5053873217 [email protected]

ArifV216 filmi komedi  beklentisi yanında son yılların en ciddi Türk Filmi. Belki çok iddialı olacak ama yıllar sonra dönemini anlatacak birkaç filmden biri olarak anılabilir. Sonrası için pek çok yapıta ilham kaynağı olabilir. Cem Yılmaz’ın hak ettiği  tüm sıfatları bir yana bırakıp “Cem Hoca” olarak anılmayı hak edişinin de mihenk taşı bu film.

Film izleyen herkesin, almak istediğini alabileceği türde bir yapıt. Komedi isteyene neşe dram isteyene gözyaşı… Cem Yılmaz’ın bir önceki filmi “PEK YAKINDA” da yapmaya çalıştığı şey burada olgunluğa ulaşmış; Salonda aynı sahneye gülen ve ağlayan insanların eş zamanlı yan yana oturduğu film çok, çok azdır. Cem Hoca eski Türkiye özlemini öyle ustaca yansıtmış ki hikayeye, tam da kendi tarzında, sahnesinde ve her saniyesinde yitirdiklerimizi yüzümüze vura vura. Ustaca işlenmiş replikleri anlayan, daha çok anlayan, az anlayan… hepsi alacağını alıp huzur içinde ayrıldı filmden.

Tek filmle ülkenin dönüşümünü ya da bir fitilin ateşlenmesini bekleyenler varsa şimdiden uyaralım bu öyle bir film değil. Ancak ülkenin düşünsel hayatına hiç etki etmeyecek bir film de değil. Nasıl ki GORA yıllardır diyalogları ve esprileri ile, hatta finaldeki tiradı ile 14 yıldır hiç eskimeden aklımızda, ARİF V 216’da en azından bundan sonraki 10 yıl esprilerimize, hayallerimize, yaşanmışlıklarımıza eşlik edecek.

Filmin “kör gözüne parmak sokmadan” anlayana anladığı kadar söyleme tarzı en önemli özelliği. Salonu dolduran yüzlerce insan aynı anda başka şeylere gülerken salondaki atmosfer ancak sinemanın sanatsal gücü ile açıklanabilir. 20-30 yaş arası sadece komik olduğu için gülerken 30-40 yaş arası biraz daha düşünerek ama katılarak, 40 yaş üstü ise gözyaşlarını kahkahaları ile saklayarak güldüler ki, izleyici yaşı ilerledikçe komedi filmi sararmış aile albümünün romantikliği ile izleyicinin üzerini örtüyor.   Dönemin tüm kahramanları ustalıkla işlenip mükemmel bir kurgu içinde bir araya getirilmiş.

İzleyiciye ipucu vermeden anlatmak son derece güç, ancak 2018’de mutlaka görülmesi gereken bir film. Her yaştan izleyicinin mutlaka sinemada görmesi gereken ama en çok da çoklu olarak; baba oğul, anne kız, ailecek görülmesi gereken bir film. Hele ki ucundan kıyısından dönemlere tanıklık etmiş olanların fazlasıyla hakkını verecekleri bir film. Şunu da belirtmek gerek ki filmin kalitesi onu izleyecek kitlenin kalitesinden bağımsız değil. Bu filmi 1 milyonsa Türkiye’nin en seçkin 1 milyonu, 5 milyonsa Türkiye’nin en seçkin 5 milyonu izlemiş olacak. Bu yüzden bu 5 milyon tüm 5 milyonlardan büyük! Müsamere ile Prodüksiyon arasındaki farkı göstermesi için müsamere gibi hazırlanmış filmlerle gişede boy ölçüşmeden daha galada kazandı film.

 

Film 1969’dan 90’lara 2000’lere tüm Eski Türkiye zenginliklerinin özeti gibi. Arif Işık’ın zaman makinesi 2 saatliğine tüm salonu o büyülü geçmişe götürmeyi başarıyor.

MUSTAFA ELBİR