sistemli bir yaşam tarzı olmalı.
· Uyku çok önemli. En az 8 saat uyunmalı.
· Diyet düzenine özen göstermeli, tam tahıllı, içerisinde sebze ve meyvelerin olduğu, protein içeriği yüksek sağlıklı öğünler tüketilmeli.
· Spor yaşam tarzı haline getirilmeli.
· Stres hayatın her anında var ama mümkün olduğunca stresten uzaklaşılmalı. Spor, stresten uzaklaştıran ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlayan güzel bir destek olabilir.

Daha çok spor salonlarında bulunan “göbek eritme kemeri”ni takıp terleyince göbek yağlarının eriyeceği yönünde bir trend var ama bu yöntem göbek eritmez sadece göbek bölgesinde incelme olabilir. Ama yağ göbeğin üzerinde kalır, göbekteki yağları eritmenin yolu da diyetle desteklemekten geçer.

 

 

CORONA VİRÜSÜ BİYOLOJİK SİLAH MI?

Corona virüs’e ilişkin sosyal medya başta olmak üzere bazı medya platformlarında komplo teorileri gündeme getiriliyor. Komplocuların iddialarına göre, daha önce Çin’de ortaya çıkan SARS VE MERS virüsleri gibi Corono virüs’de biyolojik savaş kapsamında, Çin ve Asya ülkelerini çökertmek için laboratuvarda üretildi. Ancak Türkiye’de enfeksiyon hastalıkları ve virüsler konusunda çalışan uzmanlar, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı görüşünde.

Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberinde görüşlerine yer verilen bilim insanları, merak edilen soruları cevapladı.

“BÖYLE BİR TEKNOLOJİ HENÜZ YOK”

İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, “Bu iddialar kanıtlanmış değil ancak her hastalık döneminde ortaya atılıyor. Corona virüs hayvan kökenli. Hayvan kökenli bir virüsün insana bulaşmasını, ardından hastalık oluşturmasını sağlayacaksınız, bu da yetmeyecek insandan insana geçmesini ayarlayacaksınız. Laboratuvarda bunu yapacak bir teknoloji ve gelişmişliğe sahip ülke ve ıspatı varsa ortaya konulsun. Virüsler için her şeyi düşünebilirsiniz ancak pratikte henüz böyle bir çalışmayı hayata geçirecek teknoloji ve bilimsel yeterliliğe sahip ülke olmadığını biliyoruz. Hastalığın ölüm oranı yüzde 2 seviyesinde. Yani virüs bulaşan 100 kişiden sadece 2’si yaşamını kaybediyor. Ölüm oranı ve hızı, SARS, MERS ve kuş gribinden daha az. Ancak asıl sorun sosyal medya üzerinden yaratılan algı. Sanki tüm Çin halkı virüslü, Corona virüs bulaşan herkes ölecek şeklinde bir korku ortamı yaratıldı. Çin ise gayet soğukkanlı. Hastalığın tanısı konuldu ve önlem aldılar” dedi.

“TWİT ATMAYA BENZEMİYOR”

Hacettepe Çocuk Hastanesi Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Yüzde 2 ölüm oranında seyreden bir virüs ile dünya nüfusunu ne kadar azaltabilirsiniz. Laboratuvarda canlı virüs üretme teknolojisine sahip biri, tüm genetik hastalıkları tedavi edecek güce erişir. Böyle bir durumda o kişi tanrılaşıp, dünyanın en zengin insanı haline gelir. Laboratuvarda canlı bir virüs üretecek, bu virüsün genlerini değiştirecek ve hayvandan insana bulaşmasını sağlayacaksınız. Bunu yapmak klavye başında twit atmak kadar kolay sanılıyor. Bir de son zamanlarda Suriyeli mülteciler nedeniyle hastalıklarda artış olduğu yönünde görüşler var. Suriyeliler’in büyük kısmı kontrol altında. Suriyeli çocuklar, Türk çocuklarındaki aşı şemasından faydalanıyor. Asıl sorun İran ve Irak sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye giren Afgan, Pakistanli ve Iraklı mülteciler ile kaçak Afrikalılardan kaynaklanıyor. Bu gruptakilerin kaydı yok ve sağlık durumları bilinmiyor. Kaçak göçmenler de bulaşıcı hastalıkların artışına yol açabiliyor. Yüzbinlerce Afgan, Pakistanlı, Iraklı ve Afrikali mülteciye düzenli bir program uygulanamıyor. Bu kaçaklar florayı bozmasalar da hastalıkları taşıyorlar. Bu gruptaki mülteciler için önlemler alınmalı ve gidişat durdurulmalı” değerlendirmesinde bulundu.

“HEPSİ ŞEHİR EFSANESİ”

Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Üyesi Prof. Dr. Önder Ergonal, “Laboratuvarda üretildiği iddia edilen virüs ile herhangi bir doğal ortamda ortaya çıkan virus arasinda fark var mıdır? şeklindeki yorumları duyuyoruz. Böyle bir fark söz konusu olamaz. Corona virüsün laboratuvarda üretilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Bu tür komplolar nedense bizim ülkemizde konuşuluyor. Her virus salgın döneminde şehir efsaneleri ortaya atılıyor. Yeni Corono virüsün biyolojik silah olduğuna dair dedikodu üretenler belge ve bilgilerini ortaya koysunlar” dedi.