5053873217 [email protected]

Bir anne adayı olarak hamilelik döneminizi hem kendiniz hem de bebeğiniz için kolaylaştırabilirsiniz. İlk günden başlayarak doğuma kadar olan süre içinde rutin kontrollerinizi yaptırır ve sağlığınıza dikkat ederseniz bebeğinizi kucağınıza huzur içinde alabilirsiniz

Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Doç. Dr. Melih Atahan Güven, sağlıklı bir doğum gerçekleştirebilmek için 1. aydan 9. aya kadar uygulayabileceğiniz 10 öneride bulundu.

DOKTOR KONTROLÜ
Adet gecikmesi yaşadığınızda doktorunuza danışmalısınız. Gebeliğin dış gebelik mi yoksa rahim içi gebelik mi olduğunu kontrol ettirmelisiniz. 6. ya da 7. haftada ise bebeğinizin kalp atışlarını dinlemek için tekrar doktorunuza gitmelisiniz.

KAN TETKİKLERİ
Bebeğinizi ultrasonda gördükten sonra sağlıklı bir gebelik yaşayıp yaşamadığınızı öğrenmek için bazı kan testleri yaptırmalısınız. Bu testler, kan sayımı ile bazı parazit ve mikropları tespit etmek çin uygulanıyor.

İKİLİ TEST
Bebeğinizde kromozom anomali riski olup olmadığını (en sık görülen Down Sendromu) öğrenmek için 11.-14. haftalar arasında mutlaka ikili test yaptırmalısınız. Bu testi hangi yaşta olursa olsun tüm anne adaylarının yaptırması gerekiyor.

ULTRASON
Gebeliğin 18.-23. haftaları arasında yapılan detaylı ultrason taramasını ihmal etmemelisiniz. Detaylı ultrason taraması ile bebeğin vücudunda yapısal bir sakatlık, fiziksel bir kusur olup olmadığına bakılıyor.

ŞEKER YÜKLEME TESTİ
Gebeliğin 24.-28. haftaları arasında şeker yükleme testi yaptırmalısınız. 75 gram şeker ile yapılan OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi) yükleme testi tüm gebelere öneriliyor. Bu testin yapılma amacı gebelikte ortaya çıkabilen gestasyonel diyabeti bulmak. Gestasyonel diyabet, artan hormonların etkisiyle yalnızca gebelikte oluşuyor. Yaklaşık 100 gebenin 6’sında bu hastalık görülüyor.

BESLENME
Gebelikte vücut su toplamaya, ödem oluşturmaya meyilli olduğu için özellikle tuz tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Tuz kadar önemli bir diğer konu da şeker tüketimi. Aşırı tatlı besinlerden uzak durulması öneriliyor. Ayrıca, kan şekerini dengede tutmak için sık aralıklarla, azar azar yemek yenilmesi gerekiyor. Gebelik ilerleyip, bebek yukarı doğru çıktıkça anne adayının buna bağlı reflü, yemek borusunda yanma, bağırsak problemleri ve gaz şikayetleri de artıyor. Bu yüzden ilerleyen aylarda ağır yemeklerden kaçınılması öneriliyor.

EGZERSİZ
Hamileler için en ideal sporlar; yürüyüş ve yüzme. Fakat her iki sporda da anne adayının kendini yormaması büyük önem taşıyor. Yorulmamak koşuluyla düzenli olarak yüzme hamilelere önerilen aktivitelerin başında geliyor. Ancak giyilen mayonun ıslak kalmamasına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü ıslak mayo, enfeksiyonlara neden olabiliyor ve bu da iç organlar ile genital hijyeni bozabiliyor. Yapılan yanlışlardan biri de daha önce denenmemiş sporlara gebelik döneminde başlanması. Örneğin daha önce tenis oynamamış, pilates yapmamış bir gebenin, hamilelik döneminde bu sporlara başlaması önerilmiyor.

GEBELİKTE GİRİŞİMSEL MÜDAHALELER
Gebe adaylarına amniyosentez, halk arasındaki tabiri ile ‘karından su alma’ ve Koryon Villus Örneklemesi (CVS), plasentadan biyopsi alma gibi girişimsel müdahaleler yapılabiliyor. Amniyosentez ve CVS bebeğin kromozom anomalili olup olmadığını yüzde 100 belirleyen müdahaleler. İkili testi yaptıktan sonra sonuç riskli çıktığında 11.-14. hafta arasında CVS uygulanıyor. Anne adayı ikili testi bazı nedenlerden ötürü ihmal ettiyse 16.-20. haftalar arasında üçlü ya da dörtlü test yapılabiliyor. Kan verilerek yapılan bu testler, ikili test kadar güvenilir olmayabiliyor. Eğer bunun sonucunda da gebelikte risk tespit edilirse 16.-20. haftalar arası amniyosentez uygulanıyor. Yapılan araştırmalara göre, amniyosentez ve CVS’de 300’de bir kayıp riski bulunduğu için tüm anne adaylarına önerilmiyor. Bu testler sadece riskli gebelere uygulanıyor.

RİSKLİ GEBELİKLER
Tiroit, şeker hastalığı gibi sistemik bir hastalığı olan, daha önce anomalili bir bebek doğuran, problemli bir gebelik yaşayan, önceki doğumunda bebeği küçük kalan, suyunu kaybeden, ölü doğum yapmış, gebelik zehirlenmesi yaşayan, 40 yaşın üzerinde gebe kalan ya da çoğul gebelik yaşayan kişiler, riskli gebeler olarak tanımlanıyor. Anne adayı riskli gruba giriyorsa bir perinatolog tarafından takip edilmesi öneriliyor. Perinatologlar kadın doğum uzmanlığının yan dalı olarak riskli gebeliklerle ilgileniyorlar. Bebeğin sağlık durumunu, annenin risklerini, perinatolog belirliyor.

KİLO ALIMI
Annenin gebelik öncesi ‘Vücut Kitle İndeksi’ kilo alımında önem taşıyor. Genelde kilolu kadınlar gebelikte çok kilo almıyor, zayıf olanlar ise aksine daha çok kilo almaya meyilli oluyor. Gebenin alması gereken standart kilo 11-13 kg. arası. Hamileliğin sonuna gelindiğinde bunun ortalama üç kilosunu bebek, bir kilosunu suyu, 500 gramını göğüslerde dolan süt, 500 gramını da plasenta oluşturuyor. Tüm bunlardan sonra anneye kalan 2-3 kilo oluyor. Ancak çoğul gebeliklerde 15-16 kiloya kadar alınabiliyor. Çok kilo almanın getirdiği yük, anneye zarar verebiliyor. Örneğin gebelik öncesi; bel, sırt, omurga, disk ile ilgili sorunları olanlarda hamilelik döneminde bu şikayetler daha da artıyor. Gebelikte, öndeki yük gittikçe artıyor, denge merkezi öne doğru kayıyor. Bu da bel çukurunun bozulmasına ve şikayetlerin artmasına neden oluyor.