5053873217 [email protected]

2012 Aralık ayında 1. Yılını kutlayan dijital platformun en etkili moda dergisi Unspoken Magin 1. Yıl özel sayısının kapak konuğu, attığı her adım ile yankı uyandıran, gençliği ve güzelliği ile göz kamaştıran efsanevi oyuncu Nebahat Çehre oldu!

Aşk-ı Memnu ve Muhteşem Yüzyıl gibi dev yapımlardaki rolleriyle büyük hayranlık uyandıran ve stiliyle her daim konuşulan Çehre, derginin Yayın Yönetmeni Uğur Çokiçliye verdiği röportajda, soruların hepsini tüm samimiyetiyle ve cesurca cevapladı.

Çehre’nin röportajından satır başları şöyle:
1999 depreminden sonra bütün saten geceliklerini dağıttım, ne olur ne olmaz diye. Boxer’la uyuyorum. Evdeki halim çok sadedir, alıştığınız salon kadını imajından uzağım.

Şöhrete sırtımı dayamam, bir gün ben de unutulacağım.

Benim aradığım vasıflarda birini bulmak çok zor! Bekar olması gerekiyor, toplumda bir yeri olması, beni kaldırması ve benim onu kaldırmam gerekiyor. Karşıma beni heyecanlandıracak kimse çıkmadı

Güçlü duruşumu bozmam. Gardımı indirmem. Duygusal anlarımda yalnız kalmak isterim. Kimseye duygusal çöküşlerimi göstermem. Kimse beni ağlarken görmedi, ailem bile. Deşarj olmak istediğimde arabama binip ağlarım.

Aşk-ı Memnu dizisindeki Firdevs Yöreoğlu karakterindeki salon kadını imajını Türkiye’de ben yarattım. 5 kuruş kazanmadım, hep giyime yatırdımHaziran Gecesi dizisinde Özcan Denizin annesini oynadığı karakterin yaratım sürecinde, karakterin en doğru şekilde sunulması için son kuruşuma kadar kıyafet aldım. Yetmediği yerde arkadaşlarımdan ödünç aldım.

Beni yaşıma göre değerlendirin, 20li yaşlarında, hiç deforme olmamış bir kadın olarak bakmayın. Yıllara ve yer çekimine karşı koyamıyorum! sa

Yeşilçam dönemindeki şartları, günümüz şartlarıyla kıyaslayan stil ikonu, Sokaklarda, gazeteler üzerinde yemek yerdik diyor ve günümüz oyuncularının şimdiki standartlar için teşekkür etmesi gerektiğini söylüyor.

Hayatta her şeyin kendisine gümüş bir tepsiyle sunulduğunu söyleyen Nebahat Çehre, buna rağmen her şeyini kaybetse bile mutsuz olmayacağını En tepeden en dibe inebilirim sözleriyle anlatıyor.

Kendi ayaklarım üzerinde durmaya kendimi şartladım! Bunun nedeninin yetiştirilme tarzım. İki evliliğimde de bu böyle oldu. Ailemden hiç harçlık istemedim. Hayatımın kırılma noktası Yılmaz’la (Güney) yaptığım ilk evliliğimdi. O evlilikten sonra düştüğüm ekonomik sıkıntı beni çok güçlendirdi.