The Stay, Yekta Kopan’ın moderatörlüğünde tasarımcı, sanatçı ve kreatif isimlerle özel bir
buluşma gerçekleştirdi.
Tasarım, doğa, mekân ve sanat çerçevesinde uygulamaların geleceğine dair ön görüler, bu özel
bir sohbetle paylaşıldı. The Stay sosyal medya hesaplarında yayında olan ve Yekta Kopan’ın
yönettiği söyleşiye; tasarımcı ve mimar Haldun Demirhisar, medya sanatçısı, yönetmen ve
tasarımcı Refik Anadol, çağdaş heykel alanının önde gelen sanatçılarından Seçkin Pirim ve
fotoğraf sanatçısı Tamer Yılmaz katıldı.
“Sürdürülebilir bir hayata geçişin bu kadar hızlı olacağını hiçbirimiz bilemiyorduk. Buna hazır
yakalanan markalar olduğu gibi buna hazırlıksız yakalanan markalar da var” diyerek sohbete
başlayan Yekta Kopan, konuklarıyla pandemi sürecini ve bu sürecin sanata olan etkilerini
konuştu.
Varolan alanları dönüştürmenin hikayesi
Sürdürülebilir bir anlayışın sadece pandemi ile değil salgından önce de hayatlarında olduğundan
bahseden The Stay Warehouse Alaçatı’nın mimarı Haldun Demirhisar, “The Stay Warehouse,
varolan bir deponun üzerinde Karadeniz evlerinde kullanılan 150 yıllık ağaç kütüklerinin
kullanıldığı, havuz zemininin cam şişelerin geri dönüştürülerek uygulandığı, Anadolu’nun
evlerinden çıkan tuğlalarla dış cephesinin örüldüğü ve bundan 30 sene sonra bile her bir odası
çıkartılarak başka bir yere taşınabilecek kadar sürdürülebilir bir yapı. Biz daha önce depo olarak
kullanılan bu atıl alanı bu şekilde değerlendirerek, var olan şeylerin doğaya bir zarar vermeden
nasıl dönüştürülebileceğini göstermiş olduk” dedi.
DNA’mız yeniden kodlanıyor
Son dönemde dijital sanat çalışmaları ile sosyal medyanın en çok takip edilen isimlerinden biri
olan Refik Anadol, “2040 yılıyla birlikte insanlar sosyal medya yorumları için dünyanın
elektriğinin yüzde 14’ünü harcayacak. Bunun yanında sadece bu dönemde bazı platformlardaki
video yüklemeleri ve izlemeleri bile bundan 4 ay öncesine kadar yüzde 380 artmış. Belki
evdeyiz, dünyaya egzoz gibi karbon izi bırakmıyoruz ama bir yandan da çekiyoruz.
Gidemediğimiz yerler, olamadığımız yerler, konuşamadığımız insanlar var ve tüm bunları
yapabilir hale geliyoruz. Bir anlamda DNA’mız yeniden kodlanıyor. Yeni bir dünyayı tüm
jenerasyonlar hızla öğrenmeye başlıyor” dedi. Yapay zeka çalışmalarına da dikkati çeken
sanatçı, “Yapay zeka gibi çok iyi bir teknolojinin de enerjiye elektriğe ihtiyacı var. Yaptığımız tüm
işlerde güneş enerjisiyle yapay zeka çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bunu küçük alanda
yapmak ekosistem yaratmak gibi” diyerek kendi alanındaki enerji tasarrufu çalışmalarından
bahsetti.
Heykeltraş Seçkin Pirim ise içinden geçtiğimiz çağı değerlendirerek, “Sanat insanlık tarihi ile eş
yaşta. Bu dönem geçecek ve sanat devam edecek. Benim tek hassas olduğum şey toplum
olarak amnezi yaşamamak. Büyük bilinçlerin ve düşüncelerin bize miras kalmasını diliyorum.
Sürdürülebilir olma, az tüketim bunları zaten yapmaya çalışıyorduk. Bu bilincin genel olarak
topluma sirayet etmesini diliyorum” dedi. Moda fotoğrafçısı Tamer Yılmaz ise pandemide en çok
etkilenen sektörlerden biri olan moda hakkında konuşarak, “Moda fotoğrafçılığı da modacılar da
işlerine başlayamıyor. Yaz mevsimini atladılar, şimdi kışı nasıl üretecekler. Tekstil zor bir
zamanda. Giyim de topluluklar içinde sosyalleşmek için kullanıldığından şu an buna ihtiyacımız
yok; günlük giysiler kullanıyoruz. Lüks giyim ancak mekanlar açılınca daha kullanılır olacak”
dedi.
The Stay Sanat Buluşması Gelecek Öngörüleri
Dünya aynı anda yaşıyor; aynı anda aynı bilgi akışı ile tüm insanlık aynı olayları yaşıyor
ve tek bir ekrandan öğreniyor.
Bilim yaşadığımız olayın çerçevesini çiziyor, teknoloji bu alanı ulaşılabilir kılıyor ve sanat,
nefes alanları yaratıyor.
Dijital ve fizikselin bir arada olduğu hibrit bir çağ bizi bekliyor.
Markaları sükûnete davet etmek gerekiyor. Sakinlik ve sükûnet bu dönemin en önemli
değerlerinden biri olacak.
Özellikle sanatla kurulacak ilişki üzerinden bir hafıza kaydı yapmaları markalar adına da
önemli olacak.
Mekanlar ve markalar da tıpkı insanlar gibi hafızaya ve bir ruha sahip. Onların hafıza
kayıtlarında bugünden izler yer alacak.
İnsanların bir arada olacağı ama dokunmadan da deneyim yaşayabileceği anlara şahit
olacağız.
Geleceğe bırakılacak en büyük miras sanat.
Sanat algısı hissi, tanımlanabilir ölçülenebilir bir veriye dönüşecek.
The Stay Art Talks: https://www.youtube.com/watch?v=MXPIpNhaK1o&feature=youtu.be
The Stay Hakkında
The Stay Warehouse Alaçatı, The Stay Nişantaşı, The Stay Bosphorus ve Bebek Otel by The Stay olmak
üzere 4 oteli bünyesinde bulunduran The Stay, turizm dünyasının özgün bir temsilcisi. Alaçatı’nın
merkezinde huzurlu bir vaha sunan ve grubun yıl boyunca küratörlüğünü gerçekleştirdiği bir çok
kültürel programa ev sahipliği yapan The Stay Warehouse, İstanbul’un moda ve alışveriş merkezinde
yer alan The Stay Nişantaiı ve İstanbul’un eğlence merkezlerinde büyüleyici bir tarihi dokuya sahip
olan boğaz manzaralı butik oteller The Stay Bosphorus ve Bebek Hotel by The Stay otelleriyle, The
Stay, eşsiz bölgelerde yeni keşifler için farklı kapılar aralıyor. Kültürün sanatla buluştuğu, misafirlerini
özel hissettirmeye koşullanan hizmet anlayışı ve özgün mimari detayları ile The Stay, misafirlerine
ilham veren, samimi ve tasarım odaklı mekanlarda unutulmaz ve heyecan verici konaklama deneyimi
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...