5053873217 [email protected]

İstanbul ulaşımında bel kemiği haline gelen metrobüs zaman zaman yoğunluk nedeniyle tahammül edilmez bir ulaşım aracı haline gelse de onu amacına uygun kullanmanız mümkün. Bunun için Radikal’den Burak Kuru’nun hazırladığı kılavuzu okumanız yeterli

KILAVUZ NOKTALARINIZ OLSUN
İlk duraktan binecekseniz eğer metrobüste ‘kapı’yı yakalamak ‘Gauss’u solda sıfır bırakacak hesaplamalar yapmayı gerektirir. Çünkü eğer gelen araçta kapı önünüzde açılmazsa yer bulma şansınız azalır. Bu yüzden kılavuz noktaları belirlemelisiniz. Tabela, ışık vesaire gibi. Kapının açıldığı noktayı ertesi gün unutmamak için yere sakız yapıştırarak işaret bırakmak da kullanılan bir yöntem. Ve başarılı da oluyor.

BEKLEME YAPMAYIN
Kapı açıldı ve ilk siz bindiniz. Sakın ‘Nereye oturayım’ diye düşünmeyin. O kadar vaktiniz olmayacak çünkü. Gördüğünüz ilk yere oturun yoksa ayakta kalırsınız. İsterseniz ‘düşünmeyi’ deneyin ama kesinlikle tavsiye etmem.

TEK BAŞINASINIZ, UNUTMAYIN
Metrobüste seyahat ‘ekip çalışması’ için uygun değildir. Bireysel hareket şart. Bu aracın en önemli özelliği de budur zaten. Hiç kimse ayrıcalıklı değildir, tamamen eşitlik vardır. Herkes kendinden sorumludur. Ama yine de arkadaşınızla beraberseniz binmeden hangi durakta ineceğinizi söyleyin, içeride bağınız kopabilir. Egoist olmayı unutmayın.

GEREKİRSE TERS YÖNDE GİDİN
Bazı duraklar iş çıkışında mahşer günü kalabalığı ihtiva eder. Haliyle o duraklarda (Edirnekapı, Mecidiyeköy, Zincirlikuyu gibi) araca binmek hayli zordur. Çözümlerden biri vakit kaybettirse de işe yarar. Gideceğiniz yönün tersine seyreden metrobüse biner ve kalabalığın az olduğu bir durakta inersiniz. Tekrar gideceğiniz yöne doğru hareket eden metrobüse binersiniz.

KENDİNİZİ ‘ROCKSTAR’ GİBİ HİSSEDİN
Kimi konserlerde solist sahneden seyircilerin üstüne atlar ve ‘eller’ üstünde belirli bir mesafe kat eder. Benzer durumu metrobüste yaşamak mümkün. Kalabalık saatlerde araca binmeye çalışırsanız, hareket etmeden sadece kalabalığın sizi itelemesiyle gideceğiniz yere varırsınız. Bir nevi “Su akar yolunu bulur” da denebilir.

‘SON METROBÜS’Ü YAKALAYIN!
İstanbul’da günün her saati herkesin acelesi vardır. Sürekli bir koşturma halinin içerisinde bulursunuz kendinizi. Uyarayım, kalabalığa “Sakin olun” diyerek itidal çağrısı yapmayın, geçmiş tecrübelerime dayanarak söylüyorum kimse dinlemeyecektir. Bu ruh hali yüzünden durağa gelen metrobüs, dünyadaki son metrobüs muamelesi görür. Yerkürede felaket yaşanacaktır ve siz o metrobüse binip duraktan uzaklaşmazsanız öleceksinizdir! O yüzden duraklarda eller cepte ‘Bir sonrakini beklerim’ havasında vakit geçirmenin âlemi yok. Hepsi aynı…

KAVGALARA ALDIRMAYIN
Herkesin acelesi var demiştik. Bu durum çoğu zaman gerginlik yaratıyor. Misal sabahın köründe bindiğiniz metrobüste ‘şiddetli’ bir kavgaya tanık olabilirsiniz. Başlarda kavgalara müdahil olup ‘ombudsman’lık deneyimi yaşayacaksınız ama daha sonra alışacaksınız. Zira kavgasız gün geçmez. Metrobüs müdavimleri bu kavgaları kanıksadıkları için olay ‘gerçek şiddet’e varmadan ‘sözde’ boyutunda kalırsa müdahale ihtiyacı hissetmez ve yaşananları ‘münferit’ olarak değerlendirir. Bu olayı da bütün metrobüs camiasına mal etmez! Siz de ortamda yeni olduğunuzu hissettirmemek için kavgaları olağan karşılayın. (Radikal)