Hollywood’un ünlü aktörü Jeff Bridges, 76. Altın Küre Ödülleri’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi olacak.
Bugüne kadar dört kez Oscar’a, beş kez de Altın Küre’ye aday gösterilen, bir Oscar ve bir Altın Küre ödülü kazanan Hollywood’un ünlü aktörü Jeff Bridges, 76. Altın Küre Ödülleri’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi olacak.
Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin Altın Küre Ödüllerinde, sinema dünyasına önemli katkıları olan kişilere 1952’den beri dağıttığı Cecil B. DeMille ödülü bu yıl 69 yaşındaki ABD’li oyuncuya verilecek. Dude’u (Büyük Lebowski filmindeki karakteri) ve onun başarılı kariyerini gelecek Altın Küre Ödülleri’nde kutlamayı dört gözle bekliyoruz” denildi.
The Big Lebowski (Büyük Lebowski) ve True Grit (İz Peşinde) filmleriyle yıldızı parlayan oyuncu, bugüne kadar beş kez Altın Küre’ye aday gösterildi.
2010 yılında Crazy Hear (Altın Kalp) filmindeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre ve Oscar kazandı.
Önceki yıllarda George Clooney, Robert De Niro, Audrey Hepburn, Harrison Ford, Jodie Foster, Martin Scorsese, Steven Spielberg, Meryl Streep, Barbra Streisand, Denzel Washington ve Oprah Winfrey Cecil B. deMille Ödülü’yle onurlandırılmıştı
Altın Küre Ödülleri, 7 Ocak’ta düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.
Avrupa Film Ödülleri’nin kazananı Pawel Pawlikowski imzalı Cold War oldu. Başarıda onu, İtalya’nın Oscar adayı Dogman takip etti.
Avrupa Film Ödülleri (European Film Awards-EFA) dün akşam İspanya’nın Seville kentinde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Aday gösterildiği tüm kategorileri kazanan Cold War filmi 5 ödülle törene damga vurdu. İtalya’nın Oscar adayı Dogman de üç ödülün sahibi oldu. İşte kazananların tam listesi:
En İyi Film: Cold War
En İyi Komedi: Death of Stalin – Armando Iannucci
En İyi Yönetmen: Pawel Pawlikowski – Cold War
En İyi Kadın Oyuncu: Joanna Kulig – Cold War
En İyi Erkek Oyuncu: Marcello Fonte – Dogman
En İyi Senarist: Pawel Pawlikowski – Cold War
En İyi Belgesel: Bergman – A Year In A Life
En İyi Kısa Film: The Years – Sara Fgaier
Keşif Ödülü: Girl – Lukas Dhont
En İyi Animasyon: Another Day of Life – Raul de la Fuente, Damian Nenow
EFA Halkın Tercihi Ödülü: Call Me By Your Name – Luca Guadagnino
En İyi Görüntü Yönetmeni: Martin Otterbeck – U
En İyi Kurgucu: Jaroslaw Kaminski – Cold War
En İyi Prodüksiyon Tasarımcısı: Andrey Ponkratov – The Summer
En İyi Kostüm Tasarımcısı: Massimo Cantini Parrini – Dogman
En İyi Saç ve Makyaj: Dalia Colli, Lorenzo Tamburini, Daniela Tartari – Dogman
En İyi Besteci: Christoph M. Kaiser ve Julian Maas – 3 Days in Quiberon
En İyi Ses Tasarımcısı: Andre Bendocchi-Alves ve Martin Steyer – The Captain
En İyi Görsel Efekt: Peter Hjorth – Border
Dünya Sineması Başarı Ödülü: Ralph Fiennes
EFA Hayat Boyu Başarı Ödülü: Carmen Maura
Sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olan Esaretin Bedeli’nin tiyatro uyarlaması, Zorlu PSM’de prömiyerini kapalı gişe olarak yaptı. Ayakta alkışlanan oyunun final sahnesinde Kerem Alışık, izleyenleri gözyaşlarına boğdu.
Sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olan Esaretin Bedeli, Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından ilk kez tiyatroya uyarlandı. Oyun, Zorlu PSM’de prömiyerini kapalı gişe olarak yaptı. Ayakta alkışlanan oyunun final sahnesinde Kerem Alışık, izleyenleri gözyaşlarına boğdu.
Hakan Meriçliler, Hatice Aslan, Devrim Nas, Hatice Şendil & Burak Sağyaşar, Deniz Uğur, Hilal Altınbilek, Yıldız Kültür, Gamze ve Nedim Keçeli, Selen ve Engin Keçeli gibi ünlü isimler, Esaretin Bedeli oyuncularının heyecanını paylaşarak, onları yalnız bırakmadı.
Esaretin Bedeli oyununun yönetmenliğini Şakir Gürzumar yaparken oyunda başrolleri; Kerem Alışık (Red), Kaan Taşaner (Andy) ve İştar Gökseven (Müdür Stammas) paylaşıyor.
25 kişilik dev bir kadronun sahneye çıktığı oyunun müzikleri Orhan Enes Kuzu, dekoru Tayfun Çebi ve kostümleri Dilek Kaplan tarafından yapıldı.
Teoman, Erzurum’da konser verdi. Sıcaklığın sıfırın altında 16 derece ölçüldüğü açık hava konserinde Teoman ve ekibi sahneye postal, boğazlı kazak, eldiven ve montlarla çıktı.
Deniz seviyesinden 3 bin 176 metre yükseklikteki Palandöken Dağı’nın 2 bin 400 rakımındaki bir otelin bahçesinde, soğuk havaya rağmen konser veren Teoman, hayranlarını coşturdu.
Görevliler, Teoman ve ekibinin üşümemesi için sahnenin dört tarafına ısıtıcılar yerleştirdi. Teoman’ın ekibi sahneye postal, boğazlı kazak, eldiven ve montlarla çıktı.
Seyircilerin üşümemesi için de belirli aralıklara konulan variller içinde ateş yakıldı. Sevinç gösterileri eşliğinde sahneye çıkan Teoman’ın, sevilen şarkılarını zaman zaman hayranları da eşlik etti.
Üşümemek için sahneye kalın kıyafetlerle çıkan Teoman’ın konseri yaklaşık bir saat sürdü.
Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden, 16 Eylül 2016’da hayatını kaybeden Tarık Akan’ın bugün doğum günü. 69. yaşına özel, 100’ün üzerinde filmde rol alan, daha çok Damat Ferit karakteriyle anılan Tarık Akan’ın unutulmaz filmlerinden bazıları… Türk sinemasının unutulmaz ismi Tarık Akan’ın kariyer yolculuğu bir yarışma ile başmadı… 13 aralık 1949’da İstanbul’da dünyaya gelen Tarık Akan 1970’te ses dergisi’nin düzenlediği yarışmada birinci seçildi. 1971’de ilk sinema filmlerinden Emine’de Filiz Akın’la başrolü paylaştı. Bu sayede tanınırlığı arttı… Atıf Yılmaz’ın yönettiği Suçlu filmindeki başrolüyle 1973 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı…
Aynı yıl, Halit Akçatepe ve Kahraman Kıral’la birlikte rol aldığı Canım kardeşim filmiyle toplumsal meselelere duyarsız kalmadığını kanıtladı. Tarık Akan’ı toplumun tüm kesimlerine tanıtan film ise 1975’te vizyona giren Hababam sınıfı oldu. Filmde Damat Ferit karekterine hayat verdi. Senaryosu, müziği, oyuncu kadrosunun zenginliğiyle öne çıkan hababam sınıfı, gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında gösteriliyor. Hababam sınıfı sınıfta kaldı serinin en çok hasılat yapan filmi oldu. Akan’ın, sonraki yıllarda Gülşen Bubikoğluyla oynadığı Ah nerede, Evcilik oyunu, Delisin gibi filmler romantik komedinin en iyi örnekleriydi. Tarık Akan bu yıllarda giyinişi, tarzı, yakışıklılığıyla Yeşilçam’ın Cici çocuğu’ydu. 1977’de tarzını değiştirmeye başladı. Çalışanların hakkını arayan bir isimdi artık.
1978’de Cüneyt Arkın’la oynadığı Maden filmindeki performansıyla en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.
1979’de Zeki Ökten’in yönettiği Sürü filmi unutulmazlar arasına girdi, iz bıraktı.
Tarık Akan bu filmde, Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz’le başrolü paylaştı. Bir kez daha en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.
12 eylül 1980 darbesi Tarık Akan’ın hayatını da alt üst etti. Akan; yargılandı, hapse girdi, çok zor günler geçirdi. Tutuklu kaldığı dönemi Anne kafamda bit var kitabında anlattı.
1982’de Yılmaz Güney ve Şerif Gören’in yönettiği Yol filminde Seyit Ali karetterine hayat verdi Tarık Akan. Film gelmiş geçmiş en iyiler arasına girdi.
Bu başyapıt, Cannes Film Festivali’nde en büyük ödül olan Altın Palmiye’yi kazandı.
Bu başarı Türkiye için de bir ilk oldu. Türk sinemasına farklı bir kapı açtı.
Tarık Akan sonraki yıllarda da birçok filmde rol aldı. Bir avuç cennet ile yurtiçi ve yurdışında ödüller kazandı Nurseli İdiz’le başrolü oynağı Karartma geceleri Türk sinemasının klasikleri arasına girdi.
1990’lı yıllardan itibaren sinemada daha az görülmeye başlayan Tarık Akan dizilerde de oynadı.
Son olarak 2009’da Şerif Sezer’le birlikte Deli deli olma filmiyle izleciyle buluştu. Bu filmde oğlu Barış Zeki Üregül, babasının gençliğini oynadı. 3 çocuğu olan Tarık Akan, toplumsal mesajları içeren filmleri gibi, gündelik hayatta da ülkenin sorunlarına sessiz kalmadı.
Bazen bir yürüyüşte, bezen bir toplantıda, düşüncelerini paylaştı. Hep açık sözlü oldu.
Michael B. Jordan, üç kez Oscar adayı Sylvester Stallone ve Tessa Thompson’ın ilk filmdeki rollerine geri döndüğü, Adonis Creed’in hikayesinin bu yeni bölümünde, genç boksörün yeni kavuştuğu şöhret, aile, babasının mirası ve şampiyon olmak için sürekli mücadelesi söz konusuyken, ringde ve ring dışındaki hayatı anlatıyor.
Emekli eski ağır sıklet şampiyonu Rocky Balboa’yla çalışmak üzere California’dan Philadelphia’ya gelişinden bu yana geçen üç yıl içinde, Adonis (Jordan) aşkı ve başarıyı bulmuştur. Akıl hocası, koçu ve “amcası” Rocky’nin kanatları altında, kısa sürede profesyonel boks dünyasındaki ağır sıklet şampiyonluğu arenasında yerini almıştır. Uzun zamandır birlikte olduğu aşkı Bianca (Thompson) yıldızı yükselmekte olan, güzel ve yetenekli bir şarkıcı-bestecidir. İki genç artık birbirlerine söz verip bir aile kurmaya hazırdırlar. Adonis’i evlat edinmiş olan Mary Anne Creed (Phylicia Rashad), her ne kadar onun babasının izinden gitmesini arzu etmemiş olsa da, merhum kocasını boksun en büyük şampiyonlarından biri yapan yeteneği ve tutkuyu Adonis’te de gördüğü için genç adamın seçimini kabullenmiştir.
Adonis’i şüpheleriyle yüzleşmeye ve aklındaki soruları yanıtlamaya zorlayan bir rakibin ortaya çıkışı çok uzun sürmez: Genç, yenilgisiz ağır sıklet şampiyonu Viktor Drago (Florian “Big Nasty” Munteanu), Apollo’yu otuz yıl önce ringde öldüren Rus boksör Ivan Drago’nun (Dolph Lundgren) oğludur ve Adonis’e dünyanın gözü önünde meydan okur. Boks dünyası bu maçı yeni neslin tarihi “Creed-Drago” karşılaşması ilan eder. Babasının intikamını almak isteyen Adonis için, Drago’yu heyecanlı bir unvan maçında yenmek sıradan bir dövüşten fazlasıdır. İntikam peşindeki bu iki oğlun karşılaşmasında tarihin tekrar edeceğinden korkan Rocky’ye göre ise, kaybedilecek şey unvandan fazlasıdır.
“Creed: Efsanenin Doğuşu“ndaki rollerini yeniden üstlenen isimler arasında Tony “Little Duke” Burton rolündeki Harris ve boksör Danny “Stuntman” Wheeler rolündeki eski yarı ağırsıklet şampiyonu Andre Ward bulunuyor. “Rocky IV”te Rus boksör İvan Drago’yu canlandırmış olan Dolph Lundgren, bu ikonlaşmış role geri dönerken, Russell Hornsby de kadroya boks destekçisi Buddy Marcelle olarak katılıyor. “Creed II: Efsane Yükseliyor”la sinemaya iz bırakacak şekilde adım atan isim ise Viktor Drago rolünü canlandıran Florian “Big Nasty” Munteanu.
Ödüllü sinemacı Steven Caple Jr.’ın (The Land) yönettiği filmin orijinal hikayesini ve senaryosunu, Sylvester Stallone’nin yarattığı karakterlere dayanarak, Juel Taylor ve Sylvester Stallone, hikayesini ise Sascha Penn ve Cheo Hodari Coker kaleme aldı. “Creed”in ortak yazarı ve yönetmeni olan Ryan Coogler, bu filmin yönetici yapımcılığını Michael B. Jordan ve Guy Riedel’la birlikte üstlendi. Filmin yapımcılığını ise Irwin Winkler, Charles Winkler, William Chartoff, David Winkler, Kevin King-Templeton ve Sylvester Stallone gerçekleştirdi.