5053873217 [email protected]

İlhan İrem Son Yolculuğunda…

Önceki gün yaşamını yitiren  İlhan İrem son yolculuğuna uğurlandı. İlhan İrem için ilk tören vasiyeti üzerine Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlendi.

Böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 67 yaşında hayatını kaybeden İrem’in Türk bayrağına sarılı cenazesi tören için AKM’ye getirildi. İrem’in cenazesi İBB zabıta tören taburu tarafından sahneye taşındı. Düzenlenecek tören öncesi, İrem’in hayranları da Atatürk Kültür Merkezi önünde beklemeye başladı.

İrem’in hayranlarından Seval Keleşer, “Ben jenerasyon olarak İlhan İrem’in şarkılarını kucaklamış bir nesilim. Biz onun şarkılarıyla, dünyaya bakış açısıyla, duruşuyla hep birlikte gençliğimizi geçirdik. İlhan İremler kolay yetişmiyor. Uzun süre sahnelerdeydi, güzel projelere imza attı. Hepimizin bildiği gibi 2016 yılında böbrek yetmezliği onun bayağı canını sıktı. Ben bir doktor annesiyim. Rahatsızlığında hep oğluma bir şey olur mu diye soruyordum. O da her şeyin çözümü var mutlaka o da iyileşecek derdi. Ama demek ki düne kadarmış. Ben inanıyorum ki bugün bütün Türkiye ve dünyada görüp sayan sevenler hepsi üzgün. Başımız sağ olsun. Çok sevdiğim için inanın koşa koşa bugün tabutuna fısıldayacağım. Seni çok sevmiştik diyeceğim” ifadelerini kullandı.

 

Kendisiyle Berlin Festivali’nde beraber olduklarını söyleyen Volkan Okan da, “Benim için iyi bir ağabey, iyi bir dosttu. Ondan öğrendiğim çok şey var, bana karşı çok emeği var. Sözün bittiği yer çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Bir insan nasıl olur, onu tarif edemiyorum. Ruhen değerleri çok yüksek, kimseyi incitmek istemeyen, engin bilgilere sahip bir insandı” dedi.

İlhan İrem, Bebek Camii’nde ikindi vaktinde kılınan cenaze namazı sonrası Aşiyan Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.,

 

İLHAN İREM KİMDİR?

Bursa’da 1 Nisan 1955’de dünyaya gelen İrem, 1969’da ortaokul son sınıftayken, okul orkestrasının solisti olarak müziğe ilk adımını attı.

İrem, 1970’te Milliyet gazetesinin düzenlediği liselerarası müzik yarışmasında “Meltemler” adını verdikleri orkestra ile Marmara Bölgesi birincisi oldu. Aynı orkestrayla 1970-1973 arasında Bursa’da çeşitli otellerde dans müziği şarkıcılığı yaptı.

Sanatçı, 1973’te kendi imkanlarıyla ilk 45’lik plağını çıkardı. 1973-1981 arasında, 10 adet 45’liği yayımlanan başarılı sanatçı, 1979’da yayımladığı senfonik yapıdaki “Sevgiliye” uzunçalar plağıyla akademik bir çalışma yaparak, müzik yaşamında yeni bir yola girdi.

“Sevgiliye” albümünde kendi yazdığı sözler dışında, bir Nazım Hikmet şiiri olan “Hoşgeldin”i besteleyip seslendiren sanatçı, 1984’te Bulgaristan’da düzenlenen Altın Orfe Şarkı Yarışmasında Türkiye’yi temsil etti ve Gazeteciler Özel Ödülü’nü kazandı.

Yalnızca kendi yapıtlarını seslendirmeyi sürdüren, kendine özgü bir ekol oluşturan İrem, 1980’li yıllarda öykülerini besteleyerek kurguladığı uzun soluklu müzik yapıtlarıyla, senfonik rock tarzında çalışmalara yöneldi.

Sanatçının, hikayeleri, denemeleri, şiirlerinin yer aldığı yedi kitabı yayımlandı.

 

 

 

Bob Rafelson Yaşamını Kaybetti

Ünlü Hollywood yönetmeni Bob Rafelson’un ABD’nin Colorado eyaletinin Aspen kasabasında geçtiğimiz cumartesi akşamı 89 yaşında hayatını kaybettiği açıklandı.

Ünlü yönetmen Rafelson, “Five Easy Pieces” filmiyle 1971 yılında en iyi film ve senaryo dalında 2 Oscar adaylığı kazanmıştı. ABD’li yönetmen Rafelson ayrıca 1967’de ortağı Bert Schneider ile yapımcılığını üstlendiği “The Monkees” adlı televizyon dizisiyle Emmy Ödülleri’ne layık görülmüştü.

 

Rafelson’ın yönetmenliğini yaptığı filmler arasında, “Head (1968)”, “Easy Rider (1969)”, “The Last Picture Show (1971)”, “The King of Marvin Gardens (1972)”, “The Postman Always Rings Twice (1981)”, “Black Widow (1987)” ve “Mountains of the Moon (1990)” yer alıyor.

Dune’un İkinci Filmi Ne Zaman Vizyona Girecek?

Yönetmenliğini Blade Runner 2049 ve Arrival gibi filmlerle tanınan Denis Villeneuve’ün yaptığı Dune: Çöl Gezegeni’nin devam filminin vizyon tarihi belli oldu. Başrollerinde Timothée Chalamet, Rebecca Ferguson, Zendaya, Javier Bardem ve Josh Brolin’in oynadığı filmin yapımcısı Warner Bros. vizyon tarihini 17 Kasım 2023 olarak duyurdu.


Harry Potter serisi ve DC filmleri gibi yüksek gişeli filmlere imza atan Warner Bros’un Dune: Part Two filmini Lionsgate’in Hunger Games: The Ballad of Songbirds and Snakes filmiyle aynı tarihte vizyona girecek olması dikkat çekti. Deadline’ın haberine göre, iki filmin de çekimleri henüz başlamadı. Dune’un çekimleri gelecek sonbahar Budapeşte’de başlayacak.

 

“Kaplanın Sırtında” Raflarda

ZÜLFÜ LİVANELİ’NİN,

TARİHİN EN TARTIŞMALI DÖNEMLERİNDEN OLAN II. ABDÜLHAMİD DEVRİNİ ANLATTIĞI ROMANI “KAPLANIN SIRTINDA”

İNKILÂP KİTABEVİ İMZASIYLA RAFLARDA!

Zülfü Livaneli’nin, tarihin hâlen tartışılan II. Abdülhamid devrine yeni bir bakış açısıyla eğildiği ve gerçek bir Abdülhamid portresi için beş yıl emek verdiği romanı “Kaplanın Sırtında”, İnkılâp Kitabevi imzasıyla raflardaki yerini aldı.

Edebiyat ve sanat dünyasının usta ismi Zülfü Livaneli’nin, beş yıllık emeğin ardından okurlarının beğenisine sunduğu “Kaplanın Sırtında”, üzerinde çok fazla konuşulmasına rağmen tam olarak tanınmayan II. Abdülhamid’i, ‘insan’ olarak anlatıyor. “Kaplanın Sırtında”, Selanik’te çıkan olaylar neticesinde tahta çıkan Sultan Abdülhamid’in, İstanbul’dan gönderilen subayların birer birer suikasta uğramasıyla bir korku şehrine dönen Selanik’e sürgününün ardından yaşananları ele alıyor.

“Kaplanın Sırtında”, geceler boyu kötülük planları yaptığına inanılan ve uyguladığı sansürler yüzünden döneminde hiçbir haberin doğru şekilde yayımlanamadığı “Yıldız Canavarı” namlı sultanı iyi ve kötü yönleriyle, hastalıklarıyla, korkularıyla ve baskılarıyla işliyor. Pek çok kişi kendi Abdülhamid’ini yaratırken, Livaneli’nin kaleme aldığı “Kaplanın Sırtında”, üstü ideolojik kamplaşmalarla örtülmüş olan gerçekleri ve İslamcı politika güden padişahın, özel hayatındaki Avrupalılık ile yaşadığı kişilik yarılmasını insanî bir pencereden anlatıyor.

Apar topar saraydan çıkarılan Sultan Abdülhamid’e dair en özel anıları, istibdat rejimi nedeniyle kendisine düşman olan İttihatçı Doktor Hüseyin Atıf Bey’in günlüklerinden yararlanarak kaleme alan Zülfü Livaneli, “Kaplanın Sırtında” romanında tarihsel gerçeklik içinde yarattığı kurgu karakterleri okurlarıyla buluşturuyor.

Okurları tarafından merakla beklenen “Kaplanın Sırtında”, İnkılâp Kitabevi imzasıyla raflardaki yerini alırken, kitabın arka kapağında İlber Ortaylı, Taner Timur ve Ali Yaycıoğlu gibi önemli tarihçilerin görüşlerine yer veriliyor. Kapak illüstrasyonları da tarih profesörü Ali Yaycıoğlu’nun imzasını taşıyor.

 

Ünlü Tarihçiler Kaplanın Sırtında İçin Ne Dedi?

“Kaplanın Sırtında, Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine bir de aynanın öbür tarafından bakıyor. Bu belki çok fazla abartılan Abdülhamid devri karşıtı düşünceye karşı bir reaksiyon. Temelde Sultan Abdülhamid’in doktorunun günlüklerinden yararlanılmış. Tahttan hal’ edilmiş sürgündeki Sultan’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatımla Abdülhamid bilançosu yapılıyor. Tabii tarihi gerçeklerin müsaadesi ölçüsünde kurgunun getirdiği üslup da dikkat çekici.” İlber Ortaylı

“Zülfü Livaneli, bu kez karşımıza Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran ve her yönüyle, özgürce gözlerimizin önüne seren Kaplanın Sırtında adlı sürükleyici romanıyla çıkıyor.” Taner Timur

“Zülfü Livaneli geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemi anlatıyor; okuyucularını Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının zihin dünyasında samimi ve önyargısız bir yolculuğa davet ediyor.” Ali Yaycıoğlu

 

Arka Kapak Yazısı

“Kaplanın Sırtında Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine aynanın öbür tarafından bir bakış… Sürgün Padişah’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatım… Dikkat çekici bir üslup…” İlber Ortaylı

“Kaplanın Sırtında, Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran sürükleyici bir roman.” Taner Timur

“Geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemin anlatıldığı önyargısız bir roman…” Ali Yaycıoğlu

 

Otuz üç yıl süren bir saltanat, ardından bir gece yarısı gelen Selanik sürgünü…

Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor. Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit dalgası.

Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor. Selanik sürgünü boyunca Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.

 

Künye

Yayın Direktörü: Gülşen İşeri

Editör: Gökçe Şenoğlu

İlk Okuma: Günnur Aksakal Baykan

Son Okuma: Ezgi Hotalak Adalı

Kapak İllüstrasyonları: Ali Yaycıoğlu

Kapak Uygulama: Şenol Alanbay

Sayfa Tasarım: Şenol Alanbay

Nurgül Hollywood’dan Ödül Aldı

‘Güzel Cin’ filminde rol alan Nurgül Yeşilçay, Hollywood’tan ödül aldı.

Next Generation Indie Film Ödülleri’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazanan Yeşilçay, ödül sevincini sosyal medya hesabından paylaştı. Oyuncu, “Oynadığım bir İran filmiyle Amerika bağımsız filmcilerden ödül aldı. Pandemi filan bitti nihayet! Artık sinema filmlerinin tek tek görücüye çıkma vakti” ifadelerini kullandı.

İran’da çekilen ‘Güzel Cin’ adlı filmde yönetmen koltuğunda Bayram Fazlı otururken, başrollerinde Nurgül Yeşilçay’a İranlı oyuncular Farhad Aslani ve Leila Zare eşlik etti.

Çekimlerine 2019 yılında başlanan filmde Yeşilçay, ‘Dilaram’ isimli bir karakteri canlandırdı.

Bağımsız yapımların ödüllendirildiği Next Generation Indie Film Ödülleri’nin töreni Los Angeles’ta gerçekleşti.

The Russian Doll dizisiyle bilinen Amerikalı oyuncu Natasha Lyonne, geçtiğimiz yıl törende ödül almıştı.

Zerrin Tekindor Cannes’da Kırmızı Halıda

Fransa’nın Cannes şehrinde dünyaca ünlü yıldızların katıldığı Cannes Film Festivali başladı. Kırmızı halı geçidine ünlü oyuncu Zerrin Tekindor katıldı.

George Miller’in yönettiği, Tilda Swinton ve Idris Alba’nın başrol oynadığı ‘Three Thousand Years of Longing’ filminde rol alan Zerrin Tekindor, filmin prömiyeri için Cannes Film Festivali’ndeydi.

Geçtiğimiz yıl çekimleri Avustralya’da gerçekleşen filmde Kösem Sultan’ı canlandıran Tekindor’u filmin gösteriminde oğlu Hira Tekindor da yalnız bırakmadı.