5053873217 [email protected]

MERKEZİ ORTAK SINAV 28 29 KASIM’DA

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), ortaokul 8. sınıflar için ilk kez düzenlenecek merkezi ortak sınavlar, 28-29 Kasım tarihlerinde uygulanacak.

MEB’in yeni düzenlemesiyle 8. sınıflarda Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, din kültürü ve ahlak bilgisi, T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil dersleri için her dönem, iki yazılısı olan derslerden birincisinin, üç yazılısı olan derslerden ikincisinin sınavı ortak yapılacak.

Birinci dönemin ortak sınavları, 28-29 Kasım’da tüm ülke genelinde olağanüstü haller ve özel durumlar dışında öğrencilerin öğrenim gördükleri okullarla, yurt dışında ise KKTC ve bakanlığa bağlı okulların bulunduğu, sınav yapılması uygun görülen merkezlerde Türkiye saatiyle 09.00, 10.10 ve 11.20’de başlayacak. Sınavlar saat 12.00’de tamamlanmış olacak.

Ortak sınavlar, günde 3 olmak üzere, 2 günde 6 oturum halinde gerçekleştirilecek. Sınav yapılacak okullarda sınav günleri ders olmayacak. Ortaokul 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileri, sınav günlerinde idari izinli sayılacak ve bu okullar sınavın hafta sonuyla birleşmesinden dolayı 4 gün tatil olacak.

Sınav yeri e-okul’dan görülebilecek
Ortaöğretime yerleştirmeye esas puan hesaplamasında öğrencilerin, 6, 7 ve 8. sınıf yıl sonu başarı puanlarıyla 8. sınıf ağırlıklandırılmış ortak sınav puanı toplanacak, elde edilen toplam ikiye bölünerek merkezi sistemle öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına yerleştirmeye esas puan hesaplamasında kullanılacak. Puanlama 500 tam puan üzerinden yapılacak.

Öğrenciler olağanüstü haller ve özel durumlar dışında kendi okullarında, belirlenen sınıflarda sınava alınacak. Veliler, öğrencinin sınava gireceği okul, sınıf ve sıra bilgisini ”e-okul veli bilgilendirme” sisteminden görebilecek.

Ortak sınavlarda her ders için çoktan seçmeli 20 soru sorulacak, değerlendirmede yanlış cevap sayısı doğru cevap sayısını etkilemeyecek. Ortak sınavlarda A ve B kitapçığı olmak üzere iki çeşit kitapçık verilecek.

Mazereti okul müdürlüğünce uygun görülen öğrenciler için Bakanlıkça belirlenen tarih ve merkezlerde mazeret sınavı yapılacak. Geçerli mazereti olmadan ortak sınavlara katılmayan öğrencilerin durumları, puanla değerlendirilmeyecek ancak dönem puanı ve ortaöğretime yerleştirmeye esas puan hesaplamalarında sınav adedi tam olarak alınacak.

Mazeret sınavı, 14-15 Aralık 2013’te yapılacak. Mazeret sınavları da her gün üç oturum olmak üzere altı oturum halinde bakanlık tarafından belirlenecek okullarda gerçekleştirilecek.

Her sınav için 40 dakika süre
28 Kasım’da saat 09.00’da Türkçe, saat 10.30’da matematik, saat 12.00’de din kültürü ve ahlak bilgisi sınavları, 29 Kasım’da ise saat 09.00’da fen ve teknoloji, saat 10.30’da T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük, saat 12.00’de yabancı dil sınavları yapılacak.

Her sınav süresi 40 dakika, sınav araları ise 30 dakika olarak belirlendi. Öğretmenler, sınavlarda kendi okullarından farklı bir okulda görevlendirilecek.

Parasız yatılılık ve bursluluk hakkından yararlanmak isteyen 8. sınıf öğrencileri ayrıca PYBS’ye girmeyecek, ortaöğretime yerleştirmeye esas puanıyla değerlendirilecek.

Sınavda öğrenci adına düzenlenmiş cevap kağıdı bulunacak. Öğrenciler, ortak sınavlarda, e-Okul sisteminde kayıtlı olduğu zorunlu yabancı dil dersinden sorumlu olacak.

Engelli öğrencilere uygun sınav hizmeti
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler, sınavlarda özelliklerine uygun hizmet alacak. Bu öğrenciler sürekli kullandıkları araç-gereç ve cihazlardan kendilerinin getirmesi kaydıyla sınavlarda yararlanabilecek.

Görme, işitme engeli, ruhsal ve duygusal bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluğu, bedensel, zihinsel engeli olan öğrencilere sınavda 15’er dakika ek süre verilecek. Engel türüne göre bazı öğrenciler ise tek kişilik sınıflarda sınava alınacak.

Kaba motor becerilerinde engeli bulunan ortez, protez, yardımcı araç gereç kullanan öğrenciler giriş katlardaki sınıflara yerleştirilecek. Sınıflarda kullanılacak masa ve sıra öğrencinin özelliklerine uygun olarak düzenlenecek.

Geç gelene ek süre verilmeyecek
Öğrenciler, sınav salonlarına, saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saat, sözlük, hesap cetveli, hesap makinesi, çağrı cihazı, cep telefonu, telsiz, radyo gibi iletişim araçları ile her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar bulunmaksızın alınacak.

Bunları bulundurduğu belirlenen öğrencinin sınavı, sınav kurallarının ihlali gerekçesiyle tutanakla geçersiz sayılacak.

Sınav bitiminden önce gelen tüm öğrenciler sınava alınacak, sınav bitmeden öğrenciler sınıflarından çıkmayacak. Geç gelen öğrencilere ek süre verilmeyecek.

Sınav sonuç belgesi gönderilmeyecek
Sınavlar esnasında kopya çekildiğinin sınav görevlilerince tespit edilmesi halinde kopya çeken öğrencilerin sınavları iptal edilecek.

Sınav bitiminden sonra öğrenciler, cevap kağıdını sınav görevlilerine teslim edecek ve sınav yoklama tutanağına imzalarını atacak. Kitapçıklar okullarda bırakılacak ancak aynı gün oturumlar tamamlandıktan sonra isteyen öğrenciye verilecek.

Ortak sınavların sonuçları bakanlıkça belirtilecek tarihlerde e-Okul sistemine işlenecek. Öğrencilere sınav sonuç belgesi ayrıca gönderilmeyecek.

HÜKÜMET DERSHANELER KONUSUNU YENİDEN DEĞERLENDİRECEK

Dershanelerin kapatılması ile ilgili kamuoyu tepkisi sonunda ses getirdi. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç konu ile ilgili açıklamalar yaptı.

İşte o açıklamadan satır başları:

“Milli Eğitim Bakanımız dershaneler konusundaki çalışmayla ilgili bilgilendirme yaptı. Özellikle dershaneler konusunda halka yanlış aksettirilen bilgiler bulunması nedeniyle, halkımızın, dershane yöneticilerinin, ailelerin paydaşların görüşlerinin alınması suretiyle konunun tekrar alınması konusunda bir görüş birliğine verdik. Sayın Bakanımız bu çalışmayı yaptıktan sonra Bakanlar Kurulu’na yeniden bilgilendirme yapacak. ”

“Dershane gerçeğini biliyoruz, eğitime katkı olsun diye düşünülmüş ve iyi düşünülmüş ve kanun içinde de yeri var. Ama 7, 8, 9. Kalkınma Planı’nda dershanelerin süreç içinde eğitime kazandırılması ve kalite getirilmesi planlamış. Bunlar Meclis’te kabul edilmiş, o zaman tartışma da olmamış. Bu hükümet 11 yıl içerisinde hükümete öyle bir destek verdi ki, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi Savunma Bakanlığı’nın önünde tutmuş bir hükümetiz. Bu eğitim öğretim yılı konuşmalar yapmak için bir dosya hazırladım kendime, şu anda anaokulundan lise sona kadar 16 milyon öğrencimiz var. Bu Avrupa’nın 4 ülkesinin nüfusu kadar. 16 milyon öğrenciye 800 binden fazla öğretmenle hizmet veriyoruz. Sınıfların 30 kişiyi geçmemesini sağlıyoruz. Şimdi tabletler vereceğiz. Şimdi artık diyoruz ki dershaneler ihtiyaç kalmamalı. Nitelikli eğitimi okullarımız vermeli, ailelerimiz külfetten kurtulmalı. Eğitime yaptığımız bunca yatırımdan sonra 4+4+4 eğitim sistemine geçtik. Öğrencilerimiz arasındaki katsayı farkını da kaldırdıysak dershaneler artık ihtiyaç olmaktan çıktı diye düşünüyoruz. Dolayısıyla bu dershaneler ellerindeki birikimlerini bir okula dönüştürmek suretiyle devletin desteklediği bir alanda eğitim yapabilirler. Ama bunu yaparken dershanelere zarar vermemeliyiz, öğrencileri ve dershane çalışanlarını mağdur etmemeliyiz. Arsa teşvikinden kontenjanları boş kalırsa destek verilmesine kadar çalışmalar yapılmalıdır.”

“Bugün açık yürekli olalım bir kısım endişeli, bir kısım da art niyetli. Ben de çocuklarımı özel ders aldırırken hatta adını da vereyim Maltepe Dershaneleri diye bir kuruma gönderdim. Çok da memnun kaldım. Eğitim devletin birinci işidir. Bugün çok güzel bir görüşme yaptık. Sayın bakanımızın önerisi üzerine sayın başbakanımız talimat verdi. ‘Kim ne söylüyorsa görüşeceksiniz, neler karşılanabilir bakacaksınız sonra da halkımızın karşısına net olarak çıkacaksınız’ dedi. Eleştirilerde bulunan herkesin eleştirilerine saygı duyuyorum. Biz hükümetimiz ile öğrencilerimiz ve velilerimiz arasında başka bir yapıyı gerekli duymuyoruz.”

28-29 KASIM’DA OKULLAR NEDEN TATİL?

28 Kasım ve 29 Kasım tarihlerinde 8. sınıflara yönelik merkezi ortak sınavlar yapılacağından dolayı bütün ortaokullar ve ilkokul-ortaokul olarak hizmet veren okullar tatil edilecek.

Bu tarihlerde sadece 8. sınıf öğrencileri ortak sınavlara girecekler. Diğer sınıflar için okullar tatil olacak.
Bu yıl tatil yapmaya alışan öğrenciler için 4 günlük bir tatil imkânı daha doğmuş oldu.

DERSHANELER KAPANMIYOR, BOYUT DEĞİŞTİRİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, katıldığı NTV canlı yayınında dershanelerin kapatılacağı ve kapatmayanlara para cezası uygulanacağı iddialarını değerlendirdi.

Bir gazetenin haberiyle gündeme gelen iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Tekin, dershanelerin kapatılmayacağını ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın tanıdığı ve güvence verdiği eğitim kurumu olmaktan çıkarılacağını söyledi.

Tekin, “Aslında özel dershaneler bence zil takıp oynaması lazım. Ben MEB’in denetimlerinden sıkıldım diyenlere de biz sizi ‘denetlemiyoruz’ diyoruz, özgürleştiriyoruz” dedi.

Özel okula dönüşmek isteyen dershanelere uygulanacak teşviklere ilişkin bilgiler de veren Tekin, “Başta kredi olmak üzere her konuda destek verilecek” diye konuştu.

Tekin, dershanelerde görev yapan öğretmenlerin de süreç sonunda mağdur olmayacağını ifade etti, “Bu yapı ortaya çıkarsa öğretmen sayısı yetersiz hale gelecek” ifadesini kullandı.

Tekin’in açıklamaları şöyle:
“Uzun yıllardır tartışılan bir konu milli eğitimde bir iki başlılıktan söz ediliyor. Dershaneler milli eğitim kurumlarına alternatif olarak görülüyor. Herkes, dershanelerin milli eğitimdeki sorunları tolere etmek için kurulmuş yapılar olduğu konusunda hemfikir.

Şu anda bu sorunlar yapılan düzenlemelerle belli bir noktaya geldi. Artık dershaneler duyulan ihtiyaç minimize edilmiş durumda. MEB de bunun alt yapısını hazırlamış durumda. Öğrencileri test çözmek konusunda uzmanlaştıran dershaneler yerine özel eğitim kurumlarının kurulması bugün tartışılan bir konu değil.

AK Parti iktidarı kurulduğu günden bu yana bunu deklare etmişti. Daha önceden de bu adım atılmıştı. Dershanelerin ürettiği sorunlardan hareketle özel okullara dönüşmelerinin daha sağlıklı olacağı yönünde karar alındı. Eski MEB bakanlarından Hüseyin Çelik döneminde de bu yönde adım atılmış ancak o dönemin koşulları nedeniyle hayata geçirilememişti.

Şu anda bulunduğumuz durum uzun bir süredir tartışmasını yürüttüğümüz adımları atışmış şeyin nihai hale getirilmiş hali. Uygulaması için verilen süre dolmuş durumda. Bu süre dolduktan sonra mevzuatta buna ilişkin değişiklikler yapılması gündeme geldi.

Milli eğitimdeki sorunların tamamının giderildiğini söyleyemeyiz ama önemli ölçüde bu sorunları üreten kaynak kurutuldu. Yakın bir zamanda ciddi adımlar atılacak. Fatih Projesi bunlardan bir tanesi. Dershaneler duyulan ihtiyaç ciddi bir biçimde azaldı. Örnek verecek olursak; SBS’nin yerine bu yıl öğrencilerin okulda girdikleri yazılıların iki tanesini liseye yerleştirmede esas kabul edeceğiz.

Yapılan bu küçük değişiklikle bile dershanelerdeki öğrenci sayısını azalttı. Elimizdeki rakamlara göre, geçen sene dershanelere kayıtlı 1 milyon 300 bin öğrenci vardı. Şu anda ise bu sayı 833 bin. Sadece bu ortaokuldan liseye geçiş sınavından yapılan değişiklik bile bu tabloyu oluşturdu.

Şu anda Türkiye’de yaklaşık 3 bin 800 dershane bulunuyor. Bunlara 10 yıl önce hazırlıklarını başlatmaları gerektiği söylendi. Elimizdeki verilere göre bu dershanelerin yüzde 70’e yakını kendilerine mantıklı teşvik paketi sunulduğunda özel okula dönüşme arzusunda olduklarını söylüyorlar. Yüzde 15’i ise mevcut koşullarda özel okula dönüşmek istediklerini söylüyorlar.

Aradaki yüzde 60’lık kesime teşvik uyguladığımızda özel okula dönüşebilirler. Şu anda gazetelerde tartışılan taslak metin de aslında bir anlamda bunu yapıyor. Türkiye’de bir grup bilinçli bir şekilde yanlış bilgiler veriyor.

Bu tasarıyla; dershaneler MEB’in kontrolündeki bir kurum olmaktan çıkıyor. Legal olarak onları bir eğitim kurumu olarak tanımaktan ve denetlemekten vazgeçiyor. Hiçbir dershanenin kapısına kilit vurup kapatmıyoruz, sadece eğitim kurumu olarak tanımaktan vazgeçilecek. Dershaneleri MEB’in tanıdığı bir kurum olmaktan çıkartıyoruz. Bu dershanelerin kapısını kilit vurmak değil.

Biz artık tanımıyoruz, biz vatandaşlarımızın merdiven altında faaliyet gösteren bir yapıya çocuğunu göndereceğine ihtimal vermiyoruz. Bu tuhaf bir biçimde gazetelerde dershanelerin kapatılacağı şeklinde yorumlandı. Bu çok yanlış.

İkinci adımda da bu tür durumda olan kişilere eğitim kurumu olarak varlığınızı sürdürmek istiyorsanız, size bir alternatif sunuyoruz, özel okul olmanız lazım. Özel okul haline dönüşürseniz, dershaneyken olduğu gibi güvencemiz ve denetimlerimiz devam edecek. Bu isteğe bağlı bir şey. İsterlerse kendileriyle 2 yıllık protokol imzalayacağız. Özel okul olma garantisi verirse bazı teşvikler uygulayacağız.

Okul olmak için dershanelerin öngörülen standartları karşılamaması durumunda kolaylıklar sağlayacağız. 2 yıl içinde bu standartları sağlamak koşuluyla özel okul olarak çalışma izni verilecek.

Maddi durumları yetersiz olan kurumlara başta kredi olmak üzere her konuda destek verilecek. Bazı kurumlara öğrenci desteği verilecek. Bu sayede okula maddi destek sağlanacak. Arsa temininde güçlük çekenlere MEB için tahsis edilen arsaları paylaşacağız. İmar problemleri için parlamento yasal düzenlemeleri yapacak. Maddi anlamda her türlü kolaylık sağlanacak.

Hangi tür okullara dönüşebilecekleri konusunda alternatifler sunulacak. Taslak metin aslında Yani kamuoyunda anlatıldığından 180 derece tersinde bir şey. Sıkı yönetim uygulanması, para cezaları kimsenin aklından geçmeyen bir şey. Şu yapıya bakıldığıda aslında özel dershaneler bence zil takıp oynaması lazım. Ben MEB’in denetimlerinden sıkıldım diyenlere de biz sizi ‘denetlemiyoruz’ diyoruz, özgürleştiriyoruz.

Bu yasal düzenleme, özel okullarla dershanelerle öğrenci velileriyle görüşüldü, herkesin fikri alındı. İnanılmaz derecede mutlular. Sadece Türkiye’deki bir yayın grubu taslağın içeriğini yanlış anlanacak şekilde lanse etti.

Bu yapı ortaya çıkarsa öğretmen sayısı yetersiz hale gelecek. Yeni öğretmenlerin istihdamı gündeme gelecek. Özel okula dönüşemeyen dershanelerdeki öğretmenler de mağdur edilmeyecektir. MEB kendi yapısı içinde farklı formüllerle bu mağduriyetler giderilecektir.

Taslak hazır. Hazırladığımız metni Bakanlar Kurulu’nun takdirine sunacak. MEB’in bir gece yarısı operasyonuyla kanun çıkaracağı haberleri var. Asla böyle bir şey yok. TBMM’yi hiçe sayacak bir adımımız asla yok.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DERSHANE HABERİNE AÇIKLIK GETİRDİ

İşte Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasının tam metni:

“Bugün, Zaman Gazetesi’nde “Eğitime Büyük Darbe”, Samanyolu Haber Kanalı’nda “Eğitimde Sıkı Yönetim Dönemi”, başlıklı haberlerin içine, Millî Eğitim Bakanlığı’nın mevzuat çalışmaları ile ilgili, kamuoyunu yanlış yönlendirecek yalan unsurların monte edildiği görülmektedir. Sosyal medyada ise bu yalan haber unsurları ekseninde, “Eğitime Darbe Planı” başlığı ile sistematik bir kampanya yürütülmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığı Türkiye’nin eğitim politikalarında sağlıklı adımlar atılması ve eğitim sisteminin sorunlarının giderilmesi amacıyla ilgili kanun, genelge ve yönetmeliklerde bazı değişiklikler yapılmasına ilişkin çalışmalarını kendi yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, demokratik hukuk devletinin gereklerine ve bakanlığın kurumsal kültürüne uygun olarak yürütmektedir.

Bakanlığımız, 2010-2014 Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı’nda da kamuoyuna açıklandığı üzere dershanelerin özel okullara dönüşmesini kolaylaştıracak bazı teşvikleri öngören bir yasa önerisi hazırlığı içindedir. Ancak bu hazırlıklar esnasında en çok riayet edilen husus, başta dershane çalışanları, öğrenciler ve veliler olmak üzere hiç kimsenin mağdur edilmemesi, Türkiye’de özel sektörün eğitim alanında daha etkin bir biçimde yer alması ve okul dışı alternatif programlar uygulayan kurumlara bağımlılığın ortadan kaldırılmasıdır.

Bu kapsamda, “haberde” ileri sürüldüğü gibi dershanelere para cezası uygulamak, sıkıyönetim uygulamaları getirmek, yazı-reklam-broşür yayınlayan dershanelere maddî yaptırım getirmek gibi alenen yalan ve ilgili kamuoyunu kışkırtıcı ifadeler taslak metinde kesinlikle bulunmamaktadır. Tam aksine Bakanlığımızca yapılan ve yakında ayrıntıları paylaşılacak olan çalışmalarda, dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için birçok alternatif ve teşvikler öngörülmektedir.

Bu “haber”lerde yer alan bir diğer yalan da, söz konusu yasal düzenlemelerin TBMM’de olağan yasalaşma süreçlerinin dışına çıkılarak yapılacağı iddiasıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

ŞUBATTA ÖĞRETMEN ALIMI YAPILACAK MI?

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Devlet parası ile umreye gidildiğine ilişkin soruyu Bakan Avcı, “Devlet parası ile umreye gönderilen herhangi bir kimse yok” diye cevaplandırdı.


FATİH Projesi kapsamında eğitimen olarak yetiştirilen öğretmenlere seminerler verildiğini anlatan Avcı, bu eğitimlerde ulaşım ve konaklama giderlerinin, Telekominikasyon ve İletişim Başkanlığı’nca harcandığını söyledi.
Atama bekleyen öğretmen adaylarına ilişkin soru üzerine Bakan Avcı, “215 bin öğretmen adayı bulunuyor. Bizim toplam ihtiyacımız 127 bin. 39 bin de ücretli öğretmen istihdam ediyoruz” dedi.
“Niye ücretli öğretmen alıyorsunuz” şeklindeki soruyu Bakan Avcı, “Kadrolu alamadığımız için” diye yanıtladı.
“Kadro talep ediyor musunuz” sorusuna Avcı, “Tabi ediyoruz ama isteyenin bir yüzü…” karşılığını verdi.
Şubat atamasına ilişkin soruyu da cevaplandıran Avcı, şunları kaydetti: “Bu toplantıdan önce bu konuyu konuşuyor olsaydık veya bu soru bana sorulmuş olsaydı, muhtemelen, büyük ihtimalle yapmayacağız diyecektim. Ama şimdi sizlerin de desteğiyle ben maliyemizle de Sayın Başbakan’la da diğer ilgili bakanlarla da bu hususu tekrar bir kere daha müzakere etmek ihtiyacını vurgulayacağım. Ama söz veremiyorum şimdi. Çünkü bu benim Mili Eğitim Bakanı olarak tek başıma… Keşke kadrolar hep benim cebimde olsa da hepsini kullansak.”
Konuya ilişkin milletvekillerine desteklerinden dolayı teşekkür eden Avcı’ya bir milletvekili, “Arkadaşlar sizi yüzüstü bırakmazlar, arkanızda dururlar” diye laf attı. Bunun üzerine Avcı, “Biz Mehter yürüyüşüyle gidiyoruz, arada dönüp bakıyoruz, geliyorlar mı diye. Mehter sağlam yürür” diye esprili bir karşılık verdi.
Ücretli öğretmen alımında atama bekleyen öğretmen adaylarına öncelik verdiklerini ifade eden Avcı, branş olarak da en çok ihtiyaç duyulan alanlarda görevlendirme yaptıklarını dile getirdi.