Dünya genelinde 140 binin üzerinde kişinin hayatına mal olan corona virüs (COVID-19) salgını çalışma alışkanlıklarımızı da radikal bir biçimde değiştirdi.
Salgın nedeniyle dünyanın dört bir yanında on milyonlarca kişi evden çalışmaya başlamış durumda.
İnsanların evden çalışmaya başlaması ile birlikte ise online toplantılar yapabileceğiniz uygulamalar kısa süre içinde hatırı sayılır bir popülariteye ulaşmış durumda.
O uygulamalardan en dikkat çekici olanı Zoom. 9 yıl önce kurulan ve aralık 2019’da 10 milyon kullanıcıya hizmet veren uygulama kısa sürede 200 milyon kullanıcı rakamına ulaşmış durumda.
Bu hızlı artış Zoom’a milyonlarca kullanıcı kazandırırken spot ışıklarının da uygulanın üzerine çevrilmesine neden oldu. Uygulama son dönemde güvenlik endişeleri ile gündemde.
Örneğin geride bıraktığımız hafta pek çok Zoom kullanıcısı tanımadıkları kişilerin konferans odalarına girerek uygulamanın ekran paylaşımı özelliği ile şiddet veya cinsel içerikli videolar paylaştığına dair şikayetlerde bulunmuştu.
Benzer bir vakanın Singapur’da uzaktan eğitim gören öğrencilerin kullandığı konferans odasında yaşanması sonrası eğitim bakanlığı uygulamanın uzaktan eğitim döneminde kullanımını kısıtlama kararı almıştı.
Bu gelişmelerin ardından ‘kısa sürede en çok kullanılan uygulamalardan birisi haline gelen Zoom güvenlik endişelerini nasıl giderecek?’ Sorusu gündeme geldi.