5053873217 [email protected]

FESTİVALDE DÜNYANIN GÖZÜ TUBA BÜYÜKÜSTÜN’ÜN ÜZERİNDE İDİ

52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Rüzgarın Hatıraları’ filmi izleyiciyle buluştu.

Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda gösterimi yapılan filmi sinemaseverlerin yanı sıra, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Ömer Vargı ve diğer jüri üyeleri izledi. Filmin ardından yapılan söyleşiye yönetmen Özcan Alper, oyuncular Onur Saylak, Sofya Khandamirova, Mustafa Uğurlu ve Tuba Büyüküstün ile görüntü yönetmeni Andreas Sinanos katıldı.

tuba

Film İkinci Dünya Savaşı yıllarında, çevirmen ve ressam olan Aram’ın siyasi nedenlerle hayatını kurtarmak için İstanbul’dan kaçışını konu alıyor. Karadeniz’deki Sovyet-Gürcistan sınırında yer alan bir orman köyünde sıkışıp kalan Aram için bu kaçış, çocukluğuna dair kayıp zamanın izlerini aramaya dönüşüyor.

CAN DÜNDAR’I ÖRNEK GÖSTERDİ

Çekimleri Gürcistan’da yapılan filmin senaristi, aynı zamanda yönetmeni de olan Özcan Alper, filmin çocukken dinlediği ‘Soğuk Savaş’ dönemi hikayeleri, Aram Pehlivanyan’ın şiiri, Türkiye’den kaçarken, ölürken bile Karadeniz’in kıyısında Türkçe radyo dinlemesi, Nazım Hikmet’in Varna’dan yazdığı şiirler gibi olaylarla kafasında geliştiğini kaydetti. Alper, o yıllardaki otoritenin bugün de devam ettiğini belirterek, son olarak Can Dündar ve gazetecilerin tutuklanmasının buna örnek olduğunu söyledi. Alper, “Geçmişteki gibi otoriter rejimler bugün de entelektüeleri susturmaya çalışıyor. Can Dündar ve gazetecilerin tutuklanması bu yüzden. Ama görüldüğü gibi başarılı olamıyorlar. 70 yıl sonra, 100 yıl sonra bu filmler ortaya çıkıyor, kitaplar yazılıyor.” dedi.

“KARI-KOCA OLMAMIZ HİÇBİR ŞEY İFADE ETMİYOR”

Filmin oyuncularından Tuba Büyüküstün çekimler sırasında eşi Onur Saylak ile aynı sette hiç çalışamadığını, bu nedenle 3 ay görüşemediklerini söyledi. Bundan önceki filmlerinde eşiyle uzun uzun çalışma fırsatı yakaladığını anlatan Büyüküstün, “Her şeyden önce oyuncuyuz. Karı-koca olmamız, sevgili olmamız hiçbir şey ifade etmiyor. O başka, bu başka bir şey. Görüşmemek zordu ama keyifli bir setti.” diye konuştu.

DOROTHY’NİN ELBİSESİ 4,5 MİLYON TL’YE SATILDI

1939 yapımı klasiklerden Oz Büyücüsü filminde başrol oyuncusu Judy Garland’ın giydiği mavi elbise, ABD’nin New York kentinde düzenlenen bir açık artırmada yaklaşık 1.56 milyon dolara (4.5 milyon TL) alıcı buldu.

DOROTHY
Bonhams Müzayede Evi tarafından yapılan açık artırmada, Dorothy rolünü oynayan Garland’ın elbisesi, 1.56 milyon dolara (4 milyon 446 bin TL) alıcı buldu.

ZEYTİNLİ FESTİVALİ BU YIL YURT DIŞINA AÇILIYOR!

Bu sene, 20-23 Ağustos tarihleri arasında toplam 100.000’den fazla müzikseveri buluşturarak izleyici rekoru kırmayı başaran Zeytinli Rock Festivali, 2016 yılında uluslararası arenaya taşınıyor.afis_2016_2

Deniz, kum, güneş ve rock müzik sloganı ile yola çıkan Zeytinli Rock Festivali, gelecek yıl 25- 28 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek.

Katılımcılarına bol bol müzik, eğlence ve unutamayacakları bir rock tatili vaadeden ZEYTİNLİ ROCK FESTİVALİ, bu kez Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Almanya ve Kıbrıs’tan da amatör ve profesyonel grupların ve izleyicilerin katılımı ile gerçekleşecek.

Programın çok yakında açıklanacağı festivalin avantajlı ön dönem biletleri bugünden itibaren limitli sayıda satışa sunuluyor.
www.biletix.com

Bilet fiyatları: avantajlı limitli dönem

Kombine: 100 TL
Kamp / Kombine – 120 TL

‘maNga’ İLE KENDİ YOLUNDAN ŞAŞMA

Müzik dünyasına 2004 yılında bomba gibi düşen ve Türkiye’nin en sevilen gruplarından ‘maNga’, uzun bir aradan sonra yeni single çalışması ‘Kendi Yolundan Şaşma’ ile sevenleriyle buluştu. 26 Ekim tarihinde dijital platformlarda yayınlanan şarkı, şimdi de bomba gibi bir kliple geliyor!maNga

Mert İçgören yönetmenliğinde çekilen klibin görüntü yönetmenliğini Tuna Dalkılıç üstlendi. Alexa Mini ile çekilen klipte 2D after effect teknolojissi kullanıldı. Parçanın dinamik yapısını güçlendiren 2D görüntülerin kuratörlüğünü ise Mojofx firması üstlendi.

‘Manga’nın Kendi Yolundan Şaşma klibini YouTubeVevo sayfasında bulabilirsiniz.

EROL ALPSOYKAN HAYATINI KAYBETTİ

Sinema ve tiyatro oyuncusu Erol Alpsoykan hayatını kaybetti.

Erol Alpsoykan kimdir?

ALPSOYKAN

1941 yılında Ünye’de doğan Erol Alpsoykan, lise yıllarında tiyatroya başladı. Birçok tiyatro oyununda oyuncu ve yönetmen olarak dan yer alan Alpsoykan, 1970 yılında Gazi pedagoji bölümünden mezun oldu.

Sinema çalışmalarına 1976 yılında Anadolu Üniversitesi Televizyon Enstitüsü’nün kurulumu sırasında başladı.

1989 yılında,trt nin ödüllü senaryosu TALAZ ile birlikte dizi çalışmalarına başladı ve aralarında Üvey Baba, Hatırla Sevgili, Kuzey Rüzgarı, Pars Narkoterör, Yaban Gülü de bulunan birçok diziye de imza attı.

Alpsoykan son olarak KOD adı K.O.Z isimli sinema filminde yer aldı.

Sinema çalışmalarına 1976 yılında Anadolu Üniversitesi Televizyon Enstitüsü’nün kurulumu sırasında başladı.

1989 yılında,trt nin ödüllü senaryosu TALAZ ile birlikte dizi çalışmalarına başladı ve aralarında Üvey Baba, Hatırla Sevgili, Kuzey Rüzgarı, Pars Narkoterör, Yaban Gülü de bulunan birçok diziye de imza attı.

Alpsoykan son olarak KOD adı K.O.Z isimli sinema filminde yer aldı.

1. AHMET KİMDİR? 1. AHMET NEDEN ÖLDÜ?

1. Ahmet, 21 Aralık 1603’te Eyüp Sultan’da kılıç kuşanarak tahta geçti. 14. Osmanlı padişahı Sultan 1. Ahmet’in hayli ilginç bir hayat hikayesi var.

1. ahmet

Osmanlı İmparatorluğu’nun 14. Padişahı olan 1. Ahmet, 18 Nisan 1590 tarihinde Manisa’da dünyaya geldi.

Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Babasının vefatı üzerine 21 Aralık 1603’te Eyüp Sultan’da kılıç kuşanarak tahta geçti. Sultan I. Ahmet, Kanuni Sultan Süleyman’dan sonraki padişahlar içinde devlet işleriyle yoğun şekilde uğraşan ilk padişah olarak kabul edilir. Sultan I. Ahmet yakalandığı tifüs hastalığından kurtulamayarak 21 Kasım’ı 22 Kasım’a bağlayan gece 1617 yılında 27 yaşında vefat etti ve Sultanahmet Camiiyanındaki türbesine defnedildi.

Saltanatında, hanedan veraset sistemini değiştirip kardeş katli yasasını kaldırdı Yerine ailenin aklı başındaki en büyük üyesi padişah olur sistemini getirdi. Bu yeni yasanın, şehzadeler arasındaki rekabetin ve taht kavgalarının, taht için gerçekleştirilen kardeş katillerinin önlenmesi açısından Osmanlı tarihinde çok büyük önemi vardır.

KÖSEM

SULTAN AHMET GENÇ YAŞTA TAHTA OTURDU

Babası III. Mehmed’in üç oğlundan ikincisi olarak dünyaya gelmiştir. Ağabeyi Mahmud’tur. Askeri ve idari işlerle ilgili bir şehzade olarak bilinen ve padişahlık için en kuvvetli aday olan Şehzade Mahmud, tahta kast ettiği iddiası üzerine öldürülmüştür. Bu, I. Ahmed için de sürpriz bir gelişmedir. Böylece tahtın yolu kendisi için açılmış olur. Şehzade Ahmed, henüz 13 yaşındayken, 37 yaşındaki babası Sultan III. Mehmed vefat eder.
Sultan IAhmet tahta geçtiği sırada Avusturya Savaşı devam ediyordu. Osmanlı kuvvetleri Belgrad’dan Budin’e doğru ilerlemekteydi. Peşte (25 Eylül 1604) ve Hatvan kaleleri savaş yapılmadan kolaylıkla ele geçirildi. Osmanlı ordusu ilerleyerek Budin’in kuzeyinde bulunan Vaçkalesini ele geçirdi (16 Ekim 1604). Osmanlı Ordusu, Sultan I. Ahmet’in buyruğu üzerine Belgrad üzerinden Budin’e yürüdü. 29 Ağustos 1605’de Estergon Kalesi kuşatıldı ve tam karşısındaki Ciğerdelen kalesi fethedildi. 8 Eylül’de Vişegrad, 19 Eylül’de Saint Thomas (Tepedelen) kaleleri fethedildi. 3 Ekim 1605’de ise Estergon Kalesi teslim alındı.

Osmanlılar da, Avusturyalılar da art arda yapılan bunca savaştan dolayı sosyal ve ekonomik yönden çok yıpranmışlardı. Daha önce yapılan barış görüşmelerinden bir sonuç çıkmamıştı. Ancak 11 Kasım 1606’da Estergon-Komorin arasında Zitva suyunun TunaIrmağına döküldüğü yerde imzalanan Zitvatorok Antlaşmasıyla barış sağlandı.

Antlaşmaya göre Eğri, Estergon, Kanije kaleleri Osmanlılarda, Raab (Yanıkkale) ve Komarom kaleleri Avusturyalılarda kalacaktı. Avusturya bir kereye mahsus olmak üzere 200.000 altın savaş tazminatı ödeyecekti. Avustuya Arşidükü protokolde Osmanlı Padişahına eşit sayılacak ve Osmanlı padişahı Avusturya Arşidüküne yazışmalarda Kutsal-Roma İmparatoru (Cesar/Kaiser) unvanıyla hitap edecek, her üç yılda bir karşılıklı armağanlar gönderilecekti. Avusturya’nın Macaristan için ödemekte olduğu yıllık 30.000 altın vergi ise kaldırılacaktı. Zitvatorok Antlaşması, Osmanlıların lehine gibi görünse de Osmanlı Devleti artık eski gücünde değildi. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti’nin Avusturya karşısındaki üstünlüğü sona ermiş, siyasi dengeler Osmanlı aleyhine bozulmaya başlamıştır.

Anadolu beyliklerinin en uzun ömürlülerinden birisi olan Ramazanoğulları Beyliği, Yavuz Sultan Selim döneminde 1514 yılından sonra ise Osmanlılar’a tabi olmuştu. I. Ahmet dönemine denk gelen 1608 yılından sonra Adana’nın Halep’e; Sis ve Tarsus’un da KıbrısBeylerbeyiliğine bağlanmasıyla Ramazanoğulları Beyliği sona ermiştir. I. Ahmet, böylece Ramazanoğulları Beyliği’ne resmen son vermiş oldu.

SULTAN AHMET’İN KARDEŞİ DE TAHTA GEÇTİ

Yıldırım Bayezid döneminde başlayıp, Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmed) döneminde kanunlaşan kardeş katli yasasını kaldırmıştır. Yerine ekber ve erşet (ailenin aklı başında olan en büyük üyesi) sistemini getirmiştir. Böylece oğullarından üçü padişah olmuştur. Bunlar sırası ile; Genç Osman, IV. Murad ve İbrahim’dir. Ayrıca kardeşi Mustafa’yı da önceki padişahlar gibi katletmemiş, yaşamasına izin vermiştir. Nitekim kardeşi Mustafa da padişah olmuştur. Bu yeni kanun, kardeş katlini önlemesi açısından Osmanlı tarihinde büyük bir önemi haizdir.

ASLI BUZ