5053873217 [email protected]

SERT ŞEKERDEN YENİ KLİP

‘Hard Candy’ albümünün üstünden 3 yıl geçen Madonna 2012’de yeni albümü ‘M.D.N.A.’yi çıkarıyor. Çıkış tarihi defalarca ertelenen albümden ilk single olan Give Me All Your Luvin’ ise şimdiden müzik ve video paylaşım sitelerinde yerini aldı.

Klibi ilk kez yarın American Idol’da gösterilecek şarkının Aralık’ta çekilen klibinin yönetmeni MegaForce…

Şarkının 3 Şubat’ta Amerikan radyolarına ve internet sitelerine dağıtılması, 5 Şubat’ta ise bu yıl Madonna’nın şovuyla ekranları renklendirecek Super Bowl’un devre arası gösterisinde ilk kez canlı olarak seslendirilmesi bekleniyordu.

[youtube width=”600″ height=”365″ video_id=”aQRLSBUNupg”]

Merakla beklenen ve son olarak çıkış tarihi 2 Nisan olarak duyurulan ‘M.D.N.A.’ albümün ismiyse şimdiden tartışma yarattı.

‘M.D.N.A.’in MDMA denilen ekstatik bir uyuşturucuya gönderme yaptığı iddiası şarkıcıyı eleştiri oklarının hedefi haline getirdi. Ancak konuyla ilgili açıklama yapan Madonna’ya göre bu harfler kendi isminin kısaltmasından başka bir şey değil…

 

TÜRK EKONOMİSİNE “NOBEL” DEDİKODULARI

Dünyada ekonominin Autheur  Yayını Kabul Edilen Wall Street Journal, Merkez Bankası Başkanı Başçı için  Nobel ödülü adaylığını analiz etti.

ABD’li ekonomi gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Türkiye Merkez Bankası’nın krize karşı ‘sıradışı’ önlemlerinin “doğru” olabileceğini sorguladığı haber analizinde, “Başkan Erdem Başçı şöminesinin üzerinde Nobel (Ekonomi) ödülü için yer açmaya hazırlanmalı mı? Henüz değil” yorumunda bulundu. Analizde, Merkez Bankası’nın piyasadan daha akıllıca hareket etmiş olabileceğinin görünmeye başlandığı vurgulansa da, temel ekonomik veriler, politika öncelikleri ve dış risklere ilişkin kaygılar nedeniyle “şampanya patlatmak için henüz erken” olduğu yazıldı. WSJ, “Türk Merkez Bankası haklı mıydı?” başlıklı analizinde, “Rakamlar kesinlikle pembemsi” ifadesini kullandı.
‘Şöminenin üzeri…’ Analizde, “dünyanın en alışılmadık para politikası”nın öncüsü olduğu belirtilen Merkez Bankası’nın son bir yılda çok eleştirildiği, kredi derecelendirme kuruluşlarınca cezalandırıldığı ve uluslararası iktisatçıların çoğunun girişimin “gözyaşları içinde” biteceğini söyledikleri yazıldı. Ancak verilerin, ekonominin kilit dengesizliklerin iyileşmekte olduğunu gösterdiği için piyasada birçok kişinin Türkiye’nin politika yapıcıların haklı olabileceğini düşünmek zorunda kaldığı belirtilen analizde bu çerçevede TL’nin bu yıl dolara karşı yüzde 6 değerlendiği, hisse ve tahvilin toparlandığı ve dış ticaret açığının aralıkta gerilediği hatırlatıldı. WSJ bunun da hızlı büyüyen Türk ekonomisinin yeniden dengelenmekte olduğunu kanıtladığını yazdı. WSJ, Morgan Stanley ekonomistlerinin de, son gelişmelerin Merkez Bankası’nın haklı olduğunu kanıtladığını söylediklerini belirterek “Başkan Erdem Başçı, şöminesinin üzerinde Nobel ödülü için yer açmaya hazırlanmalı mı? Henüz değil” ifadelerini kullandı. Merkez Bankası politikasının bir ay öncesine göre “çok daha zekice” göründüğünü de belirten gazete, “Ancak birçok analist, artan risk iştahının Türk ekonomisini düze çıkardığı uyarısında bulunarak, geçen yıl dolara müdahaleye neden olan dengesizliklerin ortadan kalkmadığını vurguluyor” diye yazdı. Gazete, Türk ekonomisinin “zayıf noktası” olarak nitelendirilen cari açığın hâlâ yüksek olmayı sürdürdüğü, bunun da ekonomiyi risklere açık bıraktığı yorumunu yaptı.

 

 

KIVANÇ TATLITUĞ ARABESK SÖYLEDİ

Kuzey dizinin bu haftaki bölümünde İbrahim TATLISES’in yorumladığı efsane şarkı “Yalnızım Dostlarım”  ı hem çaldı hem söyledi.

[youtube width=”600″ height=”365″ video_id=”RaEjWkf55Vs”]

 

Daha önce söylediği, büyük beğeni toplayan “Bul Getir”

[youtube width=”600″ height=”365″ video_id=”CysHwe3GOp8″]

Dinleyenler Kıvanç Tatlıtuğ’un arabesk yorumuna hayran kaldı. Şarkıyı türkü gibi yorumlayan Kuzey’in tok ve cool sesi yorumu şarkıya yeniden hayat verdi.

 

Daha önce katıldığı programlarda farklı şarkılara büyüleyici yorumu ile dinleyenleri kendine hayran bırakmıştı.

[youtube width=”600″ height=”365″ video_id=”W2m_C_VA6iU”]

 

Kıvanç Tatlıtuğ sazı ve söylediği şarkılarla ayrı bir hayran kitlesi kazandı.

 

 

 

Çekmediğim dertler çile kalmadı

“Ferhatsız” gündüzüm gecem olmadı

Ağlamadık sokak köşe kalmadı

Yalnızım dostlarım yalnızım yalnız

 

 

O eski halimden eser yok şimdi

Izdırap içinde yorgunum şimdi

Tutun kollarımdan düşerim şimdi
Yalnızım dostlarım yalnızım yalnız

 

[youtube width=”600″ height=”365″ video_id=”xSdDJd_xoRo”]
Neler gördüm neler geldi başıma
Düşe kalka geldim ben bu yaşıma

Tutup da kaldırın allah aşkına
Yalnızım dostlarım yalnızım yalnız

 


AŞIRI ZAYIF OLAN HER 3 KADINDAN 1’İ RİSK ALTINDA

 

SIFIR BEDEN TUTKUSU ERKEN MENOPOZ NEDENİ!

 

Son yıllarda özellikle genç kızlar olmak üzere kadınların sıfır beden, bir başka deyişle aşırı zayıflama tutkuları ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Örneğin vücuttaki kritik yağ sınırı olan yüzde 12’nin altına düşüldüğünde üreme fonksiyonları durabiliyor. Bunun sonucunda sıfır bedene sahip olan kadınların yüzde 30’unda erken menopoz gibi ciddi bir tablo ortaya çıkabiliyor!

 

Ülkemizde kadınlar ortalama olarak 48 yaşında menopoza giriyor.  Ancak menopoz çeşitli nedenlerden dolayı 40 yaşından önce de görülebiliyor ve buna ‘erken menopoz’ deniyor. Bu konuda ülkemizde sağlıklı bir istatistiksel veri olmasa da, modern yaşamın olumsuz getirisi olan çevre kirliliğinin artması, sigara kullanımı, aşırı stres ve diğer faktörler nedeniyle erken menopozun görülme sıklığının arttığı belirtiliyor. Günümüzde erken menopoza yol açabilen bir başka önemli neden de, son yıllarda özellikle genç kızlar olmak üzere kadınların sıfır bedene ulaşma çabaları. Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, sadece obezite değil, aynı zamanda çok zayıf olmanın da üreme sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekerek, “Çünkü vücuttaki yağ oranı kritik yağ sınırı olan yüzde 12’nin altına düştüğünde üreme fonksiyonları da durabiliyor. Bunun sonucunda da kadının genç yaşta olmasına rağmen hamile kalmasını önleyen ve yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyebilen “hipolatamik amenore”, bir başka deyişle adetin beyinsel olarak durdurulması tablosu ortaya çıkabiliyor. Bu olguların üçte birinde de erken menopoz ortaya çıkabiliyor. ” diyor.

ÜREME SİSTEMİ BÜYÜK BİR ENERJİYE İHTİYAÇ DUYUYOR

 

Kadın üreme sistemi dışarıdan gelen etkilere son derece açık oluyor ve belirgin bir şekilde etkileniyor. Üreme büyük bir enerjiye ihtiyaç duyuyor. Enerjinin az olduğu zamanlar ile açlık dönemlerinde üreme fonksiyonları duruyor. İnsan üremesinin beslenme ile ilişkisi 3 olayın analizinden anlaşılıyor: 1. Dünyada açlık çekilen zamanlardaki veriler. 2. Kaşeksi denilen hastalığı olan çok zayıf kadınlardan elde edilen veriler. 3. Aşırı spor nedeni ile hızla yağ kaybeden sporculardan elde edilen veriler. Yapılan analizlere göre; besinlerle alınan enerji ilk olarak kalp-damar sistemi ve beyinsel aktiviteler gibi yaşam fonksiyonları için kullanılıyor.  Bunu ikinci olarak hareket ve büyüme gibi kısıtlanabilir fonksiyonlar takip ediyor. Son olarak da yeterli enerji olursa üreme fonksiyonları için kullanılıyor.

 

 

 

ENERJİ YOKLUĞU VE HATALI DİYETLER ÜREME FONKSİYONLARINI DURDURUYOR

 

Aşırı zayıf olan kadınlarda hem enerji yokluğu hem de hatalı diyetler nedeniyle gerekli yaşamsal maddelerin alınmaması sonucu bozulan hücre aktiviteleri üreme fonksiyonlarını durduruyor.  Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, aşırı zayıflık durumu ne kadar uzun olursa, kalıcı etkilerinin de o kadar çok olacağını belirterek, “Örneğin daha sonra tekrar normal diyete dönülüp ideal kiloya erişilse bile bu kadınların yaklaşık yüzde 30’unda adet görememe durumu kalıcı hale geliyor. ” diyor.

 

İLK BELİRTİSİ ADET DÖNGÜSÜNÜN HIZLANMASI

 

Normalde adet döngüsü ortalama 28 günde bir oluyor. Adet döngüsünün 22 günden daha sık olmasının genellikle yumurtalık rezervinin azaldığına işaret ettiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, “Durum her zaman böyle olmasa da, FSH hormon yüksekliği tespit edilirse hastanın durumuna uygun üreme ve doğurganlığın korunması seçeneklerinin anlatılması gerekiyor.” diyor. Adet döngüsünün hızlanmasından başka, tablo daha da ilerlediğinde; vajinal kuruluk, ağrılı cinsel ilişki, cinsel isteksizlik, sıcak basmaları, uyku ve konsantrasyon bozuklukları, depresyon, iş veya okulda başarı düşüşü görülebiliyor. Son aşamada da adet kanamaları seyrekleşmeye başlıyor. Menopoz tam oturduğunda ise adetler tamamen kesiliyor. İlerleyen yıllarda kemik erimesi, kalp hastalıklarında artış, vücut şeklinde ve oranlarında değişim, örneğin erkek tipi göbeklenme görülüyor.

 

ŞİKAYETLER OLUŞMADAN ÖNCE TEDBİR ALINMALI!

 

Belirtiler ortaya çıktığında çoğu kez durum oldukça ciddi boyutlara ulaşmış oluyor. Bu nedenle her kadının erken menopoz açısından risk faktörlerine sahip olup olmadığını analiz etmesinin son derece önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Tansu Küçük, “Eğer belirgin bir erken menopoz riski varsa belirtiler henüz ortaya çıkmadan doktora başvurulmalı ve doğurganlığı koruma seçenekleri hakkında fikir edinilmeli.” diyor.

 

DİĞER RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

 

  • Ailede erken menopoz öyküsü,
  • Turner sendromu veya Swyer sendromu gibi kromozal      hastalıklar,
  • Galaktozemi ve talassemi majör gibi bazı enzim      eksiklikleri,
  • Kemoterapi ya da radyoterapi,
  • Sık geçirilen yumurtalık ameliyatları,
  • Kabakulak ve zona gibi enfeksiyonlar,
  • Tiroit, romatizmal artrit, diyabet, vitiligo gibi bazı      otoimmün hastalıklar,
  • Epilepsi,
  • Sigara,
  • Stres,
  • Aşırı zayıflık veya obezite,
  • Bazı meslekler
  • Bayan kuaföründe çalışanlar
  • Kimyasal kozmetik satıcıları
  • Solvent ile çalışan ressamlar / boyacılar
  • Propanediol, metilolakrilamid, monometil eter, ftalatlar ile çalışanlar

 

KUTU BİLGİSİ——–

 

MENOPOZA KARŞI ÖNLEM ALIN!

 

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, menopoz yaşını geciktirebilmeniz için yaşam alışkanlıklarınızda dikkat etmeniz gereken noktaları şöyle sıralıyor:

 

  • Sıfır beden ya da obez olmayın. Vücut Kitle indeksinizi hesaplayın: Ağırlık (kilo)/boy2 metre. Vücut Kitle indeksinizin 18-30 arasında olmasına dikkat edin.
  • Stresinizi azaltacak önlemler alın.
  • Sigara içmeyin ve pasif içicilikten uzak durun.
  • Zararlı olduğu bilinen propanediol, metilolakrilamid, monometil eter gibi kimyasal maddelerden kaçının.
  • Spora hayatınızda yer verin. Mümkünse her gün, değilse haftanın en az 3 günü bu egzersizlerden birini mutlaka uygulayın: 50 dakika tempolu yürüyüş, 30 dakika yüzme, 30 dakika bisiklet veya 45 dakika jimnastik.
  • Oksijen radikali emme kapasitesi yüksek antioksidan besinleri tüketin: Balık, ceviz, taze fındık, kabak çekirdeği, brokoli, lahana, karnabahar, domates, biber, havuç, mürdüm eriği, nar, üzüm, çilek karpuz, işlenmemiş tahıl ve ürünleri bu besinler arasında yer alıyor. Aynı zamanda yeşil çay ve taze greyfurt suyu da oksijen radikali emme kapasitesi yüksek olan içeceklerden.
  • Antioksidan ilaçlar alın: Örneğin Koenzim-Q 10, L-arginin veya Royal jelly takviyesi yapabilirsiniz.
  • Kalsiyumdan zengin beslenin: Günde 200 ml süt, yoğurt veya dondurma yiyin.
  • Güneşlenerek D vitamini aktivasyonuna yardımcı olun.

2012 KAR FELAKETİ 2004’Ü GERİDE BIRAKTI

Kentin yüksek kesimlerinde kar kalınlığı yarım metreyi bulurken, sürücüler yollarda zor anlar yaşadı.

Bu sabah işe gitmek için evlerinden çıkanlar, araç bulmakta zorluk çekti. Otomobillerini evde bırakanlar da toplu taşım araçlarına akın etti. Çok sayıda servis aracı yollarda kaldı. Birçok kişi yoğun kar altında, yürüyerek işyerlerine ulaşmaya çalıştı.

Otomobillerinin üzerini örten karları temizledikten sonra zor şartlara rağmen yola çıkan çok sayıda sürücü, yolda kaldı, trafikte büyük ölçüde tıkanmalar yaşandı.

Kar yağışı Bağcılar, Küçükçekmece, Esenler ve Sultangazi’de sabah saatlerinde daha da hızlandı. Ara yolların kapalı olması nedeniyle araçlar ilerleyemedi. Minibüs ve otobüslerde ilerleyemeyince vatandaşlar yollarda kaldı. Özellikle Bağcılar’da birçok kişi, servis ve toplu ulaşım araçları gelmeyince çareyi yürümekte buldu.

Kentte bugün öğle saatlerine kadar kuvvetli kar yağışı görüleceği bildirildi.

Yetkililer, özel araçlarını kullanmamaları, toplu taşıma araçlarını tercih etmeleri konusunda İstanbulluları bir kez daha uyardı.

UÇAK VE İDO SEFERLERİ İPTAL
Ayrıca, İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO), Marmara Denizi’nde etkili olan poyraz nedeniyle bazı deniz otobüsü ve hızlı feribot seferlerini iptal etti.

İDO’dan alınan bilgiye göre, saat 07.00’deki Yenikapı/Bandırma hızlı feribot seferi ile 07.30’daki Bandırma/Yenikapı-Bostancı deniz otobüsü seferleri iptal edildi.

Bu arada, saat 09.30’daki Bursa-Yenikapı-Kadıköy deniz otobüsü seferi ile 18.30’daki Bandırma/Yenikapı hızlı feribot seferlerinin de hava muhalefeti nedeniyle yapılamayacağı bildirildi.

İstanbul’da etkisini artıran kar yağışı nedeniyle Atatürk Havalimanı’ndan sabah saatlerinde iç ve dış hatlarda yapılması planlanan 87 uçuş iptal edildi. İptallerin 41’i dış hat seferlerinde 46’sı da iç hat seferlerinde oldu.

METEOROLOJİ’DEN UYARI
Bu arada, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurt genelinde etkili olması beklenen kar yağışı konusunda uyarıda bulundu.

Buna göre; kar yağışı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu, Rize, Artvin ve Hopa ile öğle saatlerine kadar İstanbul, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Bursa ve Balıkesir’in Bandırma ilçesi, Zonguldak, Düzce, Bartın ve İnebolu çevrelerinde kuvvetli olacak.

Açıklamada çığ tehlikesi, ulaşımda aksamalar gibi yaşanabilecek olumsuzluklara karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerektiği kaydedildi.

Öte yandan, Marmara, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı, Güney ve Kıyı Ege, Batı Akdeniz ve Doğu Karadeniz ile bazı illerde kuvvetli rüzgar ve kısa süreli fırtına uyarısında bulunuldu.

Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bugün, rüzgarın; Marmara, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı (Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Tunceli, Malatya, Elazığ) ile Sivas, Kayseri , Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa çevrelerinde kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz), Güney ve Kıyı Ege, Batı Akdeniz ve Doğu Karadeniz’de kuzey ve kuzeybatı (Karayel) yönlerden kuvvetli (40-60 km/s) ve yer yer kısa süreli fırtına şeklinde esmesinin beklendiği bildirildi.

Açıklamada, bu nedenle yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği ifade edildi.

SON PİŞMANLIK NEYE YARAR?

 

 

Avustralya’da yıllar boyunca evlerinde ölümü bekleyen hastalarla çalışan hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra deneyimlerinden yararlanarak yazdığı kitapta insanların hayatlarının son günlerinde en çok neye pişman olduğunu listeledi. Ware, “The Top Five Regrets of the Dying – A Life Transformed by the Dearly Departing” adlı kitabında ölüm yatağında insanların en çok pişmanlık duyduğu şeyin diğer insanlarla ilişkilerindeki ihmalkarlık olduğunu ileri sürdü.

İŞ, DÜŞ, CESARET İLK SIRADA

Hastalarına en çok ne için pişmanlık duyduğunu soran Ware, aldığı yanıtların temelde benzer olduğunu ve beş başlık altında toplandıklarını keşfetti:

1. “Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı.” Ware’e göre insanlar, yaşamlarının sona erdiğinin farkına varıp geriye döndüklerinde düşledikleri şeylerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmediklerini görüyor ve pişman oluyor.

2. “Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.” Ware’e göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor. Ware, erkek hastaların büyük bir kısmının eğer bir şansları daha olsa dönüp çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini gözlemledi.

3. “Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı.” Birçok insanın diğerleri ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmak için duygularını bastırdığını söyleyen Ware, bastırılan duyguların insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkileri olduğunu ileri sürdü.

4. “Keşke arkadaşlarımla ilişkimi sürdürseydim.” İnsanların kendi yaşamlarına çok fazla odaklanıp arkadaşlarıyla ilişkilerini yitirdiğini ancak ölüm yatağında fark ettiğini söyleyen Ware, ölmekte olan insanların en çok eski arkadaşlarını özlediğini söyledi.

5. “Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim.” Çoğu insanın mutluluğun aslında bir seçim olduğunu ölüm anı gelene dek fark etmediğini söyleyen Ware, insanların rahat yaşamak uğruna eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını belirtti. Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen insanların değişme korkusu yaşadığını ve daha fazla mutlu olma şansını kendi kendilerine yok ettiğini belirten Ware, ölüm yatağındaki hastalarının “Keşke daha çok gülseydim, keşke aptalca şeyler yapmaktan bu kadar korkmasaydım” diyerek pişmanlıklarını dile getirdiğini sözlerine ekledi. (Milliyet)