5053873217 [email protected]
üstü kardan top, altı karton külah dondurma
Biz biz idik 32 kız idik, eğildik, büzüldük, bir sıraya dizildik diş
Ben giderim o gider yanımda tin tin eder baston
Bilmece Bildirmece El üstünde kaydırmaca sabun
Kuyruğu var canlı değil, konuşur ama insan değil, camı var ama pencere değil televizyon
karadır katran değil, sarıdır safran değ,il, kanatlıdır kuş değil, boynuzludur koç değil çekirge
dayım içerde kalpağı dışarda, kendisi içerde kafası dışarda, boyu uzun yüzü kara içi kara dışı ak baca
sara tavuk dalda yatar dal kırılır yerde yatar ayva
uzun uzun gider oğlu kızı düz gider kavak
yürür yürür iz etmez, hızlı yürür iz etmez gemi
yapan satar, alan kullanmaz, kullanan görmez mezar taşı
beyaz tarlada sşyah çekrdek kitap
kapıyı açar, kapamadan kaçar rüzgar
bir gelinim var gidenin gelnin elini öper kapı
sunam uyandı cama dayandı cam kırıldı kuru boyandı domates
iner reyhan gibi oturur sultan gibi düşer hasar gibi satılır esir gibi kar
başında sa yok, içinde tat yok kabak
özü tatlı sözü tatlı candan daha değerli anne
10 ay yatar 2 ay kalkar  feneri yakar etrafa bakar ateş böceği
yarım kaşık duvara yapışık kulak
ufacık mermer taşı içinde beyler aş pişirir pişirirsen aş olur pişirmezsen kuş olur yumurta
alçacık dalı, yemesi ballı çillek
geldi mi gelir gitti mi gelmez gençlik
tarlada biter makine diker, sabah akşam yüzümüzü öper havlu
kuyruğu kadar burnu var fil
sivri burunlu uzun kuyruklu şeytan suratlı tavuk hırsızı tilki
gökten ay ve yıldız koparıp üstünekoymuşlar bayrak
daldan dala atlarım kuyruğumu sallarım maymun
sıcağa koyma kurur suya koyma köpürür sabun
portakaldır büyüğüm çabucak tükenirim limon
dal üstünde al yanak inanmazsan ye de bak elma
bir aile 3 ay boyunca her gün yemişler bir gün kapı çalmış kim  gelmiş kına
üstü çimen biçilir, altı çınar içilir koyun
iki bacaklı keskin bıçaklı makas
mavi atlas üstünde altın tas güneş
zilim  var kapım yok telefon
ağzı yok konuşur mektup
dam ağzına sac koydum gelene gidene aç koydum oruç
köşesi dört beş değil kimse ondan hoş değil mezar
çarşıda olmaz yağlığa konulmaz tadına doyum olmaz uyku
çalı dibinde çır yanar çiğdem
ne canı var ne kanı beş tanedir parmağı eldiven
çalı dibinde bir yoğrum hamur tavşan
başına hotos takar saçını topuz yapar hem yeraltında yaşar hem yer yüzünde yaşar, ne satanı ağlatır ne de alanı ağlatır, soğan
topal hatun anası var, belik bülük babası var, canlı gider cansız kovalar at arabası
benim bir çarşafım var her dağı kaplar kar
su dolu bir hendekte her düşen boğuldu, kuyu
kırmızı cüppesi var, siyah takkesi var, pek uzun değil boyu, kalabalıktır soyu kibrit
gölleri, var kendi yok, denizi var suyu yok, ormanı var dalı yok, yolları var, izi yok harita
bir sobada sarı tabak ortası altın  barak ay çiçeği
kızgın bir gemim var durmadan gelir gider dalgaları dümdüz eder ütü
yer altında yağlı kemer yılan
yer altında sakalı dede pırasa
bin bir kız idik akşam dizildik sabah silindik yıldız
anası var kısa  babası var uzun oğlu var gurbette gezer soba
hep içine tep içine kulak
ağzı var dili yok canı var kanı yok balon
iklkbaharda ekilir sonbahar da biçilir ekin
ortada kuyu kuyu içinde yılan yılan altında mercan gaz lambası
kara koyun meler gelir dağı taşı deler gelir tren
paltosu yeşil elbisesi kırmızı karpuz
arabadan atladı pantolonu patladı karpuz
yol üstünde kilitli sandık mezar
yeşil koydu al çıktı kına
elde yapılır ette satılır küpe
dişi var ağzı yok tarak
karnından çıkar sırtından yenir rende
sıra sıra odalar birbirini kovalar tren
evde durmaz ağaçta durur kuş
altı tahta üstü tahta içinde garip hasta kaplumbağa
bir atladı ikiatladı üçüncüde patladı kabak
kapı arkasında kırmızı bohça domates
ufacık boylu kadife donlu patlıcan
yük görünce kaçar ot  görünce koşar eşek
nar tanesi nur tanesi canlarımızın bir tanesi kabe
ağzı var dili yok tekme açar suçu yok top
toprağın içinde kırmızı minare havuç
ayakları su içer üstünden gelen geçer köprü
çıt demeden çalıya düşer güneş
karnı ipek otu yemek koyun
her gün haber verir dünyaya sayfa sayfa çevrilir gazete
akrebi sokmaz saat
bir küçük kumbara ekip biçer tarlayı traktör
bakması güzel alması üzer gül
benim bir kızım var kat kat elbiseleri var lahana
yeşil koydum al açtım kına
canlı koşar cansız kovalar at arabası
yarın ektim bugün aldım patates
bir sihirli kutu dünyayı yuttu evlere girdi baş köşeye köşe tuttu televizyon
kırk kardeş el ele tutuşur zincir
kaleden düşer kırılmaz kağıt
atlayarak yürür patlayarak ölür pire
duruşu ömür gözleri kömür soğuk dondurur sıck öldürür kardan adam
dam başına darı saçtım sayamadan eve kaçtım yıldızlar
kara katır yan yatırır kalkar ısırır gene yatırır maşa
karşıdan baktım ev gibi yanına vardım dev gibi vapur
karşıdan baktım taş, yanına geldim dör ayak bir baş kaplumbağa
o odanın içinde oda odanın içinde ayna
tavan arasında tıkır tıkır zannedersin halı dokur fare
keser sapı germe yapı beş dudağı bir de sapı el
kırmızı duvar üstünde akkuşlar oturur dişler
dışı kazan karsı içi peynir mayası kestane
bal sandım parmak attım attım parmağımı arada bıraktım yapıştırıcı
sudan geçer ıslanmaz gölge
dal üstünde al yanaklı oğlan elma
sabah toplanır akşam yayılır yorgan
kışın soyunur yazın giyinir ağaç
benim bir demirim var leylek gibi ağzı var makas
elime alsam yürür bırakırsam durur kalem
bel üstünde kara yılan kemer
az yatır uz yatır çocukları düz yatır merdiven
bir ağacı oymuşlar içine ses koymuşlar yanlış yalan söylemiş kulağını burmuşlar saz
kara öküz gider gelmez sarı öküz yatar kalkmaz duman ateş
tarlası beyaz tohumu siyah elle dikilir dille biçilir kağıt yazı
katkattır katmer değil kırmızıdır biber değil kırmızı gül
ağzı yok burnu yok karnı tok yumurta
alçacık tepe sümbüllü küpe kızılcık