5053873217 [email protected]

Kimileri onu Asansör filmindeki performansıyla, kimileri ise Kolpaçino Bomba’daki rolüyle hatırlıyor. Bazıları için Arzu Yanardağ dendiğinde ise Vajina Monologları akla geliyor. Modellik kariyerine nokta koyup Unutabilsem dizisiyle birlikte oyunculuğa geçiş yapan Arzu Yanardağ, 19 yaşında yakaladığı şöhretin ardından tiyatro sahnelerinden beslendi ve şimdi hayatının projesini hazırlıyor. Annelik, aile, sosyal sorumluluk projeleri ve oyunculuk… Arzu Yanardağ kararlı, güçlü ve hayallerinin peşinde bir kadın.

90’ların sonunda ilk önce modellik yapmaya başladınız, sonradan oyunculuğa geçtiniz. Bu tercihinizde etkili olan şey neydi?

“17 yaşında modellik yapmaya başladım. Kısa zamanda büyük firmaların kataloglarında ve moda dergilerinde yer aldım. 19 yaşımdayken ajansım beni bir deneme çekimine yolladı. Yaklaşık 500 kişi arasından Unutabilsem dizisine başrol oyuncusu olarak seçildim. Sonrasında oyunculuğu çok sevdim ve eğitimimi tamamlayıp kariyerimi oyunculuk üzerine kurdum.”

90’larda çok genç yaşta şöhret olanlar arasında pek az isim kariyerinin devamını getirebildi. Arzu Yanardağ’ın o kuşağa göre oyunculukta bu kadar istikrarlı olmasının sırrı nedir?

“Ben oyunculuğu çok sevdim. Ama aslolan seyircinin beni sevmesiydi ki; çok sevdiler. Ben de bu sevgiyi hiçbir zaman kötüye kullanmadım. Daha çok çalışarak, kendimi sürekli geliştirdim. Yeniliklere açık oldum. Asla ‘oldum’ demedim. Çünkü biliyorum ki her şeyde olduğu gibi ‘Oldum’ demek hem gelişime kendini kapatmak hem de içinde kibir barındırmaktır. Her ikisi de sonun başlangıcıdır.”

Oyunculuk kariyerinizi en çok etkilediğini düşündüğünüz proje ya da projeler neydi? Oynadığınız bir rol, ya da yollarınızın kesiştiği biri de olabilir…
“Kendimi hiçbir surette belli bir kesim ya da insan grubuna dahil hissetmedim. Ve asla şımarmadım. Beni en etkileyen proje ailemdir. Rüşvetin nerdeyse legal olduğu bir dönemde memurluk yapan babamın ahlakı.. Ailesine her daim kol kanat geren annemin fedakarlıkları. Bana en değerli olanın iyi insan olmak olduğunu öğrettiler.”

Türkiye’de modellik bir basamak mıdır? Çoğu model kariyerini oyunculuk ya da müzik alanında devam ettiriyor. Sizin için oyunculuk dışında bir alternatif var mıydı?
“Bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde böyle. Charlize Theron modellikten oyunculuğa geçtiğinde; bu tercihinden dolayı eleştirilmiyor. Hatta Oscar’lık bir performans sergileyebileceği bir rolü dahi elde edebiliyor. Bana halen sosyal ve toplumsal derdi olan filmlerden rol teklifi gelmemesi, sanırım bakış açılarındaki zayıflıktan. Bir kadın yaklaşık 20 yıldır sinema, televizyon ve tiyatroda oyunculuk yapıyorsa; bunun için güzellikten çok daha fazlasına ihtiyaç vardır emin olun.”

Babanızın da bir tiyatro oyuncusu olduğunu çok az kişi biliyor. Modellik kariyerinden sonra tiyatroya ilk adım attığınızda tepki gördünüz mü, bu tepkileri nasıl karşıladınız?
“Babamın beni ilk kez televizyonda görmesi yıllar öncesinde, TRT’deki bir canlı yayındaki defiledir. O günden beri benim en sıkı takipçim ve destekçimdir. Çok yetenekli olmasına rağmen, oyunculuk kariyerini tiyatroyla sınırlandırdı. Şu anda oyunculukta ilerlemem dolayısıyla onun gurur kaynağıyım.”

  
Vajina Monologları oyunu kariyerinizi nasıl etkiledi?
“22 ülkede sergilenmiş ve dünyaca ünlü oyuncuların sahne aldığı bu oyunun Türkiye’de sahnelenmiş olması başlı başına müthiş bir olay. Kadın sorunlarına kayıtsız kalmadığımızı ve tiyatro sahnesinde ne kadar cesur bir söylem dile getirilebileceğini göstermek adına ise eşsizdir. Yaptığım için gururlandığım, oyuncu olarak ruhuma birçok şey katan bir iştir.” 

Kariyerinizde pişmanlık duyduğunuz anlar ya da kararlar oldu mu? Bunun karşılığında iyi ki yapmışım dediğiniz şey nedir?
“O kadar çok var ki…İç sesimi dinlemediğim tüm zamanlarda yanlış kararlar aldım. Sinema aşkına; yeteneksiz ve kişiliksiz insanların projelerinde yer aldım. Oyunculuğumla ilgili verdiğim en güzel karar ise; tiyatro eğitimi alıp sahnelerle buluşmak oldu.”

Bir dönem özel hayatınız oldukça göz önündeydi ancak şimdilerde daha sakin ve gözlerden uzak bir hayatınız var. Bu iç dünyanızı nasıl etkiliyor?
“En güzeli; kendi hayatları darmadağın haldeyken, seni eleştirmeye çalışan kimseyle muhatap olmamak. Büyük keyif.”

Sosyal medya hayatınızın neresinde? Neleri takip ediyorsunuz, size gelen dönüşler nasıl?

“İnstagram ve Twitter kullanıyorum. Hayatımın çok merkezinde değil ama projelerimi paylaşmak adına çok geniş bir alan.”
Oyunculukta kendinizi hangi rollerde daha rahat hissediyorsunuz komedi mi, dram mı? Örnek aldığınız oyuncular var mı?
“Kendimi kamera karşısında ve sahnede çok iyi hissediyorum. Senaryoya ve role ne kadar inanmışsam, oyunculuğum o denli rahat ilerliyor. Artık kafamda en ufak bir soru işareti bile olsa, o teklifi kabul etmiyorum. İzleyiciyi o karakterin psikolojisine sokabilmek için, benim inanmam şart. Kimseyi örnek almıyorum. Şimdiye kadar hiç kimsenin izinden gitmedim.”

Annelik kariyerinizi ne yönde etkiledi?
“Eskidenmiş kariyeri için anne olmaktan vazgeçmeler. Şimdi tüm dünyada durum farklı. Hayatım boyunca verdiğim kararların en güzeli, kızımı dünyaya getirmekti. Anne olduktan 6 ay sonra bir sinema filminde rol aldım. İşim hiç sekteye uğramadı. Aksine anne olmak kariyerim adına doğru kararlar vermeme yardımcı oldu. ‘Bu rol Alara’nın annesine yakışmaz’ diyerek reddettiğim rolleri tahmin bile edemezsiniz.”
Arzu Yanardağ’ın sıradan bir günü nasıl geçiyor?
“Setim ya da provam yoksa evde olmayı tercih ediyorum. Gündüz sıradan bir ev kadını ne yapıyorsa, ben de aynılarını yapıyorum. Geceleri ise okumaya, yazmaya ve film izlemeye ayırıyorum.”

Türkiye’de oyunculuk zor mu, her geçen sene daha zorlaştığını düşünüyor musunuz?
“Sen bir filmde rol alıp, tüm haklarını sonsuz süreliğine yapımcıya devrediyorsan; bu iş gerçekten de çok zor. Ve maalesef ülkemizde olan bu.”

Herhangi bir sosyal sorumluluk projesinde yer alıyor musunuz, hangi sorun üstünde bir şeyler yapmak isterdiniz?
“Eskiden fazla düşünmeden gelen tüm sosyal sorumluluk projelerine destek olurdum. Fakat sosyal sorumluluk adı altında insanların büyük paralar ve gereksiz itibarlar kazandığını görünce daha dikkatli olmaya başladım. Sömürülmeye açık, gayet hassas bir mevzu. Evsizler ve mültecilerle ilgili çalışmalarda aktif olarak bulunuyorum. Samimi bulduğum ve bir faydam dokunacağını düşündüğüm hiçbir insani projeyi reddetmiyorum.”
Son olarak Arzu Yanardağ’ın planları ne yönde, oyunculuğa devam mı yoksa gelecek için sürprizler olacak mı?
“Notlarını 2008 yılında almaya başladığım senaryomu tamamlamak üzereyim. İlk fırsatta hayata geçirmek istiyorum. ‘işte benim eserim’ diyeceğim, tamamen bana ait bir proje. Bir kadın hikayesi. Ayrıca yönetmenliğini yapacağım bir reklam filmi ve tarihi yarımada ile ilgili bir belgesel film projem var.” (Oktay Volkan Alkaya – Radikal)