5053873217 [email protected]

Üniversite Öğrencisi Adaylarına MEB’den son dakika tavsiyeleri geldi. Özel Eğitim ve Rehberlik  Hizmetleri Genel Müdürü Hakan Sarı, YGS’ye girecek öğrencilerin sınav öncesi iyi  dinlenmeleri, beslenmelerine dikkat etmeleri, kendilerine güvenmeleri, aşırı  kaygılanmamaları ve sınavdan önceki gece iyi uyumaları tavsiyesinde bulundu.

Aileler için de önerilerde bulunan Hakan Sarı

pazar günü yapılacak YGS öncesi  öğrencilere ve ailelere birtakım uyarı ve tavsiyede bulundu.

Sınav tarihi yaklaştıkça gençlerin kaygılarının arttığını ifade eden  Sarı, kaygının aşırı olmaması durumunda motive edici bir özelliğinin olduğuna  dikkati çekerek, aşırı kaygının öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önünde  büyük bir engel olduğunu söyledi.
Kaygının gelecekle ilgili karamsarlık, başarısızlık, umutsuzlukla ortaya  çıktığını anlatan Sarı, sınav kaygısının da bu şekilde oluştuğunu belirtti. Aşırı  kaygının bireyleri fiziksel, psikolojik ve zihinsel olarak etkilediğini ifade  eden Sarı, ”Yoğun kaygı sonucunda beden kimyasında meydana gelen değişiklikler  beyinde öğrenme için gerekli olan protein zincirlerinin oluşumunu engeller.  Böylece akıl yürütme ve soyut düşünme yönündeki zihin faaliyetleri bozulur ve  başarısızlık kaçınılmaz olur” diye konuştu.
 -Sınav kaygısının nedenleri-
Yoğun kaygı yaşayan, sınava olduğundan farklı anlamlar veren öğrenciler  için her sınavın  bir ”kriz durumu” olabileceğine dikkati çeken Sarı,  öğrencilerin aşırı kaygıyla başa çıkmanın yollarını öğrenmesi gerektiğini  söyledi.
”Sınav kaygısı, öğrencinin sınava bakış açısından kaynaklanabilmektedir” diyen Sarı, şunları söyledi:
”Özgüven eksikliği, öğrencinin kişiliğine verilen değerin sınav başarısı  ile ölçülmesi, arkadaşları ile karşılaştırılması, sınavla ilgili olumsuz  düşünceler üretilmesi, aile yapısının baskıcı ve mükemmeliyetçi olması, sınavın  bir ölüm kalım meselesi haline getirilmesi, ’Sen başaracaksın biz sana çok  güveniyoruz’ diyerek abartılı cesaretlendirmelerde bulunulması sınav kaygısının  temel nedenleri arasında sıralanabilir.”
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin şiddetli bir huzursuzluk içinde  olacağını, ders çalışırken dikkatlerini toplamakta güçlük çekebileceğini anlatan  Sarı, öğrencilerin yeme ve uyku düzenlerinin bozulabileceğini, çok gergin ya da  çok hassas olabileceklerini, terleme, üşüme, yorgunluk, solunumda güçlük,  titreme, mide ağrısı gibi sorunlar yaşayabileceğini de belirtti.
 -Öğrencilerin yapması gerekenler-
Hakan Sarı, öğrencilerin sınav kaygısıyla mücadelesine ilişkin de şu  bilgileri verdi:
”Sınavdan önce mutlaka iyi dinleneceğiniz bir zaman ayırın. Sınava  çalışmış ve tüm konuları gözden geçirmiş olarak girin. Sınavdan önceki gece iyi  uyuyun. Beslenmenize dikkat edin, az ya da çok veya farklı yiyecekler yemeyin.  Kendinize güvenin. Dinlenmenizi ve rahatlamanızı sağlayacak faaliyetler yapın.  Sizi üzecek ve kaygınızı artıracak olumsuz duygu ve düşüncelerden uzak durun.”
Sınav başlamadan ve sınav sırasında öğrencilerin yapması gerekenler  hakkında da bilgi veren Sarı, şunları kaydetti:
”Sınav başlamadan sormak istediğiniz bir durum varsa ya da ortamda sizi  rahatsız eden bir durum varsa bunu sınav gözetmeninize bildirin. Sınav başlamadan  gözetmenin uyarılarını dikkatle dinleyin, sınav kitapçığınızın adınıza düzenlenip  düzenlenmediğini ve eksiksiz olup olmadığını kontrol edin. Sınav sırasında ise  sadece sorulara odaklanın, başka bir şey asla düşünmeyin. Kendinize güvenin ve  ’bu sınavı başaracağım’ gibi motive edici cümleler söyleyin. Soruları ve  seçenekleri dikkatlice okuyun. Soru kökündeki ’değildir’ gibi olumsuz ifadelere  dikkat edin. Soruyu okuduktan sonra seçeneklere geçin ve en doğru bulduğunuz  seçeneği cevap kağıdına işaretleyin. Cevabınızı işaretlerken doğru soru ve doğru  seçeneği işaretlediğinize emin olun ve kaydırma yapmayın. Bir soru üzerinde çok  zaman harcamayın, başka bir soruya geçin eğer sonra süre kalırsa o soruya tekrar  dönün. Sınavdan çabuk çıkmak için acele etmeyiniz, tüm soruları okuyun ve  cevaplamaya çalışın. Sınav süresini verimli kullanın. Zaman zaman süreyi kontrol  edin.”
 -Ailelerin görevleri-
Sınava hazırlık sürecinde ailelere de birtakım görevler düştüğünü  vurgulayan Sarı, şöyle devam etti:
”Aileler çocuklarını iyi tanımalı, yapabildikleri, yapamadıkları ve  istekleri hakkında bilgi sahibi olmalılar. Çocuklarının öğrenme stilini
 tanımasına ve çalışma sistemini buna göre planlamalarına yardımcı olmalılar.  Çocuklarına yönelik gerçekçi beklenti içinde, ulaşabileceği hedefler koymasında  onlara yardımcı olmalılar.
Çocuklarının kendilerine güven duyması konusunda destek olması gereken  aileler, planlı yaşaması ve zamanını iyi kullanması konusunda onlara yardımcı  olmalılar. Çocuklarının geçmişteki başarısızlıklarını hatırlatmak yerine  gelecekte başarılı olmasının yollarını birlikte aramalılar. Onların bedensel ve  duygusal değişimlerine duyarlı olmalılar. Sınav konusunda sakin davranarak örnek,  düzenli uyuması ve sağlıklı beslenmesi konusunda ise destek olmalılar. Aileler,  çocuklarının sınava ilişkin duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamalı ve  anlattıklarını dikkatle dinlemelidir.
Sınavın öğrencinin kişiliğini değerlendiren bir ölçü olmadığını  benimsemeli ve benimsetmeliler. Sınavı bir tehdit unsuru olarak asla  kullanmamalılar.”

ALTERNATİF TAVSİYELER

 

Konya Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ömer Üre, öğrencilerin 12 yıl boyunca aldıkları eğitimin sadece bir günde yapılacak sınavda ölçmenin pedagojik olarak pek de doğru olmadığını belirtti.

YGS’ye girecek öğrencilerin, yüzde 10 ile yüzde 15’inin çok çeşitli mazeretleri çıkacağını ifade eden Prof. Dr. Üre, ”Kişinin geleceğini belirleyecek öneme sahip bu gibi sınavlar bir gün yerine belli aralıklarla birden fazla tarihlerde yapılabilir. Sınavın bir kerede yapılıp bitmemesi lazım. Yani öğrenciye, 3 ya da 6 ay arayla belirlenecek ikinci bir tarihte aynı sınava girme hakkı tanınmalı” dedi.

Sınava girecek öğrencilere önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Üre, şunları kaydetti:”Güven duygusu yüksek olan öğrenciler, eğer kendileri istiyorsa sınav yapılacak okula tek başına gelebilir. Bu durum tümüyle öğrenciye bırakılmalıdır. Tereddüt yaşayan, desteğe ihtiyaç duyan, ailesi yayında olduğunda kendisini daha güçlü ve güvende hissen öğrencilerin ise sınav yerine aileleriyle gelmelerinde hiç bir sakınca yoktur. Sınav yerine ailelerin gelmesi pek çok öğrenciye güven duygusu verir, hatta yararlıdır. Çünkü pek çok öğrenci ebeveynlerini böyle durumlarda, kendilerini daha ağır bir baskı unsuru olan sosyal yargıya maruz bırakmayacak koruyucular olarak görürler. Anne ve babalar, felaket ve kayıplara karşı öğrenci için koruyucudur.

Aşırı sınav stresi yaşayan öğrencilerin sabah hafif kahvaltı yaparak sınav yerine yürüyerek gitmelerinde yarar var. Ne aç olmalılar ne de karınları aşırı tok olmalı… Grip mevsimine girmemiz nedeniyle sınav sabahı duş alınmaması, basit ancak önemli bir tedbirdir. Çünkü ıslak saçla aceleyle evden çıkan kişi üşütüp kolaylıkla rahatsızlanabilir. Duşlarını sınavdan sonra da alabilirler.”

– Ders çalışmayı en az bir gün önce bırakın –

Öğrencilerden sınavdan bir gün önce ders çalışmayı mutlaka bırakmalarını isteyen Üre, ”En az bir gün beyin ve vücut dinlendirilmelidir. Bu dinlenme, uzun zamandır durmaksızın koşan, adeta savaşa hazırlanan öğrenciyi rahatlatacaktır” diye konuştu.