Mor Çatı çocuklara yönelik hazırladığı iki yeni video ile çocukların şiddete ve istenmeyen dokunuşlara hayır deme hakkını vurguluyor!
Farklı çizgi karakterlerle hazırlanan videolarda çocuklara şiddete ya da istenmeyen dokunuşlara maruz kaldıklarında güvendikleri bir yetişkinden yardım isteyebilecekleri vurgulanıyor.
Bu videolar çocuklara HAYIR deme haklarını hatırlatsa da, çocukların şiddetten ve her türlü ihmal ve istirmardan korunmaları yetişkinlerin ve kamu kurumlarının sorumluluğu. Bu videolar aracılığı ile yetişkinlere de kendi sorumlulukları hatırlatılıyor.
Videolar:
Bazı Dokunuşlar Sana İyi Hissettirmez: https://youtu.be/iBvn5H_DPSo
Şiddete Hayır Deme Hakkım Var: https://youtu.be/w1632LbopDg
Çocuklar ve şiddet
Türkiye’de çocukların maruz kaldıkları her türlü ihmal, istismar ve şiddet destek sistemleri içerisinde görünmez durumda.
Mor Çatı’ya maruz kaldığı şiddet nedeniyle ulaşan kadınların deneyimleri, çocukların da ev içi şiddetten etkilendiğini gösteriyor. Çocuklar ev içinde erkeklerin uyguladığı şiddete doğrudan maruz kalabildiği gibi, annelerinin şiddet gördüğü ortamda bu şiddetin etkilerini de yaşıyor.
Türkiye’de çocukların erkek şiddetinden etkilenmesi gebelik döneminde annenin sağlık hizmelerine erişiminin kısıtlanması, yoğun fiziksel şiddet ve yetersiz beslenme gibi nedenlerle erken doğum, genetik sorunların tespit edilememesi gibi durumlarla başlıyor.
Şiddet ortamında büyüyen çocuklar maruz kaldıkları şiddet nedeniyle içe kapanma, kendini ve duygularını ifadede güçlük, kaygı, agresyon, öfke patlamaları, özellikle ergenlikten itibaren rastgele ve güvensiz ilişkilere girme, madde kullanımı, yoğun suçluluk, kafa karışıklığı, kızgınlık ve özlem gibi duygular ve davranışlar ortaya koyuyor.
Alt ıslatma, gece uyuyamama, ilişki kuramama, dissosiyatif bozukluklar, intihar düşüncesi ya da girişimi, dikkat eksikliği, tikler, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, konuşma bozuklukları, tekrarlı davranışlar, konuşma geriliği, uyaran eksikliği kaynaklı zekâ geriliği gibi psikiyatrik zorluklarla da karşılaşılabiliyor.
Çocuklar şiddete karşı oluşturulan mekanizmalarda görünmüyor, tek başlarına şikâyette bulunamıyor veya destek alamıyorlar. Çocukların yüksek yararına değil ailenin korunmasına odaklanan uygulamalar kapsamında çocuklar için verilen kararlar doğrudan ve yalnızca anne üzerinden veriliyor; çocukların içinde bulunduğu koşullar ve ihtiyaçlar yok sayılıyor.
Kız çocukları ise küçük yaşlardan itibaren cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıyor ve bu ayrımcılık nedeniyle özgür ve eşit bir yaşam kurmaları engelleniyor. Ev içi şiddete tanıklık eden/maruz kalan kız çocukları güvenli ilişkiyi ayırt etmekte güçlük çekiyor. Şiddete uğradıkları evden uzaklaşmak için erken yaşlarda evleniyor ve kendini başka bir şiddet ilişkisinin içerisinde buluyor.
Çocukların yüksek yararını gözetmek ve gözetilmesinin takipçisi olmak hepimizin sorumluluğu!