5053873217 [email protected]

BEBEK ŞENLİĞİ’NDE PROGRAM DOPDOLU

Geleneksel hale gelen ve 7.’si düzenlenen Bebek Şenliği, İstanbullular’ı yine dolu bir programla karşıladı. Bugün başlayan şenlikte haftasonu program dopdolu.

Birbirinden seçkin markalar, genç sanatçıların eserlerinden oluşan standlar, genç ve özgün tasarımcılar, vintage kıyafetler, el yapımı takılar, kitap, hediyelik eşya ve ev aksesuarları gibi çeşitli ürünler bu sene de Bebek Şenliği’nde sizleri bekliyor! 8-9-10 Haziran tarihlerinde Bebek Şenliği’ne uğrayabilirsiniz.

Bebek Şenliği Programı

8 Haziran 2012, Cuma
18:30 Ambulans Band
20:00 Sattas
21:30 Virgin Radio DJ

9 Haziran 2012, Cumartesi
13:00 Yogha (Şebnem Akbulut ile çocuk yogası)
14:30 Yamaha Class
16:00 Social Inclusion Band
19:00 Matmazel
20:30 Rebel Moves
22:00 Virgin Radio DJ

10 Haziran 2012, Pazar
15:00 Murat Ercan
18:00 Friends ve Vahram Gesar DJ set
20:30 Luxus

MEHMET ERDEM’İN İLK ALBÜM KONSERİ JOLLY JOKER’DE

Leyla ve Mecnun dizisinin müziklerini yapan müzisyen Mehmet Erdem ilk albümünü piyasaya çıkardı. Merakla beklenen konser 12 Haziran’da. 
Uzun yıllardır yaptığı film ve dizi müzikleriyle isminden sıkça söz ettiren ve bu başarısını bir de Altın Portakal ile taçlandıran Mehmet Erdem, ilk solo çalışması “Herkes Aynı Hayatta” isimli albümünü 2012 Nisan ayında Sony Music etiketiyle müzikseverlerin beğenisine sundu. Son dönemin en sevilen ve izlenen dizilerinden “Leyla ile Mecnun”un da müziklerini yapan sanatçı, çıkış şarkısı Sezen Aksu imzalı “Hakim Bey” yorumu ile büyük beğeni topladı. Mehmet Erdem “Herkes Aynı Hayatta” isimli albümü ile D&R satış listelerinde bir ay gibi kısa bir sürede 7 numaraya kadar yükselerek başarısını bir kez daha kanıtlamış oldu.

Sadece müzik dünyasında değil aynı zamanda medyada da büyük beğeni toplayan ve Türkiye’nin Leonerd Cohen’i olarak adlandırılan Mehmet Erdem’in, kendine has vokalini daha geniş kitlelere tanıtacağı ve Türk Pop müziğine yeni bir heyecan katacak olan albümünün ilk konseri 12 Haziran Salı saat 22:00’de Jolly Joker sahnesinde gerçekleşecek.

KANIT’IN KOMİSERİNİ HİÇ BÖYLE GÖRMEDİNİZ

Kanıt dizisindeki komiser Orhan rolüyle milyonları ekran başına kilitleyen Engin Benli, “Kırık Midyeler” filminde sürpriz bir rolde!

Genç yönetmen Seyfettin Tokmak’ın ilk filmi olan Kırık Midyeler’de göçmenlerin kaldığı bir pansiyonun işletmecisi rolündeki Benli, bu kez karanlık tarafa geçiyor.

Yasadışı işlerle uğraşan, sert ve acımasız Cevat rolündeki Engin Benli’ye; küçük oyuncular Seydo Çelik, Uğur Barış Mehmetoğlu ve İpek Kızılörs eşlik ediyor.

İstanbul’da para biriktirerek Almanya’ya gitme hayalleri kuran Mardinli iki çocuğun ve Bosnalı bir kızın, hayata dostlukla direnmelerinin öyküsü olan Kırık Midyeler, 22 Haziran’da vizyonda.

NURİ BİLGE CEYLAN YEŞİLÇAM’DA ÖDÜLLERİ KİMSEYE BIRAKMADI

Yeşilçam Film Akademisi ödülleri dün gece sahiplerini buldu. Bu yıl ilk kez düzenlenen geceye tam 9 ödül kazanan Nuri Bilge Ceylan’ın “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmi damgasını vurdu.

Gecede ödül kazanan eserlerin listesi şöyle:

– En İyi Film: “Bir Zamanlar Anadolu’da”
– En İyi Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan (“Bir Zamanlar Anadolu’da”)
– En İyi Kadın Oyuncu: Rüçhan Çalışkur (“Türkan”)
– En İyi Erkek Oyuncu: Taner Birsel (“Bir Zamanlar Anadolu’da”)
– En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: İdil Fırat (“Nar”)
– En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Fırat Tanış (“Bir Zamanlar Anadolu’da”)
– En İyi Senaryo: Ebru Ceylan, Ercan Kesal, Nuri Bilge Ceylan (“Bir Zamanlar Anadolu’da”)
– En İyi Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki (“Bir Zamanlar Anadolu’da”)
– En İyi Sanat Yönetmeni: Elif Taşçıoğlu (“Gölgeler ve Suretler”)
– En İyi Müzik: “Aşk Tesadüfleri Sever”
– En İyi Şarkı: Selim Demirdelen, Jehan Barbur (“Nar”)
– En İyi Gişe Kıran: “Eyyvah Eyvah 2”
– En İyi Dijital Efekt: 1000 Volt, (“Aşk Tesadüfleri Sever”)
– En İyi Ses: Mehmet Serter (“Bir Zamanlar Anadolu’da”)
– En İyi Kurgu: Nuri Bilge Ceylan, Bora Gökşingöl (“Bir Zamanlar Anadolu’da)
– En İyi Saç: “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”
– En İyi Makyaj: “Bir Zamanlar Anadolu’da”
– En İyi Kostüm: “Gölgeler ve Suretler”
– En İyi Belgesel: Sarıkeçililer (Yön.: Yüksel Aksu)
– En İyi Kısa Film: “Magnus Nottingham (Yön.: Ayçe Kartal)

VENUE’DE ‘GÜL SENİN TENİN’ DİYECEK

Söz ve müziği kendine ait olan Pasaj Müzik etiketiyle yayımlanan “Gül Senin Tenin” şarkısıyla büyük bir çıkış yakalayan Bora Duran, 15 Haziran Cuma gecesi 2012 Venue’ye konuk oluyor.

Konserlerinde enerjisi ve samimiyetiyle herkesi kendine hayran bırakan Bora Duran, “Gül Senin Tenin” şarkısıyla popülaritesini ani ve çarpıcı bir biçimde arttırdı. Yıllardır sahnede yorumladığı şekilde düzenlediği, bir Fikret Kızılok klasiği “Bir Harmanım Bu Akşam” coverı, bugünlerde müzik televizyonları ve radyolarda en beğeni toplayan şarkılarından biri.

Bugüne kadar birçok sanatçının albüm projesine klasik kemençe, gitar, perdesiz gitar ve sesiyle eşlik eden Bora Duran, Pasaj Müzik etiketiyle yayınlanan “Her Sabah” adlı albümünden şarkılarının yanı sıra, cover parçalara da yer vereceği performans gecesinde, belki de kendisini ilk kez sahnede izleyecek olan müzikseverlere benzerine nadir rastlanan bir canlı müzik ziyafeti vadediyor.”

BIRAKTIM ACININ ALKIŞLARINA 3 HAZİRAN 63’Ü…

Nazım Hikmet ölümünün 49. yılında anıldı. 3 Haziran 1963’te dünyaya gözlerini kapayan şair, tıpkı ölümündeki gbi 49 yıl sonra hala vatan hasreti çekiyor.

NAZIM HİKMET’E SAYGIYLA

Demek ki göçtü usta
Kaldı yürek sızısı geride kalanlara…
Yıllar var ki ter içinde
Taşıdım ben bu yükü
Bıraktım acının alkışlarına…
3 HAZİRAN 63’ü…
Uy anam anam
Haziranda ölmek zor
Hasan Hüseyin Korkmazgil, “Haziran’da ölmek zor” adlı şiirinde, 3 Haziran 1963 tarihinde yaşama veda eden şair Nazım Hikmet özlemini bu sözlerle anlatıyordu. İşte, ölümünün bu yıl dönümünde Türkiye’nin büyük şairlerinden biri olan Nazım Hikmet Ran’ı 11 Eylül 1961 yılında Doğu Berlin’de kendi kalemiyle yazdığı otobiyografisi ve unutulmayan şiirleriyle saygıyla anıyoruz.

OTOBİYOGRAFİ

1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim

kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin

hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir

otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ’dan Havana’ya

Lenin’i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924’de
961’de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır

partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim

951’de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52’de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü

sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo’ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın

içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana

başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim

bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu

yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye’mde Türkçemle yasak

kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.