5053873217 [email protected]

ÇOCUKLARI ‘ADIM ADIM’ SEVİNDİREBİLİRSİNİZ

23 Nisan’da minik çocuklarını sevindirmek isteyen anneler için Türkiye’deki ilk interaktif gelişim serisi olan “Adım Adım” farklı bir hediye alternatifi.

PSİ Aile ve Çocuk Merkezi’nden Uzman Pedagog Feriha Şenkaya Dildar liderliğinde hazırlan seri, 9 aydan 48 aya kadar gecen süreç içerisinde çocukları hem eğitici hem de eğlendirici bir yolculuğa çıkartıyor.

4 yaşa kadar hazırlanan eğitim setlerinde serbest oyunu yönlendirecek farklı kitaplar ve aktiviteler yer alıyor. Veliler tarafından büyük ilgi gören seri, ebeveynlerin çocukları ile sağlıklı ilişki kurabilmeleri için büyük bir yardımcı niteliğinde…

Adım Adım serisinin içeriğinde neler var?

Adım Adım; Türkiye’de ilk kez hazırlanan, aile ile çocuğun bir arada aktivite yapabileceği ve hem aileye hem de çocuğa yönelik bir gelişim seti. Adım Adım, 9 aydan 48 aya uzanan dönem için çocuğun duygusal, fiziksel, motor ve zihinsel gelişim sürecinde ona eşlik eden bir yetişkinle, kolay ulaşılabilecek malzemelerle uygulanabilen oyunları içeriyor.

Bu aylık setler anneyle babanın çocuklarıyla keyifli ve kaliteli zaman geçirmesini hedeflerken aynı zamanda anne baba için bir rehber niteliği taşıyor. Setlerin içinde ayrıca çocuk müzikleri ve interaktif iletişim kurmak için gerekli oyuncaklar katılarakeğitim ile eğlence bir arada sunuluyor.

YUMURTA DA SAHTE ÇIKTI

Gıda terörü devam ediyor. Uzmanlar hangi gıdayı incelese ayıplı ve zararlı olduğu anlaşılıyor. Son olarak incelenen yumurtada da durum değişmedi.

Genellikle et ve et ürünlerinden geçen ve tedavi edilmediği takdirde ölüme kadar götüren Salmonella bakterisi, yumurtada da tespit edildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; yumurtalara tek tek test yapmanın mümkün olmaması nedeniyle tavuk çiftliklerini denetleyerek halk sağlığını korumaya çalışıyor.

 

Sahte bal ve yüzde 100 dana Eti yerine içinde her türlü sakatat ve kanatlı et barındıran sucukların ardından Türkiye’nin en çok tükettiği yumurtanın da ölümcül bakteri barındırdığı anlaşıldı.

Sağlık eski Müsteşarı ve Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sefer Aycan, hileli ve halk sağlığını tehdit eden gıdalarla ilgili Takvim gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.

Hileli bal ve et ürünlerinden sonra halkın tüm gıdalara korkuyla yaklaştığını belirten Prof. Aycan, üreticilerin ucuza mal edip pahalıya satmak için yaptığı hilelerle halk sağlığının tehlikeye girdiğini kaydetti. Prof. Aycan, et ve et ürünlerinde ortaya çıkan, tedavi edilmediği takdirde ölüme neden olan Salmonella bakterisinin, yumurtada bulunduğunu söyledi.

Bakterinin, yumurtaya hem tavuktan hem de bulunduğu ortamın kirliliğinden geçtiğini anlatan Prof. Aycan; bakterinin, yumurtanın kabuğundan içine ulaştığını vurguladı. Salmonella’lı yumurtanın insana bulaşma riskine dikkat çeken Prof. Aycan, bakterinin organik ya da organik olmayan ayrımı yapılmadan tüm yumurtalarda olabileceğini ifade etti. Özellikle çiğ yumurtadan yapılan pasta ve krema gibi gıdalarla Salmonella bakterisinin insana geçme olasılığının yüksek olduğunu bildiren Prof. Aycan, “Salmonella insana geçmesi durumunda şiddetli bir enfeksiyona neden oluyor. İshal, kabızlık ve yüksek ateşle seyreden hastalık, iyi tedavi edilmemesi halinde ölüme neden oluyor” dedi.

DEVLET HASTANESİNDE MUAYENE OLMAK YA DA OLAMAMAK

(12 Nisan 2012 tarihli okur mektubudur. Cevap hakkı saklı olup yazılanlar okur görüşüdür. Karşı tarafın cevabı da gönderilmesi durumunda yorumsuz ve aynı şekliyle yayınlanır.)

 

10/04/2012 tarihinde Şişli Etfal Hastanesine şiddetli eklem ağrıları ve şişliği şikayeti ile gittim. Randevu aldığım dahiliye servisinde muayene oldum. Beni muayene eden doktor şikayetlerimi dinledi ve durumun aciliyetini de anlayarak romatoloji servisine sevk etti.  Kısaca kollarımı ve ellerimi eklemlerdeki ağrılardan dolayı kullanamıyor, ceket gömlek giyerken yardım almadan işlerimi gerçekleştiremiyorum. Öğretmeni olduğum sınıfta tahtaya yazı yazmak için kollarımı kaldıramıyor, dolayısıyla mesleğimi de kısmen  yapamıyordum.  Romatoloji uzmanı Veli Yazısız Bey’in kapısında yarım saat bekledim. İçerdeki hasta çıktıktan sonra da kendisine durumumu arz ettim. Elimdeki sevk kağıdına baktı ve “182 den randevu al” dedi. Kendisine rahatsızlığımın romatoloji servisi ile ilgili olduğunu bildiğimi ancak mayıs ortasına randevu tarihi verildiği için mecburen dahiliye servisine göründüğümü anlattım. Bana tekrar “senin aciliyetin yok” cevabını verdi. Ben de muayene olabilmek için 1 ay beklemem gerektiğini, en basit günlük işlerimi yardım almadan yapamadığımı anlattım. Bir muayene etmesini, en azından acımı dindirecek ilaç yazmasını rica ettim. Bana “Ben o kağıda baktım, aciliyetin yok diyorum, 182 den randevu al” dedi. Beni sosyal güvencem olduğu halde özele yönlendirdiğini söyledim, iki dakika bakabilirsiniz, henüz saat 12 bile olmadı, sırada da hasta yok dedim. Beni dinlemedi. Ben de durumu yetkililere bildireceğimi söyledim kendisine.

Devletin bir memuru olduğum halde devlet hastanesinde muayene olamayıp mecburen özel hastanede bir uzmana göründüm ve iki dakikalık muayene ve tahlil sonucunda Romatoid Artrid teşhisi ile tedaviye başladım. Eczaneye gidip ilaçlarımı aldım.Sağlık Bakanlığımızın tüm imkanları seferber etmesine rağmen, çağın tüm kolaylıklarını sunmasına rağmen bir hekimin keyfi davranışları nedeniyle muayene olamamaktan mağdur oldum.

Eğer özel hastaneye gitme imkanım olmasa bu hastalığın tedavisine başlayamayacak, çektiğim acıları daha uzun süre yaşamak zorunda kalacaktım. Hastalığın tedavisinde erken teşhis ve muayene sürecinin önemli olduğunu da öğrenerek romatoloji uzmanının beni kapısından göndermesinin büyük bir duyarsızlık olduğunu gördüm.

 

 

(12 Nisan 2012 tarihli okur mektubudur. Cevap hakkı saklı olup yazılanlar okur görüşüdür. Doç. Dr. Veli Yazısız’ın cevap göndermesi durumunda yorumsuz ve aynı şekliyle yayınlanır.)

 

BAKANLIK HİLELİ FİRMALARIN LİSTESİNİ YAYIMLADI


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, baldan sonra tüketiciyi yanıltan et ürünleri ile peynir üreticisi firmaları da teşhir etti.

Bakanlığın internet sitesinde, laboratuvar sonuçlarının olumsuz çıkması üzerine gıdada taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen peynir üreticisi 3 firma ile et ürünleri üreticisi 3 firma ilan edildi.

Söz konusu firmaların ürünlerine dönük laboratuvar incelemelerinde, yağlı tulum peynirlerinin içinde bitkisel yağ, pişmiş dana kavurmanın içinde at eti (tek tırnaklı eti), yüzde 100 dana eti sucuğun içinde kanatlı eti ve soyulmuş sosisin içinde yabancı doku ve iç organ tespit edildi.

Laboratuvar sonucuyla ”taklit ve tağşiş” yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten/ithal eden firma adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numaraları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sitesinde duyruldu.

İŞTE BAKANLIK SİTESİNDEKİ O LİSTE!

Kamuoyuna Duyuru Tarihi Firma Adı Ürün Adı Marka Parti/Seri No
Akgökseller Gıda ve Süt Mam. Tar. Ürn. Canlı Hay. Oto. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti.Konya Yağlı Tulum Peyniri(Nişasta ve Bitkisel Yağ Tespiti) Hasan Dede 01.12.2012
13.04.2012 Birsen Güven Gıda San. ve Tic. A.Ş.Kayseri Tam Yağlı Tulum Peyniri(Bitkisel Yağ Tespiti) Yalçıntepe 11.04.2012
Güldemce Gıda İnş. Otomotiv San. Tic. Ltd. Konya Yağlı Tulum Peyniri(Bitkisel Yağ Tespiti) Güldemce 01.01.2013
Efraim Usta Lokantası Nazım ÇAKMAK Çınarlı Mh. N. Erim Cd. Kayacı Sk. No:2 İzmit/KOCAELİ Pişmiş Dana Kavurma(Tek Tırnaklı Eti) Yemek
13.04.2012 Etsan Gıda Sanayi A.Ş Tepeören-Tuzla/İSTANBUL Acılı Kangal Sucuk %100 Dana Eti (Kanatlı Eti Tespiti) Apikoğlu 4701
Karizma Beşler Et Tesisleri Kemerburgaz Cad. No 76 Kağıthane /İSTANBUL Soyulmuş Sosis(Yabancı doku, iç organ tespiti) Uludağ SN 08 – P 1
11.04.2012 Marmaratürk Bitkisel ve Organik Ürünler Süzme Çiçek Balı Bal Teknesi 001
Nurs Lokman Hekim Gıda Tarım Bitki Med. San. Tic. Ltd. Şti. Süzme Çiçek Balı Balderesi 019
Tuana Bitkisel Ürünler Kozmetik Gıda İnş. San. Dış Tic. Ltd. Şti. Süzme Çiçek Balı Balderesi 02
27.03.2012 Kayserilioğulları Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Şti Süzme Çiçek Balı Oskar 03
Tadaban Gıda Sanayi İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti Süzme Çiçek Balı Maxitat 0106

SONUNDA AÇ KALACAĞIZ; PEKMEZ DE SAĞLIKSIZMIŞ

Gıda güvenliği tartışmaları süredursun, her geçen gün yeni bir ürün ile ilgili hile ve tehlike haberleri yapılıyor. Yaşadığımız dönem için son tehlike furyası bal ile başlamış, tavuk, kırmızı et, işlenmiş derken zincirleme bir artışla soframızdaki tüm ürünler tek tek fişlenmişti. Son tehlike ise pekmezde;

Şekerin icadından bile eski olan pekmez, günümüzde özellikle bebek ve çocukların beslenmesinde kullanılıyor. Çocukların zekâ gelişimini destekliyor ve sütteki kalsiyumun tam üç katı kalsiyum değerine sahip. Kemik erimesi ve benzer hastalıklar için alınabilecek en ideal önlemlerden biri. Pekmezin faydaları listesi uzayıp gidiyor. Peki ya zararları? Şifa niyetine yediğimiz pekmez, kanserojen olabilir mi?

Cevabı “HMF” olarak kısaltılan “hidorksimetifurfural” adlı bir madde. Kanserojen ve genotoksik (genleri bozan) olduğu düşünülmekte. Türk Gıda Kodeksi olası HMF miktarı için sınırlama getirmiş durumda.Gıdada bulunan HMF ürüne uygulanan işlemin sıcaklığı ve süresi, depolama sıcaklığı ve süresi hakkında bilgi verir. Ürüne uygulanan ısıl işlemin sıcaklığı ve depolama sıcaklığı ne kadar yüksek olursa HMF’nin miktarıda o denli yüksek olur. Gıdada HMF istenmemektedir. Ürünün tadında, renginde ve kokusunda istenmeyen değişikliklere yol açar.

İLTİHAPLI ROMATİZMALILARA TEDAVİ MÜJDESİ

Türkiye’de ramotoloji servislerini hınca hınç dolmasına neden olan, tedavisi olmadığı için binlerce hastanın madur olduğu romatoid artrit (iltihaplı romatizma) hastalığının yok edecek tedavi yöntemine çok yaklaşıldı.

Bilim adamları ilaç bazlı bir tedavi ile kıkırdağı aşındıran hastalığın üstesinden gelinebileceğini ümit ediyor. Romatoid artrid hastalığının nedeni bağışıklık sisteminin vücudun sağlıklı eklem dokularına saldırmasıdır. Bunun sebebi hala araştırılmaktadır. İltihap hücreleri eklem yüzeyini örten “sinovyal membran”da birikir ve ekleme hasar verirler. Eklem hasarı ilerledikçe zamanla iltihap bitişikteki kemik dokusuna da sıçrayabilir. Yıpranan ve aşınan kıkırdak ve kemik dokunun tedavi edilmesi bugün sadece platin takma ameliyatlarıyla yapılabiliyordu. Fakat bugün hastalara yeni bir umut doğdu.

Yapılan araştırma bugüne kadar ağrı kesici gibi ilaçlarla şikayetleri azaltılmaya çalışılan artrit hastalığında, kartogenin ismi verilen bir molekülün kıkırdaklarda deformasyonu gidermeye yardımcı olduğunu ortaya çıkardı. Yapılan deneylerde de kartogenin isimli madde osteoartrit belirtileri gösteren farelerin kök hücrelerini kıkırdağa dönüştürmeyi başardı. Bilim dergisinde yayınlanan araştırmada 22 bin ilaç benzeri molekül test edildi ve her birinin kıkırdaklar üzerindeki etkisi incelendi.

Romatizma bugün ABD’de 40 milyon insanın muzdarip olduğu bir hastalık. Bu sayı Türkiye’de de azımsanmayacak kadar fazla. Türkiye’de küçük kentlerdeki hastanelerde romatolog bulmak bir hayal olurken, büyükşehirlerdeki romatoloji servislerinde aylar sonra randevu verebiliyor.

Osteoartrit sebebiyle birçok insanın kalça ve dizlerine platin takılarak hastalığın yarattığı sorun ortadan kaldırılmaya çalışılıyor ancak ağırlıklı olarak orta yaş üstü insanlarda görülmesi sebebiyle ameliyatın yapılması da zorlaşıyor.