5053873217 [email protected]

(Aynı markanın aynı seri aracını 3. nesliyle satın alan Mustafa Elbir ile tercihleri ve nedenleri üzerine bir söyleşi yaptık. Durumun marka sadakatinden fazla bir durum olup olmadığını anlamaya çalıştık)

-Merhaba. Hoş geldiniz Mustafa Bey. Son 15 yılda 3. Kez aracınızı değiştirip aynı markanın aynı modelini tercih ettiniz. Bu durumu nasıl açıklarsınız?

 

Mustafa Elbir: Merhaba. Benim Peugeot hikayem çok daha eski yıllara Peugeot 106 dönemine kadar gider ancak daha çok 3008 ile ilgili konuya yoğunlaşmak isterim.

 

-Tabii ki. Bizim amacımız da aslında bu kadar ön planda olan bir modelle ilgili müşteri sadakatinin nedenlerini anlamak. İlk 3008’i ne zaman aldınız?

 

Mustafa Elbir: ilk 3008’imi 2012 yılında almıştım. O dönemde 1 ve 4 yaşında iki çocuğum vardı. Ben de 30’lu yaşlarımın başında genç bir babaydım. Hem ailenin büyük bagaj ihtiyacını karşılayacak hem de uzun yolculuklarda çocukların rahat etmesini sağlayacak bir araç arıyordum. Çocuklar bebek koltuğu ve çocuk koltuğunda yolculuk ediyordu. Çok fazla uzun yola gidiyorduk. Gittiğimiz uzun yolculuklarda mama sandalyesi, bebek arabası gibi pek çok hacimli eşyayı da yanımızda götürüyorduk. Genç bir baba olarak sportif araç sevdamdan çok taviz vermeden hacimli bir araç arıyordum. Kızımın kapalı alan korkusu vardı. Cam tavanlı bir arıyorduk. Dizel olması ve otomatik şanzımanlı olması yine önemli kriterlerdi. Peugeot 3008 o dönem beklentilerimizin tamamını karşılayabilen tek araçtı diyebilirim.

-1. Nesil 3008’i ne kadar kullandınız?

Mustafa Elbir: 2012 Eylül’ünden 2016 yılı Ekim ayında ikinci nesil 3008 lansmanına kadar kullandım.

– Asıl öğrenmek isteğimiz konu da buydu. 2. Kez 3008 alırken daha önceki aracınızın yeni modeli olduğu için mi aldınız?

Mustafa Elbir: 2016 yılı Eylül sonu Ekim başı gibi basın mensuplarına yönelik bir lansman yapıldı. Biz aracın görsellerini ve videosunu tanıtım öncesinde görmüştük. Ancak aracı canlı canlı karşımızda görünce malzeme kalitesi ve işçilik hepimizi şaşırtmıştı. Genel olarak üst sınıf Alman otomobillerinde görmeye alışık olduğumuz bir aurası vardı aracın. Araç almak gibi bir planım olmamasına rağmen test sürüşünden sonra aracı almaya karar vermiştim. Aracı aldıktan sonraki birkaç ay içinde yılın otomobili seçilmesi de ne kadar doğru bir karar verdiğimi göstermişti.

-2. Nesil 3008’i kaç yıl kullandınız?

Mustafa Elbir: 2016-2025 arasında tam olarak 8 yıldan fazla kullandım. Kullandığım son güne kadar güncel ve yeni bir araç sahibi gibi hissettim.

-2. Nesil 3008’in en beğendiğiniz özellikleri nelerdi?

Mustafa Elbir: Ben bir numaraya aracın yol tutuşunu koyarım. Bir SUV’den beklemediğiniz ölçüde kararlı bir viraj çizgisi var. Bu kararlı süspansiyon yapısını da konfordan ödün vermeden sağlayan mühendisliği takdir etmek gerek.
İkinci sıraya malzeme kalitesini koyarım. 8 yıldan uzun süre boyunca araçta herhangi bir yıpranma ya da eskime de gözlemedim. Aracı benden alan kişi de aracın yılına, modeline inanamadı. “Sıfır araç alıyor gibi hissettim.” dedi.
Aracın tasarımı bir diğer ayırıcı noktaydı. Tasarımdaki pek çok ayrıntı. Aracın şehir içi trafikte dar alanlarda hasar görme olasılığı olan çerçevenin dayanıklı bir plastik malzeme ile yalıtılmış olması. Zaten bu tasarım detayları devam eden süreçte pek çok diğer marka tarafından da kullanıldı.
İstanbul’un kalabalık ve merkezi bir ilçesinde yaşıyor, bir diğerinde de çalışıyorum. Bir hatchback’in çıktığı yere park edebilmem gerekiyor. 3008 ile bu konuda da bir sorun yaşamadım.

Pek çok markanın yeni yeni standart hale getirdiği Car Play, Şerit Takip, 360 derece kamera gibi pek çok özellik 2016 model 3008’de vardı.
Son olarak yakıt ekonomisi çok çok iyiydi. Uzun yolda tempolu kullanmama rağmen 5 litre sınırında yakıt tüketimi inanılmaz bir rahatlıktı.
2. nesil 3008 markanın da SUV sınıfının da kaderini değiştiren bir araçtı.

-Gelelim yeni aracınıza; Bir kere daha 3008. Neden ?

Mustafa Elbir: Çevremde marka ve ürün bağımlısı gibi görünmekten çekindiğim için tüm markalara baktım. Plug-in Hybritler’e daha yakındım aslında. Elektrikli araç en çok şarj istasyonlarında yaşamaktan korktuğum problemler nedeni ile üzerini çizdiğim bir seçenek oldu.
Alman, Çin, Koreli, Japon üreticilerin tüm araçlarına baktım. Ancak yeni 3008’in İ-Cockpit tasarımı, sürücüyü saran atmosferini bir kere gördükten sonra diğer tüm araçlar “sadece otomobil” gibi göründü gözüme.

-Yeni 3008 sadece otomobil değil mi demek istiyorsunuz ?

Mustafa Elbir: Tam olarak öyle. Ya da daha fazla otomobil.  Peugeot artık marka standardı haline getirdiği bu atmosfer ile sürücüye kendini alıştığı bir yerde, kendine özel bir mekanda hissettirmeyi başarmış ve eğer bu ortama alışmışsanız diğer tasarımlarda kendinizi “yabancı” hissediyorsunuz.

-Tek neden İ-Cockpit mi?

Mustafa Elbir: İlk göze çarpan neden bu. İçerisi hem çok yeni ve modern hem de çok bildik; tuşların yerine yabancı olduğunuz o ilk anda bile kısa bir tahmin ile elleriniz tuşların yerini buluyor. Ve sınırsız kişiselleştirme olanağı sunuluyor. Malzeme kalitesi yine üst seviyede. Pek çok üst düzey özellik de standart olarak sunulmuş. Ayrıca bu sınıftaki pek çok aracın içi birbirinin aynı ve üzülerek söylüyorum ki bu yeni standart tasarımlarda kendinizi otomobil içinde gibi hissetmiyorsunuz.  Sürücünün önüne bir dijital ekran konulmuş. Ortaya doğru da ikinci bir ekran. Sürücüye demişler ki sen sadece önündekine bak. Yeni 3008’in İ-Cockpit tasarımında ekran, tuşlar, İ-Toggles… hepsi sürücüyü önceleyerek tasarlanmış. Araç alma aşamasında otomobil kullanmayı seven bir müşteri, sunulan bu tasarımı bir kere gördükten sonra daha azına zor ikna olur gibi düşünüyorum.


Bir de yeni otomobil tasarımlarında artık araçlar “akıllı cihaz” diliyle adlandırılıp sürücü orada oturan bir konuk gibi, yolcudan pek de farklı olmayan bir konumda. Yeni Peugeot 3008’de firma hala otomobil üretme kararında olduğunu çok net bir şekilde vurgulamış. Bu duruş da aracı kullanan kişiye hala sürücü olduğunu hissettiriyor. Ben bu felsefeyi çok önemsiyorum.

-Biraz da aracın dışından bahsedelim. Tekrar 3008 alırken aracın dış tasarımı ne ölçüde belirleyici oldu?

Mustafa Elbir: Tüm araçların birbirine benzediği dönemde Peugeot yine yapacağını yapıp Liftback tasarımını 408 ile hepimizin aklına sokmuştu. Yine tüm SUV sınıfının Hatchback bir kalıpla üç aşağı beş yukarı birbirinin gölgesi gibi gezindiği dönemde yeni 3008’in farklı tasarımı kısa sürede karar vermemde etkili oldu. Araç 360 derece farklı ve kendine has bir görünüme sahip. Araç bu bagaj yapısına rağmen önceki 3008 ile aynı bagaj hacmine sahip.

-1.2Pure Tech motorun bu araç için yetersiz olabileceği gibi bir çekinceniz yok mu ?

Mustafa Elbir: 2000li yıllarda bir araç 136 beygir olduğu zaman “güçlü” olarak nitelenirdi. Aracın 0-100 km’si yaklaşık 10 saniye ve son hızı 200 km/s üzerinde. Bir de Hybrit elektrik motoru var. Benim beklentimi fazlasıyla karşılıyor. Üstelik 9 yaşındaki 2. Nesil 3008’ime Ocak ayında 1800 liraya yakın MTV ödemişken 0 km yeni 3008’in vergisi 1293 TL.

Ayrıca Triger zinciri ile önceki kayış şikâyeti de tamamen çözülmüş. Bence yeni dönemde küçük hacimli Mild-Hybrit motorlara alışmak gerek.

-Son sorum neden elektrikli değil de Hybrit 3008 tercih ettiniz ?

Mustafa Elbir: Bu kararım markadan bağımsız tamamen toplum davranışı ile ilgili. Ortak kullanım alanlarında yeterince hassas ve duyarlı olmadığımızı düşünüyorum. Şarj istasyonlarını ilk günden beri gözlüyorum. Aracını şarj ettiği halde park yerinden çekmeyen, elektrikli şarj alanına fosil yakıtlı aracını park eden insanlar görüyorum. Evimde elektrikli araç şarj edebilme gibi bir imkânım da yok. Ailece çıktığımız seyahatler de genelde 1000 km üzerinde oluyor. Tüm bunlar üst üste gelince elektrikli aracı şarj etmekle ilgili süreçler beni korkutuyor açıkçası.

-Yeni aracınızı kazasız belasız kullanmanız dileğimizle, teşekkür ederiz.

Mustafa Elbir: Ben teşekkür ederim.

 

Ropörtaj:  Bilal SALMAN