5053873217 [email protected]

Elektrikli Otomobil Türkiye’nin Fırsatı

Elektrikli otomobil dönüşümü, Türkiye’nin güçlü otomotiv endüstrisi için tarihi bir fırsat

EY Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından hazırlanan Mobilite Sektöründe Gündem raporu, pandemi etkisinin ve küresel belirsizliklerin sürdüğü bir dönemde Türkiye otomotiv sektörünü etkileyen trendlere ışık tutuyor.

Mobilite Sektöründe Gündem raporu, Türkiye’nin sahip olduğu tecrübe, jeostratejik konum ve rekabet gücü ile otomotiv ve ilgili yan sektörlerdeki avantajlarına ve bu alandaki potansiyel büyüme ve fırsat alanlarına dikkat çekiyor. 

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi iş birliği ve katkıları ile hazırladığı ‘Mobilite Sektöründe Gündem’ (Mobility Industry Agenda) raporunu yayınladı. 2018 ve 2019 yıllarının ardından bu yıl üçüncüsü yayınlanan rapor, Türkiye’nin toplam sanayi üretimi ve ihracatında en büyük paya sahip sektör konumunda olan otomotiv endüstrisinin gündemine ve gelecekte izleyeceği rotaya veriler ve uzman görüşleri eşliğinde ışık tutuyor.

Mobilite Sektöründe Gündem’ raporu, Türkiye ve dünya otomotiv sektörüne ilişkin güncel istatistikler, otomotiv sektörüne yönelik yatırım ve teşvik verileri, sektörün lider oyuncuları ve kurumlarının temsilcileri ile yapılan röportajların yanı sıra çip krizi ve bağlantı gibi sektöre özel trendleri de detaylı bir biçimde ele alıyor.

Raporda, küresel OEM üreticilerinin 2000 yılından bu yana yaptığı ve değeri 15 milyar ABD dolarını aşan kapsamlı yatırımların Türkiye’nin dünyanın en güçlü üretim merkezlerinden biri haline gelmesine önemli katkı yaptığı vurgulanıyor.

Elektrikli araçların yükselişi, Türkiye için büyük bir fırsat

Türkiye’nin otomotiv sektöründe sahip olduğu tecrübe, rekabet gücü ve jeostratejik konumu ile elektrikli araç ve ilgili ekipman yatırımlarında cazip bir konuma sahip olduğunu vurgulayan rapor, Türkiye’nin bu alandaki birikimi ile elektrikli araç ve ilgili yan sanayi ürünlerinin imalatı açısından tarihi bir dönemeçte olduğuna da işaret ediyor.

Elektrikli araçlara yönelik küresel talebin tırmanışta olduğunu rakamlarla ortaya koyan raporda yer alan bilgilere göre, küresel elektrikli araç ve hibrit pazarı pandemi etkisinde geçen 2020 yılında bile %32,9 gibi yüksek bir oranda büyüme kaydetti. Aynı dönemde dünyada içten yanmalı motor segmentinde ise pazar %18,5 oranında küçüldü. Dünyada 2030 yılına kadar

 

satılan her iki araçtan birinin elektrikli olacağının tahmin edildiğine değinen rapor, Türkiye’nin otomobil üretimi ve yan sanayiinde sahip olduğu deneyim ve altyapıyla oldukça önemli bir avantaja sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Türkiye otomotivde dünyanın en güçlü ve dinamik üretim merkezlerinden biri

‘Mobilite Sektöründe Gündem’ raporu, Türkiye’nin otomotiv alanında dünyada en yüksek potansiyele sahip ülkelerden biri olduğuna dikkat çekiyor. Buna göre Türkiye, dünyadaki ilk 15 üreticiden biri olarak araç üretimindeki payını 2020 yılında %1,67’ye yükseltti. Bu oran 2021 yılının ilk yarısında %1,48 olarak gerçekleşerek Türkiye’yi dünyanın 12. en büyük üreticisi konumuna getirdi.

Raporda yer alan verilere göre, otomotiv ihracatını 25,5 milyar ABD doları seviyesine ulaştıran Türkiye, 2016 yılından bu yana ihracatta ABD doları bazında yıllık ortalama %1,6 büyüme kaydetti. Bugün Türkiye’nin güçlü otomotiv endüstrisi, ürettiği her 10 araçtan yaklaşık 8’ini Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Yaşanan pandemi ve çip tedarik krizine rağmen 2020 yılında Avrupa Birliği’nin otomotiv ithalatının %17,6’sını Türkiye’de üretilen araçlar karşıladı.

Türkiye pandemiye rağmen otomotiv ihracatının ulaştığı toplam değer açısından dünyadaki en güçlü 16. ülke oldu. Raporda, Türkiye’nin 2008 yılında 1,53 milyon adet olan üretim kapasitesinin 2019 yılında 2,09 milyon adede yükseldiği, 2020 yılında ise pandemi etkisiyle bir miktar düşerek 2,05 milyon adet olarak gerçekleştiği belirtiliyor.

Yaklaşık 200 bin çalışan ile Türkiye’nin nitelikli istihdamına da büyük bir katkı yapan otomotiv endüstrisi, OEM’lerin yeni kapasite artırımları ve bu yeni kapasitelerin desteklediği yan sanayi yatırımları sayesinde 2020 yılı itibarıyla net satış gelirlerini yaklaşık 270 milyar TL’ye yükseltti.

Otomotiv sektörü Ar-Ge’de de öncülük ediyor

Otomotiv sektöründe Ar-Ge harcamaları 2010 yılından bu yana yıllık %19,6 artarak 2020 yılında 3,5 milyar TL’yi aştı. Otomotiv sektöründeki Ar-Ge harcamaları, Türkiye’nin üretim endüstrilerindeki toplam Ar-Ge harcamasının %17’sini ve tüm Ar-Ge harcamalarının ise %10’unu oluşturuyor.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Güçlü, dayanıklı ve hızlı büyüyen ekonomisiyle Türkiye, sürdürülebilir uluslararası doğrudan yatırımlar çekmek için yatırımcı dostu politikalar ve geniş yetenek havuzunun yanı sıra Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği noktada küresel pazarlara erişim sağlıyor. Mobilite sektörümüz küresel tedarik zincirine entegre yapısı ile de Ar-Ge, tasarım, üretim, lojistik, eğitim ve yönetim gibi birçok alanda uluslararası yatırımcıların faaliyetleri için bölgesel bir merkez olma özelliği taşıyor. Ülkemizde faaliyet gösteren küresel OEM’ler, son 60 yılda çok sayıda küresel tedarikçiyle birlikte Türkiye’de rekabetçi bir mobilite ekosistemi oluşturdular. Son yıllarda ise üretim kapasitelerini artırmak, tesislerini modernize etmek, elektrikli araç dönüşümünü yakalamak ve sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla yatırımlarına devam ediyorlar. Son aylarda açıklanan batarya yatırımları ile de ekosistemimiz güç kazandı. Türk otomotiv sektörü uluslararası konumunu her geçen gün pekiştirirken, ekosistemdeki paydaşlar fırsatlardan yararlanmaları için doğru bilgi kaynaklarına ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyaca yönelik olarak EY Türkiye ile otomotiv sektöründeki tüm paydaşların yararlanması için ‘Mobilite Sektöründe Gündem’ raporumuzun üçüncü sayısını yayınlamanın memnuniyeti içerisindeyiz. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.”

EY Türkiye Mobilite Sektörü Lideri Serdar Altay raporla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Otomotiv sektörü, güncel küresel gelişmeler, pandeminin devam eden etkileri ve ülkemizin kendine özgü dinamikleri ile sıra dışı ve zor bir süreçten geçiyor. İhracat pazarlarındaki arz ve talep dengesizlikleri ve pandeminin neden olduğu tedarik zincirlerinin de eklenmesi, sektördeki öngörülebilirliği azaltan bir etken. Dijitalleşme ve elektrikli araçlara geçiş süreçleri,

Türkiye’nin otomotiv endüstrisini şekillendirebilecek ve geleceğe taşıyabilecek bir fırsat olarak görüyoruz. Sektörün belirsizliklerle dolu, oldukça hareketli ve dalgalı süreçlerden geçtiği bu dönemde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin çok değerli iş birliği ve katkılarıyla hazırladığımız çok önemli veri ve içgörüleri içeren ‘Mobilite Sektöründe Gündem’ raporumuzu paydaşlarımızın ilgisine sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

 

‘Mobilite Sektöründe Gündem’ raporuna bu link üzerinden ulaşılabiliyor.

 

EY’ın konuyla ilgili özel makalesine EY web sitesi üzerinden ulaşılabiliyor.

Elektrikli Araçlar mı Fosil Yakıtlı Araçlar mı Daha güvenli ?

Yeni bir anket, geleneksel benzinli veya dizel motorlu araç sahiplerinin, elektrikli araç sahiplerine göre ilk dört yıl içinde daha az sorun bildirdiğini ortaya koyuyor.

“Which?” 2184’ü elektrikli araç olmak üzere, kullandıkları araçlar hakkında 48.000 kişiyle anket yaptı. Elektrikli araç sahiplerinin yüzde otuz dokuzu, benzinli araç sahiplerinin yalnızca yüzde 19’u ve dizel araç sahiplerinin yüzde 29’u ile karşılaştırıldığında, ilk dört yıl içinde bir sorun bildirdi.

Elektrikli arabalar yalnızca daha az güvenilir olma eğiliminde olmakla kalmıyor, sorunu onarma gereksinimi genellikle onları geleneksel bir yanmalı motorlu arabadan daha uzun süre yoldan uzaklaştırıyor. En yaygın sorunlar, benzinli otomobiller için üç günlük ve dizeller için dört günlük bir onarımla karşılaştırıldığında, onarımı beş gün kadar süren yazılımda meydana geliyor.

 

Tüm elektrikli araç markaları arasında en az güvenilir olanı Tesla’ydı, araç sahiplerinin yüzde 39’u 4 yıllık mülkiyet içinde en az bir arıza kaydetti ve sorunların yüzde 5’i arıza veya başlatma hatalarını içeriyordu.

 

Ölçeğin diğer ucunda e-Niro ile Kia vardı; araç sahiplerinin yalnızca yüzde 6’sı bir arıza bildirdi ve araç sahiplerinin yalnızca yüzde 1’i arıza veya başlatma hatası bildirdi. “Which?” editörü Lisa Barber “Sürücülerin daha çevre dostu arabalara geçme konusunda istekli olduklarını biliyoruz, ancak kaliteli bir ürün almaları hayati önem taşıyor. Özellikle EV’lerde, araştırmamız yüksek fiyat etiketinin güvenilir bir araç anlamına gelmediğini gösteriyor, bu nedenle sürücüleri her zaman hangi arabalara ve markalara güvenebileceklerini görmek için böylesine önemli bir satın alma işleminden önce araştırma yapmaya teşvik ediyoruz.” dedi.

 

Citroen AMi Türkiye’de Satışta

Citroen tarafından 2020 yılında tanıtılan iki kişilik mini elektrikli araç Ami ülkemizde satışa çıktı.

Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de  kullanım için B1 ehliyet şartı istenecek. Yüzde 100 elektrikli olan Ami’nin azami hızı 50 kilometre/saat. İç mekanı oldukça sade ve basit tasarlanan Ami, rahat ve kolay bir kullanım amaçlıyor. 5.5 kWh kapasiteli lityum iyon bataryasıyla menzili 70 kilometre.

 

Ami, ev tipi prizlerde yalnızca 3 saatte şarj olabiliyor. Aracın Avrupa satış fiyatı ise 6 bin euro seviyesinde. ÖTV ve KDV’den dolayı sıfır araba almakta zorlanan sürücülerin imdadına yetişecek Citroen Ami modeli, elektrikli scooter olarak tanımlandığı için bu araçtan ÖTV istenmeyeceği belirtiliyordu.


Türkiye’nin en ucuz otomobili olarak satışa çıkan Citroen Ami, 210 bin TL:’den başlayan fiyatlarla ülkemizdeki müşterilerle buluşacak. Öte yandan, araçtan motorlu taşıtlar vergisi (MTV) de alınmayacak.

 

TOGG -40 Derecede Test Ediliyor

Togg’un  Twitter hesabından,  “Karlı fotoğraf paylaşmayan sadece ben kaldım. Dünyanın önde gelen akredite test merkezlerinde, eksi 40 dereceye varan zorlu parkur koşullarında, içimizi ısıtan başarılı sonuçlar elde etmeye devam ediyoruz” paylaşımı yapıldı.

-40 derece gerçekleştirilen testlere ait videolar da aynı hesaptan paylaşılacak.

 

ID Buzz Tanıtıldı

 

Markanın ikonik modeli T1’den ilham alınan elektrikli ID. Buzz ve ID. Buzz Cargo ilk olarak 2017 yılında konsept olarak karşımıza çıkmıştı. Volkswagen’in ID serisinin diğer üyeleri gibi Buzz da MEB platformu üzerinde yükseliyor.

Aracın ilk olarak beş koltuklu modeli yılın üçüncü çeyreğinde satışa sunulacak. Standart aks mesafeli altı koltuklu model yine yıl içinde satışa çıkacak. Uzun aks mesafeli yedi koltuklu versiyon ise gelecek yıl satışta olacak
Piyasaya ilk çıkacak serviyonda 77 kWs batarya paketi bulunacak. Ancak VW sürüş menziliyle ilgili henüz bir bilgi paylaşmadı. Lityum iyon batarya 11 kW’lık şarj istasyonlarından (AC) doldurulabiliyor. Hızlı şarj istasyonlarından ise 170 kW’a kadar destekliyor.


Hızlı şarj desteğiyle araç 30 dakikada yüzde 5’ten yüzde 80 şarja ulaşıyor.

Batarya, 201 beygir güç ve 310 Nm tork üreten elektrik motoruna gücünü sağlıyor.

Ayrıca model 145 km/s hızla sınırlandırılmış.

ID. Buzz’ın aerodinamik tasarımı sürtüne katsayısını 0,285 – 0,29 seviyesine indirirerek bir otomobile yakın duruma getiriyor. Bu da enerji tüketimini azaltırken menzili yükseltiyor. Aracın önündeki büyük logo ve geniş V şekilli ön kaput ikonik modeli hatırlatan ayrıntılar.


Lansmanda gösterilen tüm araçlar çift renk ama Volkswagen modelin, yedi tek renk ve dört çift renk tonuyla geleceğini açıklamıştı.

OGS’den HGS’ye Nasıl Geçilir?

Otoyol ve köprülerde 31 Mart’tan sonra Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) kullanılamayacak.

OGS’nin yerini tamamen kullanılmakta olan Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) alacak.

OGS etiketi olan araç sahiplerine cihazın alındığı banka tarafından ücretsiz olarak HGS etiketi verilecek.

Karayolları Genel Müdürlüğü, sosyal medya hesabından HGS’ye geçiş için yapılması gerekenleri paylaştı.

9 maddelik paylaşıma göre geçiş sürecinde araç sahiplerinin bilmesi gerekenler şöyle:

  • OGS cihazının alındığı bankaya 31 Mart’tan önce başvuru yapılacak.
  • İptal edilen OGS’nin yerine HGS hesabı açılacak.

  • Tüm geçişlerin ücretleri HGS hesabından tahsil edilecek.
  • OGS cihazının iptalinden önce yapılan ve henüz tahsil edilmeyen geçiş ücreti, kapatılacak OGS hesabındaki bakiyeden tahsil edilecek.

  • İşlemden sonra OGS hesabında halen para bulunuyor ise ilgilinin banka hesabında ya da kredi kartına iade edilecek.

  • OGS ile yapılan geçişlerin ücretlerinin karşılanmaması durumunda kullanılmak üzere güvence kapsamında alınmış tutarlar banka hesabında ya da kredi kartlarına iade edilecek.

  • İade işlemleri, cihazın iptal tarihinden itibaren 30 gün içinde müşterilerin banka hesaplarına ya da kredi kartlarına yapılacak.

  • OGS cihazını HGS etiketi ile değiştirenlerin işlem yapmalarına gerek olmayacak.

  • 31 Mart’a kadar kapatılmış tüm OGS cihazları bu tarihten sonra iptal edilecek.

  • 31 Mart 2022’de Otoyol ve Köprülerde #HGS Dönemi Başlıyor!#OGS Kullanıcısı Vatandaşlarımızın #HGSEtiketi’ni Ücretsiz Almak İçin Takip Etmesi Gereken Adımlar;
    twitter.com/cYkVdx2fHi

     

    Uygulama 31 Mart’ta başlayacak.

    OGS’den HGS’ye geçiş işlemlerinde hiçbir ücret ödenmeyecek.

    OGS’ni bağlı olduğu bankaya giderek OGS cihazınızı ücretsiz olarak HGS etiketine çevirebileceksiniz.