6 ay önce ölümden dönen illüzyonist Aref Ghafour, Ataşehir’de intihar etmek isteyen 3 çocuk babası Mümin Yılmaz’ı ikna ederek hayatını kurtardı. Katıldığı televizyon programında yaptığı illüzyon gösterisiyle bir anda tüm Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim haline gelen Aref Ghafour, 6 ay önce yılan sokması nedeniyle ölümden dönmüştü.
Dün akşam saat 20:15 sıralarında iş yerinden çıkan Ghafour, Ataşehir’de bir köprüye çıkarak, intihar etmek isteyen 3 çocuk babasını Mümin Yılmaz’ı 45 dakika süren çabanın ardından intihar etmemesi için ikna etti.
“KONUŞUP İKNA EDEBİLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM”
Akşam saatlerinde yaşanan olayın detaylarını anlatan ünlü illüzyonist Aref Ghafour, yaşananları şöyle anlattı:
“Polisler oradaki tüneli kapatmışlar. Bir sürü polis ve itfaiye vardı. Bir baktım biri intihar ediyor, konuşup ikna edebileceğimi düşündüm. Polisler beni tanıdı ve onun yanına yaklaştım. ‘Sen Aref değil misin?, ben senin hayranınım’ dedi. Yaklaşık 45 dakika konuştum. Hayatını anlattı.Dolandırılmış birileri tarafından. 200 bin lira civarında parası gitmiş. O yüzden hayatı sıkıntıya girmiş. Ailesine bakamıyor. O yüzden eşi ondan ayrılmış.
Ona yardımcı olacağımı söyledim. Bir kaç ay önce hayatımı kaybetme tehlikesi atlattığımı, bende son anda kurtardığımı anlattım. Konuştuk işte. ‘Bana yardım edeceğine kesin söz veriyorsan tamam’ dedi. Eşini de ikna edeceğimi söyledim… Yavaş yavaş bıçağı aldık elinden. Sonra karakola gittik”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Mustafa Öztürk, beyaz eşyaların da tıpkı poşet ve içecek plastikleri gibi zararlı olduğunu, bu yüzden depozitolu olması gerektiğini söyledi.
Sıfır Atık projesi kapsamında hayata geçirilen ücretli poşet uygulaması devam ederken, kapsamın genişletilmesi yönünde çalışmalar sürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde içecek şişeleri ve ambalajları için de depozito uygulamasını devreye alacaklarını açıkladı.
Türkiye gazetesinden Sefa Bilgitekin’in haberine göre, Sıfır Atık projesinin mimarlarından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Mustafa Öztürk’ten de bu konuda yeni bir tavsiye geldi. Öztürk, beyaz eşyaların da tıpkı poşet ve içecek plastikleri gibi zararlı olduğunu, bu yüzden depozitolu olması gerektiğini söyledi.
“BİR SİSTEM GEREKLİ”
Sektörün halihazırda eşyaları topladıklarını ancak bunun bir sisteminin bulunmadığını belirten Öztürk “Beyaz eşya satıcıları, eski eşyaları bazen para ile bazen de yenisiyle değiştirerek topluyor. Bazen hiç toplanmadığı da oluyor. Bu işlemlerin kolaylaşması yönünden ALO hattı kurulmalı. Vatandaşlar bu hat üzerinden ilgiliye ulaşmalı. Bu işi Avrupa’da para ile yapıyorlar. Ülkemizde de evlerden alınacak beyaz eşyalar, geri dönüşüm tesislerine götürülerek kazanca çevrilebilir. Eski beyaz eşyaların toplanmasının önemi ise, içerisinde bulunduğu zararlı maddelerden kaynaklı. Özellikle derin dondurucularda ozon tabakasını delebilme özelliği olan, kloroflorokarbon gazı bulunuyor. Beyaz eşyaları bir sistem üzerinden toplarsanız, hem bu gazın tabiata salınmasını önlersiniz hem de tam dönüşüme imza atarsınız, herkes kazanır” dedi.
“BİRAZ DA İNDİRİM YAPILIRSA BU SİSTEM OTURUR”
Uygulanacak sistemle, beyaz eşyaların üzerinde tıpkı içeceklerde olduğu gibi ‘depozitoludur’ yazması gerektiğini vurgulayan Öztürk “Toplayıcılar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ‘Depozito sistemine geçiyorum. Geri dönüşüm çevre katkı payından kurtulmak istiyorum’ desin. Bununla birlikte müşterilerine de depozito sistemini anlatırlarsa, biraz da indirim yapılırsa bu sistem oturur. Böylece Sıfır Atık projesi genişletilebilir. Sıfır Atık, sadede ambalajlı ürünlerle sınırlı kalmamalı” diye konuştu.
DAHA MASRAFSIZ DEĞİŞİM OLACAK
Beyaz eşyaların depozitolu olmasıyla birlikte, döngüsel ekonomiye de geçiş yapılabilecek. Mustafa Öztürk, şunları söyledi: Sistemin çevreye etkisi olacağı gibi vatandaşların da işine yarayacak. Çünkü 10-20 yıllık beyaz eşyaların enerji tüketimleri fazla. Vatandaşlar bütçelerini zorlamadan, bir kısmını depozitodan karşılayarak, eskisini verip çok daha az enerji harcayan yeni beyaz eşya alabilecek. Ayrıca her yerde atık getirme merkezleri oluşturuluyor. Bu merkezlere beyaz eşyalar için de konteynerler konulursa, gönüllü veya ağ toplama sistemi ile daha verimli sonuçlar alınır. Hem vatandaşımız, hem de ülkemiz kazanır.
FAİZSİZ BES HIZLI BÜYÜYOR
Bireysel emeklilik sistemine faizsiz fonları sunan Katılım Emeklilik, 500 bin sözleşmeyi aştı. Şirketin 500 bininci sözleşmesini alan müşterisini ziyaret eden Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek “Faiz nedeniyle bireysel emeklilik ve sigorta sektöründen uzak duran kişileri, sisteme dâhil etmek hedefiyle çalışıyoruz. 5 yılda hedeflerimizi aşmış olmamız, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor” şeklinde konuştu.
Dünya üzerinde bulunan 200’den fazla şehri yaşam kaliteleri, sağlık durumları, nüfusları, trafik durumları, pahalılıkları, suç oranları gibi kategorilerde puanlayan ve bu puanlara göre listeleyip oluşan dünya haritasını paylaşan Numbeo, 2019 yılının yaşam kalitesi en yüksek şehirlerini açıkladı. İşte dünyanın en yaşanabilir şehirleri…
10- Charlotte – ABD (195.85) dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler 9- Columbus – ABD (195.88) dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler 8- Wellington – Yeni Zelanda (201.96) dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
7- Brisbane – Avustralya (202.90)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
6- Madison – ABD (204.36)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
5- Zürih – İsviçre (204.42)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
4- Adelaide – Avustralya (206.65)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
3- Raleigh – ABD (216.05)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
2- Eindhoven – Hollanda (216.39)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
1- Canberra – Avustralya (224.30)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
183- İstanbul – Türkiye (111.44)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
149- Ankara – Türkiye (130.16)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
138- İzmir – Türkiye (140.65)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
90- Bursa – Türkiye (164.45)
dünyanın en yaşanabilir şehirleri, yaşanabilir şehirler, yaşanılabilir şehirler, rüya şehirler
National Geographic, Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler kitabında Türkiye’den Ayasofya, Mardin, Göbeklitepe, Sümela Manastırı, Mısır Çarşısı ve Kapadokya Argos Oteli’ni listeye aldı.
Dünyanın en ünlü coğrafya ve keşif kuruluşu National Geographic Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler adlı kitabında Türkiye’den 6 kültür ve doğa mirası alanını aldı. 319 sayfalık kitapta Ayasofya “Belki de inşa edilmiş en mükemmel bina” Mardin ise “Artuklu mirası” diye sunuldu.
Milliyet’ten Gökhan Karakaş’ın haberine göre;: coğrafya, kültür, keşifler, popüyer bilim ve tarihle ilgili makalelerin yer aldığı derginin seyahat uzmanları ve fotoğrafçılarının hazırladığı kitapta, Ayasofya iki Mardin ise üç fotoğrafla tanıtıldı.
Dünyanın en eski mekanları bölümünde Şanlıurfa Göbeklitepe, Dağ Manastırları bölümünde Trabzon Sümela Manastırı, Muhteşem Oteller kısmında Argos ve Kapadokya, Büyük Pazarlar kısmında ise Mısır Çarşısı anlatıldı.
Dan Westergren’in direktörlüğünde hazırlanan kitapta Ayasofya “Belki de inşa edilmiş en mükemmel bina” olarak tanıtıldı.
Ayasofya için “İbadete milattan sonra 537 yılında açılmış olan çok cepheli Ayasofya, Hıristiyah ve İslam geleneklerinin öğelerini birleştirir, Ayasofya ile Sultanahmet arasındaki alan bir zamanlar tüm İstanbul’un merkezi olan hipodromdur. Halen de hareketliliğin merkezidir. Burada seyyar satıcıları, taze nur suyu sıkanları, simit ve tatlı olarak külahta dondurma satanları harika manzara eşliğinde oturabiliriz” denildi.
Kitapta Mardin için Ortodoks manastıları ve Artuklu mirası. Baş döndürücü Mardin, Suriye çölüne yukarıdan bakan parlak taç gibi bir tepede yer alır. Hamamları Artuklu döneminede yapılmış olup, Anadolu’nun en eski hamamlarıdır. Sıcak suyun keyfini çıkarmak için çok ideal bir yerdir” ifadeleri kullanıldı.
Kitapta yer alan dünya çapında bilinen ve bilinmeyen doğal ve insan yapımı 225 yerin arasındaki Göbeklitepe için “İnşası milattan önce 10 bin yılına uzanan Göbeklitepe’nin egzotik bitki ve hayvan resimlerini oyulduğu dikili taşlarla en eski tapınak olduğu düşünülmektedir. Çevrede antik insan figürleri bulunmuştur” şeklinde bilgi verildi.
Kitabın tanıtımında, “Dağların zirvesinden büyüleyici güzellikteki adalara, yağmur ormanlarına ve antik anıtlara kadar National Geographic’in seyahat uzmanları ve ödüllü fotoğrafçıları sizi dünyanın en muhteşem yerlerine doğru uzun bir yolculuğa çıkarıyorlar” ifadelerine yer verildi.
Türkiye’den 6 önerinin yer aldığı kitapta “Hawaii’nin nefes kesen, 120 katlı bina yüksekliğindeki Hi’ilawe Şelalesi’nden NASA’nın gelecekteki Mars görevinin simülasyonunu yaptığı araziye kadar doğanın en harika manzaraları ile medeniyetin en büyük başarılarını deneyimleyin” deniyor.
Bilim insanları uzayın derinliklerinden gelen tekrarlı radyo sinyalleri tespit ettiklerini duyurdu. Kaynağı belirsiz radyo dalgası patlamalarıyla gök bilimcileri ikinci kez karşılaşırken, bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı.
Kanada’da yer alan British Columbia Üniversitesi’nden bilim insanları, CHIME (Kanada Hidrojen Yoğunluğu Haritalama Deneyi) isimli interferometrik radyo teleskobu ile galaksinin 1,5 milyar ışık yılı ötesinden gelen 13 hızlı radyo dalgası patlaması tespit ettiklerini açıkladı.
Kaynağı belirsiz radyo dalgası patlamalarının yalnızca birinin tekrarladığının belirtildiği açıklama gök bilimi dünyasında heyecan yaratırken, bilim tarihinde bu güne kadar keşfedilen tekrarlı hızlı radyo dalgası patlaması sayısı ikiye yükseldi.
British Columbia Üniversitesi’nde araştırmacı olan Ingrid Stairs, şu ana kadar keşfedilen 6O hızlı radyo dalgası patlamalarından yalnızca birinin 6 kez tekrarladığını ve tekrarlı sinyalin aynı yerden gelebileceğini bilindiğini vurgulayarak yaptıkları keşfin önemiyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Hızlı radyo patlamaları yalnızca milisaniye sürüyor ve Güneş’in haftalarca verdiği enerjiye eşdeğer enerjiyi 1 saniyenin daha da altında bir sürede açığa çıkarıyor.”
Hacker grubu The Dark Overlord, 11 Eylül saldırıları ile bağlantılı olan 7 bin 500 kadar belgeyi internet ortamında paylaştı.
2 milyon dolar değerinde Bitcoin ödemesi almadıkları taktirde 11 Eylül belgelerini 5 parça halinde yayınlamakla tehdit eden ve 650 civarı belgeyi geçtiğimiz günlerde yayınlayan hacker grubu The Dark Overlord, 11 Eylül saldırıları ile ilgili 7 bin 500 kadar belgeyi daha yayınladı.
ABD hükümeti, sigorta şirketleri, avukatlık bürolarından elde edildiği iddia edilen ve internette yayınlanan söz konusu belgelerde, dönemin hükümetinin 11 Eylül olayları ile bağlantısı olduğunu gösteren herhangi bir delil yer almıyor.
Sızdırılan belgelerde 11 Eylül sebebiyle meydana gelen zararı karşılamak için senaryolar üzerinde duran sigorta şirketlerinin, asgari seviyede ödeme yapmak için suçlu arama çalışmaları yaptığı iddiası yer alıyor.
Belgelere göre, sigorta şirketleri saldırıda kullanılan uçakların sahibi olan hava yolu şirketini, uçak üreticilerini, ABD Federal Havacılık Kurulu ve teröristleri suçlama yoluna gidiyor.
Aynı belgelere göre, şirketler, saldırıda kullanılan Boeing 757 ve 767 tipi uçakları uygun elektronik aktarıcı ile donatmadığı için Boeing şirketini suçlama üzerinde yoğun mesai harcadı.