5053873217 [email protected]

Fazıl Say Kaz Dağları”nda

Piyanist ve besteci Fazıl Say, Çanakkale’deki altın ve gümüş madeni arama çalışmalarına tepki için sürdürülen “Su ve Vicdan Nöbeti” kapsamında konser verdi.

Piyanist ve besteci Fazıl Say, Kirazlı-Balaban Çeşmesi mevkisindeki altın ve gümüş madeni arama sahasında kendisi için oluşturulan alanda piyanosunun başına geçti.

Resitalde Say, eserlerinden bölümleri piyanosuyla icra etti. Sanatçı, ayrıca dünya klasiklerinden bazı eserleri dinleyenlerin beğenisine sundu.

Fazıl Say, “Su ve Vicdan Nöbeti” kamp alanında çevreciler ve vatandaşlara seslenerek, “Kaz Dağları için başlatılan kampanyanın 24. gününde, ilk günden itibaren burada bulunanlara, doğayı savunanlara da teşekkür ederim. Onlar hepimizi yönlendirdiler. Bu konserin olmasına da ilham kaynağı oldular. Bu gezegende insanlar olarak gelecek için bir şeyler bırakmak istiyorsak korumak zorundayız. Yaşatmaktan, yaşamaktan yana olmalıyız. Müzik de zaten bunu anlatıyor diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Etkinliğe, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşlar katıldı.

UĞUR YÜCEL ‘AZINLIKTA KALDIK’LA 20 YIL SONRA SAHNEDE

Uğur Yücel, sahnelediği yıllarda büyük ilgi gören gösterisi ‘Azınlıkta Kaldık’ ile 20 yıl aradan sonra geri döndü. Önceki akşam Ayvalık Amfi Tiyatro’da sahneye çıkan Yücel, günümüze uyarladığı gösterisi ile seyircisini kahkahalara boğdu.


Kerki Solfej’in açıkhava programı kapsamında Ayvalık’ta izleyicisi ile buluşan Uğur Yücel, sohbeti, esprileri ve şovlarıyla büyük beğeni topladı. Uğur Yücel, “Türkiye’de Stand Up olayını başlatan benim. Bundan sonraki gösterilerimde ise Sit Down yapmayı düşünüyorum. Oturduğum yerden güldürüp para kazanacağım” diyerek seyircisini güldürdü. Gösterisinin bir bölümünde tencere, tava, damacana ve kovalarla müzik yapan Uğur Yücel, yeteneğiyle büyük alkış aldı.

TELEVİZYON YERİNE SAHNEDE OLMAYI TERCİH ETTİ

Uzun yıllar televizyonda yaptığı işlerle de büyük beğeni toplayan başarılı sanatçı, “Artık televizyonda yer almak istemiyorum. Kendimi sahnelerde sınayacağım” diyerek Azınlıkta Kaldık gösterisine devam edeceğinin sinyallerini verdi.

İki saatten fazla sahnede kalan Uğur Yücel, enerjisi ile izleyen herkesi kendine hayran bıraktı. Uğur Yücel’i Ayvalık’ta izlemeye gelenler arasında oyuncu Bülent Emrah Parlak da vardı.

Azınlıkta Kaldık Ayvalık’tan sonra sırasıyla Kuşadası, Datça ve Bodrum’da seyircisiyle bir araya gelecek.

21 Ağustos 2019 Çarşamba Kuşadası AVM Amfi Tiyatro

24 Ağustos 2019 Cumartesi Datça Amfi Tiyatro

25 Ağustos 2019 Pazar Bodrum Kale

KARSU, ENKA AÇIKHAVA’YA GELİYOR

ENKA Kültür Sanat, şehre ritim katan Açıkhava buluşmaları kapsamında yeni haftada Karsu’yu ağırlıyor. Caz, blues, soul, funk müziklerini Türk müziğiyle birleştiren Karsu, kendine has yorumu ve enerjik sahnesiyle seyircisini büyülemeye geliyor.

New York Carnegie Hall, North Sea Jazz Festival gibi dünyanın önemli sahnelerinin yanı sıra Avrupa ve Türkiye’deki performanslarıyla da adından sıkça söz ettiren Karsu, 20 Ağustos Salı akşamı saat 21.15’te ENKA Açıkhava‘da sahne alacak. Enerji dolu sahne performanslarıyla tanınan Karsu, sevilen şarkılarını ENKA’da seyirciler ile hep bir ağızdan söyleyecek.

2012 yılında ilk stüdyo albümü “Confession”ı yayımlayan Karsu, üretim süreçlerinde piyanist, söz yazarı, besteci ve aranjör rollerini de üstlendi. Kendi bestelerinin yanı sıra kült haline gelmiş Jest Oldu, İnci Tanem ve Gesi Bağları gibi şarkılara getirdiği yorumu ile kısa sürede dinleyici kitlesini arttıran Karsu, yurt içi ve dışında binlerce kişiye konser verdi. Caz, blues, soul, funk müziklerini Türk müziğiyle birleştirerek kendi tarzını yaratan Karsu, 2016 yılında Hollanda’nın en prestijli ödülü “Edison Jazz/World” kazandı. 2018’de Atlantic Records’un kurucusu Ahmet Ertegün’ü anlattığı projesiyle Avrupa’da müzik eleştirmenleri ve izleyiciler tarafından büyük övgüler aldı.

KÜÇÜK ŞEYLER’E KARADAĞ’DAN ÖDÜL

Yönetmen Kıvanç Sezer’in ikinci uzun metraj filmi “Küçük Şeyler”; Karadağ’da gerçekleşen 33. Herceg Novi – Montenegro Film Festivali’nden ödülle ayrıldı! “Küçük Şeyler”in başrol oyuncularından Alican Yücesoy festivalde “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”ne layık görülürken ödülü, Yücesoy adına yönetmen Kıvanç Sezer aldı.

Karadağ’ın en önemli film festivali olan Herceg Novi – Montenegro Film Festivali, bu yıl ağustos ayında 33’üncü kez gerçekleştirildi. Kıvanç Sezer’in yazıp yönettiği “Küçük Şeyler”in başrol oyuncularından Alican Yücesoy festivalde, “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”ne layık görülerek filme ilk ödülünü kazandırdı. Alican Yücesoy’un başrollerini Başak Özcan’la paylaştığı filmin yapımcılığını ise Tolga Karaçelik, Kıvanç Sezer ve Kanat Doğramacı üstleniyor.

İlk filmi “Babamın Kanatları” ile festivallerde adını başarıyla duyuran Kıvanç Sezer’in yeni filmi “Küçük Şeyler” dünya prömiyerini Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali 2019’da gerçekleştirmişti. Film, Onur ve Bahar çifti üzerinden ışığı sönen bir ilişkiyi anlatıyor. Trajikomik anlatım diliyle dikkatleri çeken, mizah unsurunun eksik olmadığı “Küçük Şeyler”, İstanbul’un uzak bir semtinden ev alan ancak işsiz kalmasıyla sadece evleri değil aynı zamanda ilişkileri de tehlikeye giren bir çifti odağına alıyor. Yer yer dramatik yer yer absürt bir tonun hakim olduğu, mizahınsa hiç eksilmediği film seyirciyi kendi hayatından kesitler bulmaya çağırıyor.

Başrollerini Alican Yücesoy ve Başak Özcan’ın paylaştığı “Küçük Şeyler”de; Bülent Emrah Parlak, Seda Türkmen, Müfit Kayacan, Nihal Koldaş, Ece Dizdar, Zeynep Dinsel ve Kubilay Tuncer gibi isimler de rol alıyor. Görüntü yönetmenliğini Hatip Karabudak’ın, sanat yönetmenliğini Alceste Wegner ve Reyhan Acar’ın yaptığı filmin uygulayıcı yapımcılığını Selim Güntürkün, yardımcı yönetmenliğini ise Emin Akpınar üstleniyor.

Asteros Film, Karaçelik Film ve Zebra Productions yapımı olan “Küçük Şeyler”, tüm dünyadaki festival yolculuğuna devam edecek.

BRUCE LEE POLEMİĞİ DEVAM EDİYOR

Quentin Tarantino, son filmi Once Upon a Time… in Hollywood’a yapılan eleştirilere cevap verdi. Dünya prömiyerini 72. Cannes Film Festivali’nde yapan proje, Hollywood’un ikonik figürlerinden Bruce Lee‘nin filmdeki tasviri hem Lee’nin ailesinden hem de bazı sinemaseverlerden tepki topladı.

1969’un Los Angeles’ında geçen film, artık Hollywood’da tanınmakta güçlük çeken, Sharon Tate’in kapı komşusu Rick Dalton ile onun uzun süredir birlikte çalıştığı dublörü Cliff Booth’un hikâyesini beyazperdeye yansıtıyor. Filmin bir noktasında Booth, Bruce Lee ile The Green Hornet’in setinde yaşadığı bir olayı hatırlıyor. İşte bu sahnede Bruce Lee’nin hem dövüş konusunda anlatıldığı kadar yetenekli olmadığının ima edilmesi, hem de Lee’nin kibirli bir oyuncu olarak yansıtılması tepkilerin odağında yer aldı. Efsanevi oyuncunun kızı Shannon Lee, filmde Bruce Lee’nin kendisini beğenmiş biri olarak yansıtıldığını ve Asya kökenli bir oyuncu olarak o dönemde başarılı olabilmek için diğerlerinden üç kat daha fazla çalışması gerektiği gerçeğinin tamamen göz ardı edildiğini ifade etti.

NİLÜFER YILDIRIM CONTEMPORARY İSTANBUL 2019’DA

Sanatseverlerin ve koleksiyonerlerin son yıllarda özellikle yakından takip ettiği genç sanatçı Nilüfer Yıldırımbirbirini tamamlayan “Night for Day” ve“We Should Meet in Water, You and I” serilerini12-15 Eylül 2019 arası Contemporary İstanbul’da sergileyecek.

Processed with VSCO with 4 preset

İtalya Marangoni’de eğitimini tamamlayıp bir süre İstanbul’da çalışmalarına devam ettikten sonra A.B.D Brooklyn’de yaşamaya ve üretmeye başlayan Nilüfer Yıldırım, kendisini cezbeden renk, fon ve dokuları keşfederek çıktığı çağdaş sanat yolculuğunda figüratif ile soyut arasında yumuşak bir geçişle ilerliyor.

Galeri Diani ile bu sene 12-15 Eylül tarihleri arasında Contemporary İstanbul 2019’a katılacak olan Yıldırım; söylenemeyenleri, ifade edilemeyenleri renkler, dokular ve kompozisyon ile ifade edebildiğini ve bunu deneyimleyerek zamanla öğrendiğini aktarıyor bizlere. Hem figür hem de soyutlama unsurlarıyla, günlük gerçeklikler ile icat edilmiş dünyalar arasında geçiş yapıyor.

Nilüfer Yıldırım çalışma tekniğini sınırlandırmadan, akrilikten pastele ve mürekkebe birçok değişik malzemeyi ve dokuyu renkle harmanlayarak kullandığını söylüyor. Sanatçı Türkiye ve A.B.D.’de katıdığı ve açtığı sergileri hem konsept hem de teknik olarak birbirini tamamlayarak geliştirerek aralarında bağlamlar oluşturarak sürekliliğini devam ettiriyor. Yapıtlarındaki referansları bazen ince ve belirsiz bazen de daha belirgin olmasına rağmen, yapıtları sürekli olarak doğayı anımsatıyor gerçekte.

Galeri Diani sanatçısı olarak Contemporary İstanbul’a katılacak olan Nilüfer Yıldırım, sergisini “Night for Day”ve “We Should Meet in Water, You and I”serileri ile oluşturuyor. Her iki seri sanatçının son sergisinde verilerini izleyiciye sunduğu konu ve tekniklerden kaynağını alıyor.

Contemporary İstanbul 2019’da (12-15 Eylül) sanatçı Nilüfer Yıldırım sanatseverleri kendi iç dünyalarına yolculuğa çıkartmaya hazırlanıyor.