5053873217 [email protected]

Göbek Eritmenin En Kolay Yolu

Göbek yağlanması en çok da “elme tipi” vücuda sahip olanların canını sıkıyor. Fazla kilolarından kurtulmak için diyet ve egzersiz yapan bazı insanlar ise normal kiloya indikten sonra bile göbek bölgesindeki yağların bir türlü gitmediğinden yakınıyor.

Karın bölgesindeki yağlanmanın birçok sebebi olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Ömür Karamahmut, “Genetik, yaşam tarzı, stres, şeker tüketimi, bazı ilaçlar, hormonal değişiklikler, yetersiz protein tüketimi, yanlış diyetler, yetersiz uyumak karında yağlanma yapabilir. Göbek bölgesi yağlanması polikistik over sendromu veya besin alerjisinin belirtisi olabileceği gibi karaciğer yağlanmasına sebebiyet vererek insülin metabolizmasını bozar ve şeker hastalığına da zemin sağlar. Kolesterol, yüksek tansiyon, kalp-damar rahatsızlıkları da göbekte yağlanmanın sonucu olarak başlar. Aynı zamanda fıtık ve inme de yağlanma sonucu olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

 

Erkeklerde bel çevresinin 94 cm ve üzerinde olması sağlık açısından riskli, 102 cm ve üzeri yüksek riskli, kadınlarda, 80 cm üzeri riskli, 88 cm ve üzeri ise yüksek riskli olarak kabul ediliyor.

“Bel çevrenizi mezura yardımı ile ölçebilirsiniz. Ayakta dik bir şekilde durup mezuranın başlangıcını göbek deliğinize sabitleyin. Hafifçe belinize sarın ve nefes verin. Bu esnada mezuranın iki ucunu birleştirin” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Karamahmut, karın yağlarını eritmenin yollarını ntv.com.tr’ye anlattı, göbek yağlarından kurtulup, düz bir karına sahip olmak isteyenlerin en sık sorduğu soruları şöyle yanıtladı:

 


– Göbek bölgesindeki yağlanmadan kurtulmak ve göbek eritmek için en hızlı ve etkili yöntemler nelerdir?

En etkili yöntem; öncelikle diyeti düzenlemek ve daha sağlıklı bir beslenme modeline sahip olmaktır. Diyetinizde karın bölgenizdeki yağlanmaya hafifletecek besinlere yer verin. Fiziksel aktivitenizi arttırın ve karın bölgesine yönelik egzersizler yapın. Günde 8 saat uyumaya özen gösterin. En önemlisi stresten uzak durmaya çalışın. Stres, yağ yapımını arttıran kortizol hormonunu uyararak yağ salınımını arttırır.

  • Göbek eritmek için nasıl bir diyet uygulamak gerekir?

Proteinden zengin ve lif içeriği yüksek besinler tercih edilmeli. Bu şekilde daha tok hissedilir. Alkolden, trans yağlardan uzak durulmalı. Diyette süt ürünleri, yumurta, yağsız et, beyaz et, balık, sebzeler ve meyvelere yer verilmeli. Kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlar tüketilmemeli. Örneğin beyaz pirinç kan şekerini hızlı yükseltirken, siyah pirinç kana daha yavaş karışır. Şekerli gıdalardan uzak durulmalı. Meyve şekerinin früktoz olduğu unutulmamalı ve meyve dozunda tüketilmeli.

  • Göbek eritme kürleri işe yarıyor mu?

Spesifik göbek eritme kürü olmamakla birlikte diyette yağ yakımını hızlandırmaya yönelik besinler tercih edilerek ve sporla desteklenerek göbek bölgesi daha düz bir görünüme kavuşturulabilir. Beslenmede; yeşil çay, yaban mersini, elma sirkesi, Hindistan cevizi yağı, avokado, muz gibi yağ yakımına yardımcı besinlere yer verilebilir.

  • Göbek eritmek için hangi spor veya egzersizleri önerirsiniz?

Yürüyüş, bisiklet ve diğer kardiyo hareketleri yağ yakımının artmasına yardımcıdır. Bunun yanında karın hareketleri bu bölgedeki kas kitlesinin artmasına katkı sağlar. Mekik, plank, crunch gibi egzersizler kas yapılanmasına yardım eder.

  • Evde göbek eritmek için yapılabilecekler nelerdir?

Evde plank yapılabilir. Ayva göbeği dediğimiz görüntünün düzelmesine yardımcı olur. Aynı zamanda güvenli bir harekettir. Bel kaslarına da yardımcı olur. Crunch ve mekik de evde kolay yapılabilecek hareketlerdendir.

  • Erkeklerde ve kadınlarda göbek yağlarından kurtulmak ve göbeği eritmek için uygulanacak yöntemler farklılık gösterir mi?

Hayır. Fakat başta hormonların verdiği sebepten dolayı kadınların yağ oranları erkeklerden fazla olmaktadır. Bu anlamda diyetlerinde harcamaları gereken kalori miktarı biraz daha fazla olmalıdır.

  • Hem göbek yağlarından kurtulmak hem de ideal kiloya sahip olmak için yaşam tarzı nasıl olmalıdır?

· Öncelikle sistemli bir yaşam tarzı olmalı.
· Uyku çok önemli. En az 8 saat uyunmalı.
· Diyet düzenine özen göstermeli, tam tahıllı, içerisinde sebze ve meyvelerin olduğu, protein içeriği yüksek sağlıklı öğünler tüketilmeli.
· Spor yaşam tarzı haline getirilmeli.
· Stres hayatın her anında var ama mümkün olduğunca stresten uzaklaşılmalı. Spor, stresten uzaklaştıran ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlayan güzel bir destek olabilir.

  • Göbek eritmek için size en çok sorulan sorular ve sizin verdiğiniz yanıtlar nelerdir?
  • Aç karnına limonlu su içmek göbek yağlarımı eritir mi?

  • Hayır.

  • Sirke içmek yağları eritir mi?

  • Hayır.

  • Karın egzersizleri çalışsam göbek yağlarım erir mi?

  • Hayır, sadece kas kitlesi artar ama yağlar aynı şekilde kalır. Bunun için diyet yapılması gerekir, göbek bölgesindeki yağların yüzde 80’i diyet ile giderilir.

  • Göbek eritme kemeri işe yarıyor mu?

  • Daha çok spor salonlarında bulunan “göbek eritme kemeri”ni takıp terleyince göbek yağlarının eriyeceği yönünde bir trend var ama bu yöntem göbek eritmez sadece göbek bölgesinde incelme olabilir. Ama yağ göbeğin üzerinde kalır, göbekteki yağları eritmenin yolu da diyetle desteklemekten geçer.

  • Göbek yağlarından diyet ve egzersizle kurtulduktan sonra bu durumu korumak ve kilo kontrolü için neler yapılmalı?

Kiloyu korumak için bu beslenme tarzını yaşam standardı haline getirmek gerekir. Spora ve diyete özen göstermeye devam edip arada kendinizi ödüllendirmek için kaçamaklar yapabilirsiniz. Ancak kilo kontrolünde kalıcılığı sağlamanın, uyguladığınız yöntemlerin de kalıcılığı ile var olabildiğini unutmamalısınız.

Göz Sağlığı Nasıl Korunur ?

  1. Sağlıklı beslenmek:
    Göz sağlığı için bazı besin maddeleri oldukça önemlidir.

    A vitamini

    Belki de göz sağlığı açısından en iyi bilinen besin A vitaminidir. Retinanızın, ışık ışınlarını gördüğümüz görüntülere dönüştürmeye yardımcı olması için bol miktarda A vitaminine ihtiyacı vardır. Ayrıca yeterli miktarda A vitamini olmazsa göz kuruluğu gelişebilir. Havuç, tatlı patates, kavun, kayısı A vitamini içeren besin kaynaklarıdır.

    Lutein ve zeaksantinin

    Birçok kronik göz hastalığının oluşumunu engellediği bilinmektedir. Bu maddelerden en zengin besinler özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler (lahana, ıspanak vb.) ve diğer renkli meyve ve sebzelerdir (brokoli, mısır, bezelye, Trabzon hurması, mandalina vb.).

    C Vitamini

    Bilimsel araştırmalara göre C vitamini, katarakt ve sarı nokta hastalığı gelişme riskini azaltmaktadır. Günlük rutininizde C vitamini içeren besinlere (portakal, greyfurt, çilek, domates vb.) yer vermek oldukça önemlidir.

    E vitamini

    Göz sağlığının korunmasında faydalı bir antioksidandır. Bitkisel yağlar (mısır yağı, aspir gibi), fındık, badem, ayçiçeği çekirdeği, buğday tohumu, tatlı patates, avokado iyi birer E vitamini kaynağıdır.

    Omega-3

    Yağ asitleri görsel gelişim ve retina fonksiyonları için çok önemlidir. Aynı zamanda sağlıklı bir gözyaşı üretimi için de yeterli miktarda omega-3 alınması gerekmektedir. Haftada en az 2 öğün balık tüketimi (özellikle somon, ton balığı gibi soğuk su balıkları) yeterli miktarda omega-3 alımı için önerilmektedir.

    Çinko minerali

    Retinanın sağlıklı kalmasına yardımcı olur ve gözlerinizi ışığın zararlı etkilerinden koruyabilir. Ancak çinko, vücudumuzdaki kırmızı kan hücrelerinin oluşmasına yardımcı olan bakır miktarını azaltabilir. Baklagiller (fasulye, barbunya, börülce vb.) hem çinko hem bakır içerirler. Çinko açısından zengin diğer yiyecekler arasında yağsız kırmızı et, kümes hayvanları, istiridye ve zenginleştirilmiş tahıllar bulunur.

    Düzenli uyku uyumak:
    Uyku, tüm vücut için olduğu gibi gözler için de bir dinlenme ve yenilenme dönemidir. Nasıl ki vücudunuzun geri kalanı yenilenmek için uykuya ihtiyaç duyuyorsa, gözleriniz de aynı şekilde uykuya ihtiyaç duyar. Gözlerimiz uyandığımız andan uyuyana kadar gün boyunca sürekli bir aktivite halindedir. Toz, kirlilik ve ışık gibi zorlanmaya ve zarara neden olabilecek çeşitli çevresel faktörlere maruz kalırlar. Dolayısıyla uyku, gözlerimizin rahatlayabileceği, yenilenebileceği ve ertesi günün aktivitelerine hazırlanabileceği zamandır.

  2.  

  3. Uykunun en derin aşamasında toksinler dışarı atılıyor!

    Uykunun en derin aşamasında gözlere kan akışı artar, gerekli besin maddeleri sağlanır ve zararlı toksinler dışarı atılır. Bu süreç, sağlıklı gözleri korumak için çok önemli olan gözlerdeki hücrelerin onarımına yardımcı olur. Ayrıca uyku sırasında gözlerin yağlanması ve beslenmesi için gerekli olan gözyaşı üretimi de artar. Uyku eksikliği bu süreçleri bozar ve göz kuruluğu, göz yorgunluğu, bulanık görme gibi çeşitli sorunlara yol açar.

    Az uyku sarın nokta yapıyor!

    Ayrıca uyku eksikliğinin halk arasında sarı nokta hastalığı olarak da bilinen yaşa bağlı makul dejenerasyonu ve glokom (göz tansiyonu) hastalığı riskini arttırdığı bilinmektedir. Dolayısıyla uyku ile göz sağlığı arasında doğrudan bir bağlantı olduğu ve yeterli dinlenmenin göz bakımı için hayati önem taşıdığı açıktır.

    Güneş Gözlüğü:
    Birçok kişi cildi güneşin zararlı etkilerinden korumak için koruyucu kremler kullansa da gözlerin korunması genelde ihmal edilir. Ultraviyoleye uzun süre maruz kalmak katarakt, göz tümörleri, sarı nokta hastalığı, pterjium (göz eti ya da kuş kanadı olarak bilinir), kuru göz hastalığı gibi birçok göz hastalığına sebep olabilir. Gözlerinizi yıllarca ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan korumak için erken yaşta uygun güneş gözlüğü takmaya başlamak önemlidir. Fakat güneş gözlüğü kullanırken ultraviyole korumasına mutlaka dikkat edilmelidir. Ultraviyole-A ve B koruması %100 olan ya da 400 nanometreye kadar ultraviyole ışınlarını engelleyen (UV400) güneş gözlükleri tercih edilmelidir. Aksi takdirde faydadan çok zarar verebilir.

    Ekran Süresini Sınırlama:
    Özellikle pandemiyle birlikte günlük rutinlerimiz oldukça değişti. Uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma gibi uygulamalarla birlikte dijital ekranlara maruziyetimiz de oldukça arttı. Dijital ekran maruziyeti ile beraber bulanık görme, çift görme, odaklanmada zorlanma, göz yorgunluğu, göz ve çevresinde ağrı, kızarıklık, yanma gibi şikâyetler yaşıyorsanız dijital göz yorgunluğu sendromunuz olabilir. Hâlihazırda bulunan göz bozukluklarınız (özellikle astigmat), göz kuruluğunuz, kirpik iltihabınız, kontakt lens kullanımınız varsa dijital ekran göz yorgunluğu daha şiddetli olabilir. Kullanılan ekranın kalitesi ve çözünürlüğü, yazıların okunabilirliği, ekranın parlaklığı ve kontrastı, yaydığı mavi ışık seviyesi de semptomların şiddetini etkilemektedir. Basit önlemlerle bu şikâyetleri azaltmak veya ortadan kaldırmak mümkündür. Bilgisayar ekranına uygun ergonomik pozisyonda oturmak, her 20 dakikada bir 20 saniye 5-6 metre uzağa doğru bakmak ve odağınızı değiştirmek, dijital ekranlarda her 2 saatte bir 15 dakika mola vermek, sık göz kırpmak, mavi ışık filtreleyen gözlükler kullanmak (faydası tartışmalıdır) dijital göz yorgunluğu sendromunun engellenmesinde faydalı olabilir.

    Sigarayı Bırakmak:
    Sigara kullanımı gözünüzde değişen ciddiyette hastalıklara da sebep olabilir. Sigara kullananların veya sigara dumanına maruz kalanların en sık yaşadığı göz problemi kuru göz hastalığıdır. Gözlerde kızarıklık, yanma, batma, kaşıntı gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Katarakt, sarı nokta hastalığı, optik sinir hastalıkları, üveit gibi daha ciddi göz hastalıklarına da yol açtığı kanıtlanmıştır. Graves hastalığı (zehirli guatr) bulunanlarda özellikle sigara kullanımının mutlaka sonlandırılması gerekiyor, aksi takdirde çok ciddi komplikasyonlara yol açarak ameliyat gerektiren durumlara sebebiyet verebiliyor.

    Koruyucu Gözlük Kullanımı:
    Gözler vücut ön yüzünün sadece %0.5’ini oluşturmalarına rağmen, travmaları tüm vücut yaralanmalarının yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm dünyada her yıl 1 günden fazla iş gücü kaybına neden olan 55 milyondan fazla göz yaralanması meydana gelmektedir. Tüm hastaların ortalama 750.000’i hastaneye yatırılırken, vakaların 500.000’i körlükle sonuçlanmaktadır. Uygun bir koruyucu gözlük kullanımı ile bu kazaların %90’ından korunmak mümkündür. Dolayısıyla ileri bir sağlık sorununa ve iş gücü kaybına yol açmasını engellemek için özellikle riskli iş kollarında uygun koruyucu gözlük kullanımı hayati önem arz etmektedir.

    Göz Hijyeni:
    Gözleriniz sağlığınızın önemli bir parçasıdır ancak hijyen söz konusu olduğunda çoğu zaman uygun bakımı göz ardı ederiz. Birkaç sağlıklı alışkanlık ve günlük rutininize eklemeler enfeksiyon, kontaminasyon ve göz hastalıklarından kaçınmanıza yardımcı olabilir. Doğru el yıkamayla viral konjonktivit (göz nezlesi) gibi yaygın göz enfeksiyonlarından kaçınabilirsiniz. Mikropların başkalarına yayılmasını önlemek için mümkünse havlu, makyaj malzemesi veya göz damlalarını paylaşmaktan kaçının. Hijyen aynı zamanda blefaritin (kirpik dibi iltihabı) tedavisinde de önemlidir. Blefarit, tekrarlama eğiliminde olduğundan uygun göz kapağı hijyeni (çay ağacı yağı içeren göz şampuanlarının kullanımı gibi) çok önemlidir.

    Makyaj yapanlar dikkat!

    Makyaj kalıntıları göz tahrişine ve kızarıklığa neden olabilir. Makyajınızı, özellikle inatçı maskaranızı çıkarmak için sıcak kompresler, makyaj mendilleri veya hindistancevizi yağı gibi doğal alternatifler kullanın. Makyajınızı çıkarmadan asla uyumayın. Kalıcı makyaj ve kalıcı takma kirpik gibi kirpik diplerinde uzun süreli değişikliklere neden olabilecek uygulamalardan kaçının. Herhangi bir makyaj malzemesi kullanımı sonrası göz kapağınızda ya da gözünüzde tahriş meydana gelirse aynı makyaj ürününü tekrar kullanmaktan kaçının.

     

    Düzenli Göz Muayenesi:
    Doğumdan itibaren birçok hastalığın erken teşhis ve tedavisi için rutin göz muayenelerini aksatmamak oldukça önemlidir. Yeni doğan bir bebek, normal zamanında doğmuşsa 1. Ayında, 6-12 ay arasında, 3 yaşında ve okul öncesinde en az bir kez göz muayenesinden geçmelidir. Özellikle bu yaş gruplarında başlayan göz bozuklukları, erken tedavi edilmediği takdirde kalıcı görme kayıplarına sebep olabilmektedir. Erişkin bireylerde herhangi bir ek hastalık veya aile öyküsü yoksa 40 yaşından sonra yılda bir kez göz muayenesi olması önerilmektedir. Glokom, sarı nokta hastalığı, katarakt gibi yaşla birlikte görülme sıklığı artan göz hastalıklarının erken teşhisinde yıllık kontroller oldukça önemlidir. Diyabet, hipertansiyon gibi göz sağlığını etkileyebilecek sistemik hastalığı bulunanların veya ailesinde genetik göz hastalığı bulunanların 40 yaşından önce de en azından yılda bir göz kontrolü olması önerilmektedir.

Bakan Koca; Kapanma Yok!

Covid-19 ve Eris varyantının seyrine ilişkin yeni bir açıklamada bulundu.

Erzin Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ersin Mahmutluoğlu’nun ölümünün kara propaganda aracı olarak kullanıldığını söyleyen Bakan Koca, “Bu propaganda, Eris varyantı sebebiyle, tıpkı salgının başlarındakine benzer, şu an için asla gerçekçi ve gerekli olmayan, bilimsellikten tamamen uzak tedbirlerin uygulanmasına ve aşı kampanyaları başlatılmasına yöneliktir.” dedi.

“Her ürünün üreticisi gibi, aşı üreticileri de ürettikleri ürünün daha fazla alıcı bulmasını isteyebilirler. Ama bilim buna bakmıyor! Gereksiz bir ilacı kim kullanmak ister, onu hangi hekim önerebilir?” diye soran Koca, “Öneriyorsa, o tıp ahlakına bağlı bir hekim midir? Hastayla ilişkisi dışında, olası başka ilişkileri de akla gelmez mi?” ifadelerini kullandı.

“Şimdi gündemde olan küresel ve yerel propaganda, eski tecrübenin haklı endişesinden hareketle bir boyun eğdirme çabasıdır. Boyun eğmeyiz, eğmeyeceğiz. Bu söz konusu bile olamaz.” diyen Sağlık Bakanı, toplu aşılama kampanyası ya da kapanma benzeri tedbirlerin uygulanmayacağını söyledi.

Koca, “Covid-19, artık griple nasıl mücadele ediliyorsa tıpkı öyle mücadele edilecek bir hastalıktır. 85 Milyon müsterih olsun.” diye yazdı.

Koca şu ifadeleri kullandı:

“Genç yaşta kaybettiğimiz hekim arkadaşımız bu yönden de talihsiz. Adı, etik dışı emel sahiplerinin dilinde. Kendisinin vefat nedeni çok açıktır. Dr. Ersin Mahmutluoğlu’nun 35 yaşından itibaren kalp yetmezliği rahatsızlığı vardı. Dr. Ersin, bu rahatsızlığına bağlı olarak gelişen hastalıklarıyla birleşen solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle hayatını kaybetti. Yapılan 3 ayrı PCR testi sonucunda kendisinin Covid-19 olmadığı anlaşılmıştı. Buna rağmen, bilimsel mantıkla sağlaması yapılmış bir içerik sunuyormuş gibi görünerek, bilimsel karşılığı olmayan bir takım yorumlarda bulunanlar talihsiz bir davranış örneği sergilediler. Bugün konuşulanların ömrü kısa olacak, bilimin sözünün ömrü uzundur.

Hekimliğin rengi beyazdır. Bir hekime, kara propaganda yakışmaz. Arkadaşımız Dr. Ersin Mahmutluoğlu adının karıştırıldığı tezvirattan incinmesin, nur içinde yatsın.”

Covid Pirola Varyantı ile Döndü

Nature dergisinde 2022 yılında yayınlanan bir çalışma, Covid-19’un BA.2.86 varyantının soğuk algınlığı veya gribe benzer semptomlarla ilişkili olduğunu ortaya koymuştu. Belirtiler arasında burun akıntısı da vardı ve virüs zaman içinde evrim geçirdi.
Altta yatan sağlık sorunları olan bireyler pirola varyantı nedeniyle ciddi semptomlar yaşayabilir.
Japonya’da 2023 yılında yapılan bir çalışmada, pirola ile enfekte bireylerde diğer varyantlara kıyasla daha fazla burun akıntısı ve balgam olduğu bulundu.

Pirola varyantının semptomları arasında baş ağrısı, bulantı ve kusma yer almaktadır.
Bu varyantta tat ve koku kaybı artık daha az yaygındır.
Burun akıntısı en yaygın semptom olmaya devam etmekte ve bunu baş ağrısı izlemektedir.

Kötü İnsanları Nasıl Tanırız ?

Her ortamda art niyetli insanlar vardır. Devamlı sizin kötülüğünüzü düşünür ve zayıf anlarınızı kollarlar. Size zarar vermeye çalışır. Peki bu insanları davranışları nasıl tanırız ?

 

Temel olarak 10 davranış kalıpları vardır;

 

1- BAŞKALARININ BAŞINA GELEN KÖTÜ OLAYLARDAN HAZ ALIRLAR

2- KONTROL SORUNU

3- YALAN SÖYLEMEYE BAĞIMLIDIRLAR

4- YANINIZDAYKEN GARİP HİSSEDERSİNİZ

5- SİZİ KANDIRABİLİRLER

6- PİŞMANLIK DUYMAZLAR

7- ZALİMDİRLER

8- SORUMLULUK ALMAZLAR

9- KÖTÜ ARKADAŞLARDIR

10- IRKÇI, CİNSİYETÇİ VE HOMOFOBİKTİRLER

BONUS:  HARİKA MANİPÜLE YETENEKLERİ VARDIR

HERKESİ KÜÇÜMSERLER

KAOS VE KAFA KARIŞIKLIĞI YARATIRLAR

GERÇEK KİŞİLİKLERİNİ ASLA BİLEMEZSİNİZ

SINIR TANIMAZLAR

Bir Evlilikte Olmaması Gereken 5 Şey

Boşanma nedenleri

Evlilikler birçok sebepten ötürü bitebilir. Büyük meseleleri aşmak her zaman kolay olmayabilir ancak küçük sorunlar giderek çözülmesi zor bir hal alırsa geri dönülmez bir yola girilebilir. İşte boşanmaya sebebiyet verebilecek davranışlar..

  1. Birbirini küçümsemek

Evliliğin temelinde sevgi ve saygı yatar. Eşinizi küçümsemeye başladığınızda ona olan saygınızı yitirmişsiniz demektir.

  1. Ebeveynlik anlayışının çok farklı olması

Her bireyin bambaşka bir şekilde yetiştirildiğini düşünürsek bir çocuğun yetiştirilmesiyle ilgili farklı görüşlerin olması normaldir. Ancak çocuğunuzu yetiştirirken çok farklı kararlar alıyor ve uzlaşamıyorsanız ciddi problemlerle karşılaşabilirsiniz.

  1. Uyumsuzluk

İlişkinin daha en başında uyumlu bir çift değildiniz ama duyduğunuz sevgi o kadar büyüktü ki tüm sorunları görmezden geldiniz. Görmezden geldiğiniz davranışlar zamanla sizi rahatsız edebilir.

  1. Eğlenmeyi unuttunuz

Evlendikten sonra ilişkilerin sıkıcı bir hale geldiği söylenir. Eğer ilişkinizi canlı tutmak için yeterince çaba göstermezseniz ikiniz de mutsuz ve sıradan bir hayata sürüklenirsiniz.

  1. İletişim Eksikliği

Birbirinizi dinlemeyi bıraktığınızda eşinizle iletişiminiz kopacaktır.

  1. Para konusunda uzlaşamama

Günümüzde pek çok evlilik ekonomik sebeplerden ötürü bitebiliyor. Maddi sıkıntılar ikili ilişkilerin bozulmasında önemli bir rol oynar.