5053873217 [email protected]

OKTOBERFEST KAPILARINI 4. KEZ AÇIYOR

Antalya’nın en eğlenceli ve kaliteli Festivali Oktoberfest, bu yıl 21-22-23 Eylül 2012 tarihleri arasında Antalya Atatürk Parkı içindeki Cam Piramit deniz tarafındaki park ve yeşil alanda kapılarını 4. kez açacak.

Turset Project Management tarafından 2009 yılından bu yana düzenlenen ve her yıl daha büyük kitlelere ulaşan Oktoberfest’e bu yıl 60 bin müzikseverin gelmesi bekleniyor.

“Bu Şehrin Festivali”
Farklı kültürlerdeki binlerce insanı bir araya getirebilme özelliği, gün boyu süren eğlenceli aktiviteleri, Antalya’nın en özel parkında göl manzarası ile müzik dinleme fırsatı ve seçkin restaurantları ile Oktoberfest Antalya’nın buluşma noktası haline geldi.
2 farklı noktada kurulan dev ana sahnesi ve gündüz sahnesi, şehrin merkezinde doğayla iç içe özel alanı, Türkiye’nin en iyi gruplarını ağırlaması, farklı türlerde müzik seven her kitleye uygun müzik içeriği ve katılımcı sayısıyla Akdeniz bölgesinde düzenlenen en geniş kapsamlı Festival olma özelliğini taşıyan Oktoberfest, 4. Yılında da herkesi çok eğlendirecek.

“Turist ve Antalya halkı kol kola dans edecek”
Oktoberfest, her yıl Türkiye’ye tatil için gelen ve bu sırada günlük kültürel ya da tarihi sosyal turlara çıkan turistler için de yeni bir çekim noktası oldu. Her yıl binlerce turistin eğlenmek için ziyaret ettiği Oktoberfest, bu yıl da 3 gün boyunca başta Alman ve Rus olmak üzere 10 bin turisti ağırlayacak ve Antalya halkıyla kol kola dans ettiği bir festival olacak. Oktoberfeste gelen turist şehri gezerek Antalya esnafına katkı sağlayacak

“Kaliteli Müzik en iyi Gruplar”
Eğlenceyi gündüzden başlatıp geceye taşıyan Oktoberfest, bu yıl da müzikseverleri Türkiye’nin en büyük yıldızlarıyla buluşturacak. Her gün saat 15.00’da kapılarını müzik severler için açacak ve konserler saat 17.00’da başlayacak.
Oktoberfest’te Avrupa’nın en iyi Festival gruplarından Jim Murple Memorial, Alman Bavyera Müzisyenleri, Türkiye’nin yıldızları; Athena, Göksel, Levent Yüksel, Gripin, Gökçe, Özge Fışkın ve Luxus başta olmak üzere Antalya’nın gözde grupları Cambaz, coverside ve Funkup sahne alacak.

ŞEBNEM FERAH “EYLÜL’DE HARBİYE’DE”

FUNORG ve magictouch tarafından bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “Eylül’de Harbiye’de” konserlerinin 22 Eylül’deki konuğu Şebnem Ferah.

Gerçekleştirdiği her konserde, dinleyicileri ile kurmayı başardığı iletişim sayesinde coşkulu bir katılımla karşılaşan ve konser salonlarını büyük bir koro görünümüne kavuşturan Şebnem Ferah, her zaman birlikte çalıştığı müzisyen dostları Ozan Tügen, Metin Türkcan, Ayhan llkan, Buket Doran, Serdar Barçın ve Ceren Akyıldız’dan oluşan grubu ile 22 Eylül Cumartesi günü saat 21:00’da Harbiye Açıkhava’da….

Birçok ödüle layık görülen Şebnem Ferah, bugüne kadar 6 albüm ve 1 konser DVD/CD çalışmasına imzasını attı.

1996 “Kadın”
1999 “Artık Kısa Cümleler Kuruyorum”,
2001 “Perdeler”,
2003 “Kelimeler Yetse”
2005 “Can Kırıkları “
2007 “10 Mart 2007 – İstanbul Symphonic Project” DVD/CD
2009 “Benim Adım Orman”

22 eylül 2012 cumartesi günü gerçekleşecek bu konser, Şebnem Ferah için yeni albüm çalışmaları öncesi son konser olma özelliğini de taşıyor.

LEVENT SEMERCİ FİLMİ BİTİREMEDEN, PANA FİLM DİZİ YAPTI

Reklamcı Levent Semerci bir süredir devam eden Ayhan Aydın’ın hayatını anlatan film çalışmasını bitiremeden, Pana Film, Adnan Menderes, Berrin Menderes ve Ayhan Aydan üçgenini anlatan bir film için kolları sıvadı.

Pana Film, Adnan Menderes, Berrin Menderes ve Ayhan Aydan üçgeninde Türkiye’nin yakın siyasi hayatını anlatan bir dizi projesine hazırlanıyor. “Ben Onu Çok Sevdim” çok yakında ekranlarda olacak. Tanıtım filmi Adnan Menderes’in ölüm yıldönümünde internet üzerinden izleyicilerle buluşan dizinin oyuncu kadrosu ve kanalı önümüzdeki günlerde açıklanacak. Adnan Menderes, 17 Eylül 1961’de asılarak idam edildi.

SABANCI’NIN MOTTO’SU HATIRLANMAYA DEĞER…

Bir sanayici, bir iş adamı olmama rağmen; kitap yazmanın, öğrendiklerini aktarmanın en kolay yolu olduğunu öğrendim. Öğrendiklerimi paylaşmak zorunda hissettim, kendimi. Acı tecrübelerimi, büyük faturalar ödeyerek öğrendiklerimi yazmalıydım ki; yaptıklarımı yapmak, başardıklarımı başarmak isteyenler, aynı faturayı ödemesinler.
Bakarken göremeyenlerin, duyarken işitmeyenlerin neler kaybettiğini görerek, bakmanın ve görmenin önemini öğrendim. Hani bir laf vardır; “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az .”diye. Hem bu lafı hem de bakmak ile görmek, duymak ile işitmek arasındaki nüansı iyi yakalayanın her şeyi daha iyi anladığına; dolayısıyla, daha kolay öğrendiğine eminim.
Yaşadığı süre boyunca pek çok başarıya imza atan Sakıp Sabancı’nın hayattayken kaleme aldığı, kameralara söylediği her söz ders niteliği taşıyordu. Sabancı’nın hayattan öğrendiği şeylerle ilgili yazısı ise bir kez daha okunmayı hak ediyor.

“Ben”demek yerine, “biz” diyebilmenin; mutluluğa giden yollardan biri olduğunu öğrendim. Zira babamız Hacı Ömer Ağa vefat ettiğinde, biz kardeşler, her birimiz ayrı telden çalmak yerine; birlik, beraberlik ve bir ahenk içinde, gönül gönüle, omuz omuza güçlüklere göğüs gerdiğimiz için başarılı olduk.

Aile mefhumunun ve yuvadaki huzurun temelinde; itimatın, saygının, sevginin, feragat etmenin yattığını öğrendim.
Çocuk yetiştirirken, onların fikirlerine kulak vermenin önemini öğrendim. Onların dünyasına girebilmenin, birçok şeyi paylaşmanın zevkini tattım.
Fiziksel engelli olan oğlum Metin’den dolayı yaptırdığım Metin Sabancı Spastik Çocuklar Rehabilitasyon Merkezi’nin; Metin gibi çocukların içlerine kapanma yerine hayatla mücadele etmesine, ailelerin utanma duygularından sıyrılmasına nasıl yardım ettiğini gördüm ve yaşama sevincinin ne olduğu tekrar öğrendim.
Görme özürlü çocukların eğitim gördükleri Türkan Sabancı Görme Özürlüler Okulu’ndaki öğrencilerimizin, gözleri ile değil, kalpleri ile gördüklerini öğrendim.
Tanrı’nın, insanlara iki şeyi birden vermesinin önemini öğrendim. Verdiği fırsatları değerlendirerek, maddi olanaklar sağlamış ama paylaşma duygusundan mahrum kalmış insanlar gördüm. Paylaşmanın hazzını tattım. Mutlu edebildiğim insanların gözlerindeki o mutluluk ışıklarının, insanı nasıl mutlu ettiğini öğrendim.
Koleksiyonumu kendime saklamak yerine dünyaya açmanın, Türk kültürünü dünyaya tanıtmanın yanında; milliyeti, dili, dini ayrı insanların fermanlara, Kuran-ı Kerim’e nasıl bir hayranlıkla bakarak incelediklerini gördüm.
Sanatın evrenselliğini, yaşayarak öğrendim ve hepsinden önemlisi, hayatta paha biçilemeyecek şeylerin olduğunu; dostluğun, sevginin, fedakârlığın, sadakatin satın alınamayacağını öğrendim.

BUGÜN NE YAPSAK DİYENLERE: BULUTSUZLUK ÖZLEMİ 20. YILINI KUTLUYOR

Bulutsuzluk Özlem,, bugün 20’nci yılı nedeniyle Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde sevenleriyle buluşuyor. 

Bugüne kadar kaydettikleri albümler ve Türkiye’nin her yerinde verdiği sayısız konserlerle müzikseverlerin aklından hiç çıkmayacak bir yer edindi. Müziğine Batı kaynaklı rock melodi ve ritmlerine Anadolu´´nun yüzlerce yıllık birikimini de katmayı başaran ve bu sayede büyük ilgi gören Bulutsuzluk Özlemi, Türkiye´´de uzun süre tartışılan “Türkçe sözlü rock yapılır mı?” sorusuna yaptıkları müzikle cevap verdi.

LEYLA İLE MECNUN KADROSUNA HİDAYET SÜRPRİZİ

Yeni sezona yeni bir kadro ile başlayan Leyla İle Mecnun, çekirdek karakterlerinden Leyla’yı değiştirmiş ve kadroya Melis Birkan dahil olmuştu. Leyla’dan sonra kadroya giren ikinci karakter de Hidayet oldu.

Mecnun’un lastikçi Ömer’in yanındaki çıraklık günlerinin yoldaşı olan Hidayet’i Mehmet Cihan Ercan canlandırıyor. Dizinin doğallığıyla büyüm uyum sağlayan Hidayet, ilk bölümden izleyicinin kalbini çalmayı başardı ve hanesine artı puan yazdırdı. Hidayet karakterini canlandıran Ercan, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi mezunu olmasının yanı sıra lise sıralarından bu yana da kalbini verdiği oyunculuğu sürdürüyor.