5053873217 [email protected]

Porsche 911 GT3’ün 20’nci yılını kutluyor

Porsche, gündelik kullanım için safkan bir spor otomobil arayanların tercih ettiği 911 GT3 modelinin 20’nci yaşını kutluyor. Bugüne kadar üretilen GT3 modellerinin yüzde 80’i yarış pistlerinde boy gösteriyor.

Porsche 911 GT3 modelinin 1999 yılı Mart ayında ilk kez Cenevre Motor Fuarı’nda görücüye çıkması, algısı açık spor otomobil sürücüleri için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu. GT3, Porsche Motorsport konseptinin ana özelliklerini diğer Porsche 911 modellerinden daha fazla taşıyordu. Dünya Ralli Şampiyonu Walter Röhrl, yarış mühendisi Roland Kussmaul ve Weissach’lı Porsche Motorsport uzmanları tarafından geliştirilen Porsche 911 GT3, yarış pistinde sergilediği çevikliği yola taşıyordu. Bugüne kadar geçen zamanda bu yol sporcusu her geçen nesille birlikte daha hızlı, daha kusursuz ve daha dinamik bir hal aldı. Spor otomobil, doğal emişli motoru, manuel şanzımanı ve arkadan çekişli sürüşüyle saflık arayan sürücüler arasında en popüler Porsche 911 modeli olmaya devam ediyor.

Porsche 911 GT3 modelinin yarış versiyonları motor sporlarında da tarih yazdı. Çok sayıda sınıf zaferinin yanı sıra GT3 Spa 24 Saat Yarışı, Daytona 24 Saat Yarışı ve 2000 yılından beri yedi kez kazanılan Nürburgring 24 Saat Yarışı gibi dayanıklılık yarışlarında da çok sayıda başarıya imza attı. Motor sporlarında elde edilen tecrübeler ve yapılan yeniliklerin bir sonraki versiyona eklenmesi Porsche 911 GT3 modelinin başarı formülünün bir parçası. Bugüne kadar üretilmiş 911 GT3 modellerinin yaklaşık yüzde 80’inin yarış pistinde sürülüyor olması tesadüf değil.

911 Carrera RS 2.7’nin yerini alan GT3 ilk olarak 1999’da görücüye çıktı

Gelişmiş yarış teknolojisine sahip olan ve yeni yüzyılın hemen öncesinde görücüye çıkan Porsche 911 GT3, 1970’lerde efsanevi Porsche modeli 911 Carrera RS 2.7 ile başlayan geleneği devam ettirdi. Modele bir ilk olarak “Yarış Sporu (Racing Sport)” anlamına gelen “RS” ismi değil, modelin motor spor versiyonlarının yarışlara katılacağı GT sınıfına ithafen GT3 ismi verildi. Yeni spor otomobilin altı silindirli, su soğutmalı 3,6 litrelik boxer tipi motoru 265 kW’lık (360 PS) güç üretiyordu. Bu yüzden Porsche 911 GT3 modelinin şanının henüz Cenevre’de görücüye çıkmadan yürümeye başlaması sürpriz değildi. Model Walter Röhrl’ün sürüşünde 20,8 kilometrelik Nürburgring Nordschleife pistini sekiz dakikadan kısa bir sürede tamamlayarak yolda giden spor otomobiller için yeni bir limit belirledi.

İlk Porsche 911 GT3 araçlar Weissach’taki üretim hattından Mayıs 1999’da çıktı. Model aynı zamanda başarılı 911 GT3 Kupası ve takip eden yıllarda tek model ve GT yarışlarında büyük başarılar kazanan yüksek pozisyonlu yarış versiyonlarının da temelini atarak motor sporuna yönelik homologasyonun temeli oldu.

Art arda yeni nesiller

İlk 911 GT3’ün büyük başarısından sonra Porsche, yarış genetiğine sahip yolda giden spor otomobiller için üç-dört yıl aralıklı bir evrim sürecini başlattı. 2003 yılında, VarioCam sürekli değişken eksantrik mil kontrol sisteminin kullanımı sayesinde boxer tipi motorun gücü 280 kW’a (381 PS) çıkarıldı. Artık yüksek performanslı Porsche Seramik Kompozit Fren (PCCB) sistemine sahip GT3 modeller de sipariş edilebiliyordu.

Üç sene sonra güç 305 kW’a (415 PS) çıkarıldı. Sportif Porsche Aktif Süspansiyon Yönetimi (PASM) eklemesiyle Porsche 911 GT3 ilk kez aktif süspansiyona sahip oldu. 2009’da mühendisler altı silindirli boxer tipi motorun deplasmanını 3,8 litreye, gücünü ise 320 kW’a (435 PS) çıkarttı. Yeni arka kanat ve gövde altı kaplaması bastırma kuvvetinde öylesine büyük bir artışa sebep oldu ki model öncüsüne bu alanda iki kattan fazla fark attı.

Porsche 911’in 2013 yılında kutlanan 50. yaş gününde beşinci nesil 911 GT3 modeli Cenevre Motor Fuarı’nda dünya galasını yaptı. Motor, şanzıman, gövde ve şasi tamamen yenilenmişti. Güç aktarımı; 350 kW (475 PS) güç üreten 3,8 litrelik doğal emişli motor ve ilk kez beraberinde gelen Porsche Doppelkupplung (PDK) çift kavramalı şanzımandan oluşuyordu. Buna ek olarak, model yine ilk kez aktif arka dingilden yönlendirme ile desteklenmişti. Yeni 911 GT3’ün görücüye çıkması, Nürburgring Nordschleife’yı yalnızca 7:25 dakikada tamamlamasıyla eş anlı oldu. Bu, ilk 911 GT3 modelinin 1999’da kaydettiği rekor turun bir dakikadan fazla bir süreyle iyileştirilmesi anlamına geliyordu.

911 GT3’ün son versiyonu 2017 yılında piyasaya sürüldü. Geliştirme sürecinin odak noktası altı silindirli boxer tipi motordu. Motorun deplasmanı 4,0 litreye, gücü ise 368 kW’a (500 PS) çıkartılmıştı. Porsche aynı zamanda saflık arayan sürücülere iki ikram sunuyordu: Birincisi, manuel altı vitesli şanzıman PDK alternatifi olarak sunulmuştu. İkincisi; 911 GT3 mütevazı bir “Touring Package” sipariş edilebiliyordu. Bu pakette sabit arka kanadın yerini otomatik olarak genişleyen bir rüzgarlık alıyordu.

DUSTER AİLESİNE KATILAN EKONOMİK MOTOR

Dacia, ikinci nesil Duster için yeni TCe 100 1.0 litre 3 Silindirli Turbo benzinli motorla motor serisinin modernizasyonuna devam ediyor. SCe 115 doğal emişli 1.6 litrelik dört silindirli motorun yerini alan, TCe 100 1.0 litrelik üç silindirli turboşarjlı motor, daha fazla tork, daha az yakıt tüketimi ve daha düşük CO2 emisyonu sağlıyor.

Romanya’daki Pitesti fabrikasında üretilen TCe 100, Renault Nissan İttifakı’nın en yeni güç aktarma organlarından birisi. Sadece beş vitesli manuel şanzıman ve önden çekişli sürüş sistemiyle sunulan turboşarjlı üç silindirli motor, 100 PS (99 hp) güç çıkışı ve 160 Nm tork sunuyor.

Turbo sayesinde, daha düşük bir motor devrinden (4000 dev / dak’a kıyasla 2750 dev / dak) elde edilen daha yüksek tepe torku (4 Nm) yardımıyla motor daha fazla tepki ve daha yüksek enerji verimliliği sağlıyor. Yeni aktarma organı ile donatılan Duster, SCe 115 versiyonundan biraz daha yavaş. Bu donanımla araç 12.5 saniyede (daha önce 11.9 saniye) sıfırdan 100 km/s hıza çıkıyor, azami hız ise 168 km/s (daha önce 172 km/s).

Yine de, yeni motor SCe 115’ten %18 daha düşük CO2 emisyonu ve yakıt tüketimi sunuyor. Ortalama yakıt tüketimi (WLTP) 5.5 litre/100 km, CO2 emisyonu ise 125 g/km. Fransa’da yeni motor, vergi dahil 12.490 Avro’dan (yaklaşık 13,900 ABD Doları) başlayan fiyatlarla ve Access ve Essential donanım seviyelerinde sunuluyor.

Yeni motor, halihazırda Blue dCi 95 ve Blue DCi 115 dizel seçeneklerinin yanı sıra TCe 130 GPF ve TCe 150 GPF benzinli motorlaru içeren Duster ürün serisini genişletiyor.

 

Yeni C3”de Aircross Esintisi

Citroen C3, geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Lyon kentinde düzenlenen özel bir etkinlikte tüm dünyaya tanıtıldı. Fransız markanın en önemli modellerinden biri olan küçük otomobil C3, aynı zamanda markanın DS alt markasını resmileştirdikten sonraki ilk ana modeli olarak dikkat çekiyor.

Yenilenmiş C3’ün tasarımında ağabeyi C4 Picasso’dan izler taşıdığını söylemek mümkün. Aynı zamanda otomobilin yanlarındaki hava kapsülleri de C4 Cactus modeline selam çakıyor diyebiliriz. C3’ün ön kısmındaki Citroen logosunun krom çıtaları yanlarda ince farlara doğru uzanıyor. Otomobilin arka farları C4 Cactus ile oldukça benziyor.

Küçük C3’ün C4 Cactus ile benzerliği yalnızca dış tasarımı ile sınırlı değil. Otomobilin kabininde de C4 Cactus esintileri görmek mümkün. Üç kollu direksiyon simidinin kullanıldığı C3’in orta konsolunda 7 inçlik dokunmatik ekran görev alıyor. Otomobilin bilgi-eğlence sistemi Apple CarPlay’i ve MirrorLink teknolojisini destekliyor. 2017 yılında ise Android Auto’nun sisteme eklenmesi bekleniyor.

300 litrelik bagaj kapasitesine sahip 3.99 metre uzunluğundaki C3, rakipleri Ford Fiesta ve Volkswagen Polo’dan daha küçük.

C3’ün motor ailesinde PSA’nın PureTech benzinli motorları ve BlueHDi dizel motorları görev alıyor. 1.2 litrelik üç silindirli PureTech motorun 67 beygir güç, 81 beygir güç ve 109 beygir güç üreten seçenekleri bulunuyor. 1.6 litrelik dizel ünitenin ise 74 beygir güç ve 99 beygir güç üreten versiyonları bulunuyor.

Paris Otomobil Fuarı’nda ilk kez tanıtılacak yeni C3, Türkiye’de 2017 yılında 6 bin 500-7 bin adetlik satış hedefine sahip.

VW MANİSA’DA FABRİKA AÇACAK MI?

Alman medyasında çıkan “Volkswagen Türkiye’ye fabrika kuruyor” haberinin detayları netleşiyor.

3 ÜLKE ARASINDAN TÜRKİYE ÖNE ÇIKTI
Firmanın fabrika kurmak için gündeminde Suudi Arabistan, Bulgaristan ve Türkiye vardı. Türkiye’de kurulması kararlaştırılan fabrika için son dakikada bir aksilik çıkmazsa, eylül sonunda imzalar atılacak.

FABRİKA MANİSA’DA KURULACAK
Yeni fabrika için daha önce İzmir konuşulmasına rağmen Manisa’da kurulması belirlendi. Buna göre fabrika, 10 bin kişiyi istihdam edecek. Türk aile yapısı baz alındığında, böyle bir istihdamın direkt olarak 40 bin kişiyi etkilemesi bekleniyor.

Volkswagen fabrikası binlerce kişiyi iş sahibi yapacak

PASSAT ÜRETİLECEK
Fabrikanın ağırlıklı olarak üreteceği model ise Passat olacak. Almanlar yeni kurulacak fabrikada bir yılda üretilecek olan 40 bin Passat modelini, sadece Türkiye pazarına sunmayı planlıyor.

ORTA DOĞU’YA DA TÜRKİYE’DEN GİDECEK
Skoda modellerinin de üretileceği fabrika, Orta Doğu’ya da otomobil ihraç edecek.

LPG’Lİ ARAÇ SAHİPLERİ DÜZENLEME BEKLİYOR

 

Otomobil kullanıcılarının yüzde 38’ini teşkil eden 5 milyona yakın LPG’li araç sahibi ve LPG sektörü, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un verdiği LPG’li araçların kapalı otoparklara alınmasına dair müjdenin gerçekleşmesi için bekleyişini sürdürüyor. Bakan Kurum, kapalı otoparkların gerekli altyapıya kavuşturulması ve LPG’li araçları kabul edebilmeleri için çalışmalara başlandığını duyurmuş ve hazırlanan Değişiklik Taslak Metni’ne dair paydaşların görüşleri bakanlıkça toplanmıştı. 5 milyon LPG kullanıcısı, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te gerekli değişikliğin yapıldığına dair Çevre Bakanlığı’ndan gelecek müjdeli habere kilitlenmiş durumda.

Müstakil Likit Petrol Gazcıları Kit Satıcıları ve Otogaz Bayileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yavaşçı, “LPG’li araçlar uzun yıllardır Avrupa’da kapalı otoparklara serbestçe girebiliyor. Türkiye’de sürdürülen haksız yasağın son bulacağını ümit ediyoruz. Sayın Bakan’ın bu yasağın kaldırılması yönündeki çalışmalarını destekliyor, bir an önce müjdeli haberin gelmesini diliyoruz.” açıklamasında bulundu.

Türkiye karayollarında her 100 otomobilin 37,7’si yakıt olarak LPG kullanıyor. Ancak Türkiye’de LPG’li araçların kapalı otoparklara girişi, otoparkların teknik yetersizlikleri ve yasal mevzuat sebebi ile engellenirken Avrupa’da uzun yıllardır LPG’li otomobiller kapalı otoparklara park edebiliyorlar. Türkiye’deki yasaklama sebebiyle yaklaşık 5 milyon LPG’li araç sahibi, otomobillerini kapalı otoparklar yerine sokak aralarına park etmeye mecbur bırakılıyor.

Uzun yıllardır süren ve çözümsüzlüğe terk edilmiş bu problemin çözümüne dair Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum, soyut bir adım atarak yönetmelik değişiklik taslağı hazırlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ile ilgili Değişiklik Taslağı” 8 Mayıs – 20 Mayıs tarihleri arasında tarafların görüşüne sunuldu ve konunun tarafı olan kurum ve kuruluşlar değişiklik taslağına dair görüşlerini bildirdiler.

Kapalı otopark izninde sona yaklaşıldı

Konutların yer aldığı binaları hariç tutan değişiklik taslağına göre, Ticari (Tip 1) ve Özel kullanım amaçlı (Tip 2) park yerleri TS 9881 nolu “Araç park yerleri için kurallar” standardında belirtilen kural ve şartları sağlamaları ve TSE’den standarda uygunluk belgesi ile İtfaiye’den (ya da ruhsat vermeye yetkili idare) izin almaları halinde LPG kullanan araçları kabul edebilecekler. Bu otoparklar periyodik olarak denetlenecekler ve LPG dönüşümü Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen mevzuata uygun olduğunu gösteren barkod ya da QR kodu bulunan LPG’li araçları kabul edebilecekler. Uygunluk etiketi bulunmayan LPG’li araçlar kapalı otoparklara kabul edilmeyecek.

Milyonlarca LPG’li araç sahibinin yıllardır süren mağduriyetinin giderilmesini sağlayacak olan, kapalı otoparkların gerekli teknik altyapıya kavuşmasına yönelik standartların belirlenmesini ve kapalı otoparklara LPG’li araçların kabul edilmesine mevzuat değişikliğinde sona yaklaşıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yönetmelik değişiklik taslağına son halini vermesi ve yürürlüğe alması bekleniyor. Milyonların gözü – kulağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelecek müjdeli haberde.

Müstakil LPG’ciler Derneği kararı destekliyor

Müstakil Likit Petrol Gazcıları Kit Satıcıları ve Otogaz Bayileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yavaşçı, yıllardır çözümsüzlüğe terk edilmiş olan ve aileleri ile birlikte değerlendirildiğinde en az 15 – 20 milyon vatandaşımızı yakından ilgilendiren bu konunun üzerine giden ve somut adımlar atan Bakan Murat Kurum’un açıklamalarını memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek “Bilindiği üzere Avrupa’da ve dünyanın diğer ülkelerinde LPG’li araçlar uzun yıllardır otoparklara serbestçe girebiliyor. Türkiye’nin bu konuda gerekli altyapıyı hazırlayamaması ve yasal mevzuatı düzenleyememesi mağduriyete sebep oluyordu. LPG ekosistemindeki tüm paydaşlar olarak, milyonlarca vatandaşı da yakından ilgilendiren bu konuda Türkiye’nin de gerekli adımları atmasını memnuniyetle karşılıyoruz. AVM’ler ve diğer kapalı otoparkların TSE standardına uygun teknik revizyonları yaparak LPG’li araçları kabul edebilecek standartları yakalamasını arzu ediyoruz.” açıklamasını yaptı.

Ahmet Yavaşçı, LPG’nin ulaşılması en kolay, en çevreci yakıt olduğunu vurgulayarak “Hava kalitesine ve çevrenin korunmasına değer veren tüm gelişmiş ve medeni ülkeler LPG’li araç kullanımını teşvik ediyorlar. Zira havaya ne kadar az zehir salımı olursa, ne kadar az zararlı partikül salımı olursa, bu zehirlerden kaynaklanan türlü hastalıkların da önüne geçmiş olursunuz. LPG’li araçların kapalı otoparklara kabulü bugün 5 milyon kadar araç sahibini ilgilendiren bir konu gibi görünse de aslında daha ekonomik ve çevreci bir yakıt olduğu halde, kapalı otoparklara giremediği, tabir yerindeyse ikinci sınıf vatandaş muamelesine maruz kalmak istemediği için LPG’li araç tercih edemeyen çok sayıda vatandaşımızın da gönül rahatlığı ile LPG’li araç kullanmaya başlamasını teşvik edecektir. Dolayısı ile bu mevzuat değişikliği hem mevcut milyonlarca araç sahibini hem bu kişilerin aile fertlerini sevindirirken, LPG almaya sıcak bakan yüzbinlerce vatandaşın da ertelediği LPG’li araç kullanma kararını uygulamasına da yardımcı olacaktır. Araçlarda LPG tüketimi bakımından Avrupa’nın birinci, dünyanın ikinci ülkesi olan Türkiye, çevreye zararı yok denecek düzeyde olan LPG’nin yaygın kullanımında dünyanın diğer ülkelerine örnek teşkil ediyor. Kapalı otoparkların gerekli düzenlemeleri yapmasının ardından, Türkiye’deki LPG’li araç sayısının da katlanarak artacağını öngörüyoruz.” açıklamasını yaptı.

Otomobillerin yarıya yakını LPG’li

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2019 yılı mayıs ayı Motorlu Kara Taşıtları İstatistiklerine göre, trafiğe kayıtlı 23 milyon 39 bin 551 adet taşıtın yüzde 54,2’sini otomobiller oluşturuyor. Buna göre, trafiğe kayıtlı 12 milyon 482 bin 475 otomobilin ise yüzde 37,7’sini oluşturan 4 milyon 710 bin 222 araç LPG kullanıyor.

LPG’li araçlar 2004 yılından bu yana hazır

Avrupa’nın birçok ülkesinde LPG’li araçların kapalı otoparklara girmesi serbest ve araçların LPG’li olduğunu belirten herhangi bir etiket veya benzeri bir tanımlama işareti yapıştırma zorunluluğu bulunmuyor. Türkiye’deki LPG’li araçlar da Avrupa’dakiler ile aynı standartlarda üretiliyor ve 2004 yılındaki düzenlemeyle birlikte LPG’li araçların yakıt tanklarının emniyet valfi ile donatılması bir zorunluluk. LPG’li araçların yakıt tanklarında söz konusu emniyet valfi standart olarak bulunuyor ve araç yangında kalsa dahi tank patlamayarak ileri seviye güvenlik özellikleri sunuyor.

Otoparkların uygun havalandırmaya ve gaz sensörüne sahip olması gerekiyor
LPG’li araçların kapalı otoparkları girmesini engelleyen söz konusu yönetmeliklerin yanı sıra, bu yasağın altında yatan bir diğer sebep ise otoparkların havalandırma sistemlerinin, zeminde gaz birikmesine izin vermeyecek şekilde sirkülasyonu sağlayacak uygun bir havalandırma sistemine sahip olmaması. Bunun yanı sıra otoparklara, herhangi bir gaz kaçağı oluşması halinde bunu tespit edecek gaz sensörleri konuşlandırılmış olması gerekiyor. Yapılacak yönetmelik değişikliklerinin AVM’lere, otellere ve kapalı otopark işletmelerine gerekli altyapıyı sağlama yükümlülüğü getirmesi bekleniyor.

ÖTV Beklentisi Yüzünden Araç Satılmıyor

Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, otomotivde ÖTV indirimi beklentisinin müşterilerin satın alma kararlarını etkilediğini belirterek, “Müşteriler, bu beklentileri görmeden ve ÖTV konusunda net bir açıklama duymadan maalesef satın alma kararını şu an için erteliyorlar. Temmuz ayına baktığımızda satışlarımızın büyük bir çoğunluğu zaten ÖTV muaf satışlardan oluşuyor diğer markalarda olduğu gibi. Şu anki durumu normal bir durum olarak görmüyorum.” dedi.

 

Kılıçer, Honda’ya özgü i-MMD (Akıllı Çok Modlu Sürücü) teknolojisine sahip yeni Honda CR-V Hybrid modelinin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, otomobil pazarında ocak-haziran döneminde yüzde 43’lük bir daralma yaşandığını ve Honda’nın satışlarının da bu dönemde yüzde 40 civarında azaldığını söyledi.

 

ÖTV indirimi beklentisin müşterilerin satın alma kararlarını etkilediğini vurgulayan Kılıçer, şunları kaydetti:

“Müşteriler, bu beklentileri görmeden ve ÖTV konusunda net bir açıklama duymadan maalesef satın alma kararını şu an için erteliyorlar. Temmuz ayına baktığımızda satışlarımızın büyük bir çoğunluğu zaten ÖTV muaf satışlardan oluşuyor diğer markalarda olduğu gibi. Şu anki durumu normal bir durum olarak görmüyorum.

 

ÖTV teşvikinin devam edip etmemesi herkesin kafasında aynı şeyi ifade ettikten sonra bu beklentiler de bir şekilde ortadan kalkacaktır. Önümüzü daha net bir şekilde görme imkanımız olacak. Bundan sonra durumun biraz daha düzeleceğini düşünüyorum. Ancak şöyle de bir gerçek var. Bir daralma söz konusu pazarda ÖTV teşviğiyle beraber. Bu durum çok da fazla sürdürülebilir bir şey değil. Umarız bu konuda bir adım atılır.”

 

“Temmuzda toplam pazar 10-15 bin bandında kalabilir”

Kılıçer, temmuzda toplam pazarın 10-15 bin bandında kalabileceğini ve bunun da yaklaşık yüzde 75-80 arasında bir daralma anlamına geldiğini dile getirdi.

 

Diğer taraftan ihracatın planları doğrultusunda aynı şekilde devam ettiğini aktaran Kılıçer, “Yıl sonunda 12 bin adet ihracat ve 35 bin civarında da üretim düşünüyoruz. Burada herhangi bir sıkıntımız yok. Üretimde çift vardiyaya devam ediyoruz şu an için. Dolayısıyla üretim ve ihracatta herhangi bir sıkıntımız yok. Ama iç talebe baktığımızda planlarımızın oldukça gerisindeyiz. Diğer tüm markaların yaşadığı ortamı biz de yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.