5053873217 [email protected]

‘BİR HAFTADAN FAZLA DİYET YAPAMIYORUM’ DİYORSANIZ, BU HABERİ OKUYUN

“Diyete pazartesi başlıyorum, çarşamba bırakıyorum”, “Şu haftada geçsin öyle başlarım”, “Sevdiğim besinlere dayanamıyorum” gibi sözleri çevremizdeki insanlardan sık sık duyarız. Yapılan araştırmalar diyete başlayan kişilerin sadece %10’unun 1 haftadan daha uzun süre diyete devam edebildiklerini göstermektedir. Her Pazartesi başladığınız diyetlerin bir türlü sonu gelmiyorsa diyetin bize zor gelmesinin gerçek nedenini saptamadan kilo vermeye çalışıyor olmamız muhtemel.

Yeni beslenme düzeninizi hayatınıza adapte etmenizi kolaylaştıracak önemli püf noktalarını Rafinera’nın Diyet ve Beslenme Uzmanı Mine Öcalan anlattı.

Acaba kaç kilo verdim?

Kilonuzu sık sık kontrol etmek sadece cesaretinizi kırar. Gün içerisindeki ödem miktarının artması, bağırsaklarınızın çalışıp, çalışmaması gibi birçok sebep hatalı ölçümlere neden olacaktır. Bu durum bireyden bireye fark etmekle beraber ölçümlerde 1-4 kilo arasında değişimler gözlemlenmektedir. Ertesi gün kalktığınızda tartınızda gördüğünüz fazla kilolar az yemek yemeyi, bir sonraki gün göreceğiniz eksik kilolar fazla yiyip içmeyi tetikleyecektir. Oysa bu şekilde bir beslenme şekli, metabolizmanızın bozulmasına ve vücudunuzda geri dönüşü zorlaşan kilo kazanımlarına neden olabilmektedir.
Çözüm: En doğrusu haftada bir tartılmanızdır. Vücudunuzdaki gerçek kilo değişimlerini ancak böyle görebilirsiniz.

Beslenme günlüğü tutun!!

Yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi saat saat mutlaka yazın ve hafta sonları bu günlükleri kontrol edip, bir hafta boyunca neler yediğinizi gözden geçirin. Bu sayede, besin çeşitliliğini sağlamak ve neyin eksik neyin fazla olduğunu görebilmiş olursunuz.
Çözüm: Unutmayın bütün ayrıntıları ile ne yediklerini yazanlar daha kolay zayıflıyor!

Cazip yemeklere dayanamıyorum!

Haftada 1 öğününüzü serbest bırakın! Hepimizin sevdiği, gördüğü zaman dayanamadığı yiyecekler var. Yasaklı diyetler, tamamen hayatınızdan çıkarmaya çalıştığınız yiyecekleri bir süre sonra cazip hale getirecek ve sabah- akşam kendinizi o yiyecekleri tüketir halde bulacaksınız.
Çözüm: Birkaç gününüzü değil, hayatınızı değiştirmeye çalıştığınız bu düzende istikrarı sağlamak için haftada 1 kez 1 öğününüzü serbest bırakın.

Tartıda hala bir değişiklik yok!

Durmak yok, yola devam! Diyet yapan birçok kişi hızlı kilo kaybetmeyi bekler ve vücudunun bu hıza uymasını ister. 1 hafta boyunca kilo kaybı olmazsa, morali bozulur ve diyeti bırakır.
Çözüm: Kilo verme hızınız düştüğü zamanlarda moralinizi bozup, diyetinizi diğer pazartesiye ertelemeyin!

Diyetinizi devam ettirecek önemli taktikler

Önden bir salata lütfen:)

Yemeğe başladıktan sonra beyne tokluk sinyalinin gitmesinin en az 15-20 dakika sürdüğünü artık hepimiz biliyoruz. Az çiğneyip, hızlı yerseniz tokluk oluşana kadarki sürede daha çok yemek yersiniz ve aldığınız kalori miktarı artar. Bu nedenle yemek yeme hızınızı yavaşlatmanız önemli. Aynı zamanda yemeğin başlangıcını salata ile yaparsanız, yemekte aşırıya kaçmanızın önüne geçmiş olursunuz. Ama salata soslarına dikkat! Tercihiniz balzamik sirke, limon veya nar ekşisi gibi düşük kalorili soslar olabilir.

Çeşitlendirin!

Her gün aynı besinleri tüketmek diyeti sıkıcı kılar. Tüketimlerinizde küçük değişiklikler yapmaya çalışın. Her gıda farklı besin öğeleri içerir ve metabolizmanızı farklı derecelerde aktive eder. Çeşitlilik, motivasyonunuzu da arttırarak sıkıcılığı ortadan kaldırır ve istikrarlı bir şekilde diyetinize devam etmenize destek olur.

Metabolizmanızı da uyandırın!

Gün içerisinde enerjinizi ve motivasyonunuzu koruyabilmek için güne her gün farklı bir kahvaltı ile başlayın. Rahatlatıcı etkiye sahip serotonin hormonumuzun salgılanmasına yardımcı olan, kepeği ayrılmamış tahıllardan yapılmış ekmekleri veya tam tahıllı kahvaltılık gevrekleri kahvaltınızı çeşitlendirmek için kullanabilirsiniz. Besin tüketme, sindirim sistemimizi aktive ettiği için sabah yapacağımız dengeli bir kahvaltı, metabolizmamızın çalışmasını sağlayarak, sabah yorgunluğumuzu atmamıza da destek olur.

Yiyecek bulma sıkıntısı

Diyete başlayan hemen hemen herkes ”Diyet yemek” bulamamaktan şikâyet eder. Diyetteyken neler tüketmemiz gerektiğini öğreniyoruz, ancak zamansızlık ve uygun yiyecekleri bulamamak diyeti devam ettirmemizin önüne geçiyor. Günlük almanız gereken enerji değerine yakın paket seçiminizi yaparak ve günlük tüketmeniz gereken öğünleri her gün çeşitlendirerek tüketiminize hazır halde servis ettiğimiz Rafinera Beslenme Programı en büyük destekçiniz olabilir. Beslenme programında yer alan besinlerin birlikte tüketilmeye uygunluğu, metabolizmadaki olumlu etkileri ve öğün saatlerine göre değişen gereksinimler gözetilerek hazırlanan menüler, diyetinize istikrar kolaylığı ve sağlık katacaktır.

Ve bunları da deneyin:

İşte veya sosyal hayatınızda size güçlü motivasyon sağlayan bir diyet partneri seçin.

Gözünüzü korkutmayacak hedefler belirleyin. 15 kilo vermeye şartlanmaktansa önce 3 kilo vermeyi hedef edinin, başardığınızda sevinin. Kısa süreli hedefinize ulaştıktan sonra yeni hedefinize odaklanın.

BRITNEY SPEARS EGZERSİZ HAREKETLERİNİ GÖSTERDİ

Britney Spears, SHAPE dergisi Haziran sayısının kapak kızı oldu. Dergiye verdiği pozların yanı sıra cardio hareketlerini gösterdi ve röportajla birlikte egzersiz yaparken dinlediği şarkı listesinin bir kısmını da açıkladı.

İşte röportajdan parçalar:

“Vegas performansları basit olmayacak- başından sonuna kadar büyük bir parti olacak. Ve bunu başarmak için birinci sınıf şartları sağlamalı, son hızda koşmalıyım.”

“Haftada iki kere 90 dakika yoga yapıyorum ve antrenörüm Tony Martinez ile haftada 3 kez, bir saatten fazla cardio yapıyorum.”

“Diyet yapmak zorlayıcı. Çünkü spesiyallerim spaghetti, Brownieler ve çikolata parçacıklı kurabiyelerdir. Bunları az yemeye çalışıyorum ya da yersem bütün tabağı yiyorum.”

EMZİK BIRAKTIRMA YÖNTEMLERİNİ UYGULARKEN NELER YAŞAYACAKSINIZ?

Bebeğinizin o en kadim dostu gibi gördüğü emziği bıraktırmaya karar verdiniz. Bunun için bütün yöntemleri de öğrendiniz, artık kararlısınız! Peki sizi neler bekliyor biliyor musunuz?

Bebeğinize kimi zaman zorla verdiğiniz, kimi zaman ise dünyaya geldiği günden bu yana en yakın arkadaşı olan emziği bıraktırma süreci bazı anneler için zor bir süreçtir. Çünkü bağımlılık hayata ilk adım attığınız yıllarda gelişmiş ve tüm zararlarına rağmen emzik, onun için vazgeçilmez bir alışkanlık olmuştur.

Damak yapısını bozması nedeniyle özellikle 1 yaşından sonra emziğin kullanılması önerilmiyor. Fakat uzmanlar emzik bırakmak için en doğru zamanın 2-4 yaş arası olduğunu söylüyor. Eğer kendi kendine emziği bırakan şanslı bebeklerden birinin annesi değilseniz, bu yöntemlere göz atmanızda fayda var.

Emziği bıraktırmak için birkaç yöntem vardır. Bunlardan en sık uygulananı aşamalı olarak emziğin bırakılmasıdır. Onun sadece bir uyku aracı olduğunu ya da sadece gece yatarken uykuya dalmasında yardımcı olacağını bilmesi bebeğinizi öncelikli olarak gündüz emzik kullanmaktan kurtarır. Bir süre sonra geceleri de emziği kestiğinizde çocuğun buna alışması daha kolay olacaktır. Hatta eğer kreş çağında bir emzikli çocuğunuz varsa mümkünse kreşe başlarken emziği hiç hesaba katmayın. Sadece çantasında önlem olarak bulunsun. Fakat kreşte emzik kullanılmadığını bilsin. Kreş ortamları fazla çocuğun bir arada bulunması ve yere düşen emziğin tekrar ağza alınma riskinden dolayı emzik açısından tam bir kabustur!

Emziğe çay ya da pul bibere batırarak, çocuğa onun artık kirlendiğini söylemek de geleneksel emzik bıraktırma yöntemleri arasındadır.

Emzik bırakmak için eğlenceli yöntemler de yok değildir hani! Örneğin bir oyuncakçıya gidip, en sevdiği oyuncağı emzikleri karşısında alabileceğini; satıcıyla yapacağınız küçük bir pazarlıkla ayarlayabilirsiniz.

Sevdiği ve tutkunu olduğu emziğin yerine biberonla su ya da süt içirmek de onun bu tutkusunu bir nebze olsun azaltır.

Emzik bırakma maceranızın özellikle ilk günlerinde uyku saatlerinde aksama, gecikme yaşayabilirsiniz. Hatta özellikle gündüz uykuları sırasında bebeğiniz daha bilinçli olacağı için emziği daha çok arayacaktır. Burada sizin kararlı olmanız çok önemli. Tabii ki onu bir gözyaşı deryasının içinde bırakacak değilsiniz fakat emziğin yerine koyabileceğiniz küçük şeylerle bu süreci atlatacaksınız.

B arada kendinizi hazırlamanız gereken en önemli şey ağlama nöbetleridir. Bu nedenle emzik bıraktırma sırasında çocuğun her zaman yaşadığı rutinleri terk etmemesi önemli bir ayrıntıdır. Uyku saatlerinde dışarıda olmamak, bebeğin açlık sınırlarını zorlamamak da ağlama nöbetlerini en aza indirecektir.

Sonuç olarak kıyamadığınız bebeğinizin hayattaki ilk ayrılık macerasında onun yanında olduğunuzu ona hissettirmeniz ve onun da sizin ne kadar kararlı olduğunuzu görmesi gerekir…

Size şimdiden bol şans!

KRONİK YORGUN OLUP OLMADIĞINIZI TEST EDİN

 

Yatak istirahati ile düzelmeyen, fiziksel veya zihinsel aktivitelerde artan ve en az 6 ay ve daha uzun süre devam eden şiddetli yorgunluk durumu, kronik yorgunluk olarak adlandırılıyor. Özellikle hava değişimleriyle birçok kişiyi etkisi altına alan kronik yorgunluktan korunmak için neler yapılması gerektiğini Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu anlattı.

Normal bir yorgunluktan farklı olarak uzun süre devam eden ve yatak istirahatiyle düzelmeyen kronik yorgunluğun belirtilerinin hafıza ve konsantrasyon bozuklukları, uyku bozuklukları, tedaviye dirençli kas ağrıları, çeşitli eklemlerde oluşan ağrılar (eklemde şişlik ve kızarıklık olmadan), baş ağrısı, sık ve tekrarlayan boğaz ağrısı, boyun ve koltuk altındaki lenf bezlerinde hassasiyet olduğunu söyleyen Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu hastalıktan korunmak için yapılabilecekleri şöyle sıraladı; stres yönetimi uygulamak, düzenli olarak günde 8-10 saat uyumak, hafif tempolu fiziksel egzersizler yapmak, düzenli ve dengeli beslenmek, ideal kiloda kalmak, hayata iyimser bakabilmek ve iş yoğunluğundan sıyrılıp dinlenmeye zaman ayırmak.

Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu; kendinizi sürekli halsiz hissediyor, müracaat ettiğiniz doktorunuz tarafından yakınmalarınız ile ilgili yapılan laboratuvar testleriniz normal bulunuyor, yakınmalarınız 6 aydan daha uzun süre devam ediyorsa ve aşağıdaki sorulardan 4 veya daha fazlasına “evet” diyorsanız kronik yorgunluk sendromu ile karşı karşıya olabileceğinizi belirtti.

1. Çabuk unutuyor veya konsantrasyon güçlüğü yaşıyor musunuz?

2. Fiziksel veya zihinsel bir aktivite sonrasında uzun süre bitkin, yorgun ve kendinizi hasta hissediyor musunuz?

3. Uyku sonrası yorgun mu kalkıyorsunuz?

4. Vücudunuzun değişik bölgelerinde kaslarınızda ağrı oluyor mu?

5. Eklemlerinizde şişlik ve kızarıklık olmaksızın ağrı oluyor mu?

6. Sık sık başınız ağrıyor mu?

7. Sık ve tekrarlayan boğaz ağrınız oluyor mu?

8. Koltuk altı veya boyundaki lenf bezelerinizde ağrı veya hassasiyet var mı?

 

ANOREKSİA’YA YAKALANAN NANA KARAGIANNIS ANNITA’YI GÖREN TANIYAMIYOR

Yunanistan televizyonlarında da boy gösteren Nana, güzelliğiyle dikkat çekince bir dönem mankenlik yapmaya başlamış.

Genç ve güzel bir gazeteci olan Nana Karagiannis Annita, manken hastalığı olan anoreksia’ya yakalanmış. Görenlerin tanıyamadığı Annita’nın zayıf fotoğrafları insanı korkutuyor.

DİYETLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Bugüne kadar doğru sandığınız bilgilerin aslında birer yanlıştan ibaret olduğunu öğrenseniz… 

Daha az kalori her zaman iyidir (Yanlış)
Bir diyet furyasına uyarak bütün günü kalori sayımı yaparak geçirmek doğru bir iş yaptığınızı göstermez. Üstelik her zaman az kalori iyi demek değildir. Gündelik işlerinizi yapmak için, işe gitmek, sokağa çıkmak, yürümek ve hatta oturmak için bile vücudunuzun yakıta ihtiyacı vardır. Eğer yeterince kalori almazsanız, vücudunuz hareket edecek enerjiyi bulamaz. Bu yüzden uzmanlar sık sık yemek yemeyi öneriyor. Bu sayede uzun süreli açlık duygusundan uzak duruluyor. Çantanızda veya çalışma masanızda sağlıklı atıştırmalıklar bulundurmayı ihmal etmeyin.

Ağırlık kaldırmak sorunları çözer (Yanlış)
Bilinenin aksine vücut geliştirme yapmak tek başına işe yaramaz. Kardiyo yaparken yanlış zayıflama diyetleri sonucu yanlış gıdalarla beslenirseniz veya abartılı yemek yerseniz, sonuç hüsran olacaktır. Zayıflamak için dengeli beslenme ile birlikte yapılan kardiyo ve egzersizler le sonuç alınır.

Egzersiz yapmak karın yağlarından kurtarır (Yanlış)
Genelde internet ve televizyonlarda söylenen “Egzersiz yapmak karın yağlarından kurtarır” fikri yanıltıcıdır. Egzersizler kas oluşturmak için tasarlanmıştır, yağları ortadan kaldırmazlar. Eğer temel, yani çekirdek egzersiz programına uymadan tek bir alanda hareket yaparsanız, başarı sağlayamazsınız. Vücutta her bölgeyi çalıştıran farklı egzersizler vardır. Tek bir egzersizle tüm vücut kaslarının hareket geçmesini bekleyemezsiniz. Bedenin bütün olarak çalışması için egzersizlerin birleştirilmesi gerekir. Spor salonuna gitmeye zamanınız yoksa eve alacağınız spor malzemeleri ile de rahatlıkla egzersizlerinizi yapabilirsiniz.

Terlemiyorsan, doğru egzersiz yapmıyorsun demektir (Yanlış)
Bugüne kadar duyduğunuz zayıflama tekniklerinin ne kadar yanlış olduğunu gördünüz. Bunlardan biri de ter atmak ile ilgili. Terlemiyorsan yapılan egzersiz hiçbir işe yaramaz dendi. Ancak durum pek de öyle değil. Uzmanların herkesin farklı ter bezlerine sahip olduğunu ve bazılarının diğerlerine göre daha zor terlediğini söylüyor. Terlememenin veya az terlemenin egzersizin işe yaramadığı anlamına geldiği kesinlikle yanlış.

Egzersiz yapmaya başlamadan önce vücudu gererek ısıtmak gerekir (Yanlış)
Egzersiz öncesi vücudun ısınması gerektiği doğrudur böylece yaralanmalar ve sakatlıklardan uzak durabiliriz ancak bu gerinme hareketi, sabah yatakta doğrulurken yaptığımızdan farklı olmalıdır. Dinamik vücut ısınma hareketlerini yapmadan, vücut tam olarak esnemiş ve ısınmış sayılmaz.

Aç karnına çalışırsan daha çok yakarsın (Yanlış)
İnsanların zayıflama yolları denilince ilk aklına gelen aç kalmak oluyor. Üstelik aç karnına spor yapmanın kalori yakımına fayda sağlayacağını düşünenler de oldukça fazla. Halbuki aç karnına yapılan sporun hiç bir faydası yoktur. Aç kalırsanız spor yapacak enerjiye sahip olamazsınız.