5053873217 [email protected]

WOLKSVAGEN CROSSOVER YERİNE CROSS POLO GETİRİYOR

Piyasada birbiri ardına popüler olan crossoverlar alt orta sınıf otomobillere rakip olunca Wolksvagen harekete geçti. Özellikle Daci’nın mevcut karoser ve şasi üzerinde ufak değişiklerle piyasa sürdüğü yüksek konumlandırılmış modellerdeki başarısı Türkiye için de daha çok tercih edilen bir segment yarattı.

 

CROSS POLO

Aslında Avrupa’da 1990’lı yıllardan beri Polo’nun yükseltilmiş ve farklı aksesuarlarla donatılmış versiyonları satılıyordu. Bu kez WV işi biraz daha ciddiye aldı ve aksesuarın ötesinde neredeyse yeni bir tasarım izlenimi verdiği Polo’yu tanıttı.

Polo’nun motor ve karoser olarak kendini ispatlamış bir model olması aracın piyasadaki başarısını artırıyor. Ayrıca üretimdeki en ekonomik dizellerden biri olan 1,2TDI ise tercih nedeni olarak öne çıkıyor.

Cross Polo 17″ jantları, tavan rayları, bel altı korumalı bariyer şeridi ve sadece Cross polo için tasarlanmış sis farları ve tamponlarıyla oldukça farklı bir hava yakalamış.

Araç standart Polo’dan 4 cm daha yukarıda konumlanmış görüntüsü ile artık başka  bir otomobil olacak.

BAŞKA BİR SÜRPRİZ DE SEDAN POLO

Bu arada Türkiye’nin en çok satan B sınıfı araçlarından Polo yeni bir sürprizle Sedan modelini de ülkemize getirebilir. Polo Classic olarak 2000 yılında aracın yakaladığı başarı hala dillere destan. Mevcut motor seçeneklerinden 1,2TSI ve 1,2TDI ile satışa sunulması olası olan model Jetta’nın küçük kardeşi olarak WV’in elini güçlendirebilir.

(Bugün Polo alacak olanların da da güle güle binmelerini diliyoruz)

YAMAHA ENDURO’DAN BAŞLAMA FIRSATI SUNUYOR

Motobike Expo 2013’de Yamaha’nın 125CC ile yarattığı ürünler hayli dikkat çekiciydi. YBR serisi ile en çok satan commuterlardan birisi, YZF R125 ile küçük ama büyük gibi Racer davranışını ve WR125’leri ile de üst sınıf bir Enduro’nun ve Super Moto’nun boyutlarını 125cc ile ile ulaşılabilir hale getirmişler.

WR 125 LER

2 Adet 125 CC lik Endurodan biri Süper Moto diğeri araziye çıkmaya hazır tam bir enduro.

Motor kısmına gözünüz takılmasa rahatlıkla 600-700CC olduklarını düşünebilirsiniz. Su soğutmalı ve 6 vites seçeneklerinin yanı sıra 8.000-9.000 fiyat aralığı da bu kalitede motosikletler için fena sayılmaz.

Yüksek performanslı motor

Yakıt enjeksiyonlu, sıvı-soğutmalı, 4-zamanlı SOHC motor size güçlü serbest devir performansı ve yüksek devirli beygir gücü sunmakta, şehrin sokaklarında veya kıvrımlı arka yollarda evinizde gibi hissetmenizi sağlamaktadır. 6 hızlı vites kutusunun eklenmesi, gücün daima sizde olmasını sağlamaktadır.


Tam boy Supermoto tasarımı
Paranızın karşılığı olarak makineden en üst seviyede faydalanmanızı sağlamak için, WR125X çok daha büyük kapasiteli bir motosikletin fiziksel kişiliğini sunan tam boy Supermoto tasarımıyla birlikte gelmektedir. Yamaha’nın radikal, özgün, yeni nesil tarzıyla kaplanan bu motosiklet, her trafik lambasında başların size doğru dönmesini garanti etmektedir.

Supermoto jantlar
Bir motosiklette en üst faydayı sağlamak için, tüm kontrolün sizde olduğunu bilmeniz gerekir. WR125X Supermoto, yüksek çekiş seviyeleri sağlayan spor tekerler ve 17 inç ön ve arka jantların üzerinde gitmektedir. 140 kesitli arka tekerlek WR125X’e ciddi büyük motosiklet görüntüsü ve olağanüstü viraj alma yeteneği vermektedir.

Sürüş konforu
Sürüş esnasında, öndeki teleskopik çatallar ve bağlantı sistemli süspansiyona sahip arkadaki salınım kolu en kötü tümsekleri bile sorun olmaktan çıkarmaktadır. Hafif frenleme sistemi, tüm arazi türlerinde süper hassas süspansiyon için yaysız ağırlığı düşük tutmaktadır.

Tam güvenilirlik için geniş disk frenler
WR125X’in güçlü motor ve Supermoto tarzının kombinasyonu, sınırlarını test etmeniz için size yalvarmaktadır. Mükemmel frenleme kombinasyonu ve hisle birleştirilmiş muazzam durdurma gücü için WR125X, ø 298 mm ön ve ø 220 mm arka disk fren kullanmaktadır.

Yarışçı tarzı ayaklıklar
Yamaha’yı, performansının yanı sıra soy ağacı için de tercih edersiniz. WR125X’teki ayaklıklar, bir çok kez kazandığımız MX Dünya Şampiyonluğu geleneğimize bir selamdır ve off-road yarış motosikletlerimizden geliştirilmiştir. Hafif tasarım, özellikle off-road sürüşü yaparken çok önemli olduğu üzere, botun tabanına gereken miktarda destek ve tutuş sağlamaktadır.

CENEVRE’DE YILIN OTOMOBİLİ GOLF

İsviçre’nin Cenevre şehrinde bu hafta başlayan otomobil fuarında yılın otomobili seçildi.

Bu arada Volkswagen Golf, 414 oyla yılın otomobili seçildi. Toyota GT-86 adıyla da satılan Subaru BRZ 202 oyla ikinci, Volvo V40 ise 189 üçüncü sırada yer aldı.

Değerlendirmeyi yapan jürinin başkanı ve İsveçli ekonomi gazetesi Dagens Industri’de otomobil eksperi olan Hakan Matson: Golf VII yaptığımız hassas testlerde inanılmaz sonuçlara imza attı. Bu modern araç yüksek kalite ve güvenlikle birlikte, oldukça başarılı bir sürüş performansına sahip. ‘Yılın Otomobili Ödülü’, birden fazla kategoride, tüketicilerin mükemmellik kriterlerini karşılamalıydı.Bu yüzden jürilerimiz finalistleri belirlerken adayları ciddi ve ayrıntılı testlerden geçirerek, tüketicilerin önem verdikleri satın alma kriterlerini göz önünde bulundurdu.’ dedi.

GOLF’ÜN TARİHİ

1 Golf I (1974-1983)
2 Golf II (1983-1991)
3 Golf III (1991-1998)
4 Golf IV (1997-2003)
5 Golf V (2003-2009)
6 Golf VI (2009-2012 )

7 Golf VII (2012-günümüz)

DACIA ÇOK HIZLI BÜYÜYOR;YENİ LOGAN MCV

2006 yılındaki lansmanından bu yana, Logan MCV yaklaşık kırk ülkede yaklaşık olarak 340 bin adet satış gerçekleştirdi. Bu güçlü satış rakamlarından aldığı güç ile Dacia, Yeni Logan, Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway’in hemen ardından Yeni Logan MCV’yi pazara sunuyor.

Tıpkı Yeni Logan ve Yeni Sandero gibi, Yeni Logan MCV de sağlam bir karoserinin çağdaş stili ve çekici bir iç mekana sahip. Cömert ve işlevsel, iç hacmi geniş (beş yetişkinin rahatça oturabileceği beş koltuk) ve 573 litrelik bagaj hacmi.

Yeni Logan MCV ile, Dacia her zamanki gibi özgün, birçok pazarda ilgi gören model olarak aynı fiyata daha fazla özellik sunuyor. Yeni Dacia Logan MCV maksimum konfor, güvenlik (yan hava yastıkları ve ESC) konforlu sürüş ve 2/3-1/3 ayrı/katlanabilen arka sıra gibi özellikler sunuyor.

Gelişmiş yeni ekipmanlar arasında MediaNav multimedya sistemi, hız limitörü ile sürüş kontrolü, arka park sensörleri ve bir Eco Mode fonksiyonu yer alıyor. Yeni motorlar ?dizel ve TCe 90 benzinli – sürüş keyfinin yanı sıra düşük yakıt tasarrufu ve CO2 salımı sağlıyor.

Yeni Dacia Logan LCV siparişleri 2013 yılının ikinci çeyreğinde açılıyor.

Duster Aventure1 limited edition

Duster Aventure1, tavan barlarına takılı spot ışıkları, topografik haritalı garmin satnav ve kauçuk iç mekan paspasları ile her şeyden uzaklaşmak isteyen kullanıcılara yönelik son derece orijinal bir off-road aracıdır.

Alışılagelmişin dışına çıkmak için Duster Aventure iki renk seçeneği ile sunuluyor: Buzul Beyazı ve İnci Siyahı; her ikisi de özel dış görünüm dekoru ve döşeme detayları ile vurgulanıyor.

Duster’ı bu denli büyük bir pazar başarısına dönüştüren stil, iç mekan genişliği ve off-road nitelikleri gibi tüm özelliklerle birlikte Duster Aventure 1 kullanıcılarına, son derece çekici bir fiyata sıra dışı bir görünüme sahip olmalarını sağlayacak.

Dacia Duster Aventure1 limited edition Nisan 2013’den itibaren 16’dan fazla ülkede satışa çıkacak.

“Dacia, Yeni Logan MCV ve Duster Aventure1 ile pazarda devrim niteliğinde ve hem yalınlığae hem de cömertliğe vurgu yapan bir strateji ile hareket ediyor. 2 milyon 300 bin müşteri kazandıran bu strateji sayesinde ulaşılabilir fiyatlı Dacia, yeni modelleri ile hem daha fazla ekipman hem de daha iyi tasarımlar sunuyor.’

Arnaud Deboeuf, giriş programı direktörü

YENİ Dacia LOGAN MCV, MODERN VE İŞLEVSEL BİR STATION

Aile otomobili

Dacia, aile araçları sınıfını, düşük fiyata sunulan büyük bir station araç olan Yeni Logan MCV ile genişletiyor. Lodgy’den sonra, modüler 5/7 koltuklu MPV ve 5 koltuklu ticari aracı olan Dokker hem özel hem de ticari kullanıma uygun olarak tasarlandı. Yeni Logan MCV ayrıca Dacia’nın geniş, pratik araçlar alanındaki güvenilirliğini de artırıyor

Bu ferah beş koltuklu station araç konforlu, pratik, geniş bir otomobil (hem yolcu hacmi hem de bagaj hacmi açısından) arayan sürücüler için günlük kullanım ve keyifli bir sürüş için dizayn edildi. Çekici tasarımı ve modern özellikleri Dacia otomobillerin en yeni kuşağına yapılan değerli bir katkı oluşturmasını sağlıyor. Dizel versiyonları ortalama 100 km2’de 3.8 litre gibi düşük yakıt tüketimi sunuyor.

Sağlam, çekici tasarım

Yeni Logan MCV, güç ve sağlamlık konusundaki vurgusuyla birlikte Dacia’nın yeni tasarım kimliğini taşıyor.

Cömert ve enerjik dış tasarım

Yeni Logan MCV, çekici tasarımıyla gurur duyuyor ve rekor derecede yükleme kapasitesi (bagaj hacmi 573 litre) ve cömert boyutlar (4.49 metre uzunluk, Yeni Sandero’dan 430 mm daha uzun), 2.7 m uzunluğunda olan malzemeleri taşıma olanağı sunuyor.

Yeni Logan MCV’nin görünümü artık daha dinamik. Yeni dizayn, Logan MCV’yi modern tarz trendine uygun hale getirirken geniş iç mekanından ödün verilmemiş. Yeni Logan MCV büyük bir araç, ve büyük olmaktan da gurur duyan bir araç!’

David Durand, giriş programı tasarım direktörü

Dışarıdan bakıldığında Yeni Dacia Logan MCV, enerjik bir görünüme sahip. tasarım özellikleri, güç ve sağlamlık çağrıştırıyor. Arka far ünitesinin üzerindeki siyah maske güç izlenimini vurguluyor.

Geniş, işlevsel ve akıl dolu iç mekan

Dıştan gözalıcı ve heybetli görünen Yeni Logan MCV, iç mekanda yüksek düzeyde kaliteye sahip. Dacia tasarım ekibi, Yeni Logan MCV’nin iç mekanının işlevsellik açısından müşteri gereksinimlerini karşılamasına büyük özen gösterdi. Ayarlanabilen sürücü koltuğu ve direksiyon simidi ile konforlu bir sürüş sağlıyor. Ergonomik iç mekanda ise tüm kumandalar direksiyon üzerinde veya çok yakınında yer alıyor.

Aracın iç mekan düzenlemesi son derece akılcı çözümler sunuyor: ön ve arka kapılardaki gözler, küçük cepler gibi detaylar sayesinde sürekli el altında olan, erişimi rahat, 16 litreden fazla saklama alanı mevcut. Bagaj bölmesi aparatı ilave yükleme imkanı sunacak şekilde sert bir malzemeden yapıldı. Tüm versiyonlarda standart olan kullanımı kolay 2/3-1/3 oranında katlanır/yatar arka koltuk sırası maksimum sevide çok yünlülük sunuyor.

Aynı fiyata daha fazla özellik

Dacia’nın daha düşük fiyata daha fazlasını sunma anlayışına uygun biçimde yeni olan tüm işlevsel, %100 kolay kullanımlı ekipmanlar Lodgy, Dokker, Yeni Logan ve Yeni Sandero’da olduğu gibi Yeni Logan MCV’de de sunuluyor.

MEDIA NAV 7 inç dokunmatik ekrana sahip, eksiksiz bir multimedya sistemidir. Bu sistem yardımıyla sorunsuz bir şekilde Bluetooth® teknolojisi ve 2D satnav ve 3d ekran üzerinden tüm navigasyon işlemleri gerçekleştirilebiliyor. Kişisel cihazlar da usb veya jak konektörüne rahatlıkla bağlanabiliyor.

Dacia Plug&Radio, son derece kolay kullanımlı ve verimli bir multimedya çözümü. Ön panelde yer alan ekranında üç satır halinde bilgi sunuyor. Dacia Plug&Radio sistemi radyodan, MP3-uyumlu CD çalardan, Bluetooth® teknolojisinden ve usb ya da jak konektörlerinden oluşuyor.

Hız sınırlayıcılı seyir kumandası, ayarı ve hız ayarı direksiyon simidi üzerindeki kumandalarla yapılabiliyor.

Arka parka sensörlerı, arka tamponda yer alan sensörler, arkadaki engeller konusunda sürücüyü uyarıyor.

Hidrolik direksiyon, daha fazla konfor ve sürüş keyfi için tüm versiyonlarda standart.

Daha iyi ekonomi/performans için yeni motorlar

Tıpkı Yeni Logan ve Yeni Sandero’da olduğu gibi Yeni Logan MCV’de iki motor seçeneği ile sunuluyor: 1.2 16v 75bg, hem fiyatı hem de bakım maliyetleri açısından ekonomiktir. Ayrıca yepyeni TCe 90 motoru ise üç silindirli, turbo benzinli bir motor olup Renault Grubu’nun motor konusundaki kusursuzluğunu temsil ediyor. TCe 90 ise tüy sıklet bir mucizedir; ağırlığı aynı güce sahip alışılmış bir motordan 15 kg daha hafiftir. Söz konusu motor çevik bir hızlanma sunuyor ve sürüş keyfini yakıt ekonomisi (5 litre/100 km2,) ve düşük CO2 salımları (116 g / km2) ile birleştiriyor.

Düşük yakıt tüketiminin rekor düzeyde olan 573 litrelik yükleme hacmiyle birleştiren Yeni Logan MCV, yakıt ekonomisi ile yük kapasitesi arasındaki en iyi oranı sunuyor. Bu şekilde bütçesini düşünen ve iyi bir taşıma kapasitesi arayan müşteriler için en iyi teklif haline geliyor.

Yeni Logan MCV aynı zamanda 66 kW (90 bg) veya 55 kW (75 bg) güce sahip iki Euro 5 1.5 dCi dizel motor seçeneği ile sunuluyor. 1.5 dCi motoru Renault Grubu’nun en çok satan motoru olup, güvenilirliği, performansı ve çevreye duyarlı özellikleri ile biliniyor. Yakın zaman önce gerçekleştirilen optimizasyon çalışmaları neticesinde, bu segmentte halen en düşük olan yakıt tüketimi (3.8 litre/100 km2) ve düşük salımın (99 g CO2 / km2) yanısıra hızlanma daha da iyileştirildi.

Dacia, aynı zamanda LPG’yi dizel yakıta ekonomik bir alternatif olarak sunmaya devam ediyor. Yeni Logan MCV bazı ülkelerde çift yakıtlı (benzin/LPG) 1.2 16v 75 motor ile satılıyor; böylece LPG modunda daha düşük bakım maliyeti ve daha düşük CO2 salımları (120 g /km2) ortaya çıkıyor. Tüm Dacia LPG araçlarına olduğu sürücü, benzin ve LPG arasında seçim yapmak için çok basit bir mekanizmaya sahip. Litre fiyatı 1?’dan az olan LPG, benzine oranla çok daha ekonomik bir tercih. Yaklaşık her 10 Dacia’dan 1’i (Pitesti tesisinde üretilen) LPG ile çalışıyor; bu da Dacia’nın pazara rekabetçi yüksek teknolojiler getirme çabasının bir sonucudur.

Daha da fazla yakıt ekonomisi için Eco Mode

Eco Mode fonksiyonu (bazı motorlarda) ile sürücü istediği her an optimize yakıt ekonomisi tercihinde bulunabilir. Eco Mode belirli motor ve iklim Kumanda parametrelerini sürücüye ve yolcuya göre ayarlıyor. Alışılmış sürüş stili ve yol koşullarına bağlı olarak Eco Mode sayesinde hem yakıt hem de CO2 salımlarında yüzde yüzde 10’a varan tasarruf sağlanabiliyor.

Yeni Logan MCV sayesinde, Dacia’nın en uygun tercih olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor: ekonomi / performans oranı daha iyi, fiyat / genişlik oranı rakipsiz ve fiyatı her zamanki gibi çok cazip.

Güvenlik; temel bir özellik

Yeni Logan MCV, Yeni Logan ve Yeni Sandero gibi geliştirilmiş kapsamlı güvenlik özellikleri içeriyor.

Aktif güvenlik

Elektronik stabilite kontrolü (ESC), Avrupa yönetmeliklerine uygun olarak bütün Euro 5 versiyonlarında standart olarak sunuluyor. Engellerden kaçınma, virajlada hakimiyeti kaybetme, ve kaygan yol yüzeyleri gibi zor koşullar altında araç stabilitesini sağlıyor. ABS, Acil Durum Fren Yardımı (EBA) ile geliştirildi; bu yardım, frenlemenin başlangıcından ABS’nin devreye girdiği noktaya kadar maksimum fren basıncını uygulamak için hidrolik sistemi otomatik olarak ayarlıyor.

Pasif güvenlik

Maksimum koruma için, Yeni Logan MCV sürücü ve ön yolcu hava yastıklarına ek olarak Avrupa’da bütün versiyonlarda hem sürücü hem de yolcu için sesli ve görsel emniyet kemeri uyarısı bulunuyor. Çocuk ve bebek koltuklarının hızlı ve sorunsuz biçimde yerleştirilmesi için iki dış arka koltukta Isofix bağlantılar bulunuyor. Tampon ve bagaj alanı da şekil, sağlamlık ve kalınlık açısından optimum düzeyde çarpma enerjisini almak ve önden çarpma durumunda yayaların olabildiğince korunması için özel olarak dizayn edildi.

Dacia DUSTER AVENTURE, GÖZ ALICI BİR OFF-ROAD ARACI

Dayanıklılığa gönderme yapan güçlü tasarımı ile, Duster, sağlam ve çekici bir SUV arayan sürücüleri büyüledi. Duster Aventure1 limited edition bir adım daha giderek, her şeyden uzaklaşmak isteyen sürücüler için uzaklaşabilmenin çekiciliğini ve eğlenceyi çağrıştırıyor.

Her yere giden araç dış çizgileri

Gösterişli olmadan, Dacia Duster Aventure1 olağanüstü özgün bir tasarıma sahip: tavan çubuğuna monte edilmiş spot lambalar3, ön ve arka kaydırma plakaları, arka farlardaki siyah maskeler, çekme halkası ve krikonun bulunduğu yerleri göstermek için kırmızı oklar ve “Duster’ yazılı yan korumalar. Özel çıkartmalarla aracın maceracı amacı vurgulanıyor ve Duster’ın üstünlük sağladığı motorsporları etkinliklerinin ruhunu yansıtılıyor.

Duster Aventure1 limited edition Ambiance versiyonunu temel alıyor ve iki renk seçeneği ile sunuluyor: Buzul Beyazı ve İnci Siyahı.

Ayrıca parlak beyaz çerçeveli özel radyatör ızgarası, 16′ jantlar, UV, kırılma, parlama ve ısıya karşı korumalı renkli camları içeren kaplama.

Dayanıklı, pratik iç mekan

Duster’ın başarı hikayesinde önemli bir yer tutan geniş, konforlu iç mekan beyaz üst dikiş, pusula motifi, ve Duster imzasını içeren özel bir döşeme ile geliştirildi. Parlak siyah konsol, dış tasarım ayrıntılarını yansıtıyor. Klima çerçeveleri, direksiyon simidi ve kapı kolları beyaz rengi ile kontrast oluşturuyor.

Olağanüstü Dış Mekan İşlevselliği

Duster Aventure1 limited edition SUV, her türlü yol koşuşuna uygunluğu ile 4×4 ve 4×2 versiyonu bulunuyor. Kontrol paneline yarı entegre olan garmin satnav sistemi içeriyor4. Bu araç içi gps ünitesi, sağlam ve su geçirmez tasarımıyla öne çıkıyor ve ömür boyu ücretsiz güncelleme sunan ve 45 ülkeli Avrupa harita sistemi, ayrıca nadir gidilen yollara sapıldığında gerekli olan bir topografik harita. Bu yeni limited edition, 2012 yılında garmin ile başlatılan ortaklığın, Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan garmin limited edition’ın ardından, ikinci aşamayı oluşturuyor.

 

EURASIA MOTO BIKE EXPO 2013 FUARI VE HONDA

Eurasia Motobike 2013 sezonun ilk fuarı olarak düzenlendi. Özellikle aksesuar ve motosiklet kıyafet ve güvenlik ekipmanları oldukça uygun fiyatlardan satışa sunulmuştu. Kimi markaların astronomik fiyatları ürünleri elit bir kesime hitap ederken uygun fiyatlı markalar da kaliteden yoksundu.

Tüm motosiklet stantlarını defalarca gezdik. Basın davetini kaçırdığımız için fotoğraf çekebilmek için stantların tenhalaşmasını beklemek durumunda kaldık. Ancak Honda standı bir türlü sakinleşmiyordu. Katılımcılar Honda’da bir motordan inip diğerine biniyorlar, hangisine sevdalanacakları konusunda kararsız kalıyorlardı.

NEDEN HONDA STANDI

Öncelikle Honda’yı fiyat politikası nedeniyle tebrik etmek, Honda’nın hakkını Honda’ya teslim etmek gerek. Honda Motosiklet’in Türkiye’de motosiklet satarak para kazanmanın ötesinde bir derdi var. Honda motosiklet kullanımı yaygınlaştırmak, motosiklet meraklılarına pek çok alternatif sunma derdinde. 

Türkiye gerçekleri düşünüldüğünde motosiklet kullanmaya hevesli yaşlı grubunun ekonomik imkanları göz önünde bulundurularak 5.000 TL’nin altında modellerin pazara sunulması markanın “motosiklet kültürü” derdini ortaya koyuyor. Olayın can alıcı tarafı pahalı motosikletleri herkes üretiyor. Televizyon programlarında bir atölyede 10.000 dolardan başlayan motosiklet üreten ustalar, kalfalar görüyoruz. Kaliteli ve yıllarca kullanılacak bir motosikleti bu fiyatlara üretip satabilmek ise gerçekten ustalık isteyen bir maharet.

Honda Türkiye’nin 5.000 TL nin altında 6 modeli;

NF 110    3,450 TL (CUB)

CB125ACE  3,150 TL (COMMUTER)

CB125E   3,650 TL  (COMMUTER)

CBF150 4,800 TL (COMMUTER)

Fizy 3,530 TL    (SCOOTER)

Spacy 4,400 TL (SCOOTER)

 

Honda Türkiye’nin 5.000 – 10.000 TL arası 6 modeli;

CBR 125   6,910 TL  (SUPER SPORT/RACER)

CBR 250  9,910 TL (SUPER SPORT/RACER)

CRF250L 9,990 TL (ON-OFF)

PS150  6,900 TL (SCOOTER)

PCX 6,110 TL (SCOOTER)

Honda Türkiye’nin 10.000 TL altında toplam   12 motosiklet modeli var.

Hepsi de yıllarca kullanılabilecek türden birbirinden güzel ve sağlam motosikletler.

Honda Türkiye’ye ülkemizin gerçeklerini bildiği ve fiyatlamayı bu şekilde yaptığı için birer motosiklet sever olarak ayrıca teşekkür ediyoruz.

BİR MOTOSİKLET EFSANESİ GOLD WING

İster motosiklete yeni başlayın, ister yeniden motorcu olacak olun Honda standına gidince birden fazla motosiklet düşü kuruyorsunuz. O modelden inip diğerine oturuyor ve soluğu 68.000 TL lik Gold Wing’in deri koltuğu üzerinde alıyorsunuz.

Gold Wing olayı ise ayrı bir başlık. Honda’nın pahalı motosiklet yapmanın marifet olmadığını gösterircesine “Eğer pahalı olacaksa bunun gibi olmalı” vecizesinin sözsüz hali. Kendisi 400 kilonun üzerindeki cüssesi 6 silindirli Boxer motoru ile gereksiz pahalı motorların hepsine bir cevap gibi; Gold Wing; iki tekerlek üzerinde dünyayı taşıyan dev.

BİR KAÇ HONDA HAYALİ DE BİZ KURDUK

Bir süredir motor binmeye ara vermiş, orta yaşlı otomobil editörleri olarak kaskımız ve tüm ekipmanımızla yeniden motor binmek için uygun zamanı beklerken Honda bir kaç modeli ile “O gün bugündür” dedi.

Öncelikle 250CC’lik CBR 250 her açıdan ömürlük bir motosiklet. Tasarımı hafifliği, ekonomik ve güçlü motoru ve en çok da 10.000 TL nin altında kalması için fazlaca uğraşılmış fiyat…

Daha sonra Naked Honda’lar arasında üzerine oturmazsanız küsecek bir NC700 vardı. O da 19.000 liralık fiyatı ve 2 silindir ve 670cc motoru fiyatı ile ömürlük bir olduğunu söylüyordu.

Üzerine oturduğunuz anda ayaklarınızın yere güvenle basması ve daha dik oturma konumu ile orta yaş için ideal bir motosiklet. Performans olarak ise otoyolda ve trafikte sürücüsünü asla ezdirmeyecek güçlü bir makineye sahip. Tasarım zaten Japon mühendislerinin ne kadar zevkli ve ileri görüşlü olduğunu yansıtır nitelikte.

MOTOBİKE 2013 İLE MOTOSİKLET SEZONU AÇILDI

Motosiklet tutkunlarının heyecanla beklediği Eurasia Motobike Expo 2013, 28 Şubat ? 3 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. Fuarın gözde markası Honda ise dokuzuncu salonda 630 metrekarelik standında en yeni dört modelini görücüye çıkartırken toplam 23 modelin yanısıra ilk kez bir ATV modelini de tanıtacak. Honda standı, kişisel mobilitede hareket özgürlüğü sağlayan U3-X gösterileri ile de ziyaretçilerine keyifli anlar yaşatacak.

Honda standında sergilenecek modeller arasında yer alan yeni CRF250L, hem trafikte, hem de off-road’da kullanılmak üzere, iki amaçlı tasarlanmış bir model olarak dikkat çekiyor. Cub motosikletlerin yaratıcısı olan Honda’nın 55 yıllık Cub deneyiminin ürünü olan WING-go modeli de Türkiye’de ilk kez motosikletseverlerin beğenisine sunulacak. WING-go modelinin yanısıra, efsane supersport CBR600RR’ın yeni versiyonu, ve yeni commuter CB125 Ace’de Türkiye’deki motosiklet tutkunlarıyla ilk kez buluşmaya hazırlanıyor. Honda bu seneki fuarda ilk kez bir ATV modelini de ziyaretçilerin beğenisine sunacak.

Honda Standında gerçekleştirilen basın açılışı sırasında konuşma yapan Honda Türkiye Direktörü İsmail Sümer, konuşmasında şunları söyledi: “Honda Türkiye olarak bizim de Türkiye’de gerçekleştirmek istediğimiz “Rüyalarımız” var. En büyük hedefimiz, Türkiye’de motosikletin günlük yaşantıda kullanımının geliştirilmesidir. Türkiye, milli gelir, iklim ve coğrafi şartlar açısından motosiklet kullanımına oldukça elverişli bir ülkedir. Fakat diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de motosiklet sahibi olma oranı oldukça düşüktür. Bunun en büyük nedeni, ülkemizdeki “motosiklet tehlikelidir’ düşüncesidir. Honda olarak birçok ülkede bu imajı değiştirmek için çalışmalar gerçekleştirdik. Bu çalışmalar sonucunda motosiklet sektörünün gelişmesinde büyük katkılarımız oldu.’

Konuşmasına motosiklet kullanımının yararlarını ayrıntılı olarak açıklayan Sümer, motosiklet kullanımının geliştirilmesi durumunda ülke ekonomisine ne kadar katkıda bulunulabileceğini ve kullanıcıların ne gibi avantajlar elde edebileceğini de açıkladı. Sümer, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Motosiklet kullanarak planladığınız saatte, hedeflediğiniz yere rahatça ulaşabilirsiniz. Trafik sıkışıklığının oluşturduğu stres ve gerginliği de böylece azaltabilirsiniz. Şimdiye kadar 3 saatte kat ettiğiniz yolu 1 saatte kat edebilirsiniz. Kazandığınız 2 saati de ailenize ayırabilir, hobilerinizi yapabilir veya arkadaşlarınız ile buluşabilirsiniz. Bunun dışında motosiklet kullanarak ulaşım giderlerinizden de tasarruf edebilirsiniz.

Hepinizin bildiği gibi büyük şehirlerde hava kirliliği hepimiz için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Eğer otomobillerin sadece 3’te birinin yerine motosiklet kullanılırsa, CO2 egzoz gazı salınımını da yaklaşık 3’te bir azaltmak mümkündür.

Çocuklarımıza ve torunlarımıza daha güzel bir Türkiye bırakabilmek için, motosiklet kullanımını yaygınlaştırmanın etkili bir sonuç vereceği inancındayım.’

Honda, güvenli sürüşe gösterdiği önemi, Motobike 2013 fuarında da vurgulamaya devam ediyor. Honda standını ziyaret eden motosikletseverler, kurulduğu 2005 yılından beri 10.000’den fazla sürücüye güvenli sürüş eğitimi veren Honda Motosiklet Eğitim Merkezi hakkında bilgi alma ve yeni dönem eğitimlerine kayıt olma imkanını yakalayacaklar. Ziyaretçiler ayrıca Türkiye’de ilk kez Honda tarafından hayata geçirilen ve müşterilerine motosiklet satın aldığı anda temel güvenli sürüş eğitimi vermeyi amaçlayan 4S bayi ağı hakkında detaylı bilgiye de sahip olacaklar.

Kişisel Mobilite’de Devrim: U3-X

Honda’nın ASIMO robot araştırmaları ile geliştirdiği kişisel mobilite cihazı U3-X, dünyanın her yöne hareket sağlayan ilk sürüş sistemi olarak dikkat çekiyor. Tıpkı insan yürüyüşü gibi ileri, geri, yana ve çapraz olmak üzere tüm yönlerde serbest hareket edebilen U3-X’te hız ve yönün ayarlanması için sürücünün vücut ağırlığını değiştirmesi yeterli oluyor. Kullanıcı bedeniyle eğildiği sırada hareket, dönüş ve durma eylemlerinin gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor.

Ayrıca, kompakt boyutlu ve tek tekerlekli sürüşe sahip U3-X, sürücünün ayak dayanaklarından zemine kolaylıkla ulaşmasını sağlayarak ve sürücüyü diğer insanlar veya yayalarla hemen hemen aynı göz seviyesinde konumlandırarak, hem kullanıcısına hem de çevredeki diğer insanlara dost olacak şekilde tasarlanan U3-X, fuar kapsamındaki gösterilerle ziyaretçilerin nefesini kesmeye hazırlanıyor.