5053873217 [email protected]

Uzaktan Eğitim Sadece Deprem Bölgesini mi Kapsayacak?

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremin ardından üniversitelerin uzaktan eğitim kararına ilişkin YÖK Başkanı Erol Özvar açıklama yaptı. Bahar döneminin 20 Şubat’ta başlayacağını duyuran Özvar, üniversitelerin yüz yüze eğitim kararını nisan ayında yeniden değerlendirileceğini bildirdi.

Depremlerden 13 milyonu aşkın vatandaşın doğrudan etkilendiğini dile getiren Özvar, “Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri, devletimiz ve milletimiz ile ele ele vererek, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde geride bırakacağımıza yürekten inanıyorum.” diye konuştu.

Gerek arama kurtarma çalışmalarında gerekse depremzede vatandaşlara yardım toplanması ve dağıtılmasında gösterdikleri gayretten dolayı bilhassa gençlerle gurur duyduklarını ifade eden Özvar, şöyle konuştu:

“Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak kendilerine minnettar olduğumu belirtmek isterim. Aynı şekilde, öğretim elemanlarımıza, sağlık personelimize, arama kurtarma çalışmalarına katılan uzman personelimize de ayrıca şükranlarımı sunarım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yükseköğretim camiamızın, depremin yaralarının sarılması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini bilhassa vurgulamak isterim.”

 

Depremden doğrudan etkilenen 11 ildeki yükseköğretime ilişkin bilgi veren Özvar, Türkiye’deki açıköğretim hariç toplam 4 milyon 187 bin yükseköğretim öğrencisinin toplam 376 bin 770’inin söz konusu 11 ilde kayıtlı olduğunu bildirdi. Özvar, bölgede bulunan üniversitelerin, toplam örgün öğrencisinin yüzde 9’una ev sahipliği yaptığını belirtti.

Öte yandan, 11 ilde ikametleri olup Türkiye’nin başka illerinde eğitim alan 299 bin 397 ön lisans ve lisans düzeyinde öğrencinin bulunduğunu aktaran Özvar, bu öğrencilerin yoğun olarak öğrenim gördüğü illere bakıldığında İstanbul’da 40 bin 334, Ankara’da 22 bin 303, Mersin’de 17 bin 647, İzmir’de 14 bin 764 ve Konya’da 10 bin 538 öğrencinin olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Bölgede ikametgahı olan veya bölgede eğitim alan toplam 631 bin 430 öğrencinin bulunduğunu ifade eden Özvar, özetle Türkiye’deki örgün ön lisans ve lisans öğrencilerinin toplam yüzde 17,5’inin ya bölgede ikamet ettiğini ya da eğitim aldığını söyledi.

Özvar, bu öğrencilerin depremden en çok etkilenen kitle arasında yer aldığını vurguladı.

Aileleriyle birlikte değerlendirildiğinde depremden doğrudan etkilenen illerdeki yükseköğretim içerisinde bulunan vatandaş sayısının yüksek olduğuna işaret eden Özvar, “Öğrencilerimiz ve personelimiz arasında maalesef kayıplarımız da bulunmaktadır. Ayrıca, birinci dereceden yakınlarını kaybeden öğrencilerimiz ve personellerimiz mevcuttur. Ancak bu aşamada kayıp sayısıyla ilgili olarak bir açıklama yapmayı henüz doğru bulmuyoruz.” ifadelerini kullandı.

KAMPÜSLERDEKİ DURUM

Özvar, depremin olduğu günden itibaren YÖK olarak tüm üniversite yönetimleriyle doğrudan temas etmek suretiyle çok yakın iletişim içine girdiklerini, bu sayede bölgedeki öğretim elemanlarının, öğrencilerin ve idari personelin durumuyla alakalı veriler toplamaya başladıklarını anlattı.

Bu verilerin sürekli güncellenmesi nedeniyle rakamları tam olarak ifade edemediklerini dile getiren Özvar, bu konuda AFAD’ın resmi açıklamaları yaptığını söyledi.

Erol Özvar, “Neredeyse bütün üniversitelerimiz, öğretim elemanlarından, öğrencilerinden, idari personelinden depremden etkilenmiş paydaşlarıyla doludur. Bu bakımdan depremin, kayıplar bakımından neredeyse bütün üniversitelerimizin neredeyse tamamında etkili olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

“ÇOĞU KAMPÜSÜMÜZDE YIKILAN BİNA OLMADIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR”

Kampüslerle ilgili de güncel durumu paylaşan Özvar, şöyle konuştu:

“11 ilde yapılan ön incelemeler neticesinde, çoğu kampüsümüzde yıkılan bina olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, çok az sayıda ağır hasarlı binamız mevcuttur. Tüm illerde çoğu binamız kullanılabilir durumdadır ve halen afetzedelere hizmet sunmaktadır. Bu zorlu süreçte kampüslerimiz depremzedelerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol almışlardır.

Ülkemizin dört bir yanındaki tıp fakülteleri olağanüstü bir performans göstermektedir. Yine tıp ve mühendislik fakültelerinden gönüllü öğretim elemanlarımızın halen bölgedeki çalışmalara katkılarını memnuniyetle izliyoruz. Üniversitelerimizin diğer fakültelerinden de bölgeye gitmek suretiyle uzmanlıklarıyla insanlarımıza hizmet eden öğretim elemanlarımız da bulunmaktadır. İlk günden itibaren üniversitelerimizdeki öğrenci kulübü, hızlı hareket ederek bölgede çalışmalar yapmışlardır. Bundan sonraki süreçte, yani iyileşme sürecinde, üniversitelerimize çok kritik roller düşmektedir.”

Özvar, illerin tekrar kalkınmasında üniversitelerin ve bilim insanlarının çok büyük katkıları olacağını belirterek, “Önümüzdeki süreçte, gerek depremzedelerin psikososyal rehabilitasyonu gerekse de toplumun yeniden inşasında üniversitelerimizin kendilerine düşen sorumlulukla hareket edeceklerine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

HİBRİT EĞİTİM SEÇENEĞİ DE DEĞERLENDİRİLECEK

Özvar, YÖK tarafından Kahramanmaraş merkezli depremin ülke genelindeki etkileri, depremden etkilenen vatandaşlar ile öğrencilerin barınma durumları, sosyal koşullar ve sürdürülebilir öğretim süreçleri gibi birçok faktörün bir arada değerlendirilerek 2022-2023 akademik yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasının uygun olacağına daha önce karar verildiğini hatırlattı.

Bütün çabalarının, eğitim ve öğretim alanında normalleşmenin mümkün olan en kısa zamanda sağlanması olduğunu kaydeden Özvar, öğrencilerin eğitimlerini, nitelikten ödün vermeden, mümkün olan en etkin, verimli ve kesintisiz bir şekilde sürdürebilmelerini sağlamak için ön lisans, lisans ve lisansüstünde 2022-2023 akademik yılı bahar dönemiyle sınırlı olmak kaydıyla bazı kararlar alındığını bildirdi.

Bu kararları alırken gerek üniversiteler gerek sivil toplum örgütleri gerek uzman ve bilim insanları ile gerekli istişarelerde bulunduklarını dile getiren Özvar, şöyle konuştu:

“Ayrıca baştan net şekilde dile getirmek gerekir ki alınan kararlar nisan ayı başı itibarıyla yeniden gözden geçirilerek şartlar elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış (hibrit) öğretim seçeneği de değerlendirilecektir. Bizler için önemli olan üniversitelerde normalleşme sürecinin bir an önce başlamasıdır. Nisan ayı başları gibi bu aldığımız kararları yeniden değerlendirmek suretiyle imkanların el verdiği ölçüde bu hibrit veya harmanlanmış eğitim sisteminden, yani yüz yüze eğitimi de katmak suretiyle eğitim öğretim faaliyetlerimizin devamını öngördüğümüzü ifade etmek isterim.”

UZAKTAN EĞİTİMLE İLGİLİ ALINAN KARARLAR

Uzaktan eğitimle ilgili alınan kararlara ilişkin de Erol Özvar, şu açıklamalarda bulundu:

“2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar dönemi, yükseköğretim kurumlarının yetkili kurullarınca alınacak kararlarla 20 Şubat 2023 tarihinden itibaren başlatılabilecek. Yükseköğretim kurumlarımız, her bir diploma programının teorik eğitimlerinde ‘Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar’ kapsamında (6. maddedeki yüzde 30 kısıtı dikkate alınmaksızın) ilgili programın gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıracak önlemleri alarak çevrim içi, eş zamanlı veya çevrim dışı, eş zamanlı olmayan uzaktan öğretim yöntemlerini kullanabilecek. Eğitimlerini, Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği uyarınca devam eden programlardaki öğrencilerimiz, bu eğitimlerini yüz yüze sürdürecek.”

BAZI ÜNİVERSİTELER İLE EŞLEŞTİRİLECEKLERİ ÜNİVERSİTELER

Özvar, depremin etkilediği illerde bulunan bir kısım üniversitelerin, deprem dolayısıyla karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümünde akademik ve idari görevlendirme yapmak, bilişim desteği sağlamak ve ortak çalışmalar yapmak üzere 8 üniversite ile eşleştirileceğini bildirdi.

Prof. Dr. Özvar’ın açıklamalarına göre, OHAL kapsamındaki illerde bulunan bazı üniversiteler ile eşleştirilecekleri üniversiteler şöyle:

“a) İnönü Üniversitesi – Ankara Üniversitesi

b) Malatya Turgut Özal Üniversitesi – Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

c) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi – Gazi Üniversitesi

ç) Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi – Erciyes Üniversitesi

d) Adıyaman Üniversitesi – Atatürk Üniversitesi

e) Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi – Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi

f) İskenderun Teknik Üniversitesi – Necmettin Erbakan Üniversitesi

g) Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.”

ÖZEL ÖĞRENCİLİK HAKKI

YÖK Başkanı Özvar, afet dolayısıyla özel öğrencilik konusunda bazı kolaylıklar da getirerek mağduriyetlerin önüne geçmeyi planladıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Depremden etkilenen illerdeki üniversitelerde veya birinci derece yakınları bu illerde ikamet edip diğer illerdeki üniversitelerde kayıtlı olan öğrencilerden uygulamalı eğitime devam edecek olanlar, talep etmeleri halinde, birinci derece yakınlarının ikametgahının veya geçici ikametgahının bulunduğu illerdeki üniversitenin eşdeğer diploma programlarında özel öğrenci olarak bu eğitimlerini alabilecek; bahar dönemi sonunda başarılı oldukları uygulamalı eğitimler, eksiksiz olarak kredi yükünden düşülecek, kendilerinden ayrıca eğitim ve öğretim ücreti talep edilmeyecek.

Öğrencilerimiz deprem dolayısıyla ciddi şekilde etkilenmiş bulunuyorlar. Elbette ki arzu ettiğimiz, öğrencilerimizin tamamının bahar yarıyılında eğitim öğretime iştirak etmeleridir. Ancak katılma konusunda mücbir sebeplerle iştiraki mümkün olamayan öğrencilerimiz de olabilecektir. Bu bakımdan kayıt dondurma konusunda da bazı kolaylıklar getirildi. Yükseköğretim programlarında kayıtlı olan ve talep eden öğrencilerin ilgili yükseköğretim kurumlarınca bahar döneminde kayıtlarının dondurulmasına ve bu sürenin programın azami öğrenim süresinden düşülmemesine karar verildi.”

ÖĞRENİM ÜCRETİ ÖDEME KOLAYLIĞI

YÖK Başkanı Özvar, öğrenim ücreti konusunda vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin bir tavsiye kararlarının bulunduğuna da dikkati çekerek şunları kaydetti:

“Vakıf yükseköğretim kurumlarının, depremden etkilenen illerde birinci derece yakını vefat eden veya birinci derece yakınlarının ikamet ettikleri konutları yıkılan ya da hasar gören öğrencilerinin, ödenmemiş bahar dönemi taksit ödemelerini güz dönemine kadar ertelemelerine ve eğitim-öğretim ücretleri, burs ve barınma ihtiyaçları konularında ayrıca kolaylık sağlamalarına karar verilmiştir.”

2022-2023 GÜZ DÖNEMİ SINAVLARINA KATILMAYANLAR

Özvar, ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarda kayıtlı öğrencilerden 6 Şubat ve sonrasında 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı güz dönemine ait final, bütünleme, mazeret, tek ders gibi sınavları ile lisansüstü programlarda yeterlik veya tez sınavı olup katılamayanlar için söz konusu sınavların ilgili yükseköğretim kurumu tarafından belirlenecek ileri bir tarihte yapılmasına karar verildiğini bildirdi.

Alınan kararların başta öğrenciler olmak üzere akademisyenlere, üniversitelere ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Özvar, “2022-2023 bahar yarıyılına eğitimde uzaktan öğretim usulüyle geçiyoruz. Bununla beraber önümüzdeki günlerde nisan ayı gibi gerekli düzenlemeleri tekrar gözden geçirmek suretiyle imkanların el vermesi, elverişli hale gelmesi durumunda yüz yüze eğitim olanaklarının da değerlendirileceğini ifade ederim.” diye konuştu.

Üniversitelerde Uzaktan Eğitim Kararı Doğru mu ?

Üniversitelerde eğitimin ikinci dönem uzaktan devam etmesi kararı tartışmaları beraberinde getirdi.

Uzaktan eğitim kararı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarının depremzedelere tahsis edilmesi amacıyla alındı.

Türkiye’nin birçok noktasında öğrenciler yurtları tahliye etmeye başladı.

”Acilen bu kararın alınması gerekiyordu” diyen eğitim uzmanlarının yanında ”Başka alternatif bulunmalıydı” diyenler de var.

Pandemi döneminde yaklaşık iki yıl süren uzaktan eğitim sürecinde üniversite öğrencilerinin sıkıntı çektiğini söyleyen Eğitim Uzmanı Sadık Gültekin, ”Bu iki yıllık sürecin öğrenciler üzerinde olumsuz etkileri oldu. Ancak acil bir şey yapılması gerekiyordu, ilk akla gelen de bu oldu. Sineye çekmemiz gerekiyor.” dedi.

 

 

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu pandemi dönemindeki uzaktan eğitim sürecinin öğrencilere zarar verdiğini belirterek, ”Yurt kapasitesine ihtiyacımız var denilerek neredeyse üniversiteleri kapatma manasına gelen bu kararının doğru olduğunu düşünmüyorum” açıklamasında bulundu.

Sadık Gültekin, ilerleyen zamanda sürece bazı çözüm yollarının da eklenebileceğini belirtti.

Selçuk Pehlivanoğlu, ”YÖK’ün il ve ilçe bazlı çözümler üretme mecburiyeti var. Üniversitelerde yüz yüze eğitim kapatılmamalıdır. Öğrencilerimize yarım dönem daha kaybettirirsek bunun bedelini 15-20 yıl sonra ülke çok pahalı bir şekilde öder” diye konuştu.

Deprem bölgesindeki 10 ilden gelen öğrencilerin yurttan çıktıktan sonra nereye döneceği ve bölgedeki öğrencilerin mevcut şartlarda uzaktan eğitime nasıl katılacağı da tartışılan diğer başlıklar arasında yer alıyor.

Pehlivanoğlu, ”Yurt kapasitesini bölge öğrencilerine kullanmamız gerekiyor. Biz 3 buçuk milyon öğrencimizin mahrum kalmasına müsaade etmemeliyiz” dedi.


Sağlık bilimlerinde uzaktan öğretim sıkıntısına dikkat çeken Gültekin, ”Staj sıkıntıları bu süreçte de karşımıza gelecek. Burada kademili bir uygulama yapılabilir. Bu öğrencilerin vakıf veya diğer devlet üniversitelerine örgün olarak yerleştirilmesi gerekiyor” önerisinde bulundu.

Uzman Öğretmenmlik Sınavı Ne Zaman ?

Eğitimlerini tamamlayanların uzman öğretmen ve başöğretmen olabilmeleri için girecekleri sınav 19 Kasım’da yapılacak.

Aday öğretmenlerin Yetiştirme Programı kapsamındaki eğitimlerin tamamına katılmaları zorunlu olacak. Uzman öğretmenlik yazılı sınav başvuruları 26 Eylül-03 Ekim 2022 tarihleri arasında alınacak, sınav ise 19 Kasım 2022’de yapılacak.

Uzman öğretmenlik ile başöğretmenlik eğitimlerinin tamamlanmasının ardından gözler sınav başvurusuna çevrildi. Öğretmenlik Meslek Kanunu doğrultusunda hazırlanan Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’ne göre öğretmenlerin uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları için öngörülen yazılı sınavlar, yılda bir defa yapılacak.

 

Kasım Ara Tatili Ne Zaman Başlıyor?

İlkokul, ortaokul, lise öğrencileri büyük merakla yılın ilk ara tatil tarihlerini öğrenmek istiyor. 2022 Kasım ara tatili ne zaman, kaç gün araştırılıyor. MEB 2022-2023 tatil takvimini yayımladı. Peki ara tatil ne zaman başlıyor, kaç gün sürecek?

Yeni eğitim yılının ilk ara tatili 14-18 Kasım 2022 tarihleri arasında olacak.
Ara tatil hafta sonu tatilleriyle birlikte toplam 9 gün sürecek.

İptal Edilen KPSS Ne Zaman Yapılacak ?

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi, KPSS’de yeni takvimi açıkladı. Açıklamada, “ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından; 2022-KPSS Lisans Sınavının Genel Yetenek – Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri oturumlarının 18 Eylül 2022 tarihinde, 2022-KPSS Alan Bilgisi oturumlarının 24-25 Eylül 2022 tarihlerinde yapılmasına karar verilmiştir” denildi.

ÖSYM’den yapılan yazılı açıklamada, sınav takviminde yapılan değişikliğe ilişkin, “ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından; 2022- KPSS Lisans Sınavı’nın Genel Yetenek- Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri oturumlarının 18 Eylül 2022 tarihinde, 2022- KPSS Alan Bilgisi oturumlarının 24- 25 Eylül 2022 tarihlerinde, 2022- ÖABT’nin 2 Ekim 2022 tarihinde, 2 Ekim 2022 tarihinde yapılması planlanan 2022- KPSS Ön Lisans Sınavı´nın 9 Ekim 2022 tarihinde, 18 Eylül 2022 tarihinde yapılması planlanan İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavının (2022-Kaymakamlık) 16 Ekim 2022 tarihinde, 13 Kasım 2022 tarihinde yapılması planlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Hizmetler Uzman Yardımcılığı Özel Yarışma Sınavının (2022-MHUY) 18 Aralık 2022 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir. 2022 ÖSYM Sınav Takvimi’nde yer alan diğer sınavların tarihlerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır” ifadelerine yer verildi.

Nasıl Uzman Öğretmen ve Başöğretmen Olunur ?

Milli Eğitim Bakanlığınca Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dayanılarak hazırlanan “Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği” Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Yönetmelik ile resmi eğitim kurumlarında görev yapan aday öğretmenlerin yetiştirilmeleri ile öğretmenlik kariyer basamaklarında ilerlemelerine ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.

Buna göre, aday öğretmenlerin adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamayacak. Bu süreçte aday öğretmenler, eğitim ve uygulama görevlerinden oluşan Yetiştirme Programı’na tabi tutulacak. Program, Eğitim Kurulu Kararıyla belirlenecek.

Aday Öğretmen Yetiştirme Programı, ihtiyaçlar doğrultusunda aynı usulle güncellenebilecek. Aday öğretmenlerin, Aday Öğretmen Yetiştirme Programı kapsamındaki eğitimlerin tamamına katılmaları zorunlu olacak. Bu eğitimleri yasal mazereti nedeniyle tamamlayamayan aday öğretmenler, eksik kalan eğitimlerini telafi eğitimiyle tamamlayacak.

Aday öğretmenlerden, atanma niteliklerinden herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanların, adaylık süresi içinde atanma şartlarından herhangi birini kaybedenlerin, adaylık sürecinde aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların, Aday Öğretmen Yetiştirme Programı’na mazeretsiz olarak katılmayanlar ile bu program sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonunca aday öğretmenlerin yetişme sürecinde yer alan eğitim ve uygulama görevlerini yapıp yapmadığına ilişkin yapılan değerlendirmede görevleri yerine getirmediği tespit edilenlerin görevine son verilecek ve bunlar üç yıl süreyle öğretmenlik mesleğine alınmayacak.

KARİYER BASAMAKLARI

Öğretmenlik, adaylık döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılacak. Uzman öğretmenliğe, yazılı sınav başvuru tarihinin son günü itibarıyla öğretmenlikte adaylık dahil en az 10 yıl hizmeti bulunan, en az 180 saatlik Uzman Öğretmenlik Eğitim Programı’nı tamamlayan, uzman öğretmenlik için gerekli mesleki gelişim çalışmalarını tamamlayan ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan öğretmenler başvuru yapabilecek.

Başöğretmenliğe ise uzman öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti bulunan, en az 240 saatlik Başöğretmenlik Eğitim Programı’nı tamamlayan, başöğretmenlik için öngörülen mesleki gelişim çalışmalarını tamamlayan ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan uzman öğretmenler başvurabilecek.

Lisansüstü eğitimini tamamlayan öğretmenler, uzman öğretmen unvanı için öngörülen; doktora eğitimini tamamlayan uzman öğretmenler ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutulacak.

ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLER İLE DİĞER KAMU KURUMUNDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLER

Özel öğretim kurumları ile Bakanlık dışındaki kamu kurumlarında görev yapan öğretmenlerden veya uzman öğretmenlerden, gerekli şartları taşıyanlar, Bakanlıkça uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı için düzenlenecek eğitim programına ve yazılı sınava başvuru yapabilecek.

Yazılı sınavlara ilişkin duyuru, sınav tarihinden en az 6 ay önce Bakanlığın internet sitesinde ilan edilecek. Duyuruda, sınava başvuru tarihi, sınavların yapılacağı tarih, sınav konularının ağırlıkları, sorulacak soru sayısı ve puan değeri ile Merkez Sınav Komisyonunca belirlenecek diğer hususlara yer verilecek.

Yazılı sınav, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için ayrı ayrı olmak üzere yılda bir defa yapılacak. Bu sınavlarda 100 puan üzerinden 70 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılacak.

Yazılı sınav sonuçları, sınavın yapıldığı tarihten itibaren en geç 30 gün içinde Bakanlığın internet sitesinde duyurulacak.

Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı verilenlere, sertifikanın düzenlendiği tarihi takip eden ay başından itibaren unvanları için öngörülen eğitim öğretim tazminatı ödenecek ve her unvan için ayrı ayrı olmak üzere bir derece verilecek.

Özel öğretim kurumları ile diğer kamu kurumlarında öğretmen olarak görev yapanlardan uzman öğretmen veya başöğretmen unvanını aldıktan sonra Bakanlık veya diğer kamu kurumlarının öğretmen kadrolarına atananlar, göreve başlama tarihi itibarıyla uzman öğretmen veya başöğretmen unvanları için öngörülen haklardan yararlanacak.

Diğer kamu kurumlarında görev yapan uzman öğretmen ve başöğretmenler de uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı için öngörülen haklardan yararlanacak.

Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte uzman öğretmen veya başöğretmen unvanını haiz öğretmenler, bu unvanları kullanmaya devam edecek.

Uzman Öğretmenlik Mesleki Gelişim Çalışmaları, Başöğretmenlik Mesleki Gelişim Çalışmaları, Uzman Öğretmenlik Eğitim Programı ile Başöğretmenlik Eğitim Programı kapsamı, içeriği ve diğer hususlar, Bakanlıkça düzenlenecek.

“ÜLKEMİZ, ÖĞRETMENLİĞİ BİR MESLEK KANUNU ÇERÇEVESİNDE KARİYER YOLU OLARAK TANIMLAYAN ÜLKELER ARASINA GİRDİ”

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yönetmeliğe ilişkin Bakanlığın internet sitesinde yaptığı değerlendirmede, şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye eğitim tarihinde öğretmenler ilk kez müstakil bir meslek kanununa kavuştu. Ülkemiz, öğretmenliği bir meslek kanunu çerçevesinde kariyer yolu olarak tanımlayan ülkeler arasına girmiş oldu. 60 yıllık özlem öğretmenlere özgü bir meslek kanunu ile giderilmiş oldu. Eğitim tarihimiz açısından bir ilk olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair yönetmelik, eğitim paydaşlarımızdan da alınan görüşler neticesinde nihayetlendirilerek Resmi Gazete’de yayımlandı. Başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim camiamıza hayırlı olsun.”