5053873217 [email protected]

Ucuz Roman 2 mi Geliyor?

John Travolta, Uma Thurman, Samuel L. Jackson ve Harvey Keitel, başrollerinde yer aldıkları Quentin Tarantino imzalı ‘Ucuz Roman’ın (Pulp Fiction) ilk çıkışından bu yana geçen 30 yılı kutlamak için bir araya geldi.

1995 yılında ‘En İyi Film’ dâhil 7 dalda Oscar’a aday gösterilen ve ‘En İyi Orijinal Senaryo’ Oscarı’nı kazanan fenomen filmin yıldızları, Hollywood’da düzenlenen 15. TCM Klasik Film Festivali’nde 1994’ün hit filminin gösteriminde buluştu.

Cora Sue Collins, Rosanna Arquette, Phil LaMarr, Julia Sweeney, Frank Whaley ve Eric Stoltz gibi isimlerin de katıldığı özel etkinlikte filmin yıldızları kırmızı halıda poz verdi.

‘Ucuz Roman’ (Pulp Fiction), yönetmen Tarantino’nun, Harvey Keitel’ın da rol aldığı ‘Rezervuar Köpekleri’ni (Reservoir Dogs) 1992’de gösterime çıkardıktan sonra bir film yapımcısı olarak ana akım başarıya giden atılımını simgeliyordu.

 

İntihar Planları Yapmış

‘Breaking Bad’ dizisi yıldızı Giancarlo Esposito, parasızlık yüzünden bir zamanlar kendi cinayetini planladığını itiraf etti. 2009 ile 2011 arasında ünlü dizide 26 bölüm boyunca ‘Gus Fring’ karakterine hayat veren 65 yaşındaki ABD’li oyuncu, 2008’de iflas etmek üzere olduğunu, bu nedenle çocuklarına mali destekte bulmak için kendisiyle ilgili çılgınca planları olduğunu anlattı.

Eski eşi Joy McManigal’den dört kızı olan ünlü oyuncu, katıldığı radyo programında, “Beynimdeki çıkış yolu şuydu: Biri intihar ederse hayat sigortası alınır mı? Karımın bunu neden sorduğum hakkında hiçbir fikri yoktu. Plan yapmaya başladım. Eğer beni öldürecek biri olsaydı, talihsizlik sonucu ölseydim, çocuklarım sigortayı alırdı” ifadesini kullandı.

“KENDİMİ YOK ETMEYİ DÜŞÜNDÜM”

“Dört çocuğum vardı. Onların bir hayat yaşamalarını istedim. Zor zamanlardı. Kelimenin tam anlamıyla hayatta kalabilmeleri için kendimi yok etmeyi düşündüm” diyen Esposito, ölümü çıkış yolu olarak görürken, çocuklarının ömür boyu yaşayacağı travmaya sebep olmak istemediğini söyledi.

“Bu bir çıkış yolu olduğuna dair ilk işaretti ama ben burada çocuklarımın yanında olmayacaktım” diyen ünlü oyuncu; “Sonra bunun geçerli olmadığını düşünmeye başladım. Çünkü onlara vereceğim acı, ömür boyu sürecek ve uzaklaşmaya çalıştığım nesiller arası travmayı daha da uzatacak, hayat boyu sürecek bir travma olacak” şeklinde konuştu.

‘BREAKING BAD’ HAYATINI KURTARDI

“Tünelin ucundaki ışık Breaking Bad’di” diyen oyuncu, parasal sıkıntılar yaşadığı, hatta cinayetini planladığı dönemden bir yıl sonra diziye katıldı ve dünya çapında yıldızı parladı.

‘Breaking Bad’deki rolü ona ‘The Mandalorian’, ‘The Boys’, ‘The Gentlemen’ ve ‘Parish’ gibi dizilerin kapılarını açtı, kariyerinin gidişatı büyük ölçüde değişti.

 

 

 

Akli Dengesi ile İlgili 3 Farklı Rapor

İbrahim Tatlıses, torunu Mert Tatlıses ile davalık olmuştu. Mahkeme, torununun Sarıyer’deki dairesinde kira ödemeden oturduğunu öne süren İbrahim Tatlıses’i haklı bulmuştu.

Ahmet Tatlıses, oğlu Mert’i evinden çıkaran babasına adeta ateş püskürmüş ve sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda şu ifadelere yer vermişti: Geçtiğimiz günlerde İbrahim Tatlıses’in yine beni ve oğlumu hedef alan söylemlerinden sonra açıklama yapmam elzem oldu. Ramazan ayı ve bayram dâhi dinlemeyen İbrahim Bey’in asılsız ithamlarından sonra ben de birkaç şey söylemek istiyorum. Oğlum Mert’e yıllar önce kendi isteği ve rızasıyla sahip olduğu evlerden birini verdi. Verdi derken tapusunu değil tabii ki de… Zaten aynı sitede bulunan diğer evlerinde de rahmetli babaannem ve amcam yaşıyordu. Oğlum 6 yıl önce evlendi ve orada ailesiyle yaşamaya devam etti. Sonra kendisi bunu yeni fark etmiş gibi dava açtı. Oğlumun evi terk etmesini ve geriye dönük kiraları faiziyle istedi. Düşünün bir eviniz var ve siz yıllar sonra fark ediyorsunuz ki, evinizi torununuzu işgal etmiş ve siz yıllarca bunu fark etmemişsiniz. Ne kadar enteresan değil mi? Ben alışkınım elbette… Oğlumun ağrına gitti ama asıl sebebini İbrahim Tatlıses’in yaşadığı gelgitler ve bana olan tepkisinden olduğunu biliyoruz.

 

 

Ahmet Tatlıses’in açıklamasının ardından oğluna sitem eden İbrahim Tatlıses, “Ahmet, bana ‘Akli melekeleri yerinde değildir’ diyerek iftira attı. ‘Sağlamdır’ raporu almak için beş tane hastane dolaştım. Hepsi, ‘akıl sağlığı yerindedir’ raporu verdi. Yetinmedim, bir de adli tıptan rapor aldım. Hâkim, ‘Akıl sağlığı yerinde değilse, bin 500 şarkıyı nasıl ezbere okuyor?’ dedi. Ahmet, şimdi görecek. Baba – oğul ilişkisi nasılmış, görecek. Bodrum’da verdiğim dört evi de kendisinden alacağım. Evlatlıktan reddedemiyorum, ama reddi miras yapacağım. Artık yok öyle beleşten bir hayat. Bundan sonra babalık neymiş, görecek gününü” demişti.

“BİRBİRİ İLE ÇELİŞEN ÜÇ ADET SAĞLIK RAPORU VAR”

Tüm bunların ardından Ahmet Tatlıses, avukatı aracılığıyla açıklama yaptı. “Son günlerde Sayın Ahmet Tatlıses ve İbrahim Tatlıses arasında devam eden hukuki süreçlerle ilgili basına yansımış gelişmeler üzerine tarafımızca açıklama yapmak ve devam eden hukuki süreçler ile ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmek gereği hasıl olmuştur” şeklinde başlayan paylaşımda; şu ifadeler yer aldı: Müvekkil Sayın Ahmet Tatlıses tarafından babası İbrahim Tatlıses’e vasi atanması talebi içeren dava dosyasında, İbrahim Tatlıses’in akıl sağlığı durumuyla ilgili birbiriyle çelişen üç adet sağlık raporu bulunmaktadır. Ancak iş bu sağlık raporlarının düzenlenmesine vesile olan tıbbi muayenelerin en kapsamlısı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından yapılmış ve kapsamlı muayene neticesinde İbrahim Tatlıses’in akli dengesinin tam olarak yerinde olmadığına dair rapor tanzim edilmiştir. Sürecin devamında İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce İbrahim Tatlıses’in adli tip kurumuna sevkine karar verilmiş, ancak İbrahim Tatlıses adli tıp kurumunca verilmiş olan randevu günlerine iki kez uymayıp yargılama sürecini yavaşlatmış ve neticeten yine kendisi için verilmiş randevu günlerinden farklı bir tarihte adli tıp kurumuna gitmiştir.

 

Suç Belgeselinde Yapay Zeka Manüplasyonu

Netflix, gerçek suç belgeseli “What Jennifer Did”de yapay zeka tarafından manipüle edilmiş görüntüler kullanmakla suçlanıyor. Belgeselin 28. dakikasında ortaya çıkan görüntüler, deforme olmuş parmaklara, şekilsiz yüz hatlarına ve arka plandaki şekil değiştirmiş nesnelere kadar yapay zeka tarafından üretilen bir görüntünün tüm özelliklerini taşıyor.


Netflix’in suç belgeselinde yapay zeka manipülasyonu
Netflix, yakın tarihli bir “gerçek suç” belgeselinde yapay zeka tarafından üretilmiş gibi görünen görüntüler kullandı. Belgesel, 2010 yılında Kanada’da yaşayan Jennifer Pan adında bir kadınının cinayet planlama hikayesini anlatıyor.

Çevrim içi dizi ve film platformu Netflix, iddiaya göre yapay zeka teknolojisini Jennifer’ı “neşeli, mutlu, kendine güvenen ve samimi” göstermek için kullandı.

NETFLİX AÇIKLAMA YAPMADI

Netflix’in “What Jennifer Did” belgeselinin 28. dakikasında ortaya çıkan görüntüler, deforme olmuş parmaklara, şekilsiz yüz hatlarına ve arka plandaki şekil değiştirmiş nesnelere kadar yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir fotoğrafın tüm özelliklerini taşıyor.

Netflix henüz bulguları doğrulamadı ancak görüntülerde açık manipülasyon işaretleri görülüyor ve hiçbir zaman yapay zeka tarafından oluşturulduğu açıkça bildirilmedi.

Yılmaz Erdoğan Şikayetçi Olmayacak

Manken Cansu Taşkın, Yılmaz Erdoğan ile hakkında çıkan aşk dedikodularını doğrulamıştı.

Cansu Taşkın, ünlü oyuncuyla aşk yaşadığını; “Evet, haberler doğru” diyerek itiraf etmişti.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra da Yılmaz Erdoğan ile Cansu Taşkın’ın romantik anları da ortaya çıktı. Taşkın’ın kardeşi Elif Vurgun, Erdoğan’ın ablasına sarıldığı anları sosyal medya hesabından yayımladı. Bu görüntüler magazin gündemine oturdu.

 

Sosyal medyaya sızdırılan görüntüler sonrası Yılmaz Erdoğan’ın, Cansu Taşkın ve Elif Vurgun’a dava açacağı iddia edildi.

Yaşananların ardından Yılmaz Erdoğan sessizliği bozdu. Erdoğan; “Geçtiğimiz yıl yaşanmış ve sona ermiş bir ilişki ‘garip’ bir şekilde gündeme geldi. Artık bu konunun kapatılmasını rica ediyorum. Kimseyi dava etmiyorum. Herkesin ve her şeyin sadece iyi yanlarını hatırlıyor, gerisini unutuyorum. Sevgilerimle…” dedi.