5053873217 [email protected]

İSTANBUL İZMİR OTOYOLU AÇILIYOR

İstanbul ile İzmir arasındaki 8,5 saatlik seyahat süresini 3,5 saate düşürecek İstanbul-İzmir Otoyolu’nun 192 kilometrelik kesimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 4 Ağustos’ta hizmete açılacak.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, İstanbul-İzmir Otoyolu’nun, Marmara Bölgesi’ni Ege Bölgesi’ne, Batı Akdeniz ve Batı Anadolu Bölgesi’ne bağlayan önemli ulaşım akslarından biri olacağını belirterek, projenin yapım çalışmalarının 2010’da başladığını belirtti.

Projenin en büyük ayağını oluşturan Osmangazi Köprüsü’nün 2016’da hizmete alındığını ifade eden Turhan, köprünün İstanbul-İzmir arasındaki mesafeyi 78 kilometre, 1,5 saat kısalttığını bildirdi. Geçen yıllarda 201 kilometresi ana gövde, 33 kilometresi de bağlantı yolu olmak üzere yolun hizmete açıldığını anlatan Turhan, 4 Ağustos Pazar günü saat 15.00’te ise 183 kilometresi ana gövde, 9 kilometresi de bağlantı yolu olmak üzere toplam 192 kilometrelik kesiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı törenle hizmete açılacağını belirtti.

İstanbul-İzmir arasının şu an 8,5 saat sürdüğünü, yeni yapılan 404 kilometrelik İstanbul-İzmir Otoyolu ile normal şartlar altında 3,5 saatte İstanbul’dan İzmir’e ulaşma imkanı olacağını belirten Turhan, “Bu da yol kullanıcılarına önemli bir ekonomik katkı sağlayacak, zaman ve akaryakıt tasarrufu sağlayacak. Bu güzergahla özellikle ülkemizin sanayi mamullerinin, tarım ürünlerinin gerek yurt içi gerekse yurt dışına nakliyesinde de önemli imkan ve kolaylıklar sağlanmış olacak.” ifadelerini kullandı.

BİR BANKA DAHA KONUTTA FAİZ İNDİRİMİNE GİTTİ

Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın ardından Halkbank da konut kredisinde faiz indirimine gitti. Kamu bankaları 500 bin liraya kadar 180 ay vadeli konut kredisinde faizi yüzde 0,99 olarak belirledi. Ayrıca konut kredisinde vade de ilk kez 15 yıla çıkmış oldu. İşte 2019 VakıfBank, Halkbank ve Ziraat Bankası konut kredisi faiz oranları…

Merkez Bankası’nın politika faizinde indirime gitmesinin ardından Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın ardından Halkbank da konut kredisi faizini yüzde 1’in altına düşürdü.

PUCCA’NIN BERAATİ İSTENDİ

Savcılık “Pucca” adı ile bilinen sosyal medya fenomeni Pınar Karagöz’e verilen 5 yıl 10 aylık hapis cezasının kaldırılarak beraat talebinde bulundu.


Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, “Pucca” takma ismini kullanan sosyal medya fenomeni Pınar Karagöz’ün “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendirme” suçundan verilen 5 yıl 10 ay hapis ve 66 bin 660 lira adli para cezası kararına itiraz etti.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca Bölge Adliye Mahkemesine sunulmak üzere İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesine verilen dilekçesinde, sanık Pınar Karagöz’ün sosyal medyadaki paylaşımlarına ilişkin “uyuşturucu madde kullanımını özendirme” suçunun unsurları oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken sanığın mahkumiyetine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu değerlendirilip istinaf kanun yoluna gidildiği anlatıldı.

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, düşünce ve ifade hürriyetinin teminat altına alındığına vurgu yapılan dilekçede, “Düşünce ve ifade hürriyeti, yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran bilgiler ya da düşünceler içinde geçerlidir” denildi.

Dilekçede, bir düşüncenin toplumun büyük bir bölümü tarafından benimsenemeyebileceğine veya kınanabileceğine işaret edilerek, “Ancak toplum tarafından kınanan ya da ayıplanan her düşünce ve eylemin karşılığı, ceza hukuku kapsamında suç ve ceza olarak değerlendirilemez” ifadelerine yer verildi.

Müsnet suçun maddi ve manevi unsurunun “uyuşturucu madde kullanmaya özendirmek” olduğu ve sanığın sırf bu kasıtla hareket etmiş olması gerektiğinin değerlendirildiği belirtilen dilekçede, sanığın savunmaları dikkate alındığında, özendirme kastıyla hareket etmediğini belirttiği, daha önce yayımlanmış bir diziden alıntı yaptığını beyan ettiğinin görüldüğü aktarıldı.

NASA NEDEN 47 YILDIR AYA GİTMİYOR?

1972’den beri Ay’a gidilemiyor olmasının sebebi NASA’da çalışan Türk bilim insanı Umut Yıldız tarafından mercek altına alındı.

Ay’a seyahat Apollo 11’in 50’nci yıl dönümü ile bir kez daha gündemde.

Ancak Ay’a ayık basılması kadar popüler olan bir konu daha var o da “neden 1972’den beri Ay’a gidilemiyor?” sorusu.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nde (NASA) görevli Türk bilim insanı Umut Yıldız Twitter hesabından yayınladığı yazı ile bu sorunun cevabını verdi.

1970’li yıllarda Ay görevinin SSCB ile girilen siyasi mücade3lenin bir parçası olduğunun altını çizen Yıldız, “Sovyetler pes ettikten sonra daha da ileri gidilmesi için bütçe ayrılmadı ve Ay öylece kaldı” dedi.

Yıldız işin teknoloji tarafına bakıldığında; o günkü bir aleti, bugünkü bilgisayarlara yeniden bağlayarak aynen çalıştırılamayacağını belirtiliyor. Bu nedenle de Umut Yıldız “Ay’a gitmeyi unuttuk” diyor.

ABDliler Uzaylı Avında

Girişin yasak olduğu 51. Bölge’ye 1.4 milyon kişi zorla girmeyi deneyecek! 
Yıllardır gizemini koruyan ve içinde uzaylıların bulunduğu iddia edilen 51. Bölge’ye girmek için sosyal medyada başlatılan kampanya 1.4 milyon katılımcıya ulaşmış durumda. 


Uydu fotoğraflarıyla Dünya’nın çeşitli bölgelerini internetten inceleme imkanı veren Google’ın yeni özelliği 51. Bölge üzerindeki tartışmaları bir kez daha gündeme taşıdı.

Teknoloji devi Google’ın ‘timelapse’ video özelliğine gelen yeni güncelleme ile artık kullanıcılar dünyanın herhangi bir yerinin uydu görüntülerini 1984’ten günümüze görebiliyor.

HIV Pozitif Olan Öğretmenin Görevine Son Verildi

“Öğretmenlik yapmasında sakınca yoktur” raporuna rağmen iş yeri hekiminin HIV pozitif olduğunu okul idaresine bildirmesi sonucu iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia eden Öğretmen E. P., hak ihlaline ve ayrımcılığa uğradığı gerekçesiyle hukuki süreç başlattı. E.P.’nin yaşadıkları, “HIV pozitiflik öğretmenlik yapmaya engel mi? sorusunu akıllara getirirken Avukat Habibe Kayar da, “HIV pozitif diye işe almamak veya işten çıkarmak yasa ihlalidir” diyen Hekim/Hukukçu Prof. Erdal Yüzbaşıoğlu da Biyo Tıp Sözleşmesi’ni, Türk Ceza Kanunu’nu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni işaret etti.