5053873217 [email protected]

YERALTI’NDA AÇAN LALELER!

Zeki Demirkubuz’un Yeraltı filmi İstanbul Film Festivali’nden eli boş dönmedi. Demirkubuz En İyi Yönetmen ödülünü alırken filmin başrol oyuncusu Engin Günaydın’a En İyi Erkek Oyuncu ölünün sahibi oldu.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Akbank sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali’nin ödülleri 14 Nisan Cumartesi gecesi Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki Kapanış Galası ve Ödül Töreni’nde sahiplerini buldu. Sunuculuğunu Memet Ali Alabora’nın üstlendiği 31. İstanbul Film Festivali Kapanış Galası ve Ödül Töreni, CNN TÜRK’ten canlı olarak yayınlandı.

Şakir Eczacıbaşı anısına verilen “Altın Lale Uluslararası Yarışma Ödülü”ne bu yıl, Julia Loktev’in Yalnız Gezegen / The Loneliest Planet adlı filmi layık görüldü. Julia Loktev ödülünü, Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi Başkanı Nuri Bilge Ceylan’ın elinden aldı.

Bu yıl Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi’nin başkanlığını şair-yazar, oyun ve senaryo yazarı Murathan Mungan üstlendi. Jürinin diğer üyeleri ise yönetmen Yüksel Aksu, Selanik Film Festivali temsilcisi Dimitris Kerkinos, oyuncu Nazan Kesal ve yapımcı ve dağıtımcı Alexandre Mallet-Guy. İstanbul Film Festivali’nde bu yıl Altın Lale Ulusal Yarışma’da 3 tanesi Türkiye, 5 tanesi dünya prömiyeri yapan 12 film jüri karşısına çıktı.

YERALTI 4 ÖDÜL ALDI, EN İYİ FİLM ‘TEPENİN ARDI’NA GİTTİ!

“Altın Lale Ulusal Yarışmada En İyi Film” ödülü Emin Alper’in Tepenin Ardı filmine verildi. Yönetmen Emin Alper ve yapımcılar Seyfi Teoman ile Enis Köstepen’e ödülü, Jüri Başkanı Murathan Mungan sundu.

“Altın Lale Yılın En İyi Yönetmeni” ödülü Yeraltı filminin yönetmeni Zeki Demirkubuz’a verildi. Zeki Demirkubuz ödülünü geçen yıl Ulusal Yarışma’da En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Tayfun Pirselimoğlu’nun elinden aldı.

Ulusal Yarışma’da Altın Lale’yi kazanan filme 150.000 TL, En İyi Yönetmene 50.000 TL para ödülü veriliyor.

Bu yıldan itibaren Onat Kutlar anısına verilmeye başlanan “Jüri Özel Ödülü”ne M. Tayfur Aydın’ın İz–Rêç adlı filmi layık görüldü. Filmin yönetmeni M. Tayfur Aydın’a ödülünü Altın Lale Ulusal Yarışma jüri üyesi yönetmen Yüksel Aksu takdim etti. Jüri Özel Ödülü bu yıldan itibaren festivalin “Türkiye Sineması” tema sponsoru Efes tarafından verilen para ödülü ile destekleniyor. Efes Türkiye Pazarlama Direktörü Özlem Çitçi, yönetmene bir sonraki filminde kullanılmak üzere 30.000 USD değerinde para ödülü verdi.

“En İyi Kadın Oyuncu” ödülü Belmin Söylemez’in yönettiği Şimdiki Zaman filmindeki rolü ile Sanem Öge’nin oldu. Oyuncuya ödülünü Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi üyesi oyuncu Alexander Fehling takdim etti.

Bu yıl Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçtiği “En İyi Erkek Oyuncu”, Zeki Demirkubuz’un yönettiği Yeraltı filmindeki rolüyle Engin Günaydın oldu. Engin Günaydın’a ödülünü, Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri Üyesi ve geçen yıl Ulusal Yarışma’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Nazan Kesal takdim etti.

En İyi Erkek ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazananlara 10.000’er TL para ödülü veriliyor.

Ulusal Yarışma’da “En İyi Senaryo Ödülü” Tepenin Ardı filmiyle Emin Alper ile Babamın Sesi filmiyle Orhan Eskiköy arasında paylaştırıldı. Emin Alper ve Orhan Eskiköy’e ödüllerini, Altın Lale Uluslararası Yarışma Jüri üyesi yapım ve dağıtım şirketi Memento’dan Alexandre Mallet-Guy takdim etti.

İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma’daki “En İyi Görüntü Yönetmeni” ödülü Yeraltı filmiyle Türksoy Gölebeyi’ne verildi. Türksoy Gölebeyi, ödülünü görüntü yönetmeni Uğur İçbak’tan aldı.

Altın Lale Ulusal Yarışma’da “En İyi Müzik Ödülü”nü İz–Rêç filmiyle kazanan Mustafa Biber ödülünü festivalde Sensiz Yaşanmaz adlı belgeseli gösterilen ünlü klarnet ustası Barbaros Erköse’nin elinden aldı.

Altın Lale Ulusal Yarışma’da bu yıl ilk defa verilen “En İyi Kurgu Ödülü”nü Yeraltı filmiyle Zeki Demirkubuz kazandı. Zeki Demirkubuz’a ödülünü, Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri üyesi ve Selanik Film Festivali temsilcisi Dimitris Kerkinos takdim etti.

ZİLHA’YA USTASINDAN TAM NOT

48 yıl önce sahnede Zilha karakterini canlandıran Gülriz Sururi, Keşanlı Ali Destanı’nı izledi. Songül Öden’e övgüler yağdırdı.

Yıllar sonra Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından yeniden sahnelenen Keşanlı Ali müzikalini Ataköy Yunus Emre Sahnesi’nde izleyen Gülriz Sururi oyun sonunda sahneye davet edildi… Oyunu çok beğendiğini söyleyen ve tek tek tüm oyuncuları tebrik eden Sururi ile Kerem Alışık aralarında bir kırgınlık olmadığını belirtirken, Kerem Alışık, “Gülriz Hanım başımızın tacı, yılların usta oyuncusu… Ona saygımız ve sevgimiz sonsuzdur. Keşanlı Ali için bir gala yapılmadı. Gala olsaydı baş misafirimiz olarak davet edilirdi mutlaka. Oyunu gelip izlemesi ayrıca bizim için bir onurdur” açıklaması üzerine aralarındaki yanlış anlama da ortadan kalktı. Özellikle 48 yıl önce kendisinin büyük başarıyla sahneye taşıdığı Zilha karakterini şimdilerde tiyatro sahnesinde canlandıran Songül Öden’i çok beğendiğini söyleyen Gülriz Sururi, “Çok eski günlere gittim bu aksam” dedi.

Keşanlı Ali Destanı Müzikali, 28 Nisan Cumartesi Kozzy Alışveriş Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak.

GALİP TEKİN’İN ACAYİP HİKAYESİ HALUK BİLGİNER’LE DEVLEŞTİ

Türkiye’de ilk kez karikatürden beyazcama uyarlanan Galip Tekin’in ‘Acayip Hikayeler’i ilk bölümüyle ekrana geldi.

Planlı olarak ayın 13’ünde ve cuma günü ekrana gelen yapımın ilk konusu ‘öldürmek’ti. Her bölümde farklı oyuncu ve yönetmenlerle hayat bulacak projenin ilk bölümünde Haluk Bilginer ve Şevval Sam kamera önünde, Yusuf Nihat Özcan ise yönetmen koltuğundaydı.

Hayatın ne kadar acımasız olduğunu seyircinin tam da gözüne sokarak anlatan bölümün satır aralarındaki cümlelerde ilginç anekdotlar dikkati çekti. Çok zengin, reklamcı bir adamla intihar eden bir kadının hayatlarının kesişmesini anlatan bir hikayede Haluk Bilginer, öldürme fantezisini gerçekleştirmek için intihar etmek üzere olan bir kadına 2 milyon dolar veriyor. Kadın parayı kabul ediyor, adam içi geçercesine kadını öldürüyor ve olayın sonunda kadının intiharının bir kurmaca olduğu, adamın bir reality show kandırmacasının içinde olduğu sürprizi hikayenin kahramanı ve izleyiciyi şaşırtıyor.

Hikayelerin dördüncü bölümünde Veli Çelik yönetmen koltuğuna oturacak ve Irmak Ünal uzun bir aradan sonra ilk kez kamera karşısında olacak. Hikayede Altan Erkekli’de her zaman canlandırdığı rollerin aksine şiddet uygulayan bir baba olacak. Karabüyü Kadriye adını taşıyacak olan hikayede Kaan Urgancı da izleyenleri şaşırtacak.Türkiye’nin en önemli mizah dergilerinin hepsinde çizerlik yapan Galip Tekin hayata dair sert ve acımasız çizgileriyle tanınıyor. Hikayelerin ekrana taşınması ünlü çizerin takipçileri tarafından ‘çılgınlık’ olarak yorumlansa da ortaya çıkan sonuç hem yapımcıyı hem de Tekin’i mutlu ediyor. Dizide anlatıcı olarak yer alan Hayko Cepkin ilk üç bölümden sonra Acayip Hikayeler’le çalışmayı bıraktı. Yerine kimin geleceği ise netlik kazanmadı.

Yeniden Galip Tekin’e dönecek olursak; Tekin aynı zamanda bir dönem Taksim’in en meşhur mekanı olan Kemancı’nın da ortağı. Çizdiklerini dergilerin yanı sıra Tuhaf Hikayeler adlı iki bölümlük bir kitapla da okuyucusuyla paylaştı. Çizer dünyasının en cesur kalemlerinden biri olarak bilinen Galip Tekin’in en sevilen hikayeleri arasında  Alavarza, Delik, Son Neoplan, Tursuntur bulunuyor.

Nurbanu GÜNEY ELBİR

MASUMİYET MÜZESİ ROMANDAN 4 YIL SONRA AÇILIYOR

Orhan Pamuk’un 2008 yılında yayımlanan Masumiyet Müzesi kitabına konu olan müze 28 Nisan’da ziyaretçilerine kapılarını açacak. Ziyaretçiler müzede Füsun ile Kemal’in izini sürecek.

1970’lerden 2000’lere uzanan bir aşk hikayesini konu alan Masumiyet Müzesi artık sadece okunabilir değil aynı zamanda gezilebilir hale geldi. Kitapla aynı adı taşıyan müze 28 Nisan’da, romanın yayımlanmasından tam 4 yıl sonra ziyaretçilerine kapılarını açacak.

HER EŞYADA BİR SATIR

Romanı okuyan hemen hemen her okuyucunun son sayfalarda kitabı kapatıp müzeyi gezme isteği duyduğu olmuştur. Füsun’un küpeleri öncelikli olmak üzere romanda Kemal’in topladığı her eşyaya bakma dokunma isteği müze sayesinde gerçek olacak. Kemal’in olmasa da Orhan Pamuk’un 15 yıldır topladığı ve romanda Füsun’un ailesinin yaşadığı ev olarak anılan Çukurcuma’daki binada açılan müze sadece romanı okuyanların değil, romanı hiç görmemiş olanların bile ilgisini çekecek binin üzerinde eşya barındırıyor. Kitabı okuyanların baktıkları her eşyada Masumiyet Müzesi’nden bir satırı hatırayacakları müzedeki eşyalar dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergileniyor.

MÜZE BİLETİ KİTAPTA

Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanının son sayfalarındaki bileti gişede damgalatarak bedava (1) bilet almak mümkün. Kitabınızla müzeye girmeden önce onu bilet gişesinden damgalatıp biletinizi almanız gerekiyor. Onun dışında Salı, Perşembe ve Pazar 10.00-18.00 arası Cuma ise 10.00-21.00 saatleri arasında gezilebilecek müzeye giriş için öğrenciler 10 TL, diğer kişiler 15 TL ödeyecek.  Türk vatandaşı olmayan ziyaretçiler ise 25 TL ödeyecek.

“CAN’LI KİTAP GÜNLERİ”NDE SAHNEYE PITIRCIK ÇIKIYOR!

Can Çocuk Yayınları ile Kumbaracı50Çocuk işbirliği ile her yaştan çocuklar için düzenlenen “Can’lı Kitap Günleri” nisan ayında, yediden yetmişe herkesin sevgilisi Pıtırcık’ı sahneye taşıyor.

Çocuklara tiyatroyu sevdirmenin yanı sıra, özellikle tiyatroya gitme alışkanlığını da kazandırmak amacıyla her ay düzenli olarak gerçekleştirilecek etkinliklerde, Can Çocuk Yayınları’ndan seçilen bir öykü kitabının birkaç öyküsü ya da bir çocuk romanının bölümleri okunuyor ve aynı anda da sahneleniyor.

Ücretsiz olarak düzenlenen etkinliklerde amaç, çocuklara yalnızca eseri okumak yerine, eserin dünyasından karakterleri oyun yoluyla tanıtmak, dinledikleri eseri kukla, nesne ve benzeri materyallerle o anda zihin dünyalarında canlandırabilmelerini sağlamak. Aynı zamanda çocuk edebiyatı için eserler veren yazarlarımızla çocukları bir araya getirmek…

Daha önce Sevim Ak, Can Göknil ve Behiç Ak’ın öykülerinden uyarlanan oyunları sahneye taşıyan, aynı zamanda yazarlarla çocukları da bir araya getiren “Can’lı Kitap Günleri”, sezonun son oyunu 22 Nisan Pazar günü saat 15.00’da Kumbaracı 50 sahnesinde olacak.

Ekim ayında, yeni sezonla birlikte “Can’lı Kitap Günleri” de devam edecek…

ORTAÇGİL TURNESİ BAŞLIYOR

Usta sanatçı Bülent Ortaçgil, ‘Sen’ isimli turnesinde aynı isimli albümüne ve Ortaçgil klasiklerine yer vererek ilginç bir rota izleyecek.

Ortaçgil’e, usta müzisyenler Baki Duyarlar (klavye), Cem Aksel (davul), Gürol Ağırbaş (bas gitar), Birol Ağırbaş (perküsyon) ve Barlas Tan Özemek (elektrik gitar) enstrümanlarıyla eşlik ediyor. Ortaçgil’in son albümü ‘Sen’ Ada Müzik’ten yayınlamıştı.

Nisan Ayı Bülent Ortaçgil Turne Programı :
14 Nisan Cumartesi – Çanakkale Mask Bar
16 Nisan Pazartesi – Diyarbakır Dicle Üniversitesi Konferans Salonu
17 Nisan Salı -Mardin Artuklu Üniversitesi Konferans Salonu
18 Nisan Çarşamba – Şanlıurfa Sti AVM
19 Nisan Perşembe – Adana Latino Bar