5053873217 [email protected]

İntihar Planları Yapmış

‘Breaking Bad’ dizisi yıldızı Giancarlo Esposito, parasızlık yüzünden bir zamanlar kendi cinayetini planladığını itiraf etti. 2009 ile 2011 arasında ünlü dizide 26 bölüm boyunca ‘Gus Fring’ karakterine hayat veren 65 yaşındaki ABD’li oyuncu, 2008’de iflas etmek üzere olduğunu, bu nedenle çocuklarına mali destekte bulmak için kendisiyle ilgili çılgınca planları olduğunu anlattı.

Eski eşi Joy McManigal’den dört kızı olan ünlü oyuncu, katıldığı radyo programında, “Beynimdeki çıkış yolu şuydu: Biri intihar ederse hayat sigortası alınır mı? Karımın bunu neden sorduğum hakkında hiçbir fikri yoktu. Plan yapmaya başladım. Eğer beni öldürecek biri olsaydı, talihsizlik sonucu ölseydim, çocuklarım sigortayı alırdı” ifadesini kullandı.

“KENDİMİ YOK ETMEYİ DÜŞÜNDÜM”

“Dört çocuğum vardı. Onların bir hayat yaşamalarını istedim. Zor zamanlardı. Kelimenin tam anlamıyla hayatta kalabilmeleri için kendimi yok etmeyi düşündüm” diyen Esposito, ölümü çıkış yolu olarak görürken, çocuklarının ömür boyu yaşayacağı travmaya sebep olmak istemediğini söyledi.

“Bu bir çıkış yolu olduğuna dair ilk işaretti ama ben burada çocuklarımın yanında olmayacaktım” diyen ünlü oyuncu; “Sonra bunun geçerli olmadığını düşünmeye başladım. Çünkü onlara vereceğim acı, ömür boyu sürecek ve uzaklaşmaya çalıştığım nesiller arası travmayı daha da uzatacak, hayat boyu sürecek bir travma olacak” şeklinde konuştu.

‘BREAKING BAD’ HAYATINI KURTARDI

“Tünelin ucundaki ışık Breaking Bad’di” diyen oyuncu, parasal sıkıntılar yaşadığı, hatta cinayetini planladığı dönemden bir yıl sonra diziye katıldı ve dünya çapında yıldızı parladı.

‘Breaking Bad’deki rolü ona ‘The Mandalorian’, ‘The Boys’, ‘The Gentlemen’ ve ‘Parish’ gibi dizilerin kapılarını açtı, kariyerinin gidişatı büyük ölçüde değişti.

 

 

 

Akli Dengesi ile İlgili 3 Farklı Rapor

İbrahim Tatlıses, torunu Mert Tatlıses ile davalık olmuştu. Mahkeme, torununun Sarıyer’deki dairesinde kira ödemeden oturduğunu öne süren İbrahim Tatlıses’i haklı bulmuştu.

Ahmet Tatlıses, oğlu Mert’i evinden çıkaran babasına adeta ateş püskürmüş ve sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda şu ifadelere yer vermişti: Geçtiğimiz günlerde İbrahim Tatlıses’in yine beni ve oğlumu hedef alan söylemlerinden sonra açıklama yapmam elzem oldu. Ramazan ayı ve bayram dâhi dinlemeyen İbrahim Bey’in asılsız ithamlarından sonra ben de birkaç şey söylemek istiyorum. Oğlum Mert’e yıllar önce kendi isteği ve rızasıyla sahip olduğu evlerden birini verdi. Verdi derken tapusunu değil tabii ki de… Zaten aynı sitede bulunan diğer evlerinde de rahmetli babaannem ve amcam yaşıyordu. Oğlum 6 yıl önce evlendi ve orada ailesiyle yaşamaya devam etti. Sonra kendisi bunu yeni fark etmiş gibi dava açtı. Oğlumun evi terk etmesini ve geriye dönük kiraları faiziyle istedi. Düşünün bir eviniz var ve siz yıllar sonra fark ediyorsunuz ki, evinizi torununuzu işgal etmiş ve siz yıllarca bunu fark etmemişsiniz. Ne kadar enteresan değil mi? Ben alışkınım elbette… Oğlumun ağrına gitti ama asıl sebebini İbrahim Tatlıses’in yaşadığı gelgitler ve bana olan tepkisinden olduğunu biliyoruz.

 

 

Ahmet Tatlıses’in açıklamasının ardından oğluna sitem eden İbrahim Tatlıses, “Ahmet, bana ‘Akli melekeleri yerinde değildir’ diyerek iftira attı. ‘Sağlamdır’ raporu almak için beş tane hastane dolaştım. Hepsi, ‘akıl sağlığı yerindedir’ raporu verdi. Yetinmedim, bir de adli tıptan rapor aldım. Hâkim, ‘Akıl sağlığı yerinde değilse, bin 500 şarkıyı nasıl ezbere okuyor?’ dedi. Ahmet, şimdi görecek. Baba – oğul ilişkisi nasılmış, görecek. Bodrum’da verdiğim dört evi de kendisinden alacağım. Evlatlıktan reddedemiyorum, ama reddi miras yapacağım. Artık yok öyle beleşten bir hayat. Bundan sonra babalık neymiş, görecek gününü” demişti.

“BİRBİRİ İLE ÇELİŞEN ÜÇ ADET SAĞLIK RAPORU VAR”

Tüm bunların ardından Ahmet Tatlıses, avukatı aracılığıyla açıklama yaptı. “Son günlerde Sayın Ahmet Tatlıses ve İbrahim Tatlıses arasında devam eden hukuki süreçlerle ilgili basına yansımış gelişmeler üzerine tarafımızca açıklama yapmak ve devam eden hukuki süreçler ile ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmek gereği hasıl olmuştur” şeklinde başlayan paylaşımda; şu ifadeler yer aldı: Müvekkil Sayın Ahmet Tatlıses tarafından babası İbrahim Tatlıses’e vasi atanması talebi içeren dava dosyasında, İbrahim Tatlıses’in akıl sağlığı durumuyla ilgili birbiriyle çelişen üç adet sağlık raporu bulunmaktadır. Ancak iş bu sağlık raporlarının düzenlenmesine vesile olan tıbbi muayenelerin en kapsamlısı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından yapılmış ve kapsamlı muayene neticesinde İbrahim Tatlıses’in akli dengesinin tam olarak yerinde olmadığına dair rapor tanzim edilmiştir. Sürecin devamında İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce İbrahim Tatlıses’in adli tip kurumuna sevkine karar verilmiş, ancak İbrahim Tatlıses adli tıp kurumunca verilmiş olan randevu günlerine iki kez uymayıp yargılama sürecini yavaşlatmış ve neticeten yine kendisi için verilmiş randevu günlerinden farklı bir tarihte adli tıp kurumuna gitmiştir.

 

Suç Belgeselinde Yapay Zeka Manüplasyonu

Netflix, gerçek suç belgeseli “What Jennifer Did”de yapay zeka tarafından manipüle edilmiş görüntüler kullanmakla suçlanıyor. Belgeselin 28. dakikasında ortaya çıkan görüntüler, deforme olmuş parmaklara, şekilsiz yüz hatlarına ve arka plandaki şekil değiştirmiş nesnelere kadar yapay zeka tarafından üretilen bir görüntünün tüm özelliklerini taşıyor.


Netflix’in suç belgeselinde yapay zeka manipülasyonu
Netflix, yakın tarihli bir “gerçek suç” belgeselinde yapay zeka tarafından üretilmiş gibi görünen görüntüler kullandı. Belgesel, 2010 yılında Kanada’da yaşayan Jennifer Pan adında bir kadınının cinayet planlama hikayesini anlatıyor.

Çevrim içi dizi ve film platformu Netflix, iddiaya göre yapay zeka teknolojisini Jennifer’ı “neşeli, mutlu, kendine güvenen ve samimi” göstermek için kullandı.

NETFLİX AÇIKLAMA YAPMADI

Netflix’in “What Jennifer Did” belgeselinin 28. dakikasında ortaya çıkan görüntüler, deforme olmuş parmaklara, şekilsiz yüz hatlarına ve arka plandaki şekil değiştirmiş nesnelere kadar yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir fotoğrafın tüm özelliklerini taşıyor.

Netflix henüz bulguları doğrulamadı ancak görüntülerde açık manipülasyon işaretleri görülüyor ve hiçbir zaman yapay zeka tarafından oluşturulduğu açıkça bildirilmedi.

Yılmaz Erdoğan Şikayetçi Olmayacak

Manken Cansu Taşkın, Yılmaz Erdoğan ile hakkında çıkan aşk dedikodularını doğrulamıştı.

Cansu Taşkın, ünlü oyuncuyla aşk yaşadığını; “Evet, haberler doğru” diyerek itiraf etmişti.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra da Yılmaz Erdoğan ile Cansu Taşkın’ın romantik anları da ortaya çıktı. Taşkın’ın kardeşi Elif Vurgun, Erdoğan’ın ablasına sarıldığı anları sosyal medya hesabından yayımladı. Bu görüntüler magazin gündemine oturdu.

 

Sosyal medyaya sızdırılan görüntüler sonrası Yılmaz Erdoğan’ın, Cansu Taşkın ve Elif Vurgun’a dava açacağı iddia edildi.

Yaşananların ardından Yılmaz Erdoğan sessizliği bozdu. Erdoğan; “Geçtiğimiz yıl yaşanmış ve sona ermiş bir ilişki ‘garip’ bir şekilde gündeme geldi. Artık bu konunun kapatılmasını rica ediyorum. Kimseyi dava etmiyorum. Herkesin ve her şeyin sadece iyi yanlarını hatırlıyor, gerisini unutuyorum. Sevgilerimle…” dedi.

Banu Alkan’dan ilginç Serenay Yorumu

Serenay Sarıkaya, birkaç gün önce GQ Türkiye Yaratıcılık Ödülü’nü almak üzere New York’ta düzenlenen “GQ Küresel Yaratıcılık Ödülleri” gecesine katıldı.

N-LIFE HABERLERİ
“Rambo Berk” olarak tanınan oyuncu Ferhat Yılmaz: Hırsızı etkisiz hale getirdimimg multiple
“Rambo Berk” olarak tanınan oyuncu Ferhat Yılmaz: Hırsızı etkisiz hale getirdim<br>


Adı şu sıralar şarkıcı Mert Demir ile anılan Sarıkaya’nın derin göğüs dekolteli siyah elbisesi ve dağınık saçları dikkat çekti.

Tarzı sosyal medyada gündem olan Sarıkaya’ya bir yorum da Banu Alkan’dan geldi.

Banu Alkan, Serenay Sarıkaya’nın daha önce çektirdiği bu fotoğrafı “Göğüsler silikon olmasaydı keşke… Silikonlar karizmayı bozuyor ne yazık ki” notuyla paylaştı.

 

Elektrikli Benzinli Rekabeti Bitti…

Elektrikli otomobiller için batarya devrimi: 1,5 milyon kilometre ve 15 yıl ömür
Batarya pazarına hakim olan Çin’den gelen son haberler, elektrikli otomobil pazarında devrim yaratabilecek türden.

Elektrikli otomobiller konusunda son dönemde bir duraksama yaşandığı sektörde en çok konuşulan konu. Devlet desteklerinin kesilmesi, şarj ağı ve fiyat sorunları ile birlikte kullanıcıların menzil endişeleri bu duraklamanın ana nedenleri.

Menzil ve batarya konusunda yoğun çalışmaların devam ettiği Çin’den gelen haberler ise menzil endişelerini ortadan kaldırıp, elektrikli araç pazarında devrim yaratabilir.

2018 yılında Çin’in Pekin şehrinde kurulan katı hal pilleri konusunda araştırmalar yapan Tailan New Energy firması, çok yüksek enerji yoğunluğuna sahip yeni bir batarya hücresi tanıttı.

Şirketin iddiasına göre “Dünyada ilk” olan lityum metal batarya hücreleri 720 Wh/kg gibi bir enerji yoğunluğuna sahip. Piyasadaki çoğu araçta kullanılan lityum iyon bataryaların çoğu 250-300 Wh/kg enerji yoğunluğuna sahip. Kısa süre önce bir başka Çinli WeLion, 360 Wh/kg batarya hücrelerinin NIO araçlarında kullanılacağı ve tek şarjla 1000 kilometre üzerinde bir menzile çıkabileceği belirtilmişti.

Bu da Talian’ın yeni teknoloji ile rekor kıran pillerinin 2000 bin kilometrenin üzerinde menzil sunabileceği anlamına geliyor.

1.5 MİLYON KİLOMETRE VE 15 YIL ÖMÜR

Bir başka haber ise Çin’in ve dünyanın en büyük batarya üreticisi konumunda olan CATL’dan geldi. CATL, otomobil ve ticari araçlarda kullanılacak 1.5 milyon kilometre ve 15 yıl ömre sahip yeni batarya paketini tanıttı.

Lityum demir fosfat (LFP) tipinde olan yeni uzun ömürlü batarya iddiaya göre 1000 şarj döngüsünde sıfır bozulma gösteriyor.

2024 başında CATL LFP pil hücrelerinin maliyetini yarı oranında azaltacağını iddia etmişti. Geçen yaz ise 10 dakika şarjla 400 kilometre menzil sunabilen süper hızlı LFP pillerini tanıtmıştı.

Yani batarya teknolojisi hızla gelişmeye devam ediyor. Ama elektrikli otomobillerin satış tarafındaki duraklama dönemini de aynı şekilde hızlandırabilecek mi göreceğiz. Bunun için ucuz ve hızlı bataryalar kadar onları hızlı şarj edebilecek bir ağ ve istasyon ihtiyacı kullanıcıların kafasındaki bir diğer soru işareti gibi.