5053873217 [email protected]

ERKEN YAŞTA FAZLA BİLGİ YÜKLEMEK SAKINCALI

Gelişim Psikolojisi Uzmanı Prof. dr. Edith K. Ackerman, eğitimde en kritik dönemin anaokulu olduğunu söyledi. Massachusetts Institue of Technology Mimarlık Fakültesi ile Harvard Üniversitesi’nde ders veren Ackerman, “Çocuklara en fazla şekil verilen dönem okul öncesi ve ilkokulda olduğu için bu arada bilgi hızlı ve yoğun olarak vermek isteniyor. Öğrenme hızlı olmaz, mutlaka yavaşlatılmalı” değerlendirmesinde bulundu. Özel Sezin Okulları’nda The Schools at Columbia University işbirliği ile yapılan “21. Yüzyıl Eğitim Sempozyumu”na katılan Prof. Dr. Edith K. Ackerman ile konuştuk.


Çocukların gelişiminde nelere dikkat edilmeli?
Çocukların dünyayı nasıl gördükleri oldukça önemli. Buna bakarak neler yapmamız gerektiğini anlayabiliriz. Çocuklar gelişimleri boyunca istikrarlı inançlara sahip olabiliyor. Burada çevreyi nasıl gördükleri, nasıl anladıkları ve algıladıklarını bilmemiz gerek. Örneğin, çocuğa bir şey öğretiyorsak cevabını vermeyerek yapmalıyız. İçinde doğru yanıtların olduğu alternatifler sunmalıyız. Doğru cevaba kendisi araştırarak, keşfederek ulaşmalı.

Ne tür seçenekler olmalı?
Örneğin bir öğrenciye sayıları öğretiyorsanız bir, iki, üç, diye saymak yerine birçok aktivite yapılmalı. Tarih çizelgesi üzerinden ya da neden birden sonra iki geldiği saatlerle, oyunlarla öğretilmeli. Ezberleterek öğrenme modeli yerine kavramın ne olduğunu anlatmaya çalışmak daha doğru.

Öğrenci gelişiminde öğretmenlere neler düşüyor? Aileler neler yapmalı?
İyi bir öğretmen kendi fark etmeden seçenekler yaratandır. Bilmeden yaratıcı oyunlar, etkinlikler, bahsettiğim örneklerde olduğu gibi alternatif üreten eğitimcidir. Çocukların anlayış şekline göre ders verdiği için başarılı bir öğretmen profilidir. Aslında çocuğun halinden anlayan öğretmen iyi bir eğitimci yani iyi bir psikologdur. Türkiye’de sanırım öğretmenlerin zamanları kısıtlı olduğu için genelde müfredatın dışına çıkacak, öğrencilere ayıracak zamanları olmuyor. Ancak, gençlerin sosyal yönlerini öne çıkaracak, çocukları inceleyecek vakitleri olmalı. Bu süreçte oyunlar, küpler, sayılar gibi alternatifler verilmeli. Eğlence aracı söylemeli, uygun ortam yaratılmalı, eksik meteryal tamamlanarak öğrenme yöntemleri arttırılmalı.

Video en iyi öğrenme yöntemlerinden biridir

En iyi öğrenme yöntemi sizce nedir?

Video çekimi çok iyi bir yöntem. Öğretmenler kendilerini, sınıfı farklı bir gözden görme fırsatı bulabilir. Eksik olan noktaları keşfedebilir. Sınıf içinde karşılaştırma yaparak çocuğun durumunun daha net görülmesine yardımcı olur.

Eğitimde ve öğrenmede en kritik evre hangi dönem?

2 yaşındaki çocuğun öğrenmeye açık olması için kendisini önce güvende hissetmesi gerekir. Şevkat gören çocuk oyun oynamaya başlar ve öğrenme süreci beraberinde gelir. Özgüven olmadan gelişme olmaz. 3-4 yaşında soru sorma dönemidir. Hayal güçleri fazlalaşıyor ve 6 yaşına geldiklerinde okula odaklanıp ödevlerine yoğunlaşıyorlar. Yani daha az oyun daha fazla ödev. Biraz zaman geçince aklı başında olarak yaratıcılık yönleri tekrar ortaya çıkıyor. En fazla şekil verilen dönem burada olduğu için okul öncesi ve ilkokul en önemli devre. Fakat yönetimler bu evrede her şeyi çok hızlı öğretmeye çalışıyor. Erkenden bilgiyi hızlı ve yoğun olarak vermek istiyorlar. Dünyada bu büyük bir sorun. Öğrenme hızlı olmaz, mutlaka yavaşlatılmalı. Çocuğa öğrenmenin güzel bir şey olduğu öğretilmeli. Bilgiler sindirerek verilmeli. Aşırı bilgi yüklemesi doğru değil. Çocuğa öğrenmenin güzel bir şey olduğunu öğretmeliyiz. Aileler de çocuğuyla zaman zaman çalışmalı. Okuma yazma isteği çocuktan gelmeli, kendini keşfetmeli.

Türk aile kültüründe çok rekabetçi ve öğrenciler arasında karşılaştırmaya dayalı modeli nasıl değerlendirirsiniz?

Amerika’da da bu durum var. Rekabetçi yaklaşım bir yere kadar güzel olabilir ama insanları yalnızlaştırıyor. Her toplum farklı kültüre sahip olduğu için tek başına aşılabilecek bir durum değil. Genel kabul değişmeli. Ama aile bireyleri kendilerine de bakıp çocuklarını başarılı kişilerle her zaman karşılaştırmamalı.

En iyi öğrenme yöntemi nedir? 21. Yüzyılın araçları neler?

Bilgi enformasyon değil tecrübe etmektir. Çocuğa sanal bir dünyadan bilgi veremezsiniz, bu üniversite öğrencisi için de geçerli. Bilgi okumak değil, deney yapmak, deneyimlemektir. En güzel öğrenme modeli bu. Örneğin tarih dersinde öğretmenin bir konuyu anlatması değil, önceden ilgili konuda çocuklara bu hafta bunu konuşacağız araştırın deyip, onların fikirleri üzerinden doğruyu bulmaya çalışmak iyi bir yol. Buna “tersine öğrenme yöntemi” deniliyor. En iyi model bu. Okunacak bilgi ile çocuk sınıfta vakit geçirmemeli. Ödevi önce vermeli, derste pekiştirmeli, tartışmalı, konuşmalı.

Çocuklar maskeli baloda yaşıyor gibi

Günümüzün çocuklarını nasıl buluyorsunuz?

Günümüzde çocuklar daha çok toplamaya önem veriyor. Her şeyden anlayan ama hiçbir şeyin ustası olmayan kişiler. Bilgiyi kurcalayarak onarmayı, düzeltmeyi seviyorlar. Tüketiciler ama yeni bir şeyi de yaratmaya hazırlar, doğanın bozulmasını istemiyorlar. Düşünmeden bilgiyi hızla paylaşıyor, bir yerden diğer bir yere koşuyorlar. Diğital ortamda yaşayan çocuklar maskeli baloda oldukları gibi ne isterlerse onu yaşıyor, o oluyorlar. Bu da kim olduklarını göstermeye çalışması, kimlikleri açısından zorluklar yaşamalarına neden olabiliyor.

Bu durumda teknolojinin sınırı ne olmalı?

Teknoloji öğrenme araçlarından sadece biri ve çok güçlü. Örneğin, öğrenciye kalemin de bir dizayndan geçtiğini, düşünülerek yapıldığını anlatmamız gerek. Teknoloji sadece mobil ve tablet zannediliyor ama göz göze bakışmak ve yaratmak da çok önemli. Bireyler yaratıcılık ile kendi ürününü, fikirlerini üretebilmeli kendilerini eleştirebilmeli. Eğitimciler ise, gelişen teknoloji ile çocuklarda oluşan “tüket ve at” düşüncesine karşı yeni bir şeyler üretmeli, üzerinde oturup düşünmeliler.

Hardvad Üniversitesi’ndeki ders veriyorusunuz. Bu öğrencilerin diğerlerinden farkı nedir?

Ben onların üstün olduklarına inanamıyorum. Sadece bu okullarda olan gençlerin çalışmaları daha fazla paylaşıldığı için diğer üniversitelerde olan çocukların çalışmaları çekmecelerde kalıyor. Gençler arasında çok fark görmüyorum, elbette zekiler ama diğer okullarda da onlar kadar hatta daha iyi çalışmalar yapan öğrenciler var. Bunların tanıtım sistemleri nedeniyle iş hayatına ve başarıya daha odaklılar.

Sizce başarı nedir?

Bence başka insanlarla birlikte başarılı çalışabilmek, yaşadığı dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek ve sevdikleri bir alanda çalışabilmektir.

FATİH PROJESİ TELPA’NIN

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü Fatih Projesi kapsamında dokuzuncu sınıf öğrenci ve öğretmenlerine dağıtılmak üzere 675 bin adet tablet bilgisayar, 550 bin adet kılıf ve 125 bin adet klavye alım ihalesi Telpa’nın oldu. Telpa 409 milyon lira en rekabetçi teklifi verdi.


Data Teknik-Pasifik Grup Yayıncılık, Casper-Exper-Probil, Vestel ihale dışı kaldı. Daha önce de kapalı teklif zarflarının açılmasının ardından Samsung Elektronik ve Hewlett Packard ihaleden çekilmişti.

İhalede Telpa Telekom ve C5 Elektronik kaldı. Bu iki grup da revize tekliflerini verdi. İhale Komisyonu’nun kararı bekleniyor. İhaleye, Data Teknik-Pasifik Grup Yayıncılık, Samsung Elektronik, Hewlett Packard, Casper-Exper-Probil, Vestel VESTL, Telpa Telekom ve C5 Elektronik’in teklif vermişti.

 

PIERRE CARDIN’DEN ÖĞRETMENLER GÜNÜ HEDİYESİ

Erkek giyim modasının öncü markası Pierre Cardin, Öğretmenler Günü’ne özel video yarışması düzenliyor. Siz de ister güldüren ister duygulandıran ister şaşırtan ama Öğretmenler Günü’nü en güzel anlatan videonuzu Pierre Cardin’in Facebook sayfasına yükleyin, sürpriz hediyeler kazanma şansı yakalayın.

Modern tasarımları, uygun fiyatları ve çok çeşitli ürün gamıyla dikkat çeken Pierre Cardin, Öğretmenler Günü’ne özel video yarışması düzenliyor. Öğretmenleri Günü’nü anlatan ve en çok beğeni alan ilk 10 video sahibi, Pierre Cardin’den sürpriz hediyeler kazanma şansı yakalıyor.

08-25 Kasım tarihleri arasında Facebook’taki “Öğretmenler Günü” uygulamasıyla katılım sağlanan yarışmada, “Öğretmenler Günü kutlama” konseptini en iyi şekilde yansıtan ve en çok beğeni alan ilk 10 videonun sahibi, 1.000 TL’lik hediye çekinden Pierre Cardin kol saatine kadar sürpriz hediyeler kazanacaklar.

ZAMBAK YAYINLARINDAN OYUN KİTABI

İlkokul öğrencilerinin derslere olan katılımını sağlamak ve motivasyonlarını artırmak için sınıf içinde ve bahçede oynanan oyunlar önemli yer tutuyor. Zambak Yayınları’nın TÜYAP Kitap Fuarı’nda öğretmenlerle buluşturduğu “Okulda Oyun” kitabı tam 355oyun alternatifi ile bu alanda önemli bir eksiği tamamlıyor.

Oyun sadece eğlence değil
Zambak Yayın Grubu İlkokul Yayın Yönetmeni Murat Olukpınar oyunun çocukların en iyi yaptığı şey ve aynı zamanda en iyi öğrenme yöntemi olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “ Çocukken okulda arkadaşlarımızla pek çok oyun oynardık. Hepsi de çok zevkliydi. O kadar zevkliydi ki bazen ders zilinin çaldığını bile duymazdık. Bu oyunlar bizi sadece eğlendirmekle kalmıyordu. Yapılan araştırmalar çocukken oynadığımız oyunların zihinsel gelişimimize önemli katkıları olduğunu söylüyor. Arkadaşlarıyla oyun oynayan çocuk; kendine güveni, iletişim kurmayı, görev dağılımı ve işbölümü yapmayı, sorumluluk ve yetki almayı öğrenir. Oyunlar, öğrencilerin beceri düzeylerini, ilgi ve motivasyonlarını yükseltir ve daha hızlı düşünmelerini sağlar.”

Hem sınıfta hem bahçede
Dersler oyunla birleştirildiğinde çocuklar katılmaya daha istekli olduklarına dikkat çeken Olukpınar, yeni kitaplarında “Sınıf İçi Oyunları” ve “Bahçe Oyunları” olarak iki ana bölüm tam 355 örneği öğretmenlerin istifadesine sunduklarını ifade ediyor. Öğretmenlerin gösterdiği ilginin bu alandaki kaynak kitap eksikliğini de ortaya koyduğunu ifade eden Murat Olukpınar TÜYAP Kitap Fuarı’nda da öğretmenlerin kitaba büyük ilgi gösterdiklerini belirtti.

Derse aktif katılım için oyun şart
“Çocuk eğitimiyle oyun neredeyse birbirinden ayrı düşünülemez” diyen Murat Olukpınar oyunla öğrenmenin sağladığı motivasyonu şöyle ifade ediyor: “Sınıfta size göre son derece önemli olan, aslında gerçekten de olmazsa olmaz bir konuyu dakikalarca anlatıp da sınıfa döndüğünüz zaman, bazen size boş boş bakan, uyuklayan sıkılmış yüzlerle karşılaştığınız olmuştur. Böyle bir durumda sınıfta oynatacağınız basit bir oyun sınıfın havasını değiştirip öğrencilerinizi tekrar öğrenmeye hazır hale getirecektir.”

Kitapta neler var?
• Günümüz ilkokul öğretmenlerinin sınıfta ya da okul bahçesinde oynatabileceği, birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar her evre için uygun 355 adet denenmiş harika oyun sunuluyor.
• Oyunlar “Sınıf İçi Oyunları” ve “Bahçe Oyunları” olarak iki ana bölümde veriliyor. Her oyunun başında; hangi yaş grubuna yönelik olduğu, oyuncu sayısı, gereken araç-gereç, oyunun oynanış yönergeleri yer alıyor. Ayrıca kitap, oyunlara ait çok canlı ve açıklayıcı resimlerle zenginleştirilmiş.
• Sadece beden eğitimi dersinde değil, Türkçe, matematik ve hayat bilgisi derslerinde de oynatılabilecek oyunlar da eklenmiş. Bu oyunların ders konularıyla nasıl ilişkilendirilebileceğine dair notlar düşülmüş.

İLOKUL BİRİNCİ SINIF ELA ÇALIŞMA YAPRAĞI

ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA OKUMAYA AĞIRLIK VERİYORUZ. HARLERİ KUSURSUZ YAPMADAN DA YENİ SESE GEÇEBİLİRİZ AMA OKUMADAN GEÇEMEYİZ

Tek  Tek

Oku

İkisini

Birleştir

Yaz- Oku

 

 

 

1 D  SINIFI EV GÖREVLERİ

 

 

 

 

Tek  Tek

Oku

İkisini

Birleştir

Yaz- Oku

                                                                                             1 D  SINIFI EV GÖREVLERİ

 

Tek  Tek

Oku

İkisini

Birleştir

Yaz

e

el

a

La

 

l

la

le

a

E

E

 

l

l

le

la

la

la

 

l

l

l

la

la

la

 

le

le

le

la

la

la

 

la

la

la

a

a

a

 

al

al

al

a

a

a

 

le

le

le

e

e

e

 

la

la

la

al

al

al

 

a

a

a

e

e

e

 

le

le

le

el

el

el

 

le

le

le

e

A

e

 

le

la

la

el

la

la

 

le

le

le

 

UZMAN ÖĞRETMEN ATAMASI ARAPSAÇI

Danıştay, Anayasa Mahkemesinin uzman öğretmen atanabilmek için gerekli şartlardan bazılarını iptal etmesinin ardından öğretmenlerin uzman olabilmek için yaptıkları başvuruların kabul edilemeyeceğine karar verdi. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamasının bu konuda boşluk yarattığına ve bu boşluğun yargı içtihadıyla doldurulamayacağına işaret eden Danıştay, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra sadece sınavda alınan nota veya tezli yüksek lisans eğitimine dayanılarak uzman öğretmen unvanının kazanılmasına olanak bulunmadığına hükmetti.

Afyonkarahisar’da bir öğretmen, Anayasa Mahkemesinin uzman öğretmen atanabilmek için gerekli bazı şartlara ilişkin kanun hükmünü iptal etmesinin ardından, kendisine uzman öğretmen unvanı verilmesi istemiyle Milli Eğitim Bakanlığına başvurdu.

Başvurusu reddedilen öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesi istemiyle dava açtı. Afyonkarahisar İdare Mahkemesi, dava konusu işlemi iptal ederek, başvuru tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle öğretmene ödenmesine hükmetti.

Davalı Milli Eğitim Bakanlığı, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istedi. Temyiz istemini görüşen Danıştay 2. Dairesi, İdare Mahkemesinin kararını oy birliğiyle bozdu.

Gerekçeden
Dairenin gerekçesinde, öğretmenlik mesleğini, ”öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen” olarak üç kariyer basamağına ayıran 5204 sayılı yasanın bazı hükümlerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açıldığı hatırlatıldı. Anayasa Mahkemesinin, kariyer basamaklarında yükselmedeki bazı şartlara ilişkin hükümleri iptal ettiği ifade edilen gerekçede, iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı 18 Mart 2009 tarihinden itibaren idareye yeni bir düzenleme yapması için bir yıl süre verildiği kaydedildi.

Gerekçede, Anayasa Mahkemesi karararıyla iptal edilen düzenlemelerin, belli bir sistem içinde, iptal edilmeyen diğer düzenlemelerle bir bütünlük oluşturarak anlam ihtiva ettiği, bir kısım düzenlemelerin iptal edilmesinin ise uzman ya da başöğretmenliğe atanma konusunda bütünlüğü bozduğu vurgulandı.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamış olmasının bu konuda boşluk yarattığı ve bu boşluğun yargı içtihadıyla doldurulmasının da olanaklı olmadığının anlaşıldığı belirtilen gerekçede, “Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra sadece sınavda alınan nota veya alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans eğitimine dayanılarak uzman öğretmen unvanının kazanılmasına olanak bulunmamaktadır” değerlendirmesi yer aldı.

Kararda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun da 28 Mart 2013 tarihli kararının da aynı yönde olduğu vurgulandı.