Otopress
FIAT’ın B segmentine dönüşünü simgeleyen iddialı modeli 600,
elektrikli ve hibrit motor seçenekleri ile Türkiye’de satışa sunuldu.
Şehir ve doğa tutkunları için ideal bir çözüm olan FIAT 600,
markanın İtalyan tarzını ve sürdürülebilirlik değerlerini mükemmel
bir şekilde yansıtıyor. Fiat 600, ikonik dış tasarımı, 4,17 metre
uzunluğu ve 15 litre iç depolama kapasitesiyle kabin içerisinde benzersiz ve keyifli bir deneyim sunuyor.
Modelin tamamen elektrikli versiyonu “600e”, WLTP standardı ortalama çevrimine göre 400 km, şehir içi çevrimine göre ise 591 km’ye varan menzil sunuyor.
FIAT Marka Direktörü Altan Aytaç, FIAT’ın elektrifikasyon yolculuğuna
600 ile devam ettiğini söylerken; “Modern tasarımı ve zengin donanım
seviyesiyle pazara sunulan 600’ün elektrikli ve hibrit motor
seçeneklerinin Türkiye otomobil pazarında da beğeni toplayacağına
inanıyorum. FIAT'ın B segmentine dönüşünü simgeleyen Yeni Fiat 600,
aynı zamanda markamızın elektrikli sürüş alanındaki iddiasını da
yansıtıyor. FIAT 600, tam elektrikli 600e ve 600 Hybrid motor
seçenekleri ile çevre dostu sürüş deneyiminin kapılarını açıyor. Keyif
veren bir sürüş deneyimi sunan Fiat 600, B-HB ve B-SUV dünyalarının
kompakt ve aynı zamanda yerden yüksek sürüş dinamiklerini bir araya getiriyor” dedi.
FIAT’ın, bir otomotiv markası olmasının yanında; hayata dair çözümler
sunarak da müşterisinin yanında olmayı sürdürdüğüne değinen Aytaç
“Fiat 600’de de sunduğumuz Connect bağlanabilirlik teknolojimizle bu alandaki öncülüğümüzü sürdürüyoruz” dedi.
FIAT’ın, B-SUV segmentindeki iddialı modeli yeni Fiat 600 Türkiye’de satışa
sunuldu. Tam elektrikli ve hibrit motor seçenekleriyle piyasaya sunulan Fiat
600, estetik özellikler ve konforlu bir sürüş deneyimi açısından B
segmentinde-Hatchback ve SUV dünyalarının en iyi özelliklerini bir araya
getiriyor. Şehir ve doğa tutkunları için ideal bir çözüm olan FIAT 600,
markanın İtalyan tarzını ve sürdürülebilirlik değerlerini mükemmel bir şekilde yansıtıyor.
Gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan FIAT Marka Direktörü Altan
Aytaç; “Yeniliklerle başladığımız 2024 yılını, markamızın ikonik modeli 600’ü
pazara sunarak kapatmaya hazırlanıyoruz. Bu yıl Mart ayında, Fiat
Topolino’yu tüketiciyle buluşturduk. Temmuz’da ise Türkiye otomotiv
pazarının en çok tercih edilen SUV modellerinden Egea Cross, yeni bir
özelliğe daha kavuştu. Traction+ çekiş sistemi Egea Cross'un tüm
versiyonlarında standart donanım olarak sunduk. Böylelikle otomobil ürün
gamımız daha da zenginleşti” dedi.
Türkiye pazarında FIAT markasının hibrit motorlu ürünlerinin satışına 500 ve
Panda ile başladıklarına da değinen Aytaç, ardından markanın Türk
tüketicisi tarafından çok sevilen Egea Hybrid’in piyasaya sunulduğunu
hatırlattı. 2023 yılında ise tamamen elektrikli Fiat 500; 2024’te ise Topolino
ve şimdi 600 ile elektrifikasyon yolculuğunu sürdürdüklerine değindi.
FIAT, Toplam Otomotiv Pazarı’nda 5 Yıldır Liderliğini Sürdürüyor
Toplantıdaki konuşmasında Türkiye Toplam Otomotiv Pazarı’nı da değerlendiren
Aytaç, FIAT markasının son 5 yılda üst üste toplam pazarın lideri olan ilk marka
olduğunu hatırlattı. Aytaç ayrıca “Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam
pazarı, 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde 849.892 adet olarak gerçekleşti. FIAT
markası olarak ilk 9 ayda yaklaşık 101 bin adet satış rakamına eriştik. Yılı toplam
pazarda lider olarak kapatmayı ve 2025 yılında da markamızın liderliğini
sürdürmesini hedefliyoruz. FIAT, farklı uygulama ve hizmetlerle de otomotiv
sektörüne öncülük ediyor. FIAT, bir otomotiv markası olmasının yanında; hayata
dair çözümler sunan ve müşterisinin yanında olan bir marka. Ürünlerimiz ve
teknolojiyi yaygın olarak pazara sunmaya devam ediyoruz. Fiat 600’de de
sunduğumuz bağlanabilirlik teknolojimizle bu alandaki öncülüğümüzü
sürdürüyoruz.” dedi”
Aytaç; “FIAT’ın 1955-1970 yılları arasında 5 milyon adet üretilerek en çok
tercih edilen aile otomobillerinden biri olan 600’ün ikonik tasarımından izler
taşıyan Yeni 600’ün, elektrikli ve hibrit motor seçeneklerinin Türkiye
otomobil pazarında beğeni toplayacağına inanıyorum. FIAT'ın B segmentine
dönüşünü simgeleyen 600, keyifli bir sürüş deneyiminin kapılarını açıyor.
Fiat 600, B-HB ve B-SUV dünyalarının kompakt ve aynı zamanda yerden
yüksek sürüş dinamiklerini bir araya getiriyor.” diyerek sözlerine son verdi.
Fiat 600, Dışı ikonik, içi Dolce Vita (Tatlı Hayat)
Yeni Fiat 600e, adını orijinal 600'den alıyor ve havalı İtalyan tarzına sadık
bir görünüm sergiliyor. Otomobilin iç ve dış tasarımı, İtalyan güzelliğini ve
İtalyanca’da “Tatlı Hayat” anlamına gelen Dolce Vita’ya atıfta bulunan
felsefesini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Kısacası, Yeni Fiat 600e İtalyan
DNA'sını en iyi şekilde bünyesinde barındırıyor. 5 kapılı gövdesiyle yeni Fiat
600, 5 koltuğu ve 15 litrelik iç hacmiyle etkileyici bir iç mekan sunuyor. 385
litrelik oldukça kullanışlı bagajıyla geniş bir taşıma alanı sunarken,
kullanıcılarının kişisel eşyalarını, örtü ve esnek bardak tutuculara sahip akıllı
merkezi konsolda, koltuk ceplerinde ve ön depolama alanlarında
saklayabilmelerine de olanak sağlıyor. Eksiksiz bir konfor deneyimi için
sürücü koltuğu, elektrikli koltuk ayarı ve sırt masajı işleviyle donatılıyor.
Fiat 600, tasarım mirasını paylaştığı Fiat 500e ile karşılaştırıldığında, daha
keskin hatları olan bir yüze, hem önde hem de yanlarda krom 600 imzasına
ve yenilenen LED aydınlatma kimliğine sahip. Parlak siyah detaylar, krom
vurgular ve arka aydınlatmalardaki parlak yüzeyler dış hatları vurguluyor.
FIAT 600’ün her iki versiyonu, yakınlık sensörlü anahtarsız giriş sayesinde,
otomobilin kapı ya da bagajının açık unutulma olasılığını ortadan kalkıyor.
FIAT 600’de ayrıca 360° park sensörleri ve dinamik kılavuz çizgilerine sahip
180° geri görüş kamerası, park manevralarını destekliyor.
FIAT 600, konfor ve bağlanabilirlik açısından yolculukları çok daha keyifli
hale getirecek özelliklerle de donatılıyor. Eller serbest elektrikli bagaj
kapağı, otomatik klima, karanlık ve yağmur sensörü bunlardan bazıları.
Ayrıca navigasyon, kablosuz CarPlay ve Android Auto işlevleriyle 10,25 inçlik
bilgi-eğlence ekranı, 6 hoparlörlü bir ses sistemi ve 7 inçlik dijital gösterge
ekranı otomobilin fonksiyonel ve konfor özelliklerini tamamlıyor.
Yeni FIAT 600e, uzun menziliyle mesafeleri kısaltıyor
Yeni Fiat 600e çok yönlü kullanım özellikleri dışında uzun menziliyle de
dikkat çekiyor. 54 kWsa kapasiteli lityum-iyon bataryasıyla, WLTP ortalama
çevrimde 400 km’ye ve WLTP şehir içi çevrimde 591 km’ye varan menzil
sunuyor. Bu da yeni Fiat 600e’yi hem şehir içi hem de hafta sonu
seyahatleri için ideal yol arkadaşı yapıyor. 100 kW hızlı şarj sistemi ile
donatılan 600e’ye yüzde 80 şarj için yarım saatten daha kısa bir süre yeterli
oluyor. Mod 3 şarj kablosu ile 11 kW şarjı destekleyen model, evde duvar
tipi şarj istasyonunda veya halka açık şarj istasyonlarında 6 saatten daha
kısa sürede tam şarj sağlıyor. 600e’nin 115 kW gücündeki elektrik motoru
0-100 km/s hızlanmasını 9 saniyede tamamlıyor. Sürüş gereksinimine
uyarlamak üzere eko, normal ve spor olmak üzere üç farklı sürüş modunda
kullanım tercih edilebiliyor.
Yeni Fiat 600 Hybrid: Her koşulda konfor ve performans sunan Çevre
Dostu Seçenek
FIAT, hibrit otomobiller segmentinde artan müşteri talebine akıllı ve kullanıcı
dostu bir çözüm olarak Yeni 600 Hybrid’i, sunuyor. Gelişmiş hibrit teknolojisi ile
donatılan 600 Hybrid’in Mild-Hybrid (MHEV) motoru, otomatik şanzımanlı bir
içten yanmalı motora kıyasla daha düşük yakıt tüketimi, yüzde 15'e kadar daha
düşük CO2 emisyonu ve gelişmiş sürüş dinamikleri sağlıyor.
Yeni Fiat 600 Hybrid'in konfor ve performansı garanti eden MHEV motoru, ileri
teknolojisi sayesinde gerçek bir hibrit deneyimi sunuyor. Araç, sadece 30
km/s'den düşük hızlarda şehir içinde seyahat ederken değil, daha yüksek hızlarda
ve aynı zamanda yokuş aşağı inişte ya da otoyolda gaz pedalı bırakıldığında akıcı
ve elektrikli bir sürüş deneyimi sunuyor.
Yeni FIAT 600 Hybrid, içten yanmalı motor ile elektrik motoru arasında sessiz ve
verimli bir geçiş sağlayan sistemler sayesinde sorunsuz bir sürüş ve yolculuk
deneyimi sunuyor. 600 Hybrid’in başarılı sürüş performansı, 136 bg'ye kadar güç
üretebilen 3 silindirli 1,2 litrelik içten yanmalı motor, 48 Volt Li-ion batarya ve çift
kavramalı e-DCT6 şanzıman arasındaki sinerjiye dayanıyor.
Hibrit motorun “ekstra” elektrik gücü düşük devirlerde ve kalkış sırasında
esnekliği artırarak sürücüye şeffaf ve hızlı geçişlerle sessiz bir kalkış ve hızlı tepki
olanağı sağlıyor. Ayrıca bu teknoloji, araç yavaşlarken enerjinin geri
kazanılmasına olanak tanıyor. Normal sürüş koşullarında motor, yakıt tüketimini
optimize etmek ve otomatik şanzımanlı bir içten yanmalı bir motora kıyasla CO2
emisyonlarında yüzde 15'e kadar tasarruf sağlayacak şekilde tasarlandı.
Çevre dostu hibrit motoruyla 0’dan 100’e 8,5 saniyede çıkabilen Yeni Fiat 600
Hybrid’in anlık tork dağıtım özelliği sayesinde, içten yanmalı motorun
performansı, yeniden çalıştırma esnasında seri bir şekilde destekleniyor ve
performans optimize edilerek “turbolag” etkisi azaltılırken gaz pedalına anında
tepki verilmesi sağlanıyor. Benzer şekilde, motor sadece elektrikli modda
başlatıldığında, güç gereksinimine yardımcı olmak için içten yanmalı motor
devreye giriyor.
İleri teknoloji ve güvenlik özellikleri
Yeni Fiat 600e günlük hayatı kolaylaştıran ileri teknolojiye sahip güvenlik ve
sürüş destek özellikleriyle donatılıyor. Seviye 2 otonom sürüş destek
sistemleri ile güvenliğine de katkı sağlıyor. Uyarlanabilir Hız Sabitleme
sistemi (ACC), öndeki aracın hızına göre yavaşlama veya hızlanma
sunarken, Akıllı Hız Yardımcısı, hız sınırlamalarını okuyor ve uygulanmasını
öneriyor. Kör Nokta Asistanı, kör noktaları izliyor ve yan aynadaki uyarı
ışıklarıyla herhangi bir engele karşı uyarıyor. Ayrıca Start&Stop, Elektrikli
Park Freni, bisikletlileri ve yayaları algılayan Otomatik Acil Durum Freni ve
Sürücü Yorgunluk Algılama gibi işlevler de sürücüyü destekliyor.
Renk terapisi sunan ilk kompakt otomobil
600e, renk terapisi sunan ilk kompakt otomobil unvanını da taşıyor.
Kullanıcılar hem ortam ışığı hem de radyo ambiyansı için 8 farklı renk
seçebiliyor. Toplam 64 farklı renk kombinasyonunu mümkün kılan 600e,
böylece yolcularına benzersiz bir renk deneyimi yaşatıyor. Yeni Fiat 600e
ayrıca maksimum konfor ve seçkin bir ortam için turkuaz vurgulu FIAT
monogramlı fildişi deri koltuklar ve 3 kademeli ısıtma özelliği sunuyor.
Hayatı Kolaylaştıran Bağlanabilirlik Teknolojisi “Connect”
Fiat 600’de
FIAT’ın otomobil ve sürücüyü birbirine bağlayan teknolojisi Connect Fiat 600’de
de kullanıma sunuluyor. 600 kullanıcıları, Connect mobil uygulaması üzerinden
araç kapı kilit durumu ile el freni durumlarını, park lokasyonlarını uzaktan
görebiliyor şarj ve yakıt seviyelerini anlık olarak takip edebiliyor. 600 kullanıcıları
ayrıca, bakım randevularını hızlı ve kolay bir şekilde yine Connect aracılığıyla
planlayabiliyor.
Kullanıcılar araçlarının olası bir çekilme anında Connect’ten bildirim alıyor. Ayrıca
araç seyir halindeyken devreye giren Kaza Kara Nokta bildirimi ile riskli bölgelere
yaklaşıldığında daha dikkatli ve güvenli bir sürüş için Connect tarafından
uyarılıyor. Olası bir kaza anında ise alınan çarpışma verisinin anında FIAT Müşteri
İlgi Merkezine ulaşmasıyla kullanıcı aranıyor. Gerekli durumlarda acil yol yardımı
alabilmeleri sağlanırken; yanıt alınamayan durumlarda ise ambulans
yönlendirmesi yapılıyor.
Elektrikli araç dünyasına yeni bir hizmet: FIAT E-Plus
FIAT, 600e hayat kolaylaştıran ve ayrıcalıklı bir hizmeti daha devreye alıyor.
FIAT E-Plus, Watt DC şarj istasyonlarında şarj bitmesi durumunda ücretsiz
mobil şarj hizmeti, yüzde 5 indirim, yazlık bölgelere yüzde 50 indirimli
transfer imkanı ve ücretsiz vale hizmeti, bu paketin öne çıkan avantajları
arasında yer alıyor. Ayrıca, duvar tipi şarj ürünlerinde yüzde 10, lastik
satışında yüzde 15 indirim ve ücretsiz lastik depolama hizmeti de
kullanıcıların hizmetine sunuluyor.
Yeni Fiat 600’ün 600e La Prima 1.389.900 Bin TL’den; kasım ayından itibaren
satışa sunulacak olan 600 Hybrid Urban ise 1.489.900 bin TL’den başlayan
fiyatlarla 23 Ekim 2024 tarihinden itibaren FIAT showroom’larından ve markanın
online satış kanalı online.fiat.com.tr üzerinden satın alınabilecek.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Otopress
Alman otomobil üreticisi Opel, otomotiv üretimindeki 125. yıldönümünde
Kadett E modelinin 40. yaşını kutluyor. 1984 yılının sonbaharında piyasaya
sunulan ikonik model, bugün dünya çapında cesur ve yalın tasarım
anlayışıyla sınıfının öncüsü Astra’nın marka tarihindeki temelini oluşturdu.
Kadett E, döneminde Opel tarafından sunulan ve Kadett ismini taşıyan son
kompakt sınıf modeliydi. Daha sonra Kadett’in yerini alan yeni model “Astra”
ismini taşıyordu ve kompakt sınıfta elde edilen bu başarıyı istikrarlı bir
biçimde sürdürmeye devam etti. Her iki model de pazara sunulduğundan beri
segmentine çok sayıda yenilik getirerek bireysel mobiliteyi birçok kişi için
ulaşılabilir hale getirdi. Bugün ise ilk elektrikli Astra nesli, sorumluluk bilinci
ile modern sürüş keyfini sunuyor. Yeni Opel Astra, hibrit ve içten yanmalı
motorların yanı sıra tamamen elektrikli modeliyle de verimliliği üstün
teknoloji ve konforla bir arada sunuyor.
Kadett ve Astra modelleri Opel’in kompakt sınıftaki neredeyse 90 yıllık başarılı
geçmişiyle özdeşleşti. Markalaşan bu iki model, pazara sunulduğundan beri
segmentine çok sayıda yenilik getirerek bireysel mobiliteyi birçok kişi için ulaşılabilir
hale getirdi. Bugün ise Opel, otomotiv üretimindeki 125. yıldönümünde, Kadett
E’nin 40. yaşını kutluyor. 1984 yılının sonbaharında piyasaya sunulan bu model
Opel mühendislerine çok büyük bir başarı getirdi. Bir önceki modelin teknik
özellikleri temel alınarak tamamen yeni bir hatchback gövde tipi ile üretilen beşinci
nesil Kadett, zaman geçtikçe gücüne güç kattı. Modelin bu başarısının temelinde
yenilikçi tasarımının yanı sıra teknik uzmanlık ve model çeşitliliği yatıyordu. Kadett
E, döneminde Opel tarafından sunulan ve Kadett ismini taşıyan son kompakt sınıf
modeliydi. Daha sonra Kadett’in yerini alan yeni model “Astra” ismini taşımaya
başlayarak kompakt sınıfta elde edilen bu başarıyı istikrarlı bir biçimde sürdürmeye
devam etti. Bugün ise yeni Astra nesliyle geçmişten gelen sorumluluk bilinci ile
modern sürüş keyfi kullanıcılara sunuluyor. Yeni Opel Astra hibrit ve içten yanmalı
motorların yanı sıra tamamen elektrikli versiyonuyla da yollara çıkıyor. Böylece
Astra, heyecan verici, verimli özelliklerine ek olarak bazı modellerde karbon
emisyonu da üretmemesiyle ön plana çıkıyor.
1984 sonbaharında beşinci nesil Opel Kadett yollara çıktı!
Astra model ailesinin atası sayılan beşinci nesil Kadett modelinin geliştirilme
öyküsü aslında 1979 yılında başladı. Opel’in ilk önden çekişli modeli olan Opel
Kadett D’nin pazara sunulduğu andan itibaren, kendisinden sonra gelecek olan
model hakkında fikirler oluşturulmaya başlandı. Rüsselsheim’daki ürün geliştirme
ve üretimde çalışan çok sayıda mühendis, teknisyen ve tasarımcı “Kadett E”
projesinin bir parçası haline geldi. Beş yıllık bir süre boyunca Kadett E'nin
geliştirilmesine 1,5 milyar Alman markı harcandı. Seri üretime hazır hale gelmeden
önce prototipler, test merkezlerinin yanı sıra yarış pistlerinde, Kuzey Avrupa'da ve
ABD’deki çöl bölgelerinde ve zorlu hava koşulları altında yaklaşık 6,5 milyon
kilometre toplam mesafe kat etti. Yoğun testlerin tamamlanmasının ardından, yine
önden çekişe sahip olan Kadett E, 1984 yılının sonbaharında pazara sunuldu. Kısa
sürede benzersiz bir model çeşitliliğiyle yetkili bayilere ulaştı. Ancak beşinci nesil
Kadett’i kısa süre içerisinde çok satan bir model haline getiren tek neden bu değildi.
Her göreve uygun, doğru seçenek!
Kadett’in son nesli, üç ve beş kapılı hatchback ve yaklaşık 1.520 litrelik bagaj
hacmiyle sınıfında öncü üç ve beş kapılı Kadett Estate şeklinde satışa sunuldu.
Yalnızca bir yıl sonra ise dört kapılı notchback gövde tipiyle ürün yelpazesi
tamamlandı. 1987 yılından itibaren doğa severler Kadett E modeliyle beklentilerinin
karşılığını fazlasıyla aldı. Yeni Kadett Cabrio modelinden sorumlu olan kişi ünlü
İtalyan tasarımcı Nuccio Bertone idi. Sürücü ve ön yolcu için spor koltuklardan,
bağımsız olarak katlanabilen arka koltuklar ve renkli yan camlara kadar çok sayıda
standart donanım içeren şık “Üstsüz Kadett” Rüsselsheim’daki tasarım ekibiyle
yakın iş birliği içerisinde kuzey İtalya’daki fabrikada tasarlandı.
Opel, Kadett ile yalnızca binek otomobil müşterilerinin dikkatini çekmeyi değil bir
başka model olan Kadett Combo ile ticari müşteriler için de doğru modeli sunmayı
amaçladığını vurguladı. Bu kompakt hafif ticari araç modeli, özel olarak tasarlanmış
arka aksı ve 180 derece açılabilen arka kapıları ile yaklaşık 635 kilogram yük
taşıyabiliyordu ve 2,4 metreküp depolama alanına sahipti.
Bununla birlikte Nuccio Bertone’nin tasarladığı cabrio modelin yanı sıra en sportif,
en güçlü ve muhtemelen en heyecan verici Kadett modeli Kadett GSI oldu. Kadett
GSI’ın seri üretim versiyonu başlangıçta 1,8 litre motora ve 115 HP (85 kW) güç
sunarken GSI kısa süre sonra 170 HP (125 kW) güce sahip oldu ve 0’dan 100
km/sa hıza 7 saniyeden kısa bir sürede ulaşan Grup A touring otomobili olarak
pistlere çıktı. 250 HP (184 kW) güce sahip olan Kadett GSI 16V yarış versiyonu ise
1988 Uluslararası Alman Touring Otomobil Şampiyonası’nın startında zafer
prömiyerini gerçekleştirdi. Bir yıl sonra Avusturyalı Josef Haider ve Ferdinand
Hinterleitner, Opel Kadett GSI 16V ile Alman ralli şampiyonları oldular. Aynı yıl
Opel fabrika takımları beşinci nesil Kadett ile Alman Touring Otomobil
Şampiyonası’na katıldı.
“Altın Direksiyon Ödülü” ve aerodinamik açıdan dünya şampiyonu!
Mühendisler ve tasarımcılar, Kadett E’yi geliştirirken ilgili gövde tipini göz önünde
bulundurmadan Opel'e özgü güçlü özelliklere odaklandılar. Bu özellikler arasında
heyecan verici tasarım ve kanıtlanmış üst düzey verimlilikle bir araya getirilen
günlük kullanıma uygunluğun yanı sıra çok geniş kitlelere ulaşılabilir fiyatlarla
sunulması da yer alıyordu. Bu başarı reçetesi kompakt sınıfta en çok satan Kadett
E’nin beşinci nesline çeşitli ödüller getirdi. Kadett E, “1984 Altın Direksiyon”
ödülüne ek olarak “Avrupa’da 1985 Yılının Otomobili” unvanını da elde etti.
Kadett, 1984 yılında aerodinamik açıdan da rekor kırdı. Kadett E, rüzgar tünelinde
gerçekleştirilen 1.200 saatlik hassas ayarlamaların ardından 0,32 düzeyinde
olağanüstü bir sürtünme katsayısı elde etti. Spor versiyon olan GSI modeli ise 0,30
düzeyinde sürtünme katsayısı ve 0,57 metrekarelik hava direnç alanıyla zamanının
en aerodinamik sedan otomobili oldu. O dönemde Ürün Geliştirme Direktörü olan
Fritz W. Lohr mevcut test sürecini, “Mühendis ve teknisyenlerimiz 1.200 saatlik
rüzgar tüneli testi boyunca yeni Kadett’in bu sınıfta daha önce ulaşılamayan
aerodinamik kaliteyi elde etmesini sağladı. Yeni Kadett'in geliştirilme aşamasında
bazı kıdemli mühendislerimiz günün büyük bir kısmında müsait olmuyorlardı. Daha
sonra genellikle şu açıklama yapılıyordu, 'Üzgünüm GSI’ı test ediyordum"
cümleleriyle özetliyordu. Aynı zamanda geliştirme de sürekli olarak devam
ediyordu. 1989’da Opel yenilenmiş bir Kadett E modelini pazara sundu, 1991’de ise
Opel Astra ismi Avrupa’da duyuruldu.
Elektrikli Opel Astra ile emisyonsuz modern sürüş keyfi!
Kadett’den Astra’ya yapılan isim değişikliğine rağmen Opel, kompakt sınıftaki nesil
isimlendirmesini sürdürüyor ve bu nedenle yeni nesil Astra “L“ adını taşıyor.
Bununla birlikte marka, 2021’den bu yana kompakt sınıftaki başarılı öyküsünü
devam ettiriyor. Güncel Astra modeli ise arka arkaya “Altın Direksiyon” ödülünü
alan üçüncü nesil olarak dikkat çekiyor. Bu pek de şaşırtıcı değil, çünkü Astra
dışarıda Opel Vizör marka yüzünden iç tasarımdaki tamamen dijital Pure Panel
kokpite kadar sunduğu cesur ve yalın tasarımıyla marka kimliğini açık bir biçimde
ortaya koyuyor. Astra’da parlama yapmayan Intelli-Lux LED® Pixel farlar gibi
sürüşü daha keyifli ve güvenli kılan en yeni teknolojiler de mevcut. Ayrıca güncel
Astra’da 48 Volt mild hybrid ve plug-in hybrid modellerinin yanı sıra tamamen
elektrikli olan Astra Elektrik ilk kez sunuluyor. Elektrikli motor, gaz pedalına
basıldığında hemen kullanılabilen 156 HP (115 kW) güç ve 270 Nm tork üreterek
anında harekete geçmeyi ve iddialı bir şekilde hızlanmayı mümkün kılıyor. Astra
Elektrik 418 kilometrelik emisyonsuz menzile (WLTP1) ve 526 kilometrelik şehiriçi
menzile sahipken, modern sürüş keyfinin günümüzde nasıl olduğunu da gösteriyor.
Opel hakkında
Avrupa’nın en büyük otomobil üreticilerinden biri olan Opel, kapsamlı elektrikliye geçiş hamlesiyle
CO2 emisyonlarının azaltılmasında öncü bir rol üstleniyor. Şirket 1862 yılında Almanya’nın
Rüsselsheim kentinde Adam Opel tarafından kuruldu ve 1899 yılında otomobil üretimine başladı.
Opel, Ocak 2021’de Groupe PSA ve FCA Group arasındaki birleşmeyle yeni sürdürülebilir ulaşım
döneminin küresel lideri olarak kurulan Stellantis NV’nin bir parçası. Şirket, İngiliz kardeş marka
Vauxhall ile birlikte dünya genelinde 60’ın üzerinde ülkede temsil ediliyor. Opel, sürdürülebilir bir
başarı tesis etmek üzere müşterilerin gelecekteki ulaşım taleplerinin karşılanmasını sağlamak için
elektrikliye geçiş stratejisini uyguluyor.
Opel Kadett LS, 1986
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Otopress
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 1 Ocak 2016’da yürürlüğe giren geçici 10’uncu maddesi uyarınca sürücü belgelerini değiştirme işlemlerinin 5 yıl içerisinde tamamlanması gerekiyordu.
Kovid-19 salgını nedeniyle 1 Ocak 2016’dan önce düzenlenen eski tip sürücü belgelerini değiştirme süresi İçişleri Bakanlığınca 31 Aralık 2022’den itibaren 31 Aralık 2024’e kadar uzatıldı.
Yani milyonlarca sürücü için ehliyet yenileme süresi 31 Aralık 2024 tarihinde sona erecek.
Ehliyetlerini yenilemeyen sürücüler, bulundukları il ve ilçelerin nüfus müdürlükleri üzerinden randevu almakta zorlanmaya başladı.
İstanbul’daki ilçelerin nüfus müdürlüklerinde doluluk oranı yüzde 100’lere ulaşırken, en erken randevu ise 1 hafta sonraya veriliyor.
Yetkililer, yılın son aylarında yaşanabilecek başvuru yoğunluğu nedeniyle, vatandaşların mağdur olmaması için başvurularını erken yapmalarını tavsiye etmişti.
Sürücü belgesini yenilemek isteyenler, Alo 199 Çağrı Merkezi, mobil uygulama veya “nvi.gov.tr” üzerinden randevu alarak gerekli evrakları tamamlayıp nüfus müdürlüklerine başvurabiliyor.
Başvuruda bulunanların yeni sürücü belgeleri, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından basılarak PTT aracılığıyla adreslerine teslim ediliyor.
Bu süreçte, nüfus müdürlüklerinden veya e-Devlet üzerinden alınan geçici sürücü belgesi ile araç kullanımı mümkün.
Eski tip sürücü belgeleri, 31 Aralık 2024’e kadar 13 lira değerli kağıt bedeli ve 2 lira vakıf payı ile indirimli olarak toplam 15 lira karşılığında yenisiyle değiştirilecek.
1 Ocak 2025’ten sonra eski tip sürücü belgelerini yenilemek isteyenlerin ise sürücü belgesi harç ücreti, değerli kağıt bedeli ile vakıf payı bedelini tam yatırmaları gerekecek.
B sınıfı sürücü belgesi için bu tutar 2024’te toplam 5 bin 165 lira olarak belirlenmişti. 2025 yılı için yatırılması gereken tutar ise TÜİK tarafından açıklanan Yurt İçi ÜFE verileri sonrasında belli oldu.
2025 yeniden değerleme oranlarının açıklanmasıyla birlikte, yeni yılda ehliyet harcı, değerli kağıt bedeli ve vakıf payına yüzde 44,93 zam gelecek.
Dolayısıyla, yıl sonuna kadar başvuruda bulunmayan sürücüler, ehliyetlerini yenilemek için fazladan 7 bin liranın üzerinde ek ödeme yapmak zorunda kalacak.
Kanuni süre içerisinde yenilenmeyen eski tip sürücü belgeleri geçersiz hale gelecek ve ehliyetini yenilemeyenler araç kullanırken yaptırımla karşılaşacak.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Otopress
Avrupalı otomobil üreticileri, zorlu yeni AB karbon emisyon hedefleri ve Çin’den gelen sert rekabetin zorlamasıyla “EV kışına” hazırlanırken, gelecek yıl çok sayıda uygun fiyatlı elektrikli otomobili yollara çıkarmaya hazırlanıyor.
Bu haftaki Paris Otomobil Fuarı öncesinde, düşen talep nedeniyle sıkıntı yaşayan büyük Avrupalı üreticiler, kaybettikleri pazar payını yeni araçlarla geri kazanmaya odaklanmış durumda.
Renault CEO’su Luca de Meo, bu ayın başlarında bir pil geri dönüşüm projesini açıklarken ve şirketin EV işini desteklemeyi planlarken “Biz savaşmak için buradayız,” dedi. “Her yerde zorluklarla karşılaşıyoruz. Parkta yürüyüş gibi değil ama çok fazla potansiyel görüyoruz.”
Renault, yakın zamanda kar kaybı yayınlamayan tek büyük Avrupa otomobil üreticisi durumunda. Volkswagen, Stellantis, BMW ve Mercedes-Benz, yoğun rekabetten zayıf Avrupa talebine ve ABD’deki artan envanterlere kadar birçok cephede yaşanan sorunlar nedeniyle kazanç tahminlerini düşürdüler.
2025’te yeni AB emisyon hedefleri yürürlüğe girdiğinde sektör üzerindeki baskı artacak. Bunlar, otomobil üreticilerinin filolarındaki karbon emisyonlarını azaltmasını (elektrikli ve hibrit araçların oranını artırarak) veya büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalmasını gerektiriyor.
Yöneticiler, son dönemde elektrikli araç satışlarındaki büyümenin yavaşlaması nedeniyle emisyon hedeflerine ulaşmanın daha da zorlaştığını söylüyor: Tüketiciler maliyet konusunda daha bilinçli hale geldi ve Almanya gibi büyük pazarlarda sübvansiyonlar kesildi.
Danışmanlık şirketi AlixPartners’a göre, Stellantis hariç bazı otomobil üreticileri, 2030 yılına kadar toplamda 51 milyar avroyu bulabilecek cezalardan kaçınmak için hedeflerin sulandırılmasını veya ertelenmesini talep ediyor.
Stellantis CEO’su Carlos Tavares, Cuma günü İtalya parlamentosunda ilgili komisyona hitaben yaptığı konuşmada, kuralların gerektirdiği elektrikli araçlara geçişin otomobil üreticilerine önemli maliyetler çıkaracağını söyledi. “Tüketici daha fazla ödemek istemediği için daha fazla fiyatı ememeyen bir sisteme yüzde 40 daha fazla maliyet koyuyoruz” dedi.
Onlarca yeni elektrikli model yola çıkacak
Barclays analisti Henning Cosman, küresel otomobil üreticilerinin bu yıl Avrupa’da 100’den fazla, 2025’te ise yaklaşık 70 elektrikli araç modeli piyasaya süreceğini tahmin ediyor, ancak satışları artırmak için gereken daha ucuz fiyatların bir “EV kışı”na neden olabileceğini de sözlerine ekliyor.
“Tüketiciyseniz, bugün bir elektrikli araç satın almanın neredeyse bir hata olduğunu hissediyorsunuz çünkü daha uzun menzilli, daha yeni teknolojili ve büyük ihtimalle çok yakında daha düşük bir fiyata daha iyi bir araç alabileceğinizi biliyorsunuz. Bu gerçekten aşağı doğru bir sarmal,” diye de hatırlatıyorç
Avrupalı otomobil üreticileri, 2025 yılında daha ucuz modeller satmak zorunda kalacaklarını bildikleri için bu yıl pazarın daha pahalı kısmına odaklandılar.
Bu durum, onların bazı modelleri için 20.000 avro fiyat etiketi koyan Çin’in BYD ve Xpeng gibi şirketleriyle rekabet etme yeteneklerini zayıflattı. Bu fiyatlar Avrupa’daki bir elektrikli aracın ortalama fiyatının yaklaşık yarısı.
Otomobil fuarında, Stellantis’in Çinli ortağı Leapmotor‘un ürettiği 20 bin avronun altındaki bir otomobil de dahil olmak üzere daha ucuz modeller de sergileniyor.
Renault, yaklaşık 25.000 €’ya satılan elektrikli R5 için şimdiden sipariş almaya başladı.
Stellantis’in bir diğer markası olan Citroën, C3 Aircross kompakt SUV dahil olmak üzere modeller gösterecek olsa da, yalnızca elektriksiz versiyonların fiyatı yaklaşık 20.000 €.
Renault tarafından derlenen araştırmaya göre, AB otomobil üreticilerinin emisyon hedeflerine uymak için Avrupa pazar payının yüzde 20 ila 22’sine ihtiyacı olacak. Ancak şu anda yüzde 15’in altında sıkışmış durumdalar.
Analistler, otomobil üreticilerinin daha temiz araçlar satan rakip gruplardan emisyon kredisi satın alması durumunda hedeflerin ulaşılabilir olduğunu söylüyor. Ancak hedeflerin en gerisinde kalan Volkswagen ve Ford gibi şirketler için bunu yapmanın maliyeti, kârlarını daha da aşağı çekebilir.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Otopress
Fransız markanın coupe SUV gövdeli yeni modeli 200 HP E-Tech tam hibrit motoruyla gücünü, 2.650 bin TL’lik tek versiyon fiyatıyla konumunu belirledi. 220 bin TL’yi bulan opsiyonel donanımları ile araç daha gösterişli hale getirilebiliyor.
Adını 1934 yılında 445 km/s hıza ulaşan Caudron-Renault Rafale uçağından alan yeni Rafale, güncel Austral modelinde de kullanılan 200 HP E-Tech hibrit güç-aktarma sistemine sahip.
Yeni Renault Rafale Türkiye lansmanı, Ege’nin birbirinden güzel duraklarından oluşan harika bir rotada, üst düzey bir sürüş deneyiminin yaratıldığı lansman kurgusuyla #rüzgarınakapıl sloganıyla gerçekleştirildi.
Özel olarak Rafale dünyasında kurgulanan Selçuk EfesHavaalanında yapılan ürün sunumunun ardından, Caudron-Renault Rafale uçağının havacılık endüstrisindeki geçmişine atıfta bulunan; orijinal renklerinde tasarlanmış ve lansmana özel sadece Hindistan’da üretilebilen mavi duman çıkartan yarış uçağı ile yeni Renault Rafale’ler pist üzerinde kendilerini gösterdiler.
Yeni Renault Rafale, sürücüsü kendisine yaklaştığında onu tanıyor. Koltuk sırtlığının üst noktasındaki ışıklı Alpine logosu kalp atışı şeklinde yanıp-sönerek sürücüsü ile aralarındaki yakın bağı ifade ediyor. Aydınlatmanın rengi, MULTI-SENSE ayarlarından tercih edilen seçenekle eşleşiyor.
Yeni Renault Rafale hem sürücünün hem de yolcuların konforuna katkıda bulunan bir dizi yapay zekâ destekli işleve de sahip. Örneğin sistem bir cam açıksa klimayı kapatmayı veya çok sıcaksa klimayı açmayı öneriyor. Bu proaktif öneriler, her yolculukta listelenen ve analiz edilen rutin prosedürlere dayanıyor.
Araç yavaşladığında veya fren yaptığında otomatik olarak devreye giren tamamen elektrikli çalıştırma ve enerji geri kazanım sistemi ile E-Techtam hibrid güç-aktarma sistemi, Yeni Renault Rafale’in şehir kullanımlarının %80‘inde elektrik modunda kalabilmesini sağlıyor.Sürücü ayrıca direksiyon üzerindeki butonları kullanarak dört rejeneratif fren seviyesinden birini seçerek şarj sürecine katkıda bulunabiliyor.
Yeni Renault Rafale‘de standart 4Control dört tekerlekten yönlendirme teknolojisi, dar sokaklarda ya da virajlarda işi kolaylaştırıyor. Bu sayede Clio’nun dönüş yarıçapına sahip.
Yakıt tüketimi seviyesi eşdeğer güce sahip içten yanmalı bir motora göre %40‘a kadar daha düşük olan Yeni Renault Rafale; 200 HP E-Tech tam hibrit motor ile 0’dan 100 km/s hıza 8,9 saniyede ulaşırken, 80-120 km/s ara hızlanmasını 5,6 saniyede tamamlıyor.
E-Tech teknolojisi, WLTP döngüsünde 5,0 litre/100 km yakıt tüketimi ile pazarın en iyi verimlilik seviyelerinden birini sunuyor. Üstün yakıt verimliliği ve 55 litre yakıt deposu ile uzun yolculuklar için ideal olan toplam 1.100 kilometrenin üzerinde bir menzil sağlıyor.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Otopress
Mercedes EQS menzili de artıran bir güncelleme aldı.
Model güncellemelerinden bağımsız ve hızlı bir şekilde EQS ve EQE için yenilikler seriye dahil edildi. Çok sayıda ürün geliştirmesiyle pazar ve müşteri taleplerine hızla yanıt verdi. EQS şimdi de 2024 için son derece kapsamlı bir güncelleme paketi alıyor. Artık Türkiye’de de Mercedes-Benz müşterilerinin beğenisine sunulan ailenin elektrikli öncüsü, 82 kilometreye kadar daha fazla menzil, krom detaylı yeni radyatör kaplaması ve ön kaputta dik duran Mercedes yıldızının yanı sıra arkada seyahat edenler için de daha fazla konfor sunuyor.
EQS en uzun menzile sahip elektrikli otomobillerden biri olarak müşterilerinin şarj etmek için durmadan daha fazla mesafe kat edebilmelerini sağlıyor. Batarya kapasitesinin 108,4’ten 118 kWh’ye çıkarılması sayesinde EQS 450 4MATIC’in maksimum menzili (karma enerji tüketimi: 20,9-17,0 kWh/100 km | Karma CO2 emisyonları: 0 g/km | CO2 sınıfı: A), 765 km’ye ulaşıyor.Bu da menzilinde yüzde 11’den fazla bir artış anlamına geliyor.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...