İtalyan yıldız Monica Bellucci, kariyerinin ilk yıllarında rol aldığı filmlerle tüm dünyada tanınan bir isim haline gelmiş ve güzelliğiyle adından söz ettirmişti. Dolce&Gabbana markasının modeli olarak yükselişe geçen yıldız, Francis Ford Coppola ve Mel Gibson gibi usta yönetmenlerin filmleriyle Hollywood’a adım atmıştı.
Harper’s Bazaar dergisine konuk olan 58 yaşındaki oyuncu, genç bir model olarak kariyerinin ilk yıllarında cinsel obje olarak gösterildiğini söyledi. “Objeleştirmek beni rahatsız etmedi. Buna zamanla alıştım. Bazen güzellik bir maske yaratır” diyen oyuncu, ilk filmlerinde çıplak sahnelerde yer almasından bahsetti.
Bellucci, “Bazı filmlerde hep vücudumu kullandım, Malena veya Irreversible gibi filmlerde” dedi. Bir model olarak kariyerine başladığı için cinsel obje olarak görülmesini anladığını vurgulayan oyuncu, “Tabii ki beni hemen etiketlediler. Moda sektöründen gelmiş olmam ve birçok fotoğrafçıyla çalışmış olmam bunu etkiledi” dedi.
Şu sıralar ünlü yönetmen Tim Burton ile birliktelik yaşayan oyuncu “İnanılmaz bir ruhla tanıştım” dedi. Tim Burton en tanınmış filmlerinden olan “Beterböcek”in ikincisini çekiyor. Monica Bellucci de filmde başrollerden birini üstleniyor.
Bellucci’nin aktör Vincent Cassel ile evliliğinden Deva ve Leonie adında iki kızı bulunuyor.
Aslında 16 yıldır tanışan Monica Bellucci ve Tim Burton ikilisinin, geçen ekim ayında Lumiere Film Festivali’nde yakınlaştığı ileri sürüldü. İkilinin yolları 16 yıl sonra, 2020’nin ekim ayında yeniden kesişti. Fransa’nın Lyon kentinde düzenlenen Lumiere Film Festivali’nde Tim Burton’a yaşam boyu başarı ödülü verildi.
Ödülü usta yönetmene takdim edense Monica Bellucci oldu. Magazin basınına göre aylardır saklı devam eden aşk da işte bu tören sırasındaki yakınlaşma sırasında başladı.
Mattel oyuncaklarına dayanan onlarca filmin geliştirme aşamasında olduğu ortaya çıktığına, “Barbie”nin potansiyel gişe başarısının bu yapımların fitilini ateşleyeceği tahmin ediliyordu. Nihayetinde “Barbie” vizyona girdi ve çok kısa sürede 1 milyar doların üstünde küresel hasılat elde ederek beklentilerin ötesinde bir başarıya imza attı.
Bu durumda, tam da tahmin edildiği gibi Warner Bros, Mattel’e ait oyuncak markası Hot Wheels’ın filmi için çalışmalarını hızlandırdı. Hot Wheels arabalarına dayanan bir film yapma girişimleri aslında on yıl öncesine kadar gidiyor, ancak proje için ciddi adımlar bir türlü atılamadı. En son 2022 Nisan’ında filmin yapımcılığını J.J. Abrams’ın yapım şirketi Bad Robot’un üsteleneceği açıklanmış, fakat sonrasında yine herhangi bir gelişme yaşanmamıştı.
Beyazperde’nin The Hollywood Reporter’dan aktardığı habere göre, proje artık somutlaşmaya çok daha yakın, çünkü Warner Bros. filmi yönetecek ismi belirlemek için yönetmenlerle görüşmelere başladı. Şu anki grevler yapımcı ve yönetmen anlaşmaları için bir engel teşkil etmiyor, ancak yönetmen hızla belirlense bile filmin senaryosunun yazılması için yazarlar grevinin sona ermesi beklenecek.
“Barbie” gişedeki başarısıyla sıradaki Mattel filmlerine ilham olduğu gibi, aslında gelecek filmler üstündeki baskıyı da arttırıyor. Bir oyuncak olarak Barbie’nin bağlı olduğu kültürel kodlar, Greta Gerwig ve Noah Baumbach’ın feminizm, toplumsal cinsiyet, kadın – erkek ilişkileri, kendini keşfetme gibi konularla dolu bir senaryo ortaya çıkarmasını sağladı. Hot Wheels ya da UNO gibi oyuncaklar için ise böyle bir arka plandan bahsetmek çok zor.
Mattel CEO’su Ynon Kreiz, yine de yaklaşımın anahtarının “Barbie”de olduğunu, yani ürünlerini “satın alan insanların sadece tüketici değil, hayran olduklarını” fark etmelerini sağlamak istediklerini söylüyor.
Atom bombasının yapılışını konu alan Christopher Nolan imzalı “Oppenheimer” tüm zamanların en çok gişe hasılatını elde eden 2. Dünya Savaşı konulu film oldu.
“Oppenheimer” tüm zamanların en çok hasılat elde eden 2. Dünya Savaşı filmi oldu. Cillian Murphy, Robert Downey Jr, Matt Damon gibi ünlü isimlerin rol aldığı “Oppenheimer” filmi, yılın en dikkat çeken filmlerinden. Atom bombasının yapılışını konu alan “Oppenheimer” gişede büyük bir başarı elde etti.
Christopher Nolan imzalı film, dünya çapında 550 milyon dolar elde ederek tüm zamanların en yüksek hasılatını yapan 2. Dünya Savaşı filmi oldu.
21 Temmuz’da vizyona giren film, 527 milyon dolar hasılat elde eden “Dunkirk” filminin rekorunu kırmış oldu.
Bütçesi 180 milyon dolar olan Oppenheimer’ın büyük bölümünün gerçekçi efektler kullanılarak çekilmesi bekleniyordu.
Hollywood Reporter’a konuşan 52 yaşındaki Nolan, Oppenheimer için gerçek atom bombası patlatacağını düşünen bir hayran kitlesi olduğunu açıkladı.
Ünlü yönetmen, “İnsanların benim bu kadar uç bir şey yapabileceğimi düşünmesi bir yandan gurur verici ama bir yandan da biraz korkutucu” dedi.
Atom bombasının yapılışını konu alan “Oppenheimer”ın dünya prömiyerinin ardından ilk tepkiler gelmeye başladı. Kai Bird ve Martin Sherwin’in Pulitzer Ödüllü biyografisi “American Prometheus”a dayanan filme övgü yağdı.
“OPPENHEIMER…inanılmaz bir film. Akla gelen kelime ‘korkutucu’. Nolan çekici en şaşırtıcı, sarsıcı şekilde yere indirene kadar, durmadan tempolu, ayrıntılı, karmaşık bir tarihsel drama inşa ediyor ve inşa ediyor ve inşa ediyor.” – Bilge Ebiri, Vulture
“Oyuncu kadrosu genel olarak inanılmaz… Ludwig Göransson’ın müziği başlı başına bir başyapıt.” – Gregory Ellwood, The Playlist
“Christopher Nolan imzalı Oppenheimer, gerçekçi ve öz bir adaptasyon olması, Cillian Murphy, Emily Blunt, Robert Downey Jr., Matt Damon ve diğer oyuncuların performanslarıyla gerçek bir başarı örneği.” – Lindsey Bahr, Associated Press.
“Son dönemin Amerikan sineması düşünüldüğünde, görsel ustalığı, en derin karakterlerle bir araya getirmesiyle Oppenheimer şüphesiz Christopher Nolan’ın en başarılı filmi.” – Kenneth Turan, The Los Angeles Times
Seyircilerin katıldığı ankette tüm zamanların en iyi aksiyon filmi seçildi. Hastalığı nedeniyle sinemayı bırakmak zorunda kalan Bruce Willis, imzası nitekiğindeki filmiyle listenin zirvesine yerleşti.
Söz konusu olan aksiyon filmiyse, Bruce Willis hala zirvede. John McTiernan’ın Bruce Willis başrollü klasiği “Zor Ölüm” (Die Hard), tüm zamanların en iyi aksiyon filmi seçildi.
Willis’in John McClane adlı bir dedektifi canlandırdığı 1988 yapımı film, Showcase Cinemas şirketinin 2 bin kişinin katıldığı anketinde seçildi. Zor Ölüm seyirciden yüzde 18’lik oy aldı.
68 yaşındaki Bruce Willis, geçen yıl sağlık sorunları nedeniyle zorunlu emeklilik kararı almıştı. Emmy ve Altın Küre ödüllü Willis, kendisine frontotemporal demans teşhisi konduğunu açıklamıştı.
İkinci sıraya Steven Spielberg’ün Indiana Jones serisinin ilk filmi Kutsal “Hazine Avcıları” (Raiders Of The Lost Ark) yüzde 15 oyla yerleşti. “Top Gun”, yüzde 13’lük oyla üçüncü sırada yer aldı.
Listenin dördüncüsü yüzde 12’lik oyla “Terminatör 2: Kıyamet Günü” (Terminator 2: Judgement Day) olurken, beşinci sıraya yüzde 11 ile “Gladyatör” yerleşti.
Anketi gerçekleştiren Showcase Cinemas’tan Jon Dixon, “Aksiyon filmleri sinemanın vazgeçilmezi ve anketimize katılanların yüzde 62’si bu türün sinemada izlenebilecek en heyecan verici tür olduğunu belirtiyor” dedi.
Başrollerini Timothée Chalamet ve Zendaya’nın paylaştığı, Amerikalı yazar Frank Herbert’ün çok satan romanından uyarlanan “Dune: Çöl Gezegeni”nin ilk bölümünün ardından gözler ikinci bölüme çevrildi.
Yönetmen koltuğunda Denis Villeneuve’ün oturduğu, “Dune: Çöl Gezegeni”nin devam filmi olan “Dune: Part 2″nin 3 Kasım’da vizyona girmesi bekleniyor.
İlk filmi ile büyük beğeni kazanan serinin ikinci filminden ilk afiş ve teaser fragmanı yayınlandı. Afişin ortaya çıkması ile birlikte filmdeki yeni oyuncular da kesinleşmiş oldu. Paylaşılan afişe göre ikinci filmde Timothée Chalamet ve Zendaya’ya Austin Butler ve Florence Pugh eşlik ediyor.
Filmden yayınlanan ilk afiş, bir çöl manzarasının önünde duran Chalamet ve Zendaya’nın karakterleri Paul Atreides ve Chani’yi içeriyor. Film, Frank Herbert’in klasik romanından uyarlanan ilk filmin destansı hikayesine devam etmeyi vaat ediyor.
Yıldızlardan oluşan kadroda Oscar Isaac, Rebecca Ferguson, Josh Brolin ve Javier Bardem yer alıyor. İlk filmdeki isimlerin yanı sıra bu filmde ilk kez, İmparator Shaddam IV rolünde Christopher Walken, Prenses Irulan rolünde Florence Pugh, Lady Margot rolünde Léa Seydoux ve Feyd-Rautha Harkonnen olarak Austin Butler da izleyici karşısına çıkacak.
