5053873217 [email protected]

BOEİNG İNCELEME İÇİN SABİHA GÖKÇEN’E GELİYOR

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda uçağın pistten çıkmasıyla meydana gelen kazayı araştırmak üzere Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezince (UEİM) komisyon oluşturulurken, buradaki uzmanlarla çalışmak için ABD’nin sivil havacılık otoritesi ile Boeing firması yetkililerinden oluşan heyet de Türkiye’ye gelecek.

Alınan bilgiye göre, dün akşam saatlerinde PC2193 sayılı İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolları’na ait Boeing 737 tipi yolcu uçağının kaza haberi gelir gelmez UEİM uzmanlarından oluşan komisyon kuruldu. Kazanın oluş nedenini araştırmak üzere havalimanında incelemelerde bulunan komisyon, çalışmalarına devam ediyor.

Komisyonla konuyu araştırmak üzere ABD sivil havacılık otoritesi ile Boeing firması yetkililerinden oluşan bir heyet de Türkiye’ye gelecek. Heyet, kazada 3 parçaya bölünen uçakta imalat hatası olup olmadığını inceleyecek.

UEİM uzmanları ve ABD’li heyetin çalışmaları ışığında, kazaya ilişkin ön raporun yaklaşık 1 ay içinde hazırlanması öngörülüyor.

DEPREMİ SANİYELER ÖNCESİNDEN HABER VEREBİLİYORLAR

Alper Göknar, Ömer Tarhan Divarcı ve Caner Kılınç, depremi etkisi oluşmadan cep telefonlarıyla bildiren bir proje geliştirdiler. Alper Göknar, Almanya’da bir elektronik firmasının, Potsdam Üniversitesi ile birlikte geliştirdiği sensörleri Türkiye’ye getirerek, Marmara’nın çeşitli noktalarında kurdukları istasyonlardan aldıkları veriler sayesinde, 5 büyüklüğünün üzerinde olan depremleri, kullanıcılara 5-25 saniye öncesinden bildirilebildiklerini söyledi. Göknar, “Eğer sistemimiz Elazığ’da kurulu olsaydı, oradaki insanlara yaklaşık 15 saniyeye yakın bir erken uyarı sistemi alarmı verebilirdik. Kaç tane canın o anda kurtulabileceğini siz hesaplayın” dedi.

Projenin direkttörü endüstri ve sistem mühendisi Dr. Alper Göknar ve arkadaşlarının ortak paydası, 1999 depremi ve sonrasında ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgide hayatlarını kaybedenlerin hikayelerini dinleyerek, sevdikleri ve Türkiye için bir şeyler yapma isteğiyle yola çıkmaları. Sistem kullanıcılarına, IOS ve Android işletim sisteminin bulunduğu cihazlara indirilebilen uygulama aracılığı ile, 5 büyüklüğünün üzerinde olan depremlerden 25 saniye öncesine kadar bildirebilmeyi hedefliyor.

İletişim için de alternatif olacak
Depremden, etkisi henüz size ulaşmadan kaç saniye önce haberdar olabileceğiniz ise, bulunduğunuz bölgenin depremin merkez üssüne olan uzaklığına göre değişiyor. Ayrıca kurdukları sistemin henüz devreye sokmadıkları bir diğer önemli özelliği ise, deprem anında ve sonrasında insanların birbirleriyle iletişim kurmasını imkansız hale getiren operatörlerden bağımsız, insanların sadece cep telefonları ile iletişimi devam ettirebilecek olmaları. Göknar ve arkadaşları, kendi imkanlarıyla 6 noktaya kurdukları istasyonların sayısını yüzlere hatta binlere çıkarmak için destek bekliyor.

Depremi saniyeler önce cep telefonu ile bildirecekler© Demirören Gazetecilik Depremi saniyeler önce cep telefonu ile bildirecekler
Göknar, projelerini anlatırken, “Uzun bir süre aslında deprem erken uyarı sistemlerinin 5-8 saniye civarında bir uyarıyı ancak verebileceği argümanını dinledik biz. Ama 2012 senesinde Tokyo Teknoloji Enstitüsü’nde Prof. Dr. Honkura Yoshimori’nin bir çalışmasına denk geldik. O, İstanbul için bir erken uyarı sisteminin, bütün herkese ulaştığı takdirde ortalama 20-25 saniyelere çıkabileceğini söylüyordu. Böylece biz de araştırmalarımızı derinleştirdik. Yaptığımız şu aslında, bu kısmen doğru olduğu için sorgulanması gereken bir iddiaydı çünkü depremde etkilenecek olan nüfus 20-25 milyon civarında ve depremin merkez üssüne en yakın olan 3-4 milyonluk bir nüfus için bu 5-8 argümanı doğru olmasına rağmen, deprem merkezinden uzaklaştıkça bu süre artacaktır. 10, 20 hatta 25 saniyelere kadar çıkacak olan bir süredir bu.

Biz bu noktada Potsdam Üniversitesi’nde geliştirilen 6 tane sensörü Türkiye’ye getirdik. Gönüllü yazılımcı arkadaşlarımız ile bir araya geldik ve bir cep telefonu uygulaması ile beraber ayrıca evlerde, okullarda, hastanelerde ve birçok fabrikada kullanılabilecek olan bir cihaz da geliştirdik. Bununla da amacımız hem uç noktada insanlara bu erken uyarı sistemini ulaştırmak hem de gayrisafi milli hasılanın yüzde 65’nin döndüğü bir ekonomi olan Marmara’da, fabrikalara güvenli bir duruş sergileyebilecekleri süreyi en ekonomik şekilde sağlayacak bir cihaz da geliştirmek. Cihazın prototipini en kısa zamanda uygulamaya sokmak istiyoruz. Şu anda 6 tane olan bu istasyon sayısını hızlı bir şekilde aslında 100’ler seviyesine çıkarmamız gerekiyor. Amacımız hızlı bir şekilde bu kaynaklara erişip, bu yapıyı kurabilmek. Bunun için bütün Marmara’yı aslında uçtan uca çevirmemiz gerekiyor. 6 haftalık süre içerisinde bu bütün altyapıyı kurup işler hale getirebiliriz” dedi.

KEMAL SUNAL’IN EVİ YIKILDI HABERİ YALANLANDI

Kemal Sunal ailesi adına eşi Gül Sunal tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Birkaç günden bu yana bazı yayın organlarında ‘Elazığ depreminde Kemal Sunal’ın doğduğu ev de yıkıldı’ başlıklı gerçek dışı haberler yer almaktadır. Kemal Sunal İstanbul’un Küçükpazar semtinde doğmuş olup, yayınlanan haberde bahsi geçen ev ile ilgilisi bulunmamaktadır.

Bu vesile ile depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, depremden zarar gören herkese geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.” denildi.

BUGÜN DE ANKARA SALLANDI

Ankara şehir merkezine 38 kilometre mesafedeki Akyurt’ta 3.9 şiddetinde bir deprem meydana geldi.

 

TSİ 13.51’de meydana gelen deprem şehir merkezinden de hissedildi.

 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, deprem yaklaşık 14 kilometre derinlikte meydana geldi.

VİRÜS WUHAN’DAN DIŞARI ÇIKTI MI?

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve çok sayıda ülkede görülen ölümcül koronavirüsle ilgili olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, merak edilen soruları yanıtladı. Koca, virüsün İstanbul’da henüz görülmediğini söyledi. Koca, virüsün belirtilerini, şüphelilerle ilgili gelişmeleri aktardı.

 

Koca’nın açıklamaları:

Bölgeden son dönemde bildirilen virüs koronavirus ailesinden bir alt tip. Ciddiyetle ele alınması gereken bir halk sağlığı sorunu olarak gündemimizde. Hazırlıklarımızı tamamladık.

DSÖ, uluslararası kamu sağlığı acil durumu için erken olduğunu bildirdi. Ancak biz çarşamba günü bakanlığımızda risk değerlendirme toplantısı yaptık. Kurulun tavsiyeleri doğrultusunda önlemleri hayata geçirdik. Sağlık Bakanlığı olarak havalimanları ve limanlarda sağlık personeli bulunduruyoruz. Çin’den gelen tüm uçuşlar için kontrol önlemleri devreye soktuk. Karantina odaları ve sedyeler hazır.

“ŞU ANA KADAR ŞÜPHELİ DURUMA RASTLAMADIK”

Çarşamba gecesinden itibaren Çin’den gelen uçuşlar ve yolcular için termal taramaya başladık. Şu ana kadar herhangi bir şüpheli duruma rastlamadık. Sıradan grip ve ateş de benzer duruma benzeyebilir. Sizden ricamız, tıbbi neticeyi beklemeden acele haberler yapılmamasıdır. Kamuoyuna uyarılarımızı yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.

Çarşamba gecesi Büyükçekmece’de bulantı, baş ağrısı ve halsizlik nedeniyle başvuran bir kişi tedbiren diğer hastalardan izole edildi. Dünden bu yana ciddi bir bilgi kirliliği oluştu. Hastanın genel durumu iyi olmakla birlikte seyahatten dolayı biz bunu şüpheli durum olarak kabul ettik. Hastanın Çin’den birlikte seyahat ettiği diğer yolcuların hiçbirinde bulguya ve belirtiye rastlamadık. Diğer yolcular ülkelerine döndü. Bu yolcuyu da biz her ihtimale karşı 36 saat gözlem altında tuttuk. Neticesi kesinleşmemekle birlikte hastanın ülkesine dönme talebi üzerine, özel ambulansımızla Çin’e gönderdik. Halkımızı korumak adına gerekli tüm tedbirleri alıyoruz. Vatandaşlarımızın paniğe kapılmasını gerektiren bir durum yok.

ENFEKSİYONUN BELİRTİLERİ NELER?

Enfeksiyon belirtileri arasında ateş, öksürük, solunum güçlüğü bulunabiliyor. Zatürre ve böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. DSÖ, hastalığın insandan insana bulaşma hızının diğer hastalıklara göre daha düşük olduğunu açıkladı. Dış ortama dayanıklılığı da düşük olduğu biliniyor.

“BULGUDA VAKİT KAYBETMEDEN SAĞLIK KURUMUNA BAŞVURUN”

Kişisel hijyen kurallarına riayet edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Herhangi bir bulguda vakit kaybedilmeden bir sağlık kurumuna başvurulmasını istiyoruz.

Çin’den gelen bütün yolculara da Dünya Sağlık Örgütü önermemesine rağmen termal kamera kullanıyoruz. Bulaştırıcılığı ateşten sonra söz konusu. Termal kameralar ile ateşi tespit etmiş oluyoruz. Şüphelendiğimiz bir durum olursa karantina odamız, özel ambulanslarımız, 5 hastanedeki izolasyon odalarında hazırlık yaptık. Wuhan’dan gelen bir ekiple gelmiş olan 1 hastada şüpheli bulduk. Bu hastayı 36 saat gözlemledik. İlerlemenin olmadığını, ateşin de devamında olmadığını gördük, hastanın da talebi üzerine bizim kendi özel ambulansı ile bugün Çin’e gönderdik. Hastanede 15 ile 20 kişi arasında yakın takip ettiğimiz kişi var.

3000 YILLIK MUMYA’NIN SESİNİ YENİDEN DUYURDULAR

Antik Mısır’ın Waset şehrinde rahiplik yapan Nesyamun, şarkı söylemeyi de içeren dini ritüeller için güçlü bir sese ihtiyaç duyuyordu. Nesyamun öldüğünde sesi de susmuş oldu, ancak ölümünden 3 bin yıl sonra bilim insanlarından oluşan bir ekip, sesini hayata döndürdü.

Bilim insanları, Nesyamun’un ses yolunu üç boyutlu yazıcı ile kopyalayarak günümüze taşıdılar. Araştırmacılar çalışmaları neticesinde ‘e’ sesli harfi benzeri bir ses elde etti.

Ölü bir insanın sesinin ilk kez bilim aracılığıyla hayata döndürüldüğü düşünülüyor. Bilim insanları gelecekte bilgisayar programları aracılığıyla, Nesyamun’un sesinden tüm cümleler elde etmeyi umuyor.

Londra Üniversitesi, York Üniversitesi ve Leeds Şehir Müzesi tarafından yürütülen araştırmacılardan York Üniversitesi Arkeoloji Profesörü Joann Fletcher, “Sesi yeniden yaratma tekniği bize uzun zamandır ölü olan bir kişinin sesini yeniden duyma imkanı verdi” diyor.