5053873217 [email protected]

Kalp Ağrısı, Başka Dilde Aşk, Bu Son Olsun, Bir Avuç Deniz ve Keşanlı Ali Destanı… Her bir projede bambaşka karakterlerle izleyici karşısına çıkan Tuğrul Tülek Başak Sultan’ın sorularını yanıtladı

Bazı insanlar hayatı gözleriyle, bazıları tenleriyle, bazıları burunları bazıları ise kulaklarıyla yaşar. Ben daha çok burnuyla ve kulaklarıyla yaşayanlardanım. Yaşadığım dünyayı genelde önce onlarla algılıyorum. Bu nedenle onun sesini ilk duyduğumda büyülenmiştim. Tarif edemeyeceğim bir etkisi vardı. Kalp Ağrısı’nda Zeki  karakterini canlandırıyordu. Dizi fazla uzun sürmedi ya da bana yetmedi. Sonra kendisini başka projelerde takip etmeye çalıştım. Mesela “Başka dilde aşk”ta dikkatimi çekebilecek daha farklı unsurlar varken ben bir an önce “Kamuran” gelsin, onu konuştursunlar, ee hani Kamuran? diyordum, ama onun yerine daha çok ablası konuşuyordu. Film bitti. Kamuran fazla konuşmadı. “Bu son olsun” da Tayfun öldüğünde ben de mahkumlar gibi eylem yapmak istedim. Her şeyden öne bir fikir adamıydı Tayfun. Nasıl ölebilirdi? Daha ondan dinleyeceğim çok şey vardı, ille de ölecekse en azından filmin sonlarında ölseydi!  “Bir avuç deniz” de eğlenceli bir adam ve aynı zamanda tatlı bir aşık nasıl olunur bize gösterdi. Hele  eşi Aylin’in arkasından denize “Geliyorum aşkıııım” diyerek bir atlayışı vardı ki sormayın. Film boyunca Mert ne yapacak kime gidecek diyenlerle kıyaslandığımda, ben daha ziyade “Eee nerde bu Aylinle Bora? Çıksınlar artık meydana.” diyordum. Onu en son Keşanlı Ali Destanı’nda Sipsi Selim olarak izledik. “Her şey olabiliyor herkes olabiliyor yahu bu adam!” dedim kendi kendime. Henüz tiyatro sahnesinde izleme fırsatım olmadı ama umarım bir gün o da olur. Tabii ki Tiyatro DOT oyuncularından Tuğrul Tülek’ ten bahsediyorum.

Ben oyunculuktan anlamam bu nedenle sadece bir izleyici olarak baktığımda, bence yer aldığı projelerde küçük dokunuşlarla hikayeye anlam katarak hep bir gizli kahraman etkisi yaratıyor. Hatta bunu bir kaş kaldırışıyla ya da bir kafa sallayışıyla bile yapıyor. Kendisini daha çok başrollerde görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hani bir filmi ya da diziyi izlerken-bazen pek de bilmiş havalarla- “Burası böyle iyi olmamış, bence şöyle olmalıydı.” diye yorumlar yaparız ya, itiraf ediyorum, izlediklerim arasında yönetmene en fazla çıkıştıklarım Tuğrul Tülek’ in yer aldıklarıdır. Tahmin etmek zor olmasa gerek, bu çıkışmalarım “Niye bu adamı daha fazla görmüyoruz? Niye daha fazla konuşmuyor?” gibi cümlelerle doludur. Tabii bu senin doyumsuzluğun da diyebilirsiniz, sonuçta o senaryolar kim bilir ne emeklerle yazılıyordur. Ama ne yalan söyleyeyim, yine bir filmde onu beklediğimden daha az görürsem ya da duyarsam, biliyorum ki bu konuda küçük bir kız çocuğu gibi “Bana ne bana ne daha çok replik koysalardı” diye senariste, yönetmene- artık önüme kim gelirse- verip veriştiririm.

Ve bu gizli kahraman aynı zamanda çok da kibar.  Bilmediğin sularda niye yüzüyorsun be Başak demedi, beni kırmadı, kırmadığı gibi ciddiye de alarak bana vakit ayırdı. Bu nedenle sözü daha fazla uzatmadan sevgili Tuğrul Tülek’ in bizler için samimiyetle cevapladığı sorulara geçiyorum.

Sizi en son ekranlarda Keşanlı Ali Destanı’nda Sipsi Selim olarak ve Bu Son Olsun filminde Tayfun karakterinde izledik. Yakın zamanda yer alacağınız projeleriniz hakkında bizimle neler paylaşabilirsiniz?

Şu aralar yönetmenliğini Osman Tolga’nın yaptığı bir filmde oynuyorum. Bunun dışında DOT’un yeni sezonu için çalışmalar sürüyor. Çok yakında provalarına başlayacağımız yeni oyunlar var ancak şimdi isimlerini vermek için erken.

 

Bir rolü oynamayı kabul ederken nelere dikkat edersiniz?

Rolün daha önce yaptığım şeyleri çok andırmamasına ve farklı şeyler deneyebileceğim imkanlar sunmasına dikkat ederim. Bir de tabi projenin durduğu yer, anlattığı hikaye de çok önemli bir etken.

Şimdiye dek oynadığınız roller içerisinde karakterinizle en fazla özdeşleştiğini düşündüğünüz rol hangisi?

Açıkçası hiç böyle bir rol olmadı, yani kendi karakterime çok yakın hissettiğim bir rol oynamadım sanırım. Ama enerjinizle bir şekilde oynadığınız rollere kendinizden bir şeyler katıyorsunuz tabi.

Bu zamana kadar hiç oynamadım ama şöyle bir rolde oynamak isterim dediğiniz rol var mı? Varsa nedir?

Yok, hiç yok. Sadece dediğim gibi şimdiye dek hiç oynama şansı bulmadığım rolleri oynamayı çok isterim. Bir de tarihi bir figürü oynamak isterdim.

Peki hiç böyle bir projede yer almadım ama yer almak isterim dediğiniz bir proje var mı? Varsa nedir?

Bir müzikalde yer almayı çok isterim. Oyun da olur, film de olur, dizi de hiç önemli değil. Umarım bir gün gerçekleşir.

Henüz çalışmadığınız ancak birlikte çalışmayı istediğiniz birisi var mı?

İran sinemasından ve Uzakdoğu sinemasından bazı yönetmenlerle çalışmayı çok isterim. Mesela Ashgar Farhadi, Bahman Ghobadi, Wong Kar Wai, Chan-wook Park gibi.

Tuğrul Tülek, Keşanlı Ali Destanı’nda Sipsi Selim karakterini canlandırmıştı.

Her oyuncunun ya da müzisyenin bir hikayesi vardır. Yanılmıyorsam siz de aslında ilk önce Uludağ Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’ nde daha sonra da ikinci lisans eğitimi olarak Anadolu Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ nde okumuşsunuz. Siz de sıkça duyduğumuz gibi küçükken taklitler yaparak mı başladınız? Sizin hikayeniz nedir?

Yok, açıkçası taklit konusunda pek yetenekli değilimdir ben, ancak çocukken oyunlar yazar, mahalledeki arkadaşlarıma roller verir, oyunları yönetir sonra da bizim evin salonunda anne-babalarımıza oynardık. Hala da çok severim yazmayı.

 

Özel hayatında Tuğrul Tülek nasıldır diye sorsak, bu konuda neler söylemek istersiniz?

Bu yanıtlaması zor bir soru. İnsanın kendini anlatması hem zor, hem de çok mantıklı değil gibi gelmiştir bana hep. O yüzden ben sıradan bir günümde nelerle vakit geçirdiğimi paylaşayım, belki daha çok fikir vermiş olurum kendim hakkımda:Genelde boş durmayı sevmem. Güne erken başlamayı severim. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, okumayı, yeni müzikler dinlemeyi, filmler izlemeyi, spor yapmayı, düşünmeyi. Yani gayet sıradan, kendi zevklerime vakit ayırmaya çalıştığım bir hayatım var.

Günlük hayatta ya da profesyonel iş yaşamınızda olmazsa olmaz dediğiniz şeyler var mı? Varsa nelerdir?

Akıl, hızlı düşünme, pratik çözümler, anlayış, tolerans, işbirliği, açıklık / netlik, dinginlik, saygı, sevgi, özen…

Son olarak hayranlarınızın size ulaşabileceği ve, sizinle ya da projelerinizle ilgili daha detaylı bilgi alabileceği web sitesi vb. bir şey var mı?

Böyle bir site yok, sadece facebookda sağ olsunlar benim adıma açılmış resmi olmayan bir hayran sayfası var o kadar.

Bize vakit ayırdığınız ve içtenliğiniz için çok teşekkür ederim.

Ben çok teşekkür ederim.

 

Dediğim gibi, bence o nadir bulunan seslerden… Nadir bulunan üsluplardan… O konuşsa biz dinlesek… O sahnede olsa biz izlesek.

 Başak SULTAN