5053873217 [email protected]

Ölümsüzlük kavramı, insanoğlunun başlangıcından günümüze kadar gelen en ilgi çekici kavramlardan biri olarak biliniyor. Nihai amacımız olarak gördüğümüz ölümsüzlük kavramı, tarihin neredeyse her anında araştırılan bir konu oldu. Simyacılarla başlayan serüven, kendine ölümsüzlük/gençlik çeşmesi gibi efsaneleri de edindi. Yeni araştırmalar sonucunda bu çeşmenin artık bir efsaneden fazlası olabileceği ortaya kondu.

 

Juan Carlos Izpisua Belmonte isimli bir genetik bilimci, algınızın sınırlarını zorlayacak bir buluş gerçekleştirdi. Izpisua Belmonte, farelerin genlerindeki izleri silerek tüm hücrelerini daha genç bir hale getiriyor. Başka bir deyişle hücrelerin yaşlandığı bilgisini hücrelerden silerek onları ilk hallerine dönüştürüyor.

 

Bunu bir fare üzerinde deneyimleyen Izpisua Belmonte, bir gün önce sırt üstü yatarak kelimenin tam anlamıyla ölmeyi bekleyen farenin işlemin ardından hayat dolduğunu belirtti. Neredeyse gençlik çeşmesinden bir yudum almış olan fare, birkaç gün sonra hücre iflası sebebiyle yaşamını yitirdi. Bunun sebebiyse tümörler oldu. Fare, yüksek dozda ‘gençlik’ almıştı.

 

Fareye uygulanan işlem, ‘yeniden programlama’ adında bir genetik değişiklikten ibaret. Vücuttaki ‘epigenetik izler’ adı verilen izleri silerek geni düzenleyen bu sistemle birlikte bir hücreye daha önceden bir kemik hücresi mi yoksa deri hücresi mi olduğunu bile unutturabiliyorsunuz. Bu işlem, genellikle kök hücre üretimi için kullanılıyor. Ne hücresi olduğunu unutan hücreler, embriyonik aşamalarına geri dönüyor ve istenilen hücre haline gelebiliyor.