5053873217 [email protected]

Otosansür konusuna değinen Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, RTÜK’ün uyarılarının  kanalları otosansüre yönlendirdiğini söyleyerek, bunu çarpıcı örneklerle gösterdi.

RTÜK öyle bir ortam yarattı, öyle tespitlerle öyle ağır cezalar verdi ki son bir-iki yılda, bugün artık bütün kanallar kendilerini RTÜK’ten daha ağır bir biçimde sansürlemeye başladı. Her kanal kendi içinde gayriresmi sansür kurulları oluşturuyor ve yayımlayacakları programlara baltalarla dalıyor. Aslında yeni de değil.

Birkaç yıl önce Digitürk’te Nuri Bilge Ceylan’ın “İklimler”inde filmin bütünlüğünde önemli bir yeri olan sevişme sahnesinin tamamen ortadan kaldırıldığını fark etmiş, şaşırmıştım. Ardından Patrick Suskind’in romanından uyarlanan “Koku” filminin sonunun ve en kilit sahnelerinden biri olan idam sehpası sahnesinin tamamen uçurulduğunu fark edince Digitürk’ü aramıştım. Hem para veriyor, özel bir yayın satın alıyor, hem de sinema kanalıyız iddiasındaki bir kanalda sansür yiyordum.
Özür dileyerek “RTÜK’ten korktuğumuz için biz kestik oraları” dediler. En azından dürüst davrandılar. Ben de Digitürk üyeliğimi bitirdim.
Bugün geldiğimiz nokta bir ileri boyut. Çıplaklıkla ilgili hassasiyet ise otosansürün boyutlarını göstermesi açısından önemli.

*Mehmet TEZKAN/MİLLİYET